Hüccetullahil Baliða
Pages: 1
Hac By: sumeyye Date: 27 Ocak 2011, 17:05:18
HAC


Hacda Gözetilen Maslahatlar:
 

Hacda gözetilen maslahatlar çeþitlidir. Bunlarý aþaðýdaki gibi sýralamak mümkündür:

1. Allah'ýn evine saygý oluþu: Kâ'be, Allah'ýn niþanelerinden biridir; dolayýsýyla ona saygý göstermek, Allah'a saygý göstermek demektir.

2.Yýllýk kongre oluþu: Her devletin ya da ulusun, uzak yakýn herkesin katýldýðý toplantýlarý olur. Böylece birbirlerini tanýmalarý, kendi durumlarýný öðrenmeleri, simgelerini saygýyla yüceltmeleri amaçlanýr. Hac da, müslümanlarýn yýllýk kongresidir, güçlerinin gösterildiði, askerlerinin toplandýðý, dinlerinin yüceltildiði bir göv­de gösterisidir. Nitekim, "Biz, Beyt'i (Ka'be'yi) insanlara toplantý ve güven yeri kýldýk.[607] âyeti bu manayý ifade etmektedir.

3. Ýnsanlarýn, Hz. Ýbrahim ve Hz. Ýsmail'den tevarüs ettikleri þeylere uygun olmasý: Bu iki peygamber, hanif Ýslâm dininin imamlarýdýrlar ve onu Arap milleti için þeriatl aþtýrmýþlar dýr. Ra-sûlullah (s.a.) ise, hanif Ýslâm dininin ortaya çýkarýlmasý ve þaný­nýn yüceltilmesi için gönderilmiþtir. "Atalarýnýzýn Ýbrahim'in di­ninde olduðu gibi[608]  âyeti bu manayý ifade eder.

Bu durumda, Ýslâm þeriatýnýn kurucularý olan bu iki peygam­berden tevarüs edilegelen fýtrat özelliklerinin, hac vecibeleri gibi þeylerin korunmasý gerekli olacaktýr. Rasûlullah'ýn (s.a.), "Hac menâsikini ifa ettiðiniz yerlerde (meþâir) durunuz; çünkü siz, atanýz Ýbrahim'in mirasý üzeresiniz.[609] hadisi bu manayý ifade etmek­tedir.

4. Avam havas bütün müslümanlarýn haline uygun düþecek olmasý: Minâ'ya inmek, Müzdelife'de gecelemek gibi. Eðer böyle ol­masaydý, o zaman hac insanlara aðýr gelirdi. Ne yapacaklarý belir-lenmeseydi, o zaman da çokluklarýna ve her tarafý tutmuþ olmala­rýna raðmen, birlik halinde olmaz, darmadaðýnýk olurlardý.

5. Tevhid ve þükür ifade eden fiillerden oluþmasý: Hac öyle fi­illerle ifa edilmeli ki, sahibinin muvahhid ve Hakk'a baðlý olduðu­na, hanif Ýslâm dini üzere bulunduðuna delâlet etsin, bu dinin ilk müntesipleri üzerine olan nimetlere karþý Allah'a gösterilen bir þükran niþanesi olsun. Safa ve Merve arasýnda sa'y edilmesi'böyle­dir.

6. Hurafelerden arýndýrýlmasý: Cahiliye dönemi insanlarý hac­cediyorlardý ve hac, onlarýn dinlerinin temelini teþkil ediyordu. An­cak ona, Hz. Ýbrahim'den gelmeyen bazý iþleri katmýþlardý. Bunlar kendilerinin sokmuþ olduklarý þeylerdi ve Allah'a þirk koþma anla­mý taþýyordu. Ýsaf ve Nâile'ye[610]  saygý göstermeleri, azgýn Menât[611]  için tehlîlde[612]  bulunmalarý, telbiye esnasýnda, "Lâ þerîke leke illâ þerîken hüve Ze[613] demeleri gibi. Bu tür fiillerin þiddetle yasaklan­masý gerekiyordu.

Araplar, hac vecibeleri arasýna, kendilerini beðenmiþlikleri sebebiyle bazý iþler de sokmuþlardý. Kureyþ'in, "Biz, Allah'ýn evinin sakinleriyiz. Harem'den dýþarý çýkmayýz." demeleri[614]  ve bunun üzerine de, "Sonra insanlarýn sel gibi akýn ettiði yerden siz de akýn edin!'[615]  âyetinin nazil olmasý böyledir. Mina günleri atalarýný anarlardý. Bunun üzerine, "Babalarýnýzý andýðýnýz gibi, yahut on­dan daha yüksek þekilde Allah'ý anýn. [616]  âyeti indi.

Ensâr, bu esasý hissettiklerinden, (daha Önce iki putun dikili olduðu) Safa ve Merve arasýnda sa'y etmek konusunda, "Þüphesiz Safa ve Merve Allah'ýn niþanelerindendir[617] âyeti ininceye ka­dar içlerinde sýkýntý duymuþlardý.

7. Cahiliye dönemi insanlarý, sakat kýyaslar uydurmuþlardý. Bunlar, dinde aþýrýlýk kabilindendi ve insanlar için zorluklar içeri­yordu. Böylesi uygulamalarýn ortadan kaldýrýlmasý ve terkedilmesi gerekiyordu. "Ýhram halindeki bir kimsenin, evlere kapýlarýndan girmemesi gerekir." demeleri ve evlere kapýlarýndan girmenin ih­ram ile baðdaþmayacak bir rahatlýk olduðu inancýyla, kapýdan gir­mek yerine týrmanarak (arkasýndan açtýklarý bir delikten) girmele­ri bu kabildendir. Bunun hakkýnda þu âyet inmiþtir: "Ýyi davranýþ, asla evlere arkalarýndan gelip girmeniz deðildir. Lâkin iyi davra­nýþ, korunan ve ölçülü giden kimsenin davranýþýdýr. [618]

Hac mevsiminde ticaret yapmayý da iyi görmezler ve bunun, ihlâsý zedeleyeceðini söylerlerdi. Bunun üzerine de þu âyet indi: "Rabbinizin fazl ü kereminden istemenizde, size bir günah yok­tur[619]

Keza azýksýz hacca gitmeyi müstehap sayarlar ve, "Biz, ehl-i tevekkül insanlarýz" derler, sonra da insanlara yük olurlar ve teca­vüzde bulunurlardý. Bunun hakkýnda da, "Azýk edinin. Bilin ki, azýðýn en hayýrlýsý takvadýr. [620]âyeti inmiþtir.

Cahiliye dönemi hurafelerinden biri de, "Hac günlerinde um­re yapmak, en çirkin günahlardandýr. "Ne zaman Safer çýkar, hac yolculuðu sebebiyle develerin sýrtýnda açýlmýþ olan yaralar iyileþir, hac kervan izleri yaðan yaðmurlarla kapanýr, iþte o zaman umre yapmak helâl olur." demeleriydi. Böyle bir inanç, afakîler yani Mekke ve havalisinden uzakta yaþayan insanlar için büyük zor­luklar içeriyordu. Çünkü umre yapmak için ikinci bir yolculuða çýkmak zorunda idiler. Rasûlullah (s.a.), Veda haccmda umre ya­parak ihramdan çýkmalarýný ve onun arkasýndan da hac yapmala­rýný emretti ve kalplerinde yer etmiþ olan eski inançlarýn tamamen silinip atýlabilmesi için bu konu üzerinde çok durdu, emrini teyit etti. [621]

 

Hac, Ömürde Bir Defa Farzdýr:

 

Rasûlullah (s.a.) þöyle buyurmuþtur:

"Ey insanlar! Allah, size haca farz kýlmýþtýr. Dolayýsýyla hacc edin!" Bir adam: "Her sene mi, yâ Rasûlallah!" diye sordu. Rasû­lullah (s.a.), sustu. Adam sözünü üç defa tekrarladý. Bunun üzeri­ne þöyle buyurdu: "Evet desem, her sene vacip olur, siz de buna güç yetiremezsiniz. Ben sizi býraktýðým sürece, siz de beni býra­kýn.[622]

Bunun sýrrý þudur: Allah'ýn vahyinin muayyen bir þekilde be­lirlenerek inmesini hazýrlayan þey, insanlarýn o þeye karþý olan beklentileri, himmet ve bilgilerinin o þeyi kabulle karþýlayacak halde oimasý, bunun için yeterli olacak miktarýn kendi aralarýnda yaygýn ve mütedavil bir halde bulunmasý, sonra peygamberin (s.a.) o þeye azmetmesi ve onu Allah'tan istemesidir. Bunlarýn bir araya gelmesi halinde, vahiy mutlaka o doðrultuda iner. Allah Teâiâ'mn indirdiði her kitabý, sadece gönderdiði kavmin dili ile ve anlaya­caklarý bir þekilde göndermiþ olmasý, onlar üzerine indirdiði her hükmün ya da delilin behemehal onlarýn anlayýþlarýna yakýn ol­masý üzerinde düþünmelisin. Hem nasýl öyle olmasýn ki?! Zira vahyin baþlangýcý lütuftur. Lütuf ise, icabet için en elveriþli þeyin seçimi demektir. [623]





[608] Hacc 22/78.

[609] Dâvûd, Menâsik, 63 (2/189).

[610] EbÝki put adýdýr. Cahiliye inançlarýna göre bunlar, Ka'be'de zina etmiþ ve taþ kesilmiþ bir erkek ve kadýndýr.

[611] Araplarýn tapýndýklarý, kurban takdim ettikleri bir putun adýdýr. Necm sûresi âyet 20'de sözü geçer.

[612] Elleri kaldýrarak saygý selâmýnda bulunmak.

[613] Manasý: Senin hiçbir ortaðýn yoktur; ancak senin için olan ortak hariç.

[614] Onlar,    diðer   insanlarla   ayný   yerde    vakfe   yapmamak   için büyüklendiklerinden   Harem  sýnýrý   içerisinde   dururlar,  Arafat'a çýkmazlardý.

[615] Bakara 2/199.

[616] Bakara 2/200.

[617] Bakara 2/158.

[618] Bakara 2/189.

[619] Bakara 2/198.

[620] Bakara 2/197.

[621] Þah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliða Ýslâm Düþüncesinin Ýlkeleri, Ýz Yayýnlarý: 2/175-177.

[622] Müslim, Hacc, 412.

[623] Þah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliða Ýslâm Düþüncesinin Ýlkeleri, Ýz Yayýnlarý: 2/178.




radyobeyan