Miras hukukuyla ilgili esaslar By: sumeyye Date: 22 Ocak 2011, 15:32:22
Miras Hukukuyla Ýlgili Esaslar:
Miras ahkâmýyla ilgili meseleler, bazý genel esaslara dayanýr. Bunlar þunlardýr: [1323]
1. Mirasta Ýtibar Akrabalýðadýr:
Bu konuda muteber olan tabiî olan birliktelik, yardýmlaþma ve sevgidir. Bunlar cibillî bir mahiyet arzeder; sonradan peydahlanmýþ birliktelikler gibi deðildir. Sonradan olan beraberlikler, munzabýt olmaz. Dolayýsýyla bu özellikte olan þeyler üzerine küllî kanunlarýn bina edilmesi mümkün deðildir. "Allah'ýn kitabýna göre rahim sahipleri (akrabalar) birbirlerine (varis olmaya) daha yakýndýrlar. [1324] âyeti bu manayý ifade etmektedir.
Bu esastan hareketle miras hakký, sadece rahim sahibi akrabalara tanýnmýþtýr. Bunun tek istisnasý eþlerdir. Eþler, rahim sahiplerine þu gerekçelerden dolayý katýlmýþlar ve onlar gibi mirasçý kýlýnmýþlardýr:
i. Ev idaresi konusunda aralarýnda yardýmlaþma vardýr. Her biri, diðerinin kâr ve zararýný, kendi kâr ve zararý olarak görür.
ii. Koca, karýsýnýn nafakasýný karþýlar ve malým ona emanet eder, elinde olan þeyleri ona güvenir. Bunun sonucunda koca, hanýmýnýn geride býraktýðý malýn hepsinin ya da bir kýsmýnýn gerçekte kendisinin olduðunu düþünür. Bu sonu gelmez bir münakaþa zemini demektir. Ýþte þeriat bu derdi, kocaya terekenin dörtte birini, ya da yarýsýný vermek suretiyle kökünden kesip atmýþtýr. Böylece bu miktar, kalbini hoþnut edecek ve husumetini kýracaktýr.
iii. Zevce, kocasýndan çocuklar doðurmuþ olabilir. Bu çocuklar hiç þüphe yok ki babalarýnýn nesebinden ve onun kabilesinden-dir, onun ait olduðu yere ait olur. Ýnsanýn annesiyle olan irtibatý hiçbir zaman kopmaz. Ýþte bu yönden zevce de, kabile ile irtibatý hiçbir zaman kesilmeyen rahim sahibi akrabalar arasýna katýlýr ve onlar mesabesinde sayýlýr.
iv. Kocanýn ölümünden sonra zevcenin, kocanýn evinde iddet beklemesi gerekir. Elbette ki bunda sayýlamayacak kadar çok fayda vardýr. Bu halde iken kadýnýn geçimini üstlenecek kocanýn kabilesinden bir kimse bulunmaz. Bu durumda kadýnýn maiþetinin, kocanýn malýndan karþýlanmasý gerekecektir. Bu, belli bir miktar ile belirlenemez. Çünkü kocanýn ne kadar býraktýðý bilinmez. Bu durumda onun hakkýnýn, sekizde bir veya dörtte bir gibi þayi bir hisse kýlýnmasý taayyün eder. [1325]
2. Akrabalýk Ýki Kýsýmdýr:
i. Hasepte, nesepte, mevkide beraberlik saðlayan, ayný kabileden olmayý ve ayný mertebede bulunmayý gerektiren akrabalýk.
ii. Hasepte, nesepte ayný mertebede beraber olmayý gerektirmeyen, ancak sevgi ve þefkat baðý ile baðlý olunan ve miras iþi þayet ölünün kendi takdirine býrakýlacak olsaydý asla ihmal etmeyecek olduðu akrabalýk.
Bunlardan birinci türden olanlarýn, ikincisi üzerine tafdili gerekir. Çünkü Arap-Acem bütün insanlar, bir adamýn mevkiinin ve servetinin elinden çýkýp baþka bir kavme geçmesini zulüm ve haksýzlýk görürler ve bunu bir türlü hazmedemezler. Buna karþýlýk kiþinin mevkii ve malýnýn, kendisinden sonra kendi kabilesinden onun yerini alacak birine verilmesi halinde bunu adaletin gereði görürler ve rýza gösterirler. Bu, insanlarýn yaratýlýþlarýnda mevcut bulunan cibillî bir özellik gibidir ve kalplerinde köklü bir þekilde yer eder. Ancak zamanýmýzda olduðu gibi nesepler birbirine karýþýr ve insanlarýn yardýmlaþma ve dayanýþmasý neseple olmaktan çýkarsa o zaman bu bir istisna olabilir. Ýstisnalar ise dikkate alýnmaz.
Ýkinci türden olan akrabalarýn haklarýnýn ihmal edilmesi de caiz olmaz.
Bu esas gereði olarak, annenin mirastan payý, kýzýn ve kýz-kardeþin payýndan daha az olmuþtur. Oysa ki anneye iyilik etmek, onu gözetmek çok daha güçlü bir emirdir. Buna raðmen mirastan daha az almaktadýr. Çünkü anne, oðlunun mensup olduðu kabileden deðildir, onlarýn hasep ve nesebine ortak deðildir, onlarýn bulunduðu mevki ve þerefte deðildir. Onun yerini dolduran kimselerden de deðildir. Meselâ oðul Hâþimî soyundan olabilir, annesi ise Habeþî olabilir; oðul Kureyþî olabilir, anne ise Arap olmayabilir. Oðul hilâfet hanedanýndan, anne ise hayat kadýný olabilir.
Kýz ile kýzkardeþe gelince, bunlar kiþinin kendi kabilesinden ve ailesindendir.
Annenin çocuklarý (anne bir kardeþler) da mirasçý olmalarý halinde üçte birden fazlasýný asla alamazlar.
Þöyle ki: Adam Kureyþli, anne bir kardeþi ise Temimli olur. Bu iki kabile arasýnda husumet olabilir ve bu durumda herkes, diðer kabileye karþý kendi kabilesine yardým eder. Dolayýsýyla anne bir kardeþler ayrý ayrý saflarda yer alýrlar. Bu durumda insanlar, anne bir kardeþin, öz kardeþ gibi sayýlmasýný hakkaniyetli bulmazlar.
Rahim sahibi akrabalara katýlan zevce de, miras paylarý arasýndan en azým (dörtte bir ya da sekizde bir) alýr. Birden fazla olmalarý halinde ise, bu payý kendi aralarýnda paylaþýrlar; asla diðer mirasçýlarýn payýna uzanamazlar. Dikkat edilirse zevce, kocanýn ölümünden sonra bir baþkasýyla evlenebilir ve aile ile olan ilgisi tamamiyle kesilir. Bu da onlarýn aileden olmadýðýný gösterir ve paylarý bu yüzden az olur. [1326]
[1323] Þah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliða Ýslâm Düþüncesinin Ýlkeleri, Ýz Yayýnlarý: 2/367.
[1324] Enfâl 8/75.
[1325] Þah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliða Ýslâm Düþüncesinin Ýlkeleri, Ýz Yayýnlarý: 2/367-368.
[1326] Þah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliða Ýslâm Düþüncesinin Ýlkeleri, Ýz Yayýnlarý: 2/368-369.