Sizden Gelenler( Güncel Meseleler )
Pages: 1
Hizmet etmeyi mi seviyorsunuz, hizmet edilmeyi mi? By: ayten Date: 16 Mayýs 2009, 03:04:46
Sizi size tanýtacak bir soru: Ýç dünyanýza bir göz atýn, hizmet etmeyi mi seviyorsunuz, hizmet edilmeyi mi? Hiç düþündünüz mü, Allah Resulü Efendimiz (sas) hangisini seviyordu? Hizmet etmeyi mi hizmet edilmeyi mi? Bazý davranýþlarýný bir hatýrlayalým isterseniz. Bakalým nasýl mesaj veriyor bizlere.

Bir cihad dönüþünde istirahate çekilmiþ mücahitlere yemek hazýrlama hizmeti konuþuluyordu.

Biri, 'Ben yemeði hazýrlayayým.' derken, biri, 'Ben de su getireyim.' diye ilave etti. Bir diðeri ise, 'Ben de ateþ yakayým.' dedi. Allah Resulü Efendimiz de, "Öyle ise ben de odun toplayayým!." diye ekledi.

'- Siz istirahat buyurun, biz hizmetin hepsini de yapar, sizin yemeðinizi de huzurunuza getiririz! diyenlere Efendimiz (sas) ne buyurdu biliyor musunuz?

-Bilirim ki siz tüm hizmetleri yaparsýnýz. Ancak ben hizmet edilmekten deðil hizmet etmekten memnun olurum! Ben de hizmet edenlerin arasýnda olmalý, gücümün yettiði hizmeti yapmaktan geri kalmamalýyým!' diyerek hizmet edilmeyi deðil hizmet etmeyi tercih ettiðini bildirdi. Bir defasýnda da ashabýna su daðýtma hizmetini bizzat kendisi yaparken gelen bir yabancý, "Bu insanlarýn efendisi kimdir?" diye sorunca Efendimiz, "Ýnsanlarýn efendisi insanlara hizmet edendir." cevabýný vererek hizmet etmeyi insanlarýn efendiliði makamý olarak gördüðünü ifade etti. Nitekim bir adamý övüyorlardý. Tanýyan biri,"Ben onunla uzun yolculuk ettim, çok ibadet eden biridir. Her konaklamada hemen abdest alýp namaza durur, baþka hiçbir iþle meþgul olmaz." diye övünce Efendimiz'in sorusu þöyle oldu: "Her konaklamada hemen ibadete baþlayan adamýn devesinin yemini, suyunu kim verir, sofra hazýrlama hizmetini kim yapardý?"

-"O hizmetleri biz yapardýk!" deyince, Efendimiz'in cevabý þöyle oldu:

-"Demek ki siz ondan çok ibadet etmiþsiniz! Çünkü siz hizmet eden olmuþsunuz, o ise hizmet edilen!"

Ýþte hizmet edenle hizmet edilenin farký, Allah Resulü Efendimizin yanýnda böyleydi. Bir çarpýcý örnek de Baðdat vaizi Yahya bin Muaz'dan verilmektedir bu konuda. Mekke'de mücavir kalan kardeþi, kendisine yazdýðý mektubunda diyor ki:"Benimle buraya gelmediðine çok piþman olacaksýn. Çünkü Mekke'de bana bir de hizmetçi tahsis ettiler. Çok iyi hizmet ediyor bana!"

Baðdat vaizi, kardeþine verdiði cevabýnda hizmet konusunda bakýn ne diyor: "Kardeþim, çok üzüldüm hizmet edilmekle iftihar ettiðinden dolayý. Keþke, bana çok iyi hizmet ediyorlar, demeseydin de, ben çok iyi hizmet ediyorum, diye yazsaydýn. Hizmet edilmekle deðil de hizmet etmekle iftihar etseydin!".

Sözü daha fazla uzatmadan konuyu kendimize getirerek diyorum ki:

-Acaba bizim alýþkanlýðýmýz ne durumda? Hizmet etmeyi mi seviyoruz, hizmet edilmeyi mi?

Þunu açýkça ifade etmeliyim ki, kendini hep (hizmet edilmeye) layýk biri olarak görenin yaþlýlýðý zor geçer. Çünkü alýþtýðý hizmeti (mecbur kalmadýðý halde!) hep bekler. Göremeyince de þikâyetler baþlar. Böylece yaþlýlýðý çekilemeyen ihtiyarlardan biri olup çýkar. Sebep, kendisini hep hizmet edilmeye layýk biri olarak görmesi, bu beklenti içinde yaþlanmýþ olmasý. Halbuki, sevabý hep (hizmet eden) kazanýr, (hizmet ettiren) deðil. Maneviyat büyükleri, hizmet edilen olmaktan o kadar kaçýnmýþlar ki, elinin öpülmesini, çantasýnýn taþýmasýný istememiþ, kendisi için ayaða kalkýlmasýndan dahi memnun olmamýþlardýr.

Bilmem siz kendinizi hangisine alýþtýrýyorsunuz? Hizmet etmeye mi, hizmet edilmeye mi?

Unutmayýn, kazanan hizmet edendir, edilen deðil.


 


radyobeyan