Bakara suresi By: hafiza aise Date: 29 Ocak 2011, 14:54:02
BAKARA SURESÝ (2)
Bismillahirrahmanirrahim [Rahman (ve) Rahim (olan) Allah'ýn Adýyla]
2/1. Elif, Lam, Mim.
2/2. Bu, doðruluðu þüphe götürmeyen ve Allah'a karþý gelmekten sakýnanlara yol gösteren Kitap'dýr.
2/3. Onlar, gaybe inanýrlar, namazý kýlarlar, kendilerine verdiðimiz rýzýktan yerli yerince sarfederler.
2/4. Onlar, sana indirilen Kitap'a da, senden önce indirilenlere de inanýrlar; ahirete de yalnýz onlar kesinlikle inanýrlar.
2/5. Ýþte Rab'lerinin yolunda olanlar ve saadete eriþenler bunlardýr.
2/6. Þüphe yok ki, inkar edenleri, baþlarýna gelecekle uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar.
2/7. Allah onlarýn kalblerini ve kulaklarýný mühürlemiþtir, gözlerinde de perde vardýr ve büyük azab onlar içindir.*
2/8. Ýnsanlardan, inanmadýklarý halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandýk" diyenler vardýr.
2/9. Bunlar Allah'ý ve inananlarý aldatmaya çalýþýrlar, oysa sadece kendilerini aldatýrlar da farkýnda deðildirler.
2/10. Kalblerinde hastalýk vardýr, Allah hastalýklarýný artýrmýþtýr. Yalan söyleye geldikleri için onlara elem verici azab vardýr.
2/11. Kendilerine: "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayýn" dendiði zaman, "Bizler sadece ýslah edicileriz" derler.
2/12. Ýyi bilin ki, asýl bozguncular kendileridir, lakin farkýnda deðillerdir.
2/13. Onlara "Müslümanlarýn inandýðý gibi siz de inanýn" denilince de, "Beyinsizlerin inandýðý gibi mi inanalým?" derler; iyi bilin ki asýl beyinsizler kendileridir, fakat bilmezler.
2/14. Ýnananlara rastladýklarý zaman, "Ýnandýk" derler, elebaþýlarýyla baþ baþa kaldýklarýnda, "Biz þüphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay etmekteyiz" derler.
2/15. Onlarla Allah alay eder ve taþkýnlýklarý içinde bocalar durumda býrakýr.
2/16. Onlar, doðruluk yerine sapýklýðý aldýlar da alýþveriþleri kar getirmedi; doðru yolu bulamamýþlardý.
2/17. Onlar, çevresini aydýnlatmak için ateþ yakan kimseye benzerler ki, Allah ýþýklarýný yok edince, onlarý karanlýklar içinde görmez bir halde býrakmýþtýr.
2/18. Saðýrdýrlar, dilsizdirler, kördürler, bu yüzden doðru yola dönmezler.
2/19. Bir kýsmý da, karanlýklarda, gök gürlemeleri ve þimþek arasýnda gökten boþanan saðanaða tutulup, yýldýrýmlardan ölmek korkusu ile parmaklarýný kulaklarýna týkayan kimseye benzer.
2/20. Þimþeðin çakmasý neredeyse gözlerini alýr; onlarý aydýnlattýkça ýþýðýnda yürürler ve üzerlerine karanlýk basýnca durakalýrlar. Allah dileseydi iþitme ve görmelerini giderirdi. Doðrusu Allah her þeye Kadir'dir.*
2/21. Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz ki, O'na karþý gelmekten korunmuþ olabilesiniz.
2/22. O, yeryüzünü size bir döþek ve göðü de bir bina kýldý. Gökten su indirip onunla size rýzýk olmak üzere ürünler meydana getirdi; artýk Allah'a, bile bile eþ koþmayýn.
2/23. Kulumuza indirdiðimiz Kuran'dan þüphe ediyorsanýz, siz de onun benzeri bir sure meydana getirin; eðer doðru sözlü iseniz, Allah'tan baþka, güvendiklerinizi de yardýma çaðýrýn.
2/24. Yapamazsanýz ki yapamayacaksýnýz o takdirde, inkar edenler için hazýrlanan ve yakýtý insanlarla taþ olan ateþten sakýnýn.
2/25.Ýnananlar ve yararlý iþler yapanlara, kendilerine altlarýndan ýrmaklar akan cennetler olduðunu müjdele. Onlara buranýn bir ürünü rýzýk olarak verildiðinde, "Bu daha önce de rýzýklandýðýmýzdýr" derler. Bunlar, söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuþtur. Onlara orada tertemiz eþler vardýr ve orada temelli kalýrlar.
2/26-27. Allah sivrisineði ve onun üstününü misal olarak vermekten çekinmez. Ýnananlar bunun Rablerinden bir gerçek olduðunu bilirler. Ýnkar edenler ise "Allah bu misalle neyi murad etti?" derler, O, bu misalle birçoðunu saptýrýr, birçoðunu da yola getirir. Onunla saptýrdýðý yalnýz fasýklardýr ki onlar Allah'la yapýlan sözleþmeyi kabulden sonra bozarlar. Allah'ýn birleþtirilmesini buyurduðu þeyi ayýrýrlar ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar; zarara uðrayanlar iþte onlardýr.
2/28. Ölü idiniz sizleri diriltti, sonra öldürecek sonra tekrar diriltecek ve sonunda O'na döneceksiniz; öyleyken Allah'ý nasýl inkar edersiniz?
2/29. Yerde olanlarýn hepsini; sizin için yaratan O'dur. Sonra, göðe doðru yönelerek yedi gök olarak onlarý düzenlemiþtir. O her þeyi bilir.*
2/30. Rabbin meleklere "Ben yeryüzünde bir halife var edeceðim" demiþti; melekler, "Orada bozgunculuk yapacak, kanlar akýtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek yüceltiyor ve Seni devamlý takdis ediyoruz" dediler; Allah "Ben þüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi.
2/31. Ve Adem'e bütün isimleri öðretti, sonra eþyayý meleklere gösterdi. "Eðer sözünüzde samimi iseniz bunlarýn isimlerini bana söyleyin" dedi.
2/32. Cevap verdiler: "Sen münezzehsin, öðrettiðinden baþka bizim bir bilgimiz yoktur. Þüphesiz Sen hem bilensin, hem Hakim'sin".
2/33. allah "Ey Adem onlara isimlerini söyle" dedi. Adem isimlerini söyleyince, Allah "Ben gökler ve yerde görünmeyeni biliyorum, sizin açýkladýðýnýzý ve gizlemekte olduðunuzu da bilirim, diye size söylememiþ miydim?" dedi.
2/34. Meleklere, "Adem'e secde edin" demiþtik, Ýblis müstesna hepsi secde ettiler, o ise kaçýndý, büyüklük tasladý ve inkar edenlerden oldu.
2/35. "Ey Adem! Eþin ve sen cennette kal, orada olandan istediðiniz yerde bol bol yiyin, yalnýz þu aðaca yaklaþmayýn; yoksa zalimlerden olursunuz" dedik.
2/36. Þeytan oradan ikisinin de ayaðýný kaydýrttý, onlarý bulunduklarý yerden çýkardý, onlara "Birbirinize düþman olarak inin, yeryüzünde bir müddet için yerleþip geçineceksiniz" dedik.
2/37. Adem, Rabbi'nden emirler aldý; onlarý yerine getirdi. Rabb'i de bunun üzerine tevbesini kabul etti. Þüphesiz o tevbeleri daima kabul edendir, merhametli olandýr.
2/38. "Ýnin oradan hepiniz, tarafýmdan size bir yol gösteren gelecektir; Benim yoluma uyanlar için artýk korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir" dedik.
2/39. Ýnkar eden kimseler ve ayetlerimizi yalan sayanlar cehennemlik olanlardýr, onlar orada temelli kalacaklardýr.*
2/40. Ey Ýsrailoðullarý! Size verdiðim nimeti hatýrlayýn ve ahdimi yerine getirin ki Ben de yerine getireyim; yoksa benden korkun.
2/41. Yanýnýzdaki Tevrat'ý tasdik ederek indirdiðim Kuran'a, inanýn; onu ilk inkar edenler siz olmayýn, ayetlerimi hiçbir deðere karþýlýk deðiþtirmeyin ve bile bile hakký gizlemeyin.
2/42. Hakký batýla karýþtýrmayýn ve bile bile hakký gizlemeyin.
2/43. Namazý kýlýn, zekatý verin, rüku edenlerle birlikte rüku edin.
2/44. Kitap'ý okuyup durduðunuz halde kendinizi unutur da baþkalarýna mý iyilikle emredersiniz? Düþünmez misiniz?
2/45-46. Sabýr ve namazla Allah'a sýðýnýp yardým isteyin; Rablerine kavuþacaklarýný ve Ona döneceklerini umanlar ve huþu duyanlardan baþkasýna namaz elbette aðýr gelir.
2/47. Ey Ýsrailoðullarý! Size verdiðim nimeti ve sizi bir zamanlar alemlere üstün kýldýðýmý hatýrlayýn.
2/48. Kimsenin kimseden faydalanamayacaðý, kimseden bir þefaat kabul edilmeyeceði, kimseden bir fidye alýnmayacaðý ve yardým görülmeyeceði günden korunun.
2/49. Size iþkence eden, kadýnlarýnýzý sað býrakýp oðullarýnýzý boðazlayan Firavun ailesinden sizi kurtarmýþtýk; bu Rabbinizin büyük bir imtihaný idi.*
2/50. Denizi yarýp sizi kurtarmýþ ve gözlerinizin önünde Firavun ailesini batýrmýþtýk.
2/51. Musa'ya kýrk gece vade vermiþtik. Sonra onun arkasýndan, kendinize yazýk ederek, buzaðýyý tanrý edinmiþtiniz.
2/52. Sonra bunun ardýndan, þükredersiniz diye, sizi baðýþlamýþtýk.
2/53. Doðru yola gidesiniz diye Musa'ya hakký batýldan ayýran Kitabý vermiþtik.
2/54. Musa milletine "Ey milletim! Buzaðýyý tanrý olarak benimsemekle kendinize yazýk ettiniz. Yaratanýnýza tevbe edin ve nefislerinizi öldürün, bu Yaratanýnýz katýnda sizin için hayýrlý olur; O daima tevbeleri kabul ve merhamet eden olduðu için tevbenizi kabul eder" demiþti.
2/55. "Ya Musa! Allah'ý apaçýk görmedikçe sana inanmayacaðýz" demiþtiniz de gözleriniz göre göre sizi yýldýrým çarpmýþtý.
2/56. Ölümünüzden sonra, þükredesiniz diye sizi tekrar diriltmiþtik.
2/57. Bulutla sizi gölgelendirdik, kudret helvasý ve býldýrcýn indirdik, "Verdiðimiz rýzýklarýn iyi ve güzel olanlarýndan yiyin" dedik. Onlar Bize deðil, fakat kendilerine yazýk ediyorlardý.
2/58. "Þu þehre girin, orada dilediðiniz gibi, bol bol yiyin, secde ederek kapýsýndan girin, "baðýþla!" deyin, Biz de yanýlmalarýnýzý baðýþlarýz, iyilere daha da artýrýrýz" demiþtik.
2/59. Ama zulmedenler, kendilerine söylenmiþ olan sözü baþka sözle deðiþtirdiler. Biz de, zalimlere, yoldan çýkmalarýndan dolayý gökten azab indirdik.*
2/60. Musa, milleti için su aramýþtý; "Asanla taþa vur" dedik; ondan on iki pýnar fýþkýrdý, herkes içeceði yeri bildi. Allah'ýn rýzkýndan yiyin, için, yalnýz yeryüzünde bozgunculuk yaparak karýþýklýk çýkarmayýn.
2/61. "Ey Musa! Bir çeþit yemeðe dayanamayacaðýz, bizim için Rabbine yalvar, bize, yerin bitirdiði sebze, hýyar, sarýmsak, mercimek ve soðan yetiþtirsin" demiþtiniz de, "Hayýrlý olaný daha düþük þeyle mi deðiþtirmek istiyorsunuz? Bir þehre inin, þüphesiz orada istediðiniz vardýr" demiþti. Onlara yoksulluk ve düþkünlük damgasý vuruldu, Allah'ýn gazabýna uðradýlar. Bu, Allah'ýn ayetlerini inkar etmeleri ve haksýz yere peygamberleri öldürmelerindendi; bu, karþý gelmeleri ve taþkýnlýk yapmalarýndandý.*
2/62. Þüphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, Hýristiyanlar ve Sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe inanýp yararlý iþ yapanlarýn ecirleri Rablerinin katýndadýr. Onlar için artýk korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir.
2/63. Sizden kesin söz almýþtýk. Tur daðýný yükselterek tepenize dikmiþtik. "Allah'a karþý gelmekten sakýnanlardan olabilmeniz için, size verdiðimiz Kitab'a kuvvetle sarýlýn, onda bulunanlarý hatýrda tutun" demiþtik.
2/64. Bundan sonra yine yüz çevirdiniz; eðer Allah'ýn size bol nimeti ve merhameti olmasaydý, muhakkak zarara uðrayanlardan olurdunuz.
2/65-66. Ýçinizden cumartesi günü azgýnlýk edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara "Aþaðýlýk birer maymun olunuz"
dedik; bunu, çaðdaþlarýna ve sonradan geleceklere bir ceza örneði ve Allah'a karþý gelmekten sakýnanlara öðüt olsun diye yaptýk.
2/67. Musa milletine: "Allah muhakkak bir sýðýr boðazlamanýzý buyuruyor" demiþti; "Bizi alaya mý alýyorsun?" dediklerinde de: "Cahillerden olmaktan Allah'a sýðýnýrým" dedi.
2/68. "Rabbine bizim adýmýza yalvar da onun mahiyetini bize bildirsin" dediler, "O, onun ne pek kart, ne pek körpe, ikisi ortasý bir sýðýr olduðunu söylüyor, size emrolunaný yapýn" dedi.
2/69. "Rabbine bizim adýmýza yalvar da ne renk olduðunu bize bildirsin" dediler. "O, onun, bakanlarýn içini açan parlak sarý renkli bir sýðýr olduðunu söylüyor" dedi.
2/70. "Rabbine bizim adýmýza yalvar da, mahiyetini bize bildirsin, çünkü sýðýrlar, bizce, birbirine benzemektedir. Allah dilerse biz þüphesiz doðruyu bulmuþ oluruz" dediler.
2/71. "Yeri sürüp, ekini sulayarak boyunduruk altýnda ezilmemiþ, kusursuz, alacasýz bir sýðýr olduðunu söylüyor" dedi. "Þimdi gerçeði bildirdin" deyip sýðýrý boðazladýlar; az kalsýn bunu yapmayacaklardý.*
2/72. Siz bir kimseyi öldürmüþ ve bunu birbirinize atmýþtýnýz; oysa Allah gizlemekte olduðunuzu ortaya çýkaracaktý.
2/73. "Sýðýrýn bir parçasýyla ona vurun" dedik. Ýþte böylece Allah ölüleri diriltir ve aklýnýzý kullanasýnýz diye size ayetlerini gösterir.
2/74. Sonra kalbleriniz yine katýlaþtý, taþ gibi, hatta daha da katý oldu. Nitekim taþlar arasýnda kendisinden ýrmaklar
fýþkýran vardýr; yarýlýp su çýkan vardýr; Allah korkusundan yuvarlananlar vardýr. Allah yaptýklarýnýzý bilmez deðildir.
2/75. Size inanacaklarýný umuyor musunuz? Oysa onlardan bir takýmý Allah'ýn sözünü iþitiyor, ona akýllarý yattýktan sonra, bile bile onu tahrif ediyorlardý.
2/76. Ýnananlarla karþýlaþtýklarý zaman, "Ýnandýk" derlerdi; birbirleriyle yalnýz kaldýklarýnda, "Rabbinizin katýnda size karþý hüccet göstersinler diye mi Allah'ýn size açýkladýðýný onlara anlatýyorsunuz? Bunu akletmiyor musunuz?" derlerdi.
2/77. Gizlediklerini de, açýkladýklarýný da Allah'ýn bildiðini bilmiyorlar mý?
2/78. Onlarýn bir kýsmýnýn okuyup yazmasý yoktu. Kitab'ý bilmezlerdi; bildikleri sadece bir takým yalan ve kuruntulardý. Onlar ancak vehim içindedirler.
2/79. Vay, Kitabý elleriyle yazýp, sonra da onu az bir deðere satmak için, "Bu Allah katýndandýr" diyenlere! Vay ellerinin yazdýklarýna! Vay kazandýklarýna!
2/80. "Ateþ bize sadece sayýlý birkaç gün deðecektir", derler; sor, "Allah katýndan siz söz mü aldýnýz?", eðer öyle ise Allah sözünden caymayacaktýr. "Yoksa Allah'a karþý bilmediðiniz bir þey mi söylüyorsunuz?"
2/81. Hayýr öyle deðil; kötülük iþleyip suçu kendisini kuþatmýþ olan kimseler; cehennemlikler iþte onlardýr. Onlar orada temellidirler.
2/82. Ýnanýp yararlý iþler yapan kimseler cennetlik olanlardýr, onlar da orada temellidirler.*
2/83. Ýsrailoðullarýndan, "Allah'tan baþkasýna kulluk etmeyin, anne babaya, yakýnlara, yetimlere, düþkünlere iyilik edin, insanlarla güzel güzel konuþun, namazý kýlýn, zekatý verin" diye söz almýþtýk. Sonra siz pek azýnýz müstesna, döndünüz; hala da yüz çevirip duruyorsunuz.
2/84. Kanýnýzý dökmeyin, birbirinizi yurdunuzdan sürmeyin diye sizden söz almýþtýk, sonra bunu böylece kabul etmiþtiniz, buna siz þahidsiniz.
2/85. Sonra siz, birbirinizi öldüren, aranýzdan bir takýmý memleketlerinden süren, onlara karþý günah ve düþmanlýkta birleþen, onlarý çýkarmak haramken size esir olarak geldiklerinde fidyelerini vermeye kalkan kimselersiniz. Kitabýn bir kýsmýna inanýp, bir kýsmýný inkar mý ediyorsunuz? Aranýzda böyle yapanýn cezasý ancak dünya hayatýnda rezil olmaktýr. Ahiret gününde de azabýn en þiddetlisine onlar uðratýlýrlar. Allah yaptýklarýnýzdan gafil deðildir.
2/86. Onlar ahiret karþýlýðýnda dünya hayatýný satýn alan kimselerdir, bu yüzden azablarý hafifletilmez, onlar yardým da görmezler.*
2/87. And olsun ki, Musa'ya kitap verdik, ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oðlu Ýsa'ya belgeler verdik, onu Ruhul Kudüs ile destekledik. Size bir peygamber nefsinizin hoþlanmadýðý bir þey getirdikçe, büyüklük taslayarak, bir kýsmýný yalancý sayýp, bir kýsmýný öldürür müsünüz?
2/88. "Kalplerimiz perdelidir" dediler, hayýr, Allah inkarlarýndan dolayý onlarý lanetlemiþtir. Onlarýn pek azý inanýrlar.
2/89. Vaktaki Allah katýndan onlara, kendilerinde olaný tasdik eden Kitap geldi ki onlar bundan önceleri, inkar edenlere karþý kendilerine yardým gelmesini beklerlerdi, bildikleri gelince onu inkar ettiler. Allah'ýn laneti, inkar edenlerin üzerine olsun.
2/90. Allah'ýn kullarýndan dilediðine, bol ihsanýndan indirmesini çekemeyerek, Allah'ýn indirdiðini inkar etmekle, kendilerini ne kötü bir þey karþýlýðýnda sattýlar. Bu yüzden gazab üstüne gazaba uðradýlar. Kafirlere alçaltýcý bir azab vardýr.
2/91. onlara, "Allah'ýn indirdiðine inanýn" denildiðinde "Bize indirilene inanýrýz" deyip ondan sonra gelen Kuran'ý inkar ederler; halbuki o, ellerinde bulunan Tevrat'ý tasdik eden hak bir Kitap'dýr. Onlara "Eðer inanýyor idiyseniz niçin daha önce Allah'ýn peygamberlerini öldürüyordunuz?" diye sor.
2/92. And olsun ki, Musa size mucizeler getirdi, sonra ardýndan kendinize yazýk ederek buzaðýyý tanrý olarak benimsediniz.
2/93. Sizden kesin söz almýþ ve Tur'u tepenize dikmiþtik, "Size verdiðimize kuvvetle sarýlýn ve dinleyin" demiþtik "Ýþittik ve karþý geldik" dediler de inkarlarý yüzünden buzaðý sevgisi kalblerine sindirildi. De ki, "Eðer inanmýþsanýz, imanýnýz size ne kötü þey emrediyor?"
2/94. De ki, "Eðer ahiret yurdu Allah katýnda baþkalarýna deðil de yalnýz size mahsus ise ve eðer doðru sözlü iseniz, ölümü dilesenize!"
2/95. Bunu, önceden iþlediklerinden ötürü, asla dilemeyeceklerdir. Allah zalimleri bilir.
2/96. And olsun ki, onlarýn hayata diðer insanlardan ve hatta Allah'a eþ koþanlardan da daha düþkün olduklarýný görürsün. Her biri ömrünün bin yýl olmasýný ister. Oysa uzun ömürlü olmasý onu azabdan uzaklaþtýrmaz. Allah onlarýn yaptýklarýný görür.*
2/97. De ki, "Cebrail'e düþman olan kimse Allah'a düþmandýr", çünkü O, Kuran'ý Allah'ýn izniyle kendinden öncekini tasdik ederek, yol gösterici ve inananlara müjdeci olarak senin kalbine indirmiþtir.
2/98. Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikail'e düþman olan kimse inkar etmiþ olur. Allah þüphesiz, inkar edenlerin düþmanýdýr.
2/99. And olsun ki, sana apaçýk ayetler indirdik. Onlarý sadece yoldan çýkmýþlar inkar eder.
2/100. Onlar, her ne zaman bir ahidde bulunmuþlarsa içlerinden bir takýmý onu bozmamýþ mýdýr? Zaten onlarýn çoðu inanmazlar.
2/101. Yanlarýndakini doðrulayan bir Peygamber, Allah katýndan onlara gelince Kitap verilenlerden bir takýmý, bilmiyorlarmýþ gibi, Allah'ýn Kitabý'ný arkalarýna attýlar.
2/102. Þeytanlarýn Süleyman'ýn hükümdarlýðý hakkýnda söylediklerine uydular. Oysa Süleyman kafir deðildi, ama insanlara sihri öðreten þeytanlar kafir olmuþlardý. Babil'de, melek denilen Harut ve Marut'a bir þey indirilmemiþti. Bu ikisi "Biz sadece imtihan ediyoruz, sakýn inkar etme" demedikçe kimseye bir þey öðretmezlerdi. Halbuki bu
ikisinden, koca ile karýsýnýn arasýný ayýracak þeyler öðreniyorlardý. Oysa Allah'ýn izni olmadýkça onlar kimseye zarar veremezlerdi. Kendilerine zarar verecek, faydalý olmayacak þeyler öðreniyorlardý. And olsun ki, onu satýn alanýn ahiretten bir nasibi olmadýðýný biliyorlardý. Kendilerini karþýlýðýnda sattýklarý þeyin ne kötü olduðunu keþke bilselerdi!
2/103. Onlar inanýp, Allah'a karþý gelmekten sakýnsalardý, Allah katýndan olan sevab daha hayýrlý olurdu. Keþke bilselerdi!*
2/104. Ey inananlar! Peygamber'e, "Bizi de dinle" (raina; kötü anlama gelebilecek söz) demeyin, "Bizi gözet" (unzurna) deyin ve dinleyin, inkar edenlere elem verici azab vardýr.
2/105. Kitap ehlinden ve Allah'a eþ koþanlardan inkar edenler, Rabbinizden size bir iyilik gelmesini istemezler. Allah, rahmetini dilediðine tahsis eder. Allah büyük nimet sahibidir.
2/106. Herhangi bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldýrýr veya unutturursak, onun yerine daha hayýrlýsýný veya onun benzerini getiririz. Allah'ýn her þeye kadir olduðunu bilmez misin?
2/107. Göklerin ve yerin Hükümdarlýðýnýn Allah'a aid olduðunu bilmez misin? Allah'tan baþka dost ve yardýmcýnýz yoktur.
2/108. Yoksa, daha önce Musa'nýn sorguya çekildiði gibi, siz de peygamberinizi sorguya mý çekmek istiyorsunuz? Ýmaný inkarla deðiþtiren, þüphesiz doðru yoldan sapmýþ olur.
2/109. Kitap ehlinin çoðu, hak kendilerine apaçýk belli olduktan sonra, içlerindeki çekememezlikten ötürü, sizi, inandýktan sonra küfre döndürmeyi isterler. Allah'ýn emri gelene kadar onlarý affedin, geçin. Allah muhakkak her þeye Kadir'dir.
2/110. Namazý kýlýn, zekatý verin, kendiniz için önden gönderdiðiniz her hayrý Allah katýnda bulacaksýnýz. Allah yaptýklarýnýzý þüphesiz görür.
2/111. "Yahudi veya Hýristiyan olmayan kimse elbette cennete girmeyecek" dediler; bu onlarýn kuruntularýdýr. De ki: "Sözünüz doðru ise delillerinizi getirin".
2/112. Hayýr, öyle deðil; iyilik yaparak kendini Allah'a veren kimsenin ecri Rabbi'nin katýndadýr. Onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.*
2/113. Yahudiler "Hýristiyanlar bir temel üzerinde deðil" dediler, Hýristiyanlar da "Yahudiler bir temel üzerinde deðil"
dediler; oysa onlar Kitaplarýný da okuyorlar. Bilgisizler de týpký onlarýn söylediklerini söylemiþtir. Allah, kýyamet günü, anlaþmazlýða düþtükleri þeylerde onlarýn arasýnda hüküm verecektir.
2/114. Allah'ýn mescidlerinde O'nun isminin anýlmasýný yasak eden ve oralarýn yýkýlmasýna çalýþan kimseden daha zalim kim vardýr? Onlarýn oralara korkmadan girememeleri gerekir. Dünyada rezillik onlaradýr, ahirette büyük azab da onlaradýr.
2/115. doðu da batý da Allah'ýndýr, nereye dönerseniz Allah'ýn yönü orasýdýr. Doðrusu Allah her yeri kaplar ve her þeyi bilir.
2/116. "Allah oðul edindi" dediler; haþa, oysa, göklerde ve yerde olanlar O'nundur. Hepsi O'na boyun eðmiþlerdir.
2/117. Gökleri ve yeri yoktan var eden Allah'týr. O, bir iþin olmasýný dilerse, ona ancak "ol" der ve olur.
2/118. Bilmeyenler: "Allah bizimle konuþmalý veya bize bir ayet gelmeli deðil miydi?" dediler. Onlardan öncekiler de onlarýn söylediklerinin týpkýsýný söylemiþlerdi. Kalbleri birbirine benzedi. Kesinlikle inanan kimseler için ayetleri açýklamýþýzdýr.
2/119. Doðrusu Biz, seni hak ile, müjdeci ve uyarýcý olarak göndermiþizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksýn.
2/120. Kendi dinlerine uymadýkça, Yahudi ve Hýristiyanlar senden asla hoþnud olmayacaklardýr. De ki: "Doðru yol, ancak Allah'ýn yoludur". Sana gelen ilimden sonra onlarýn heveslerine uyarsan, and olsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ve ne de bir yardýmcý olur.
2/121. Kendilerine verdiðimiz Kitabý gereðince okuyanlar var ya, iþte ona ancak onlar inanýrlar. Onu inkar edenler ise kaybedenlerdir.*
2/122. Ey Ýsrailoðullarý! Size verdiðim nimeti ve sizi bir zamanlar alemlere üstün tuttuðumu hatýrlayýn.
2/123. Kimsenin kimse namýna bir þey ödemeyeceði, hiç kimseden fidye alýnmayacaðý, kimseye þefaatin yarar saðlamayacaðý ve onlarýn yardým görmeyeceði günden korunun.
2/124. Rabbi Ýbrahim'i bir takým emirlerle denemiþ, o da onlarý yerine getirmiþti. Allah, "seni insanlara önder kýlacaðým" demiþti. O "soyumdan da" deyince, "zalimler benim ahdime eriþemez" buyurmuþtu.
2/125. Kabeyi, insanlar için toplanma ve güven yeri kýlmýþtýk. Ýbrahim'in makamýný namaz yeri edinin, dedik. Evimi ziyaret edenler, kendini ibadete verenler, rüku ve secde edenler için temiz tutun diye Ýbrahim ve Ýsmail'e ahd verdik.
2/126. Ýbrahim: "Rabbim! Burasýný emin bir þehir kýl, halkýndan, Allah'a ve ahiret gününe inananlarý ürünlerle rýzýklandýr" demiþti. Allah da: "Ýnkar edeni de az bir müddet geçindirir, sonra da onu ateþin azabýna uðramak zorunda býrakýrým, ne kötü sonuç" buyurmuþtu.
2/127. Ýbrahim ve Ýsmail, Kabenin temellerini yükseltiyordu: "Rabbimiz! Yaptýðýmýzý kabul buyur. Þüphesiz ki, Sen hem iþitir hem bilirsin"
2/128. "Rabbimiz! Ýkimizi Sana teslim olanlardan kýl, soyumuzdan da Sana teslim olanlardan bir ümmet yetiþtir. Bize ibadet yollarýmýzý göster, tevbemizi kabul buyur, çünkü tevbeleri daima kabul eden, merhametli olan ancak Sensin".
2/129. "Rabbimiz! Ýçlerinden onlara Senin ayetlerini okuyan, Kitabý ve hikmeti öðreten, onlarý her kötülükten arýtan bir peygamber gönder. Doðrusu güçlü ve Hakim olan ancak Sensin".*
2/130. Kendini bilmezden baþkasý Ýbrahim'in dininden yüz çevirmez. And olsun ki, dünyada onu seçtik, þüphesiz o, ahirette de iyilerdendir.
2/131. Rabbi ona: "Teslim ol" buyurduðunda, "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demiþti.
2/132. Ýbrahim bunu oðullarýna vasiyet etti. Yakub da: "Oðullarým! Allah dini size seçti, siz de ancak O'na teslim olmuþ olarak can verin" dedi.
2/133. Yoksa Yakub can verirken sizler yanýnda mý idiniz? O, oðullarýna: "Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?" diye sormuþtu; Onlar da: "Senin Tanrýna ve atalarýn Ýbrahim, Ýsmail, Ýshak'ýn Tanrýsý olan tek Tanrýya kulluk edeceðiz, bizler O'na teslim olmuþuzdur" demiþlerdi.
2/134. Onlar geçmiþ birer ümmettir. Kazandýklarý kendilerine, sizin kazandýklarýnýz da sizedir. Onlarýn yapmýþ olduklarýndan sorumlu deðilsiniz.
2/135. "Yahudi veya Hýristiyan olun ki doðru yolu bulasýnýz" dediler. "Doðruya yönelmiþ olan ve Allah'a eþ koþanlardan olmayan Ýbrahim'in dinine uyarýz" de.
2/136. "Allah'a, bize gönderilene, Ýbrahim'e, Ýsmail'e, Ýshak'a, Yakub'a ve torunlarýna gönderilene, Musa ve Ýsa'ya verilene, Rableri tarafýndan peygamberlere verilene, onlarý birbirinden ayýrt etmeyerek inandýk, biz O'na teslim olanlarýz" deyin.
2/137. Sizin inandýðýnýz gibi inanmýþ olsalar, doðru yolu bulmuþ olurlar. Yüz çevirirlerse, þüphesiz onlar çýkmazdadýrlar. Onlara karþý sana Allah yetecektir. O, iþitir ve bilir.
2/138. Allah'ýn verdiði renge uyun; rengi Allah'ýnkinden daha güzel olan kim vardýr? "Biz O'na kulluk edenleriz" deyin.
2/139. De ki: "Bizim ve sizin Rabbiniz olan Allah hakkýnda bize karþý hüccet mi gösteriyorsunuz? Bizim yaptýklarýmýz kendimize, sizin yaptýklarýnýz de kendinize aittir. Biz O'na karþý samimiyiz".
2/140. Yoksa Ýbrahim, Ýsmail, Ýshak, Yakub ve torunlarýnýn Yahudi veya Hýristiyan olduklarýný mý söylüyorsunuz? Peki, siz mi yoksa Allah mý daha iyi bilir? de. Allah tarafýndan kendisine bildirilen bir gerçeði gizleyenden daha zalim kim vardýr? Allah yaptýklarýnýzdan gafil deðildir.
2/141. Onlar geçmiþ birer ümmettir. Kazandýklarý kendilerine, sizin kazandýklarýnýz da sizedir. Onlarýn yapmýþ olduklarýndan sorumlu deðilsiniz.*
2/142. Ýnsanlarýn beyinsizleri, "Yöneldikleri kýbleden onlarý çeviren nedir?" diyecekler; de ki: "Doðu ve batý Allah'ýndýr. O, dilediðini doðru yola eriþtirir".
2/143. Böylece sizi insanlara þahid ve örnek olmanýz için tam ortada bulunan bir ümmet kýldýk. Peygamber de size þahid ve örnektir. Senin yöneldiðin yönü, Peygambere uyanlarý, cayacaklardan ayýrdetmek için kýble yaptýk. Doðrusu Allah'ýn yola koyduðu kimselerden baþkasýna bu aðýr bir þeydir. Allah ibadetlerinizi boþa çýkaracak deðildir. Doðrusu Allah insanlara þefkat gösterir, merhamet eder.
2/144. Yüzünü göðe çevirip durduðunu görüyoruz. Hoþnud olacaðýn kýbleye seni elbette çevireceðiz. Artýk yüzünü Mescid-i Haram semtine çevir; bulunduðunuz yerde yüzlerinizi o yöne çevirin. Doðrusu Kitap verilenler, bunun Rab'lerinden bir gerçek olduðunu bilirler. Allah onlarýn yaptýklarýndan gafil deðildir.
2/145. Sen, Kitap verilenlere her türlü delili getirsen, yine de kýblene uymazlar; sen de onlarýn kýblesine uyacak deðilsin. Onlar birbirlerinin kýblesine de uymazlar. And olsun ki, eðer sana gelen ilimden sonra onlarýn heveslerine uyarsan, þüphesiz o zaman zulmedenlerden olursun.
2/146. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi) oðullarýný tanýdýklarý gibi tanýrlar. Onlardan bir takýmý, doðrusu bile bile hakký gizlerler.
2/147. Gerçek Rabb'indendir, sakýn þüphelenenlerden olma.*
2/148. Herkesin yöneldiði bir yön vardýr. Hayýrlý iþlerde birbirinizle yarýþýn. Nerede olursanýz olun Allah sizi bir araya toplar, Allah þüphesiz her þeye Kadir'dir.
2/149. Her nereden yola çýkarsan, yüzünü Mescid-i Haram semtine çevir, þüphesiz bu Rabbinden bir haktýr. Allah, yaptýklarýnýzdan gafil deðildir.
2/150. Her nereden çýkarsan, yüzünü Mescid-i Haram semtine çevir. Ýnsanlarýn zulmedenlerinden baþkalarýnýn size karþý gösterecekleri bir hüccet olmamasý için, her nerede olursanýz, yüzlerinizi oranýn semtine çevirin, bu hususta onlardan korkmayýn. Benden korkun da size olan nimetimi tamamlayayým. Böylece doðru yolu bulursunuz.
2/151. Nitekim Biz size, ayetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arýtacak, size kitabý ve hikmeti öðretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranýzdan, bir Peygamber gönderdik.
2/152. Artýk Beni anýn, Ben de sizi anayým; Bana þükredin, nankörlük etmeyin.*
2/153. Ey Ýnananlar! Sabýr ve namazla yardým dileyin. Allah, muhakkak ki sabredenlerle beraberdir.
2/154. Allah yolunda öldürülenlere "Ölüler" demeyin, zira onlar diridirler, fakat siz farkýnda deðilsiniz.
2/155. Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlýk ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenleri müjdele.
2/156. Onlara bir musibet geldiðinde: "Biz Allah'ýnýz ve elbette O'na döneceðiz" derler.
2/157. Rablerinin maðfiret ve rahmeti onlaradýr. O'nun yolunda olanlar da onlardýr.
2/158. Þüphesiz Safa ile Merve Allah'ýn niþanelerindendir. Kim Kabe'yi hacceder veya umre yaparsa, bu ikisini de tavaf etmesinde bir beis yoktur. Kim gönülden iyilik yaparsa, karþýlýðýný görür. Doðrusu Allah þükrün karþýlýðýný verendir ve bilendir.
2/159-160. Ýndirdiðimiz belgeleri ve doðru yolu Kitab'da insanlara açýkladýktan sonra, gizleyen kimseler var ya, onlara hem Allah lanet eder, hem lanetçiler lanet eder, ancak tevbe edenler, ýslah olanlar ve gerçeði ortaya koyanlar müstesna; iþte onlarýn tevbesini kabul ederim. Ben, tevbeleri daima kabul ve merhamet edenim.
2/161. Ýnkar edip de o halde ölenler var ya, iþte, Allah'ýn, meleklerin, insanlarýn hepsinin laneti onlaradýr.
2/162. Lanette temellidirler, onlardan azab hafifletilmez ve onlarýn azabý geciktirilmez.
2/163. Tanrýnýz bir tek Tanrýdýr. O, merhamet eden, merhametli olandan baþka Tanrý yoktur.*
2/164. Göklerin ve yerin yaratýlmasýnda, gece ile gündüzün birbiri ardýnca gelmesinde, insanlara yararlý þeylerle denizde süzülen gemilerde, Allah'ýn gökten indirip yeri ölümünden sonra dirilttiði suda, her türlü canlýyý orada yaymasýnda, rüzgarlarý ve yerle gök arasýnda emre amade duran bulutlarý döndürmesinde, düþünen kimseler için deliller vardýr.
2/165. Ýnsanlar arasýnda, Allah'ý býrakýp, O'na koþtuklarý eþleri tanrý olarak benimseyenler ve onlarý, Allah'ý severcesine sevenler vardýr. Müminlerin Allah'ý sevmesi ise hepsinden kuvvetlidir. Zalimler azabý gördükleri zaman, bütün kuvvetin Allah'a aid bulunacaðýný ve Allah'ýn azabýnýn þiddetli olduðunu keþke bilselerdi!
2/166. Nitekim, kendilerine uyulanlar, azabý görünce uyanlardan uzaklaþacaklar ve aralarýndaki baðlar kopacaktýr.
2/167. Uyanlar: "Keþke bizim için dünyaya bir dönüþ olsa da, bizden uzaklaþtýklarý gibi biz de onlardan uzaklaþsak" derler. Böylece Allah onlara, hasretini çekecekleri iþlerini gösterir. Onlar cehennemden çýkmayacaklardýr.*
2/168. Ey Ýnsanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal þeylerden yiyin, þeytana ayak uydurmayýn, zira o sizin için apaçýk bir düþmandýr.
2/169. Muhakkak size, kötülüðü, hayasýzlýðý, Allah'a karþý da bilmediðiniz þeyi söylemenizi emreder.
2/170. Onlara: "Allah'ýn indirdiðine uyun" denilince, "Hayýr, atalarýmýzý yapar bulduðumuz þeye uyarýz" derler; ya atalarý bir þey akledemeyen ve doðru olmayan kimseler idiyseler?
2/171. Ýnkar edenlerin durumu, çaðýrma ve baðýrmadan baþkasýný duymayarak haykýran gibidir. Saðýrdýrlar, dilsizdirler, kördürler, bu yüzden akledemezler.
2/172. Ey Ýnananlar! Sizi rýzýklandýrdýðýmýzýn temizlerinden yiyin; yalnýz Allah'a kulluk ediyorsanýz, O'na þükredin.
2/173. Þüphesiz size ölü hayvan etini, kaný, domuz etini, Allah'tan baþkasý için kesilen hayvaný haram kýlmýþtýr; fakat, darda kalana, baþkasýnýn payýna el uzatmamak ve zaruret miktarýný aþmamak üzere günah sayýlmaz. Çünkü Allah baðýþlayandýr, merhamet edendir.
2/174. Gerçekten, Allah'ýn indirdiði Kitap'tan bir þeyi gizlemede bulunup onu az bir deðere deðiþenler var ya, onlarýn karýnlarýna týkýndýklarý ancak ateþtir. Allah kýyamet günü onlarla konuþmaz ve onlarý günahlardan arýtmaz. Onlara elem verici azab vardýr.
2/175. Onlar doðruluk yerine sapýklýðý, maðfiret yerine azabý alanlardýr.
2/176. Bu da, Allah'ýn Kitab'ý doðru olarak indirmesinden ileri geliyor. Kitap hakkýnda ayrýlýða düþenler doðrusu derin bir çýkmazdadýrlar.*
2/177. Yüzlerinizi doðudan yana ve batýdan yana çevirmeniz iyi olmak demek deðildir; Lakin iyi olan, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitap'a, peygamberlere inanan, O'nun sevgisiyle, yakýnlarýna, yetimlere, düþkünlere, yolculara, yoksullara ve köleler uðrunda mal veren, namaz kýlan, zekat veren ve ahidleþtiklerinde ahidlerine vefa gösterenler, zorda, darda ve savaþ alanýnda sabredenlerdir. Ýþte onlar doðru olanlardýr ve sakýnanlar ancak onlardýr.
2/178. Ey Ýnananlar! Öldürülenler hakkýnda size kýsas farz kýlýndý: Hür ile hür insan, köle ile köle ve kadýn ile kadýn. Öldüren, ölenin kardeþi tarafýndan baðýþlanmýþsa, kendisine örfe uymak ve baðýþlayana güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbiniz'den bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem verici azab vardýr.
2/179. Ey akýl sahibleri! Kýsasta sizin için hayat vardýr. Artýk, Allah'a karþý gelmekten sakýnýrsýnýz.
2/180. Birinize ölüm geldiði zaman, eðer mal býrakýyorsa, ana babaya, yakýnlara, uygun bir tarzda vasiyet etmesi Allah'a karþý gelmekten sakýnanlara bir borç olarak size farz kýlýndý.
2/181. Vasiyeti iþittikten sonra deðiþtiren olursa, bunun günahý deðiþtirenin üzerinedir. Allah þüphesiz iþitir ve bilir.
2/182. Vasiyet edenin yanýlacaðýndan veya günaha gireceðinden endiþe duyan kimse, ilgililerin arasýný düzeltirse ona günah yoktur. Allah þüphesiz baðýþlar ve merhamet eder.*
2/183-184. Ey Ýnananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kýlýndýðý gibi, Allah'a karþý gelmekten sakýnasýnýz diye, size sayýlý günlerde farz kýlýndý. Ýçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadýðý günlerin sayýsýnca diðer günlerde tutar. Oruca dayanamýyanlar, bir düþkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa o iyilik kendisinedir. Oruç tutmanýz eðer bilirseniz sizin için hayýrlýdýr.
2/185. Ramazan ayý, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doðruyu yanlýþtan ayýrýcý belgeler olarak indirildi. Sizden bu ayý idrak eden, onda oruç tutsun; hasta veya yolculukta olan, tutamadýðý günlerin sayýsýnca diðer günlerde tutsun. Allah size kolaylýk ister, zorluk istemez. Bu kolaylýklarý, sayýyý tamamlamanýz ve size yol gösterdiðine karþýlýk O'nu ululamanýz için meþru kýlmýþtýr; ola ki þükredersiniz.
2/186. Kullarým sana Beni sorarlarsa, bilsinler ki Ben, þüphesiz onlara yakýným. Benden isteyenin, dua ettiðinde duasýný kabul ederim. Artýk onlar da davetimi kabul edip Bana inansýnlar ki doðru yolda yürüyenlerden olsunlar.
2/187. Oruç tuttuðunuz günlerin gecesi kadýnlarýnýza yaklaþmanýz size helal kýlýndý, onlar sizin örtünüz, siz de onlarýn örtülerisiniz. Allah, nefsinize güvenemiyeceðinizi biliyordu, bu sebeple tevbenizi kabul edip sizi affetti; artýk onlara yaklaþabilirsiniz. Allah'ýn sizin için takdir ettiðini dileyin. Tan yerinde, beyaz iplik siyah iplikten sizce ayýrdedilinceye kadar, yiyin için, sonra orucu geceye kadar tamamlayýn. Mescidlerde itikafa çekildiðinizde kadýnlarýnýza yaklaþmayýn. Allah insanlara yasaklardan sakýnsýnlar diye ayetlerini böylece apaçýk bildirir.
2/188. Aranýzda mallarýnýzý haksýzlýkla yemeyin; bildiðiniz halde günaha girerek insanlarýn mallarýndan bir kýsmýný yemek için onu hakimlere aktarmayýn.*
2/189. Sana hilal halindeki aylarý sorarlar. De ki: "Onlar, insanlarýn ve hac vakitlerinin ölçüsüdür". Evlere arkalarýndan girmeniz iyilik deðildir; iyi kimse kötülükten sakýnan kimsedir. Evlere kapýlarýndan girin; Allah'tan sakýnýn ki muradýnýza erersiniz.
2/190. Sizinle savaþanlarla Allah yolunda savaþýn, aþýrý gitmeyin; doðrusu Allah aþýrý gidenleri sevmez.
2/191. Onlarý bulduðunuz yerde öldürün. Sizi çýkardýklarý yerden siz de onlarý çýkarýn. Fitne çýkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescidi Haram'ýn yanýnda, onlar savaþmadýkça siz de onlarla savaþmayýn. Sizinle savaþýrlarsa onlarý öldürün. Ýnkar edenlerin cezasý böyledir.
2/192. Vazgeçerlerse onlarý baðýþlayýn; þüphesiz Allah baðýþlar ve merhamet eder.
2/193. Fitne kalmayýp, yalnýz Allah'ýn dini ortada kalana kadar onlarla savaþýn. Eðer vazgeçerlerse sataþmayýn. Zulmedenlerden baþkasýna düþmanlýk yoktur.
2/194. Hürmetli ay, hürmetli aya mukabildir, hürmetler karþýlýklýdýr; o halde, size tecavüz edene (saldýrana), size saldýrdýklarý gibi saldýrýn. Allah'tan sakýnýn ve Allah'ýn sakýnanlarla beraber olduðunu bilin.
2/195. Allah yolunda sarf edin, kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayýn, iþlerinizi iyi yapýn. Þüphesiz Allah iyi iþ yapanlarý sever.
2/196. Baþladýðýnýz hac ve umreyi Allah için tamamlayýn. Alýkonursanýz, kolayýnýza gelen bir kurban gönderin. Kurban, yerine ulaþýncaya kadar, baþlarýnýzý týraþ etmeyin. Ýçinizde hasta olan veya baþýndan rahatsýz bulunan varsa fidye olarak ya oruç tutmasý, ya sadaka vermesi ya da kurban kesmesi gerekir. Güven içinde olursanýz, hacca kadar umreden faydalanabilen kimseye kolayýna gelen bir kurban kesmek, bulamayana, hac esnasýnda üç gün ve döndüðünüzde yedi gün, ki o tam on gündür oruç tutmak gerekir. Bu, ailesi Mescidi Haram'da oturmayan kimseler içindir. Allah'tan sakýnýn ve Allah'ýn cezasýnýn þiddetli olacaðýný bilin.*
2/197. Hac bilinen aylardadýr. O aylarda hacca giriþen kimse bilmelidir ki, hacda kadýna yaklaþmak, sövüþmek, dövüþmek yoktur. Ne iyilik yaparsanýz Allah onu bilir. Kendinize azýk edinin, þüphe yok ki azýðýn en iyisi Allah korkusudur. Ey akýl sahibleri! Benden korkun.
2/198. Rabbiniz'den refah istemenizde bir engel yoktur. Arafat'tan indiðinizde, Allah'ý Meþari Haram'da anýn; O'nu, size gösterdiði þekilde zikredin. Nitekim siz önceleri hiç þüphesiz sapýklardandýnýz.
2/199. Sonra, insanlarýn toplu olarak akýn ettiði yerden, siz de akýn edin. Allah'tan maðfiret dileyin. Allah baðýþlar ve merhamet eder.
2/200. Hac ibadetinizi bitirdiðinizde, babalarýnýzý andýðýnýz gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir anýþla Allah'ý anýn. "Rabbimiz! Bize sadece dünyada ver" diyen insanlar vardýr, öylesine, ahirette bir pay yoktur.
2/201. "Rabbimiz! Bize dünyada iyiyi, ahirette de iyiyi ver, bizi ateþin azabýndan koru" diyenler vardýr.
2/202. Ýþte onlara, kazançlarýndan ötürü karþýlýk vardýr. Allah hesabý çabuk görür.
2/203. Allah'ý sayýlý günlerde anýn. Günahtan sakýnan kimseye, acele edip, Mina'daki ibadeti iki günde bitirirse günah yoktur, geri kalsa da günah yoktur. Allah'tan sakýnýn. O'nun katýnda toplanacaðýnýzý bilin.
2/204-205. Dünya hayatýna dair konuþmasý senin hoþuna giden, pek azýlý düþman iken, kalbinde olana Allah'ý þahid tutan, iþbaþýna geçince, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli yok etmeðe çabalayan insanlar vardýr. Allah bozgunculuðu sevmez.
2/206. Ona: "Allah'tan sakýn" denince, gururu kendisine günah iþletir, artýk ona cehennem yetiþir, ne kötü yataktýr!..
2/207. Ýnsanlar arasýnda, Allah'ýn rýzasýný kazanmak için canýný verenler vardýr. Allah kullarýna karþý þefkatlidir.
2/208. Ey Ýnananlar! Hep birden barýþa girin, þeytana ayak uydurmayýn, o sizin apaçýk düþmanýnýzdýr.
2/209. Size belgeler geldikten sonra kayarsanýz, biliniz ki Allah güçlüdür, Hakim'dir.
2/210. Onlar, bulut gölgeleri içinde, Allah'ýn azabýnýn ve meleklerin tepelerine inip iþin bitmesini mi bekliyorlar? Bütün iþler Allah'a dönecektir.*
2/211. Ýsrailoðullarýna sor; onlara apaçýk nice ayetler verdik, Allah'ýn nimetini, kendisine geldikten sonra kim deðiþtirirse, bilsin ki, Allah'ýn cezasý þüphesiz þiddetlidir.
2/212. Ýnkar edenlere, dünya hayatý güzel görünür, onlar, inananlarla alay ederler, oysa, Allah'a karþý gelmekten sakýnanlar kýyamet günü onlarýn üstünde olacaklardýr. Allah dilediðini hesabsýz þekilde rýzýklandýrýr.
2/213. Ýnsanlar bir tek ümmetti. Allah peygamberleri müjdeci ve uyarýcý olarak gönderdi; insanlarýn ayrýlýða düþecekleri hususlarda aralarýnda hüküm vermek için onlarla birlikte hak Kitaplar indirdi. Ancak Kitap verilenler, kendilerine belgeler geldikten sonra, aralarýndaki ihtiras yüzünden onda ayrýlýða düþtüler. Allah, inananlarý, ayrýlýða düþtükleri gerçeðe kendi izni ile eriþtirdi. Allah dilediðini doðru yola eriþtirir.
2/214. Sizden önce gelenlerin durumu sizin baþýnýza gelmeden cennete gireceðinizi mi zannettiniz? Peygamber ve onunla beraber müminler: "Allah'ýn yardýmý ne zaman?" diyecek kadar darlýða ve zorluða uðramýþlar ve sarsýlmýþlardý; iyi bilin ki Allah'ýn yardýmý þüphesiz yakýndýr.
2/215. Sana, ne sarfedeceklerini sorarlar, de ki: "Sarfedeceðiniz mal, ana baba, yakýnlar, yetimler, düþkünler, yolcular içindir. Yaptýðýnýz her iyiliði Allah þüphesiz bilir".
2/216. Savaþ, hoþunuza gitmediði halde size farz kýlýndý. Ýhtimal ki hoþlanmadýðýnýz þey sizin iyiliðinizedir ve ihtimal ki sevdiðiniz bir þey sizin kötülüðünüzedir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.*
2/217. Sana hürmet edilen ayý, o aydaki savaþý sorarlar. De ki: "O ayda savaþmak büyük suçtur. Allah yolundan alýkoymak, O'nu inkar etmek, Mescidi Haram'a engel olmak ve halkýný oradan çýkarmak Allah katýnda daha büyük suçtur. Fitne çýkarmak ise öldürmekten daha büyüktür". Güçleri yeterse, dininizden döndürünceye kadar sizinle savaþa devam ederler. Ýçinizden dininden dönüp kafir olarak ölen olursa, bunlarýn iþleri dünya ve ahirette boþa gitmiþ olur. Ýþte cehennemlikler onlardýr, onlar orada temellidirler.
2/218. Ýnananlar, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler Allah'ýn rahmetini umarlar. Allah baðýþlar ve merhamet eder.
2/219. Sana içki ve kumarý sorarlar, de ki: "Ýkisinde hem büyük günah ve hem insanlara bazý faydalar vardýr. Günahlarý faydasýndan daha büyüktür". Ne sarfedeceklerini sana sorarlar, de ki: "Artaný". Böylece Allah, dünya ve ahiret hususunda düþünesiniz diye size ayetleri açýklar.
2/220. Sana yetimleri sorarlar, de ki: "Onlarýn iþlerini düzeltmek hayýrlýdýr". Eðer onlarla bir arada yaþarsanýz, artýk onlar sizin kardeþlerinizdir. Allah düzeltenden bozaný ayýrdetmesini bilir. Allah dileseydi sizi zora sokardý. Allah þüphesiz güçlüdür, Hakim'dir.
2/221. Allah'a eþ koþan kadýnlarla onlar imana gelinceye kadar evlenmeyin. Ýnanan bir cariye, hoþunuza gitse de ortak koþan bir kadýndan daha iyidir. Ýnanmalarýna kadar; ortak koþan erkeklerle mümin kadýnlarý evlendirmeyin. Ýnanan bir köle, hoþunuza gitmiþ olsa da, ortak koþan bir erkekten daha iyidir. Ýþte onlar ateþe çaðýrýrlar, Allah ise izniyle cennete ve maðfirete çaðýrýr ve insanlara ibret alsýnlar diye ayetlerini açýklar.*
2/222. Sana, kadýnlarýn aybaþý hali hakkýnda da sorarlar, de ki: "O bir ezadýr (rahatsýzlýktýr)". Aybaþý halinde iken kadýnlardan el çekin, temizlenmelerine kadar onlara yaklaþmayýn. Temizlendikleri zaman, Allah'ýn size buyurduðu yoldan yaklaþýn. Allah þüphesiz daima tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.
2/223. Kadýnlarýnýz sizin tarlanýzdýr, tarlanýza istediðiniz gibi gelin. Ýstikbal için hazýrlýklý olun, Allah'tan sakýnýn. O'na, hiç þüphesiz kavuþacaðýnýzý bilin, bunu inananlara müjdele.
2/224. Ýnsanlarýn arasýný düzeltmeniz, günahtan sakýnmanýz ve iyi olmanýz için, Allah'a yaptýðýnýz yeminleri engel kýlmayýn, Allah iþitir ve bilir.
2/225. Allah sizi rastgele yeminlerinizden dolayý deðil, fakat kalblerinizin kasdettiði yeminlerden dolayý sorumlu tutar. Allah baðýþlayandýr, Halim'dir.
2/226. Kadýnlarýna yaklaþmamaya yemin edenler, dört ay bekleyebilirler; eðer yeminlerinden dönerlerse, bilsinler ki Allah baðýþlar ve merhamet eder.
2/227. Þayet boþanmaya kararlý iseler, bilsinler ki Allah þüphesiz iþitir ve bilir.
2/228. Boþanan kadýnlar, kendi kendilerine üç aybaþý hali beklerler, eðer Allah'a ve ahiret gününe inanmýþlarsa, rahimlerinde Allah'ýn yarattýðýný gizlemeleri kendilerine helal deðildir. Kocalarý bu arada barýþmak isterlerse, karýlarýný geri almakta daha çok hak sahibidirler. Kadýnlarýn haklarý, örfe uygun bir þekilde vazifelerine denktir. Erkeklerin onlardan bir üstün derecesi vardýr. Allah güçlüdür. Hakim'dir.*
2/229. Boþanma iki defadýr. Ya iyilikle tutma ya da iyilik yaparak býrakmadýr. Ýkisi Allah'ýn yasalarýný koruyamamaktan korkmadýkça kadýnlara verdiklerinizden (mehirden) bir þey almanýz size helal deðildir. Eðer Allah'ýn yasalarýný ikisi koruyamýyacaklar diye korkarsanýz, o zaman kadýnýn fidye vermesinde (mehrinden vazgeçerse) ikisine de günah yoktur. Bunlar Allah'ýn yasalarýdýr, onlarý bozmayýn. Allah'ýn yasalarýný bozanlar ancak zalimlerdir.
2/230.Bundan sonra kadýný boþarsa, kadýn baþka birisiyle evlenmedikçe bir daha kendisine helal olmaz. Eðer ikinci koca da onu boþarsa, Allah'ýn yasalarýný koruyacaklarýný sanýrlarsa eski karý kocanýn birbirlerine dönmelerine bir engel yoktur. Bunlar, bilen kimseler için Allah'ýn açýkladýðý yasalardýr.
2/231. Kadýnlarý boþadýðýnýzda, müddetleri sona ererken, onlarý güzellikle tutun, ya da güzellikle býrakýn, haklarýna
tecavüz etmek için onlara zararlý olacak þekilde tutmayýn; böyle yapan þüphesiz kendisine yazýk etmiþ olur. Allah'ýn ayetlerini de alaya almayýn; Allah'ýn üzerinize olan nimetini, öðüt vermek üzere size indirdiði Kitap ve hikmeti anýn, Allah'tan sakýnýn, Allah'ýn her þeyi bildiðini bilin.*
2/232. Kadýnlarý boþadýðýnýzda, müddetleri sona ermiþse, kocalarý ile birbirleriyle güzellikle anlaþmýþlarsa evlenmelerine engel olmayýn. Ýçinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse bundan ibret alýr. Bu sizin için daha nezih ve daha paktýr. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
2/233. Anneler çocuklarýný, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için, tam iki sene emzirirler. Analarýn yiyecek ve giyeceðini uygun bir þekilde saðlamak çocuk kendisinin olan babaya borçtur. Herkese ancak gücü nisbetinde teklifte bulunulur. Ana çocuðundan, çocuk kendisinin olan baba da çocuðundan dolayý zarara sokulmasýn. Mirasçýya da ayný þeyi yapmak borçtur. Ana baba aralarýnda danýþarak ve anlaþarak sütten kesmek isterlerse, ikisine de sorumluluk yoktur. Çocuklarýnýzý sütanneye emzirtmek isterseniz, vereceðinizi örfe uygun bir þekilde öderseniz, size sorumluluk yoktur. Allah'tan sakýnýn, yaptýklarýnýzý gördüðünü bilin.
2/234. Ýçinizden ölenlerin býrakmýþ olduðu eþler kendi kendilerine dört ay on gün beklerler; müddetleri sona erdiðinde, onlarýn kendi haklarýnda uygun þekilde yaptýklarýndan dolayý size sorumluluk yoktur. Allah iþlediklerinizden haberdardýr.
2/235. böyle kadýnlara kapalý bir þekilde evlenme teklif etmenizde veya içinizden onlarla evlenmeyi geçirmenizde size sorumluluk yoktur. Allah onlarý anacaðýnýzý bilir. Sakýn meþru sözler dýþýnda onlarla gizlice sözleþmeyin, müddet sona erene kadar nikah akdine kalkýþmayýn. Ýçinizde olaný Allah'ýn bildiðini bilin de O'ndan çekinin. Allah'ýn baðýþlayan ve Halim olduðunu bilin.*
2/236. Kadýnlara el sürmeden ve mehirlerini biçmeden onlarý boþarsanýz size sorumluluk yoktur. Onlarý zengin kendi çapýna, fakir kendi çapýna uygun bir þekilde faydalandýrýn. Bu iyi davrananlarýn þanýna yakýþýr bir borçtur.
2/237. Eðer onlara mehir biçer de el sürmeden onlarý boþarsanýz, kendileri veya nikah akdi elinde olan erkeðin baðýþlamasý hali müstesna biçtiðinizin yarýsýný verin, baðýþlamanýz Allah'tan sakýnmaya daha uygundur. Aranýzdaki iyiliði unutmayýn. Allah þüphesiz iþlediklerinizi görür.
2/238. Namazlara ve orta namaza devam edin; gönülden boyun eðerek Allah için namaza durun.
2/239. Eðer korkarsanýz, yaya yahut binekte iken kýlýn, güvene eriþince, bilmediklerinizi öðrettiði gibi Allah'ý anýn.
2/240. Ýçinizden ölüp, eþler býrakacak olanlar, evlerinden çýkarýlmaksýzýn, senesine kadar eþlerinin geçimini saðlayacak þeyi vasiyet etsinler; eðer çýkarlarsa kendilerinin meþru olarak yaptýklarýndan dolayý size sorumluluk yoktur. Allah güçlüdür, Hakim'dir.
2/241. Boþanan kadýnlarý, haksýzlýktan sakýnanlara bir borç olmak üzere, uygun bir surette faydalandýrma vardýr.
2/242. Allah ayetlerini düþünesiniz diye böylece açýklamaktadýr.*
2/243. Binlerce kiþinin memleketlerinden ölüm korkusuyla çýktýklarýný görmedin mi? Allah onlara "Ölün" dedi. Sonra onlarý diriltti. Allah insanlara bol nimet verir, fakat insanlarýn çoðu þükretmezler.
2/244. Allah yolunda savaþýn; bilin ki Allah iþitir ve bilir.
2/245. Allah'a, kat kat karþýlýðýný arttýracaðý güzel bir ödünç takdiminde kim bulunur? Allah hem darlaþtýrýr, hem bollaþtýrýr; O'na döneceksiniz.
2/246. Musa'dan sonra Ýsrailoðullarýnýn ileri gelenlerini görmedin mi? Peygamberlerinden birine, "Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda savaþalým" demiþlerdi. "Ya savaþ size farz kýlýndýðýnda gitmeyecek olursanýz?" demiþti. "Memleketimizden ve çocuklarýmýzdan uzaklaþtýrýldýðýmýza göre niye Allah yolunda savaþmýyalým?" demiþlerdi. Ama savaþ onlara farz kýlýnýnca, az bir kýsmý müstesna yüz cevirdiler. Allah zalimleri bilir.
2/247. Peygamberleri onlara "Allah size þüphesiz, Talut'u hükümdar olarak gönderdi" dedi. "Biz hükümdarlýða ondan layýk iken ve ona malca da bir bolluk verilmemiþken bize hükümdar olmaða o nasýl layýk olabilir?" dediler, "Doðrusu Allah size onu seçti, bilgice ve vücutça gücünü artýrdý" dedi. Allah mülkü dilediðine verir. Allah her þeyi kaplar ve bilir.
2/248. Peygamberleri onlara, "Onun hükümdarlýðýnýn alameti, size sandýðýn gelmesidir, onda Rabbinizden gelen gönül rahatlýðý ve Musa ailesinin ve Harun ailesinin býraktýklarýndan kalanlar var; onu melekler taþýr, eðer inanmýþsanýz bunda sizin için delil vardýr" dedi.*
2/249. Talut orduyla birlikte ayrýldýktan sonra, "Doðrusu Allah sizi bir ýrmakla deneyecektir, ondan içen benden deðildir, onu tatmayan eliyle sadece bir avuç avuçlayan müstesna þüphesiz bendendir" dedi. Onlardan pek azý hariç, sudan içtiler. Kendisi ve kendisiyle olan inananlar ýrmaðý geçince, "Bugün Calut ve ordusuna karþý koyacak gücümüz yok" dediler. Kendilerinin Allah'a kavuþacaðýný bilenler ise: "Nice az topluluk çok topluluða Allah'ýn izniyle üstün gelmiþtir, Allah sabredenlerle beraberdir" dediler.
2/250. Calut ve ordusuna karþý çýktýklarýnda, "Rabbimiz! Bize sabýr ver, sebatýmýzý artýr, inkar eden millete karþý bize yardým et" dediler.
2/251. Onlarý Allah'ýn izniyle bozguna uðrattýlar; Davud Calut'u öldürdü, Allah Davud'a hükümranlýk ve hikmet verdi ve ona dilediðinden öðretti. Allah'ýn insanlarý birbiriyle savmasý olmasaydý yeryüzünün düzeni bozulurdu. Fakat Allah alemlere lütufkardýr.
2/252. Ýþte bunlar Allah'ýn ayetleridir. Biz onlarý sana doðru olarak okuyoruz. Þüphesiz sen peygamberlerden birisin.
2/253. Ýþte bu peygamberlerden bir kýsmýný diðerlerinden üstün kýldýk. Onlardan Allah'ýn kendilerine hitabettiði, derecelerle yükselttikleri vardýr. Meryem oðlu Ýsa'ya belgeler verdik, onu Ruhul Kudüs'le destekledik. Allah dileseydi, belgeler kendilerine geldikten sonra, peygamberlerin ardýndan birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrýlýða düþtüler, kimi inandý, kimi inkar etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi, lakin Allah istediðini yapar.*
2/254. Ey inananlar! Alýþveriþin, dostluðun, þefaatin olmayacaðý günün gelmesinden önce sizi rýzýklandýrdýðýmýzdan
hayra sarfedin. Ýnkar edenler ancak yazýk edenlerdir.
2/255. Allah, O'ndan baþka tanrý olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, diri, her an yaratýklarýný g
Ynt: Bakara suresi By: ceren Date: 23 Haziran 2018, 15:54:04
Esselamu aleykum. Kur ani kerimi okuyan anlayan ve bu ayetler ýþýðýnda yaþayýp kurtuluþa eriþen kullardan olalim inþallah. ...
radyobeyan