Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Kabre Konulduktan Sonra By: Gulinur Date: 22 Ocak 2011, 11:41:09
KABRE KONULDUKTAN SONRA


Soru

Ölen insan, kabire konulduktan ve imam gittikten sonra mý anlýyor öldüðünü? O tahtayý da o yüzden mý yerleþtiriyorlar mezarlýða? O yüzden o tahtaya kafasýný çarptýktan sonra anlarmýþ öldüðünü diyorlar doðru mu? Ne zaman ve nasýl anlýyor kiþi öldüðünü?


Cevap
Deðerli Kardeþimiz;

Ölünün kabri toprakla örtülüp düzlendiði ve insanlar daðýlmaða baþladýklarý zaman, kabrin yanýnda durup þöyle demeyi sahabiler müstehap görürlerdi: "Ey falan, La ilahe illallah de." Bunu üç kere tekrar eder. Sonra yine ölüye hitaben: "Ey falan, Rabbim Allah, dinim islam, Peygamberim Muhammeddir (sav) de" diye telkinde bulunurlar.

Definden sonra telkin vermek meþrudur. Ama yapýlmasý kesinlikle emredilmiþ bir iþ deðildir. Peygamberimizin telkin verdiðine dair bir habere rastlanmamýþtýr. Ancak ashaptan ve tabiinden yukarýdaki rivayetler gelmiþtir.

Ölü ruhun cesedinden ayrýlmasýndan sonra öldüðünü anlamaktadýr. Nitekim hadislerden de anlaþýldýðý gibi ruhun cesedden ayrýlmasý ile nimet ve azap baþlamaktadýr. Ayrýca ölünün sadece baþ tarafý deðil bütün vucudunun üstüne tahta, kerpiç veya kamýþtan þeylerle örtmek müstehaptýr.

Ölüm mutlak yokluk deðil, bir halden bir hale geçiþ ve bir evden diðer bir eve göçüþtür þüphesiz. Bu göçün baþlangýcý, dünyada birbirine en sýký baðlarla baðlý olan, bedenle ruhun birbirinden ayrýlmalarýdýr. Bu nedenle ruhun bedenden ayrýlýþý, çýkýþý ve bundan sonra ebedi istirahatgâhý olan Cennet ya da Cehennem'e varýncaya kadar olan yolculuðu ve bu yolculuk esnasýnda geçecek olan hadiseler önemlidir.

Ruh bedenden ayrýlýnca, yani insan ölünce artýk biz onun bulunduðu âlemde sürdürdüðü hayatý müþahede edemiyoruz. Ama þer'î naslarda haber verilmiþ olan her þeye kesin olarak inanýyoruz. Gözlem ve deney sahasýndan uzak olan, dünyadaki kesif cisimlerin idraki için verilmiþ olan duyularýmýzla idrak edemediðimiz bu fizik ötesi âlemde meydana gelen olaylarý ve ölümden itibaren insanlarýn baþýna gelecek þeyleri ancak nakli delillerden öðrenebiliriz. Ýnsanlarýn bu ebediyet yolculuðu esnasýndaki halleri, âyet ve hadislerde yeter derecede izah edilmiþtir. Öyleyse ebediyet yolcularýnýn ilk yola çýkýþlarý olan ruhun bedenden çýkýþý ve ölünün cesedi kabre konuluncaya dek basma gelecek hallerden iþe baþlayarak bu husustaki haberlere bir göz atalým.

Kur'an-ý Kerim'de hem: "Sizden birinize ölüm geldiði vakit, elçilerimiz (meleklerimiz) onun ruhunu alýrlar." 1 buyurulmakta, hem:."Allah, nefislerin ölümü zamanýnda canlarýný alýr." 2 buyurulmakta, ve hem de: "(Ey Rasûlum, onlara) de ki; sizin canýnýzý almaya vekil kýlýnan ölüm meleði (Azrail) canýnýzý alacak..." 3 buyurulmaktadýr. Buna göre, ölüm meleði,. Allah Teâlâ ve Allah'ýn ruhlarý almakla görevlendirdiði melekler ruh'u almaktadýrlar. Bu âyetler arasýnda var gibi görünen zýtlýðý ortadan kaldýrmak için âlimler, hadis-i þeriflere müracaat ederek þöyle bir açýklama getirmiþlerdir :

Ölümün gerçek faili Allah Teâlâ'dýr. O, hikmeti icabý, ruhlarý almakla ölüm meleðini (Azrail'i) görevlendirmiþtir ve ölüm meleðinin yardýmcýlarý durumunda bir kýsým melekler daha bu iþte görevlidirler. Buna göre, ölümün baþlangýcý olan, ruhun ayaklardan itibaren boðaza kadar çýkarýlmasý iþini yukarýdaki birinci âyette iþaret olunan ölüm meleðinin yardýmcýlarý yapmakta: gýrtlaða gelmiþ olan ruhu ise, âyet-i kerimede "Ölüm Meleði" adý verilen Azrail almaktadýr. Ölümün hakiki faili ve yaratýcýsý ise Allah Teâlâ'dýr. Böylece yukarýdaki üç âyet, birbirini desteklemekte ve ölüm fiilinin meydana geliþinde rolü olanlarý beyan etmektedirler. Aralarýnda hiçbir te'âruz yoktur. 4

Ölüm meleðinin ruhlarý alýþý, Allah'ýn izniyledir. Allah'ýn izni olmaksýzýn bir sivrisineðin caným almaya bile güç yetiremez.5 zira meleklerin hür iradeleri olmadýðý gibi, emrolunan iþleri yapmak için gereken kudreti de kendilerine Allah Teâlâ verir. O'nun emri ve izni olmadan hiçbir þeye güç yetiremezler.

Ölüm meleðinin yardýmcýlarý, rahmet ve azap meleklerindendir. Bir insan vefat edeceði zaman ölüm meleði ile birlikte rahmet ve azap melekleri de hazýr olur. Bunlarýn sayýlarýnýn dört, ya da üç rahmet, üç de azap olmak üzere altý olduðunu bildiren rivayetler vardýr.6

Bu melekler eceli gelmiþ olan mü'mine güzel surette görünüp rýfk ile. yumuþaklýkla muamele ederler. Ve mü'minin ruhuna: "Çýk, ey güzel cesette bulunan doygun ruh. Hamdedici ve Allah'ýn rahmetiyle, güzelliklerle müjdelenmiþ olarak çýk ve Rabbine kavuþ." diye hitap ederler.7 Mü'mine verilen bu müjde ve meleklerin güzel görünüþü, kýlýçlarýn vuruþundan daha þiddetli olan ölüm acýlarýný unutturur ve onu sevince garkeder. Bir hadis-i þerifte ölüm acýlarý, yünün içinden çekilen dikene teþbih edilerek, dikenin yünden bir þeyler kopardýðý gibi, ölümün de mutlaka acýlarýnýn olacaðýna iþaret edilmiþtir. 8 Þeddâd b. Evs de (v. 41/661) þöyle demiþtir: "Ölüm mü'mine dünya ve âhiret musibetlerinin en korkuncudur... Eðer ölülerden biri kalkýp da dünyadakilere ölümü haber verseydi, dünyadan faydalanamaz ve hiç bir þeyden lezzet alamazlardý. 9

Ölümün þiddetini þöyle bir kýyasla daha iyi anlatmak mümkündür: Bizim bir yerimize bir diken batýnca, yahut bir uzvumuz kesilince duyduðumuz acý, o anda oradan canýn çekilmesi sebebiyledir. Bunu, bütün uzuvlardan canýn çekilmesi anýndaki duruma kýyaslarsak ölüm acýsýnýn ne kadar þiddetli olacaðý daha iyi anlaþýlýr. Ruh vücudumuzu tedricî olarak terk eder. önce ayaklardan yukarý doðru çekilir, ayaklar soðumaða baþlar. Daha sonra ise bacaklar ve daha yukarý kýsýmlardan çekilir ve gýrtlaða gelince artýk insanýn dünya ile ilgisi kesilir. Dünyayý göremez ve öteki âleme yönelmiþ olur. 10

Ölüm anýnda insanýn yanýna gelen melekler, kâfire son derece korkunç bir surette görünerek þöyle hitap ederler: "Çýk, ey habis cesette olan habis ruh. Alçaltýlmýþ olarak ve Cehennemle müjdelenmiþ olarak çýk." Bu hitap ruhun çýkýþýna dek sürer. 11

Lafýzlarýnda bazý faklýlýklar olsa da manâ yönünden ayný olan rivayetlerde mü'minin ruhunun ölüm meleði tarafýndan alýnýr alýnmaz hemen yanýnda bekleyen rahmet meleklerine verileceði ve onlar tarafýndan yükseltileceði; kâfir ve kötü kimselerin ruhlarýnýn ise bekleyen azap meleklerine teslim edileceði ve kendisine gök kapýlarýnýn açýlmayacaðý haber verilmiþtir. Kur'an-ý Kerim'de iþaret olunduðu gibi, 12 ölüm meleðinin ruhu alýþý esnasýnda hazýr bulunan rahmet ve azap melekleri birbirlerine "bunun ruhunu kim yükseltecek?" diye sorarlar. Ta ki Allah Teâlâ bunlardan birine o kiþinin ruhunu almalarýný emredinceye dek. 13 Bu esnada ruh müdrik olarak bakî kaldýðýndan dünya hayatýnýn sona erdiðini ve bedenden ayrýldýðým bilir. 14

Bera' Ýbn Âzib'den rivayet edilen bir hadis-i þerifte ruhun cesetten çýkýþý ve mezara konuluncaya kadar baþýndan geçen olaylar þöyle anlatýlýyor: "Resûlullah (S) ile birlikte ensardan bir adamýn cenazesine gittik. Kabre vardýðýmýzda mezar henüz kazýlmamýþtý. Peygamber (S) oturdu, biz de yaný baþýna oturduk. Sessiz duruyorduk. Rasûlullah (S) elindeki bir odun parçasýyla topraðý karýþtýrýyordu. Birden bire baþýný kaldýrdý ve iki ya da üç kere: "Kabir azabýndan Allah'a sýðýnýn!" dedi. Ve sonra þöyle buyurdu: "Mü'min kul dünyadan ayrýlmak ve âhirete göçmek üzereyken ona semâdan yüzleri güneþ gibi parlak melekler, Cennetten getirdikleri kefen ve kokularla gelip baþ ucuna oturur ve þöyle der: Ey iyi ruh, çýk ve Allah’ýn maðfiretine rýzasýna kavuþ, 15 Kabýn aðzýndan suyun aktýðý gibi ruhu çýkar ve onu ölüm meleði alýr. Hazýr olan melekler, göz açýp kapayýncaya kadar bir zaman içerisinde mü'minin ruhunu ölüm meleðinin elinden alýp, getirdikleri kefen ve güzel kokular içine koyarlar ki, ondan çýkan miskten daha güzel bir koku yeryüzüne yayýlýr. O ruhu hemen yükseltirler. Rastladýklarý her melaike topluluðu bu hoþ kokunun ne olduðunu sorarlar. Mü'minin güzel kokulu ruhunu yükselten melekler de onun dünyadaki en güzel isimleriyle falan oðlu falan diye söylerler. Ta ki, dünya semâsýna varýnca gök kapýlarýnýn kendisine açýlmasýný isterler. Gök kapýlarý açýlýr ve yükselirken ta yedinci kat semaya kadar her semada bulunanlar onu daha sonraki en yakýn semâya dek uðurlarlar. Böylece yedinci kat semâya gelince Allah Teâlâ: "Kulumun kitabýný (dünyada iþlemiþ olduðu iyi amelleri) Ýlliyyûn'a, yani Levh-i Mahfuz'un bir kýtasýna yazýn ve onu yeryüzüne iade edin. Ben Azîmuþþân onlarý topraktan yarattým. Yine topraða çevireciðim ve ikinci defa ondan çýkaracaðým." buyurur ve melekler ruhu yeryüzüne indirirler. Ceset kabre girdikten sonra da ruh cesede iade olunur...” 16

Diðer bir rivayette ise mü'minin ruhunun çýkýþý yaðdan kýl çekmeye teþbih edilmiþ, ve çýkar çýkmaz hazýr bulunan rahmet melekleri tarafýndan Ýlliyyûn'a götürüleceði haber verilmiþtir. 17

Þa'ranî'nin "Muhtasaru't-Tezkire" de naklettiðine göre, Ýmam Gazzalî'de "Keþfu Ulûmi'l-Âhire" adlý eserinde yukarýdaki Berâ' Ýbn Âzib hadisindekine yakýn bir ifade ile ruhun yedi kat semâya yükseltiliþini ve Allah Teâlâ'nýn huzuruna çýkarýlýþýný anlatmaktadýr. Gazzâlî'nin anlatýlýþýnda her gök kapýsýnýn açýlýþýnda, mü'minin iyi amellerinden bir ya da bir kaçýnýn melekler tarafýndan medh için zikredileceði de vardýr. 18

Dahhâk'tan (v. 105/723), âyeti 19 için "Ýnsanlar bedenini teçhiz ederken melekler de ruhunu teçhiz ederler" dediði rivayet edilmiþtir. 20 Ebû Hureyre (v. 57/676) nin Rasûlullah (S) den rivayet ettiði isnadý hasen bir hadis-i þerifte, mü'minin ruhunun rahmet melekleri tarafýndan semâya yükseltileceði ve orada mü'minlerin ruhlarýnýn yanýna götürüleceði haber verilmektedir. Mü'minler, yeni gelen ruh sebebiyle çok sevinecekler ve ona hemen dünyadakileri "falan ne yaptý? Filanýn durumu nasýl?..." gibi sorularla sormaya baþlayacaklar. O esnada onlara: "Arkadaþýnýzý býrakýn istirahat etsin. Çünkü o þiddetli bir geçitte idi." denir. Sonra yine sorularýna devam ederler. Sorulanlardan bazýlarý için: "O öldü. Size gelmedi mi?" deyince: "Ateþe götürüldü." derler. Kâfir Öldüðü zaman ruhundan çok kötü bir koku yayýlýr ve ruhu kâfirlerin ruhlarýnýn yanma getirilir.21 Ebu Hureyre, kendisinden sahih bir senetle nakledilen sözünde de, mü'minin ruhunun semâya yükseltileceðini ve orada mü'minlerin ruhlarýnýn gelip kendisine dünyadaki tanýdýklarýný soracaklarýný söylemiþtir.22

Ýstanbul surlarý dibinde medfun olan Ebû Eyyûb el-Ensarî (v. 51/671) de mü'minin ruhunun yükseltiliþini anlatýrken rahmet ehlinin kendisini karþýlayarak dünyadakileri soracaklarýný haber vermektedir. 23 Meþhur hadis ravisi Vehb b. Münebbih (v. 110/728), mü'minlerin ruhlarýnýn gelen mü'mini karþýladýklarý ve dünyadan haber sorduklarý bu makamýn yedinci kat semâda Allah tarafýndan mü'minlerin ruhlarý için yaratýlmýþ parlak bir yer olduðunu belirtmiþtir. 24

Yine hadis-i þeriflerde ifade edildiðine göre, kâfir ve günahkâr olanlarýn ölümü anýnda melekler kendilerine korkunç bir surette görünecek, kendisini azapla müjdeleyecek ve ýslak yünden dikenli demirin çýkarýldýðý gibi, zorla ve azap ederek ruhlarým alacak. 25

Bu esnada imansýzlar çok þiddetli azap ve korku içinde olacak. Ölüm meleði çýkardýðý ruhu, yanýnda Cehennem'den getirdikleri bir ateþ parçasýyla bekleyen azap meleklerine teslim edecek. O esnada kâfirin ruhundan çýkan pis koku her tarafa yayýlacak. Azap melekleri bu ruhu, dünya semâsýna götürüp kapýlarýn açýlmasýný istedikleri zaman gök kapýlan açýlmayacak ve ruhu Siccin'e, emsali ruhlarýn yanýna götürülüp yaptýðý kötülükler oraya yazýldýktan sonra ruh, kabre konan cesedine iade olunur.26

Kur'an-ý Kerim'de bunlarýn hali þu þekilde dile getirilmiþtir: "Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara iman etmeyi kibirlerine yediremeyenler (var ya), onlara gök kapýlarý açýlmaz (ruhlarý göðe yükselmez) ve deve iðnenin deliðinden geçinceye kadar (yani hiç bir zaman) Cennete giremezler. Ýþte biz, günahkârlara (müþriklere) böyle ceza veririz."27

Bu konuda mü'min ve kâfirin hallerini anlatan haberler pek çoktur. Burada Ebu Hureyre'den Müslim'in (v. 261/874) rivayet ettiði hadis-i þerifi de zikrederek konuyu noktalayalým. Ebu Hureyre (R), Rasûlullah (S) in þöyle buyurduðunu söylemiþtir: "Mü'minin ruhu çýktýðý zaman, onu iki melek karþýlayýp alýrlar ve yükseklere götürürler." Râvi Hammâd (v. 167/783), müteakiben güzel kokusunu ve miski zikretti, demiþtir. Daha sonra Peygamberimiz (S): "Ve semâ halký: "Arz (yeryüzü) tarafýndan hoþ ve güzel bir ruh geldi. Allah sana ve (dünyada iken) imar edegeldiðin cesedine salât eylesin." derler. Müteakiben Aziz ve Celil olan Rabbine götürülür. Sonra: "Bunu ecelin sonuna (yani Sidretü'l-Müntehâ'ya) götürün" buyurulur. Kâfire gelince; onun ruhu çýktýðý zaman . Hammâd, pis kokusunu ve laneti de zikretti, dedi semâ ehli, arz tarafýndan habise bir ruh geldi, derler. Onu ecelin sonuna (yani Siccîn'e) götürün, denilir." Ebu Hureyre: "Rasûlullah (S), hemen üzerinde bulunan ince örtüyü burnuna götürdü de þöylece kapattý." dedi. 28

Mü'minin ruhunun burada anlatýlan hallerle karþýlaþmasýnýn, yýkanýp kefenleninceye kadar sürdüðü ve cesedi kefenlenirken, ruhun da birlikte kefene gireceði bildirilmiþtir. 29 Diðer bir rivayette ise, yýkanmasý esnasýnda cesedi seyrettiði haber verilmektedir.30 Bazý rivayetlerde ise kabre konuluncaya ve üzerine toprak atýlýncaya dek bir meleðin elinde cesede yapýlan muameleyi seyredeceði ve daha sonra kabre konan cesedine döneceði haber verilmiþtir ki, 31 bunlarýn hepsi de mümkün þeylerdir. Çünkü zaman izafidir ve bize göre çok kýsa bir zaman hududu içerisinde, Allah'ýn mü'minin ruhuna bir çok olayý yaþatmasý mümkündür.

Kâfir ve günahkâr olanlar ise, cesetlerine yapýlan muameleyi içinde bulunduklarý azap durumu ve hasretleri sebebiyle bilemezler. Onlar, kendi baþlarýna gelecek olanla meþguldurlar. 32

Dipnotlar:

1) En'am, 6/61.

2) Zümer, 39/42.

23) Secde, 32/11.

4) Hasan el-Ýdvi, el-Hamzavi, Meþariku’l-envar, s. 23. M. Kesteliyye, 1277 h. ve Mýsýr, 1316

5) Ayný eser, s. 25-26.

6) Bkz. Ayný eser, s. 25.

7) Þa'râni, Tezkiretü’l-imam Ebi Abdillah el-Kutubi,  s. 17, Kahire, 1310

8) Ahmet Faiz, el-Yevmü'1-âhir, s. 83; Gazzâli, Muhammed b. Muhammed, lhya-u Ulûmi'd-Din, c. IV, s. 447, Mýsýr, 1939.

9) Gazzâli, a.g.e. c. IV, s. 447; Ahmed Faiz, a.g.e. s. 83.

10) Gazzâli, a.g.e. c. IV, s. 445-446; Ahmed Faiz, a.g.e. s. 82.

11) Þa'rani, ag.e. s. 17.

12) Bkz. Kýyâme, 75/27.

13) Abdullah Sirâcuddin., el-Ýman bi Avalimi'l-Ahire, s. 47, Halep, 1977.

14) Gazzâli, Dürretü'l-Fâhire. v. 311 b; Kýyâme, 75/28 âyeti de bu durumu bildirir.

15) Fecr, 89/27-28 âyetlerinde bu hitap dile getirilmiþtir.

16) Ahmed b. Hanbel, Mûsned, c. IV, s. 287-288; c. IV, s. 295-29; Rodosizâde, Ahvâl-i Âlem-I Berzah, v. 51 a-51 b; Hasan el Idvi, a.g.e. s. 36-37; M. Kesteliyye, 1277 h; Abdullah Sirâcuddin. a.g.e. s. 48-49; Sübki, Þifaü's-Sikam, s. 166-167, Bulak. 1318 h.

17) Þa'râni a.g.e. s. 18; Hasan el-Idvi, a.g.e. s. 9, Mýsýr, 1316.

18) Þa'rânî a.g.e. s. 19;Hasan el-Idvi,a.g.e. s.l7, Mýsýr, 1316 h.

19) Kýyâme. 75/29.

20} Suyûtî, Þerhüs-Sudûr. v. 26 b; v. 1.66 b.

21) Nesâi, Sünen, Cenâiz, 9, c. IV. s. 8-9; Suyuti Büþra'1-Keib Bi Likâi’l-Habib, v. 144 b; Suyûtî, Þerhüs-Sudûr, v. 37 a.

22) Suyûtî,Büþra'l-Keib, v. 144 b.

23) Þa'rani, a.g.e. s. 18.

24) Ayný eser, ayný yer.

25) Abdullah Sirâcuddin, a.g.e. s. 50.

26) Ýbn Mâce, Sünen, Zühd, 31, c. II, s. 1423-1424; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.II.s. 364-365; c. VI, s. 140; Ýskilipli Atýf Hoca, Mir'âtü'l-lslâm, s. 180-181; Ýst. Tarihsiz, (Frenk Mukallitliði ve Ýslam Adlý eserin sonunda); Abdullah Sirâcuddin, a.g.e. s. 50.

27) Araf, 7/40.

28) Müslim, Sahih, Cennet, 17, c. IV, s. 2202.

29) Hasan el-Idvî, a.g.e. s. 34, M. Kesteliyye, 1277 h.

30) Ayný eser, s. 37.

31) Ayný eser, s. 38.

32) Þa'rani, a.g.e. s. 20.

Kaynak: Süleyman Toprak, Ölüm ve Ötesi

Selam ve dua ile...


radyobeyan