Kimsiniz By: ezelinur Date: 24 Ocak 2011, 16:44:50
Kimsiniz?
Kimlik… Kimlik, kim olduðunu tesbit etmektir… Kimlik,benliðin belirsizliðini çözmektir… Benliðin kimliðini tesis etmek ve tanýmaktýr… Bireyin kendi farkýndalýðýný ortaya koyan “kimlik”tir… Kendi bilinçliliðini tesis eden ise “benlik”tir…
Kimlikle birlikte kiþilik, benlik, özbenlik, ego ve þahsiyet sýk sýk kullanýlýr. Kiþilik, kiþinin dýþarýdan görülen halidir. Kimlik ise insanýn kendisini nasýl algýlayýp kiminle özdeþleþtirdiðine göre anlam kazanan bir olgu ve deðerdir. Ýmaj varlýðýn dýþarýdan algýlanmasýdýr… Kimlik ise varlýðýn kendi kendini tanýmlamasýdýr.
Bu durum kiþiler kadar gruplar, toplumlar ve topluluklar içinde geçerlidir. Çünkü kimlik “aidiyet” esasýna dayalý bir kavramdýr.
Heidegger kimlik tanýmýný þöyle özetler:
“Ýnsan varlýðý yalnýz var olmakla kalmak istemez, bir yandan da kim olduðunun bilgisine ve sorumluluðuna sahip olmak ister.”
Bir müslümanýn kimlik tanýmýndan anladýðý nedir?
Kiþinin kendisini, bilincini, varlýðýný yaratýlýþ amacýna uygun ortaya koyabilmesidir.
Kimliðimizi kavramsallaþtýran model; meþruiyetini (kaynaðýný) Ýslam’dan dinamiðini Kur’andan (vahiyden) alan, evrensel sorumluluðu olan, fitne ve zulmün izalesi, adaletin ikamesi ilkesi ile özgürlükçü bir ruhla hilafet, imamet, þahit ve varis konumunda olmaktýr. Tevhidi düzlemde þekillenen kulluk bilinci…
Kimlik tanýmlamasýnda diðer boyut ise “karþýtlýktýr.”
Kimlik bir “aidiyet” meselesi ise buradan hareketle insan, kimlerden olduðunu belirlerken, kimlerden olmadýðýný da veya kimlere karþý olduðunu da ortaya koyar. Hatta belkide kim olduðunun bilincine, kimlere karþý olduðunun bilgi ve basireti ile ulaþýr. Kimlik konusunun görülmeyen boyutu da bu karþýtlýkta yatar. Yani kiþinin kimliði birazda kimlere karþý olduðu ile bilinmektedir.
Mü’min için bu karþýtlýk sýrasýnca akidevi bir gerekliliktir. Sahih bir kimlik için böylesi bir netleþmeye ve ayrýþmaya ihtiyaç vardýr… Cahiliyeden soyutlanma, Taðutu red, Ýslami kimliðin özü ve özelliðidir.
Hz. Ýbrahim (as)’ýn vurgusu bu temayý içermiyor mu?
“Ýbrahim’de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardýr. Onlar kavimlerine demiþlerdi ki “Biz sizden ve ALLAH’ý býrakýp taptýklarýnýzdan uzaðýz. Sizi tanýmýyoruz. Siz bir tek ALLAH’a inanýncaya kadar, sizinle bizim aramýzda sürekli bir düþmanlýk ve öfke belirmiþtir.” (Mümtehine-4)
Hz. Ýbrahim’in “üsve-i hasene”sinde bu karþýtlýðý görüyoruz.
Hz. Muhammed (sav) deðiþik vesilelerle bu gerçeðe dikkat çekmiyor muydu?
“Ben þöyle þöyle yapanlardan uzaðým…”
Bu baðlamda þu sorulara cevap aramamýz gerekiyor. Gerçekten biz kimiz? Kimliðimiz nedir? Kendimizi kime nisbet ediyoruz? Neyi temsil ediyoruz? Ne ile anýlmak, kim ile tanýnmak istiyoruz? Kendimizi nisbet ettiðimiz Hz. Peygamber (sav) bizim için “Ýþte bunlar bendendir”, diyecek mi? Var oluþumuz, duruþumuz neye tekabul ediyor?
Ýþte tüm bunlar için yaratýlýþýmýza dönmemiz, kimlikteki öze ve ruha inmemiz gerekiyor… Ruhunu bul, kimliðin ortaya çýkar… Ruhun krizi, kimliðinde krizidir… Hangi ruh?
Yüce Kitab’ýn tesbiti ile:
“ALLAH (insaný) þekillendirdi ve ona kendi ruhundan üfledi.” (Secde-9)
“Ona þekil verdiðim ve ona ruhumdan üflediðim zaman…” (Hicr-29)
ALLAH (cc) o balçýktan yarattýðý insaný ruhu ile böyle yükseltti… Ruhundan üfleme, ne güzel bir þereflendirme… Ne güzide bir kimliklendirme…
Çamura, topraða, kana, tene, ete, renge dayalý bir kimlik deðil… Tanýmýný ve anlamýný ruhtan alan ulvi ve kudsi bir kimlik…
Ýslam baðlýlarýný bu hassasiyet ile donattý. Yanýlgý ve yanlýþlara karþý duyarlýlýk aþýladý… Farklýlýðýný kimliðe yansýttý… Ýþte bu kimlikle tebarüz edenlerden bir tablo…
Ebu Zer Gýfar-i ile Bilal-i Habeþi aralarýnda münakaþa yaptýklarý sýrada Ebuzer Bilal’e:
“Ey siyah kadýnýn oðlu!” diye hakarette bulunmuþtu. Bunu duyan Rasulullah kýzmýþ, Ebu Zer’in yüzüne kýzgýn bir nazar atfederek þöyle demiþti:
“Ey Ebuzer! Ölçü taþtý, sözünü geri al, beyazýn oðlunun siyahýn oðluna hiçbir üstünlüðü yoktur.”
Ebuzer mahçup ve periþan… Efendimiz (sav)’in sözleri bütün sýcaklýðý ile hassas olan Ebu Zer’in kalbine iþler. O çirkin sözün keffaretinden dolayý “Bilal ayaðýný baþýma basmadýkça baþýmý yerden kaldýrmayacaðým” der.
Ýþte Ýslami kimliðin özü ve ruhu…
Bu nefhanýn sahibi ALLAH azze ve celle… Bu kimliði veren O (c.c.)…
O halde bu kimlik nasýl kazanýlýr?
Bunun üç adýmý vardýr:
Bulmak… (Ýman)…
Tanýmlamak… (Ýslam)…
Korumak… (Ý’tisam)…
Bulmak yani iman… Kelime-i tevhid ile gerçekleþen ve ilkeleþen kimlik… ALLAH’ý rab, Ýslam’ý din, Muhammed’-i nebi, mü’minleri kardeþ kabullenip onlardan razý olmak ve bunlara asla alternatif aramamak…
Ýslami kimliðin besmelesi demek olan tevhid, insaný bir taraftan tek Yaratýcýnýn varlýðýyla buluþtururken, diðer yandan mü’minler toplumunun üyesi yapmakta ve ona sosyal kimliklerin en kapsamlýsýný, ümmet kimliðini sunmaktadýr.
Tanýmlamak yani Ýslam… Ýlahi Ýrade’ye teslimiyet… Kiþinin kendini vahyin kýlavuzluðuna açýk ve hazýr hale getirmesi… Hayata müdahil olan ve kuþatan Kur’an disiplinine göre þekillenmek…
“… Eðer onlar yine yüz çevirirlerse, iþte o zaman. Þahit olun ki biz Müslümanlarýz! deyiniz.” (Ali imran-64)
Bu kimliðe; evreni, insaný, eþyayý þahit tutmak… Kimliðin tanýmý ve kimliðe tanýklýk…
Korumak yani Ý’tisam… Kimliði korumak ve taþýmak… Kur’an ve Sünnete temessük… Vahye sýmsýký tutunmak… ALLAH’ýn hablinden ve Habib’inden kopmamak…
“… ALLAH’a sýmsýký sarýlýn. O sizin Mevlanýzdýr. Ne güzel mevladýr, ne güzel yardýmcýdýr.” (Hac-78)
“Hep birlikte ALLAH’ýn ipine sýmsýký yapýþýn, parçalanmayýn…” (Ali imran-103)
Kimliðin yaralanmamasý, lekelenmemesi, parçalanmamasý için ihtimam…
En temel sorumluluk; Müslüman kimliði korumak… Düþünüyorum, þu zamanda Müslüman kimliði kazanmak mý, kazandýktan sonra korumak mý daha zor? Sanýyorum korumak daha ciddi bir sorun…
Çaðýmýz insaný alabildiðine deðiþken, esnek ve dönüþtürülmeye yatkýn bir özellik taþýyor. Fýtratýna ve hilkatine uzak bir durum arzediyor… Sabiteleri, kutsallarý hýzla aþýnan ve silinen toplumlar var. Egemen güçler sistematik ve süreklilik içinde kimliksizleþtirme, kiþiliksizleþtirme, iradesizleþtirme, kýblesizleþtirme, ruhsuzlaþtýrma operasyonlarýný sürdürüyorlar. Ýþte kimlik mücadelemiz tam da burada baþlýyor.
Resmi ideolojinin yeni kimlik ihdasý, postmodern süreçte hýz kazandý. Neoliberal rüzgarý da arkasýna alan mühendislik çabalarý sýnýr tanýmýyor.
Vahyin kýlavuzluðundan koparýlan nesiller, sünnete sýrtý dönük zihinler mutlaklaþtýrýlan rasyonalizasyonun sürüklemesi ile dünyevileþtiler. Sekülerize edilen bir Ýslam ve Müslüman prototipi ile karþý karþýyayýz. Bu da krizi derinleþtiriyor.
Liberal tonlar taþýyan kimlik… Demokratik argümanlarýn vahyin önüne geçtiði, hümaniter vurgularýn baskýn çýktýðý ýlýmlý ve uyumlu bir Ýslami kimlik… Kendilerini evrensel kabullere ve redlere alabildiðine açýk tutanlar kimlik krizine maruz kalmaktan kurtulamýyorlar. Evrensel olaný üretmeleri beklenenler, evrensele teslim olmayý tercih ettiler.
Modernleþme ise, baþkalaþma ve yabancýlaþma olarak algýlandý… Hazcý, çýkarcý, fýrsatçý açýlým ve yaklaþýmlarla kimlik yozlaþmasý derinleþti. Çoðu zaman deðiþimle, baþkalaþým ayrýþtýrýlamadý… Hassasiyet þuydu; söylenmek istenen deðiþmemek, geliþmemek çaðrýsý deðil; çözülmemek çürümemek, kimlik kaybýna uðramamaktý…
Bugün her düzeyde kimlik dayatmasý ve kuþatmasý altýndayýz. Etnik… Ýdeolojik… Politik… Kurumsal… Gruplar… Sýnýfsal… Cinsel… Sportif kimlikler… Hepside bizi kendine çaðýrýyor… Kimileri çaðýrmadan icbar ediyor…
Propaganda, baský, þiddet ile aþamalý olarak yürütülen operasyonun amacý þuydu; Önce Ýslami kimliði taþýyanlarý susturma… Bir sonraki adým kimliði unutturma… Daha ilerisi baþkalaþtýrma ve en son yok etme…
Kimliðimiz her geçen gün yeni bir yara alýyor… Kiþiliðimiz kayboluyor… Direnç, metanet, sabýr tükeniyor… Moralsiz ve güvensiz gönüller… Müfsidlerin hedefe koyduðu kimlikler delik-deþik… Sistematik bir kirletme ile kiþilikler tanýmaz halde… Zihin ve kalp kirlenmesi… Sosyal ve siyasal kirlenmeler… Ticari ve ahlaki kirlenmeler… Öyle ki, kirlilik, kirlendiðini fark edememe noktasýna ulaþmýþ durumda… Bunlar neyin ürünü, vahyin kurallarýna ters düþmenin sonucu…
Deðerlerinden uzaklaþan, dayanak ve dinamiklerinden kopan, profanlaþmaya açýk duran ilkesiz nesiller… Vizyon ve imaj peþinde tükenen insanlar hangi dünyanýn insanlarý?
Bugünün insaný kimliðini, kiþiliðini hatta var oluþunu satýþa sunarak “kazanç” ve “baþarý” hesaplarý yapýyor…
Hayatýmýzý, kimliðimizden ve kiþiliðimizden feragat ederek kuramayýz, sürdüremeyiz…
Konjonktürün, sürecin, reel politiðin kimliðimizi, kiþiliðimizi bölmesine, parçalamasýna makul yorumlar bulma yanýlgýsýna son verebilmeliyiz…
Kiþiliðimizi, benliðimizi çirkinleþtiren, kirleten dayatmalardan, davranýþlardan, durumlardan arýnmamýz, aklanmamýz gerekiyor… Tevbe ve takva ile kendimizi korumaya almamýz kaçýnýlmazdýr… Günahlarýn asliyetimizi ve aidiyetimizi örtmesine, öldürmesine müsaade etmemeliyiz. Kýrýlgan ve kaypak kiþiliklerle hangi yola çýkýlabilir ki? Kimliklerimizde günah, isyan, zulüm lekeleri taþýyoruz… Benliklerimizde baþlayan siyah noktalar önü alýnmazsa bu günümüzü de, geleceðimizi de karartacaktýr…
Erdem, ahlak, hikmet ve takva ile tahkim ve tashih edilmeyen kimlikler belirsizlik ve bulanýklýk girdabýnda boðulmaya mahkumdur…
Kimliðimize yönelik karartma ve tahrifat yaygýnlýk kazandý. Egemen güçler kimliksizleþtirdiði, kiþiliksizleþtirdiði insanlarýn duyarsýzlýðýndan ve tepkisizliðinden istifade ile ömrünü uzatmak istiyor… Kimliðimizin, benliðimizin, ruhumuzun sömürgeleþtirilmesine tahammül edebilir miyiz?
Tercihlerimizle, kimliðimiz çeliþmemeli… Duruþumuz kimliðimizin fiili yansýmasý olmalý… Kimlik ve pratik arasýndaki tutarsýzlýk, yetersizlik, kararsýzlýk krizin temel nedenleridir…
Kimliði gizlemenin, geri adým atmanýn, kimliði tartýþmaya açmanýn kendini savrulmaya terk etmek olduðunu unutmamak lazým…
Kendilerini bir özne olarak ifadelendirmeyenler, gerçekleþtirmeyenler saygýnlýk ve deðer sahibi olamazlar… “Öteki”leþmekten, “nesne”leþmekten de kurtulamazlar… Kiþi, kendi kalabilme oranýnda irade sahibi olur… Müslüman, kimliðinin farkýndalýðý nisbetinde muktedir olabilirler…
Müslümanýn kollektif kimliðinin sosyal ve günlük hayattaki tezahürleri, “þeair-i Ýslam” diye bilinen deðerlerdir. Ýslam’ýn tanýtýcý özel ve vazgeçilmez simgeleri, ALLAH’ýn kendisine taat vesilesi ve iþareti kýldýðý herþey yaþatýlmalý ve yüceltilmeli… Ezan, Kur’an, namaz, Kabe, hac, sünnet…
Böyle olmasý gerekirken, bu gün parolamýz, þiarlarýmýz, sembollerimiz, simgelerimiz, ritüellerimiz nasýl bir vakýaya iþaret ediyor? Nasýl anýlmamýzý, nasýl bilinmemizi beraberinde getiriyor?
Kimliksizlik ya da çok kimliklik girdabýnda özgür ve özgün bir kimlikle var olabilmeliyiz… Þimdi soralým her alana ve her zamana ayný kimlik mi, yoksa döneme ve duruma göre ayrý kimlikler mi? Kamusal, kurumsal, bireysel, toplumsal, siyasal, özel, tüzel kimliklerimiz Müslüman üst kimliði ile örtüþüyor mu yoksa gömlek deðiþtirir gibi kimlik mi deðiþtiriyoruz?
Bu kimlik, mahcubiyet duyacaðýmýz veya uzak kalabileceðimiz bir kimlik deðildir… Olmazsa olmazýmýzdýr… Selman-ý Farisi’nin tesbiti ile:
“Ene ibn’ül Ýslam – Ben Ýslam’ýn çocuðuyum.” Selman’ýn bu tesbitine Rasulullah (sav) þu taltif ile karþýlýk veriyor:
“Selman bizim Ehli beytimizdendir.”
Bir baþkasý asalet, necabet, þöhret peþinde koþsa da biz var olmamýzý Ýslam’a borçluyuz. Kimlik mücadelemiz devam edecek… Yeniden bir kimlik donanýmýna, bir kimlik kuþanýmýna, bir kimlik inþasýna ihtiyacýmýz var… Kimlikte baþlayan yýpranma, yozlaþma, parçalanma, tahrifat karþýsýnda duyarsýz kalmamýz kabul edilemez… Yenilenen, bilenen ve direnen bir kimlikle sorumluluk almak durumundayýz…
Stadyumlarda futbola meftun yýðýnlarýn çýðlýklarý belki de bir kimlik arayýþýnýn iþareti olabilir…
Popstar kuyruklarý; televole neslinin þaþkýnlýk ve sapkýnlýðý kimlik ihtiyacýnýn aciliyetini hatýrlatmýyor mu?
Özgür ve özgün bir kimlikle insanlar üzerindeki tanýklýðýmýzý ve örnekliðimizi tamamlamalýyýz…
On iki yaþýna kadar Kur’an’la arasýna set çekilen çocuklarýn durumu, kimlik krizinin derinliði hakkýnda gözlerimizi açýyor olsa gerek…
“Ýmam-Hatip”ler ve “baþörtüsü” konusu ayný zamanda Ýslami kimliðe yönelik kin ve öfke yüklü bir saldýrganlýðýn boyutlarýný gösteriyor…
Bu zulüm ve zulmet çaðýnda muharref ve mülevves bir kimlikle kabul göremeyeceðimize göre sahih ve salih bir kimlikle var olmalýyýz…
Bu kimlikte muvahhid, muttaki, mücahid karakterimiz belirginleþmeli…
Bu kimlik, esenlik yurdunda “rýza” ve “rýdvan”la buluþma vesilemiz olacaktýr…
Krizden kurtuluþ yolu:
Ýman !
Ramazan Kayan