Ýlahi Armaðan
Pages: 1
58. Meclis By: hafiza aise Date: 28 Ocak 2011, 18:23:30
58. MECLÝS

 

Bu konuþma Þevval ayýnýn ilk cuma sabahý yapýldý.

Konuþma tarihi: Hicrî 545, Milâdî 1150.


 

Daha ne kadar ilme çalýþacak ve ameli unutacaksýn? Ýlim def­terini biraz dür; amel defterini açmaya baþla. Yaptýðýn iþler ihlâslý olsun; olmazsa, felah bulamazsýn. Bilgi toplamanýn yeterliðine inan­dýn; onu yeter bildin.

Sen Hakk'a kafa tutar oldun; yaptýðýn iþler bunu gösteriyor. Gözlerinden hayâ duygusunu attý. Hak daima seni görmekte iken, uzaktan bakýp göremeyen eyledin; zannýn böyle oldu.

Boþ arzularýný ele aldýn. Bir þeye mâni olmak için, kötü arzularý­na kapýldýn. Ve o arzunun emriyle hareket eder oldun. Bu hâle göre o boþ arzular seni yýkacak; bunda þüphen olmasýn. Bütün hâllerinde Allah'tan utan, O'nun hükmüne göre amel et. Zahir hükümlere göre iþlerini yürütecek olursan o amel, seni Allah'a yakýn kýlar.

Allah'ým, bizi gafiller gibi unutma; koru. Âmin!

 

* * *

 

Günahlara belenirsen âfetler gelir, üzerine yýkýlýr. Tevbe eder, istiðfara devam edersen onlar sana gelmez; etrafýna düþer.

Elbette insana bela gelir. Ondan kurtulan azdýr. Sana düþen, Al­lah'tan sabýr dilemektir. Bela ve âfet geldiði zaman, beraberinde sab­rýn bulunmasýný, uyarlýðý da birlikte getirmesini dile. Ancak Hak'la aranda selâmet böyle olur. Böyle olunca da kalbinde karýþýklýk ol­maz, dýþ kalýbýnda olur. Ýç âleme geçemez, dýþta kalýr. Zahirdeki fâni mülke zarar olur, dinine bir zarar gelmez. Dolayýsýyla gelen tecrübe yollu beliyye, nimet olur, felâket olmaz.

Ey içi bozuk, Allah'a inanman, Peygambere (s.a.v) uyman bir isme dayandý; mana bakýmýndan iflâs ettin. Bu iflâsla yetinmeye kaldýn. Bu hâl, içini de, dýþýný da yalanladý. Þüphesiz dünyada zelil yaþadýn, âhiret iþlerin de dolayýsýyla öyle olur.

Âsi adam, nefsini, periþan eder. Âsi adam, kendini rüsva eder.

Ey bilgin, ilmini dünya yapýlarý ile kirletme. Azizi zelile deðiþme, ilim azizdir. Zelil, halkýn elinde duran dünyalýða denir. Nasibinde olmayaný, sana vermeye halkýn gücü yetmez. Ancak kýsmetin onla­rýn elinden geçer, gelir. Sabýrlý olur, nasibini beklersen, muhterem olduðun hâlde gelir. Yazýk, anlayýþýn kýt! Rýzýk alan, hiç kimsenin rýzkýný vermeye güçlü deðildir. Bir kimse ki, almaya muhtaç, o kim­seye zerre veremez. Allah'ýn' tâati ile uðraþ. O'ndan bir þeyler iste­mekten utan, yapma. Bir þeye ki ihtiyaç vardýr, o sana öðretilir ve anlatýlýr. Yararýna olan þeyler sana gelir. Hak Teâlâ, bazý kelâmýnda þöyle buyurur: “O ki, zikrimde olur, benden dilekte bulunamaz. Ona verdiðim dilekte bulunana verdiðimden daha çoktur.”

Kalbin karýþmadýðý dil zikri, fayda getirmez, o zikirde fayda yok­tur. Asýl zikir, kalbin zikri, sýrrýn zikridir; dilin zikri ondan sonra baþlar.

Hakký anmanýn hakikî zevkini bulduðun zaman: “Beni zikrediniz, sizi zikredeyim; bana þükrediniz, küfre düþmeyiniz.” (el-Bakara, 2/152) mealine gelen âyet-i kerimenin sýrrý zuhur eder.

O'nu an ki, seni ansýn... O'nu an ki, hatalarýn, günahýn kalma­sýn... Tâat sahibi olasýn, isyanýn olmasýn... Ýþte o zaman seni anar. Sen de, halký býrakýr O'nunla olursun. Ve O'nu anmak, seni bir þey istemekten alýkoyar. Bütün maksudun O olur. O zaman cümle arzu­nu býrakýrsýn. O, senin bütün arzu merkezini teþkil ederse O'nun ilim hazinelerinin anahtarý eline teslim edilir.

Allah'ý seven kimse, baþkasýný sevemez. Hak sevdirmez; Zâtýn­dan gayri þeylerin sevgilerini kalbinden çýkarýr.

Bir kulun kalbinde Hak sevgisi yerleþirse, baþka sevgiler kendi­liðinden çýkar, gider. Hak Teâlâ sevgisini kulun bütün duygularýna içirir. Artýk içi ve dýþý O'nunla meþgul olur. Hem sureti, hem mânasý O'nunla olur. O, kulunu, kendi Zâtý için hazýrlar, âdetlerden çýkarýr, ümran þehirlerden dýþarý atar. Ýþte asýl sevgi bundan sonra baþlar.

Senin aklýn yok mudur ki, O'na konuk olmaya hazýr olmadýn sen; hiç bunu düþünmedin mi?

Bir gün sýran gelecek. Ölüm meleði gelip hayatýný yerinden oynatýr. Ehlinden ve sevdiklerinden ayrýlýrsýn. Çalýþ, ruhun alýndýðý za­man Allah'a kavuþmayý sevmez olmayasýn.

Âhirette sana lâzým olan þeyleri ara. Ölümü bekle. Bunu yapa­cak olursan, Hak katýnda dünyada gördüðün þeylerin en iyisini gö­rürsün.

“Rabb’imiz, bize dünyada iyilik ihsan eyle. Âhirette de iyilik ver. Ve bizi ateþ azabýndan koru.” (el-Bakara, 2/201) Âmin!


 


radyobeyan