Peygamberimizin Hayatý
Pages: 1
Efendimizin pak nesebleri By: hafiza aise Date: 18 Ocak 2011, 15:51:38
Efendimizin Pak Nesebleri
 
Cenâbý Hakk, insanlýðýn babasý Hz. Adem'i yaratmýþtý.

Baþýný kaldýrýp bakan Âdem (a.s.), Arþý Âlâ'da muazzam bir nurla bir isim yazýlý gördü: "Ahmed."

Merak edip sordu: "Yâ RabbiL Bu nur nedir?"

Allah Teâlâ buyurdu: "Bu, senin zürriyetinden bir peygamberin nurudur ki, onun ismi göklerde Ahmed ve yerlerde Muhammed'dir. Eðer o olmasaydý, seni yaratmazdým!"1

îmanýmýzla kabul ettiðimiz bu muazzam gerçeði, milyarlar sene sonra gelen gelen o nurun sahibi de, bütün açýklýðýyla ifade buyurmuþlardýr.

Bir gün ashabtan Abdullah b. Câbir (r.a.), "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Bana, Allah'ýn, her þeyden evvel yarattýðý þey nedir, söyler misin?"

Þu cevabý verdiler:

"Her þeyden evvel senin Peygamberinin nurunu, Kendi nurundan yarattý. Nur, Allah'ýn kudretiyle dilediði gibi gezerdi. O zaman ne Levh, ne kalem, ne Cennet, ne Cehennem, ne melek, ne semâ, ne arz, ne güneþ, ne ay, ne insan ve ne de cin vardý."2

Semâyý bütün haþmetiyle aydýnlatan nur, sonra ilk olarak Hz. Adem'in alnýnda parladý. Sonra peygamberden peygambere geçerek Hz. Ýbrahim'e (a.s.) kadar geldi. Ondan da oðlu Hz. Ýsmail'e intikal etti."Peygamberlerin Babasý" olarak anýlan Hz. Ýbrahim'in iki oðlu vardý: Ýshak ve Ýsmail (a.s.). O, oðlu Ýshak'ýn neslinden birçok peygamberin geleceðini Cenabý Hakk'ýn ilhamýyla bilmiþti. Ancak, çok sevdiði Hacer'den dünyaya gelen oðlu Ýsmail'in (a.s.) neslinden peygamber gelip gelmeyeceði meçhuli idi.

Bununla birlikte, âhirzamanda büyük bir peygamberin gönderileceðini de biliyordu. Bu sebeple de, Son Peygamber'in, çok sevdiði oðlu Ýsmail'in neslinden gelmesini þiddetle arzu ediyordu.

Ýlk banisi Hz. Âdem olan yeryüzünün ilk mabedi Kabe, uzun zamanýn geçmesiyle yýkýlmýþ, âdeta yerle bir olmuþtu. Hz. Ýbrahim, bu mukaddes binanýn tekrar inþasý için Cenâbý Hakk'tan emir aldý ve oðlu Ýsmail'le birlikte derhâl çalýþmaya koyuldu.

Kabe'nin inþasý tamamlanýnca, baba oðul ellerini dergâhý Ýlâhî'ye açarak þöyle yalvardýlar:

"Ey Rabbimiz!.. Neslimizden gelen Müslüman ümmet içinden bir peygamber gönder; ki o, onlara âyetlerini okusun, Kitab'ý ve hükümlerini öðretsin, onlarý günahlardan temizlesin!"3

Ýþte, Cenâbý Hakk, yapýlan bu samimî duayý cevapsýz býrakmadý ve Hz. Ýsmail'in neslinden, Peygamberlerin Reisi Hz. Muhammed'i (s.a.v.) göndererek kabul etti. Bu gerçeði bizzat Kâinatýn Efendisi, "Ben, babam Ýbrahim'in duasýyým."4 diyerek ifade buyurmuþlardýr.

Hz. Ýsmail'in evlâd ve torunlarý gittikçe çoðaldý ve Arap Yarýmadasýnýn her tarafýna daðýldý. Ýçlerinden Adnan Oðullarý, onlar içinden Mudar Oðullarý ve onlar içinden de Kureyþ Kabilesi diðerlerinden üstün ve farklý oldu. Kureyþ Kabîlesi içinde ise, Haþîmîler kolu, hepsinden daha çok fazilet ve þeref buldu.

Bu gerçeði de bizzat kendileri þu þekilde ifade buyurmuþlardýr:

"Allah, Ýbrahim Oðullarýndan Ýsmail'i, Ýsmail Oðullarýndan Kinane Oðullarýný, Kinane Oðullarýndan da Kureyþ'i, Kureyþ'ten de Benî Haþîm'i, Benî Haþîm'den de beni seçmiþtir."5

Bütün kaynaklarýn ittifakla belirttikleri, Kâinatýn Efendisinin 20. dedesine kadar uzanan neseb silsilesi þöyledir:

"Muhammed (s.a.v.), Abdullah, Abdûlmuttâlib (asýl ismi Þeybe), Haþîm, Abdi Menaf [Muðîre], Kusay, Kilab, Mürre, Kâb, Lüeyy, Galib, Fihr, Mâlik, Nadr, Kinane, Huzeyme, Müdrike [Amir], Ýlyas, Mudar, Nizar, Maad, Adnan."6

Ýþte, Fahri Kâinat Efendimizin büyük dedeleri, bu zâtlardý. Her birinin zürriyeti çoðalmýþ ve her biri pek çok cemaatin reisi, birçok kabîle ve aþiretin dedesi ve babasý olmuþlardýr.

Ancak, ne vakit birinin iki oðlu olsa veya bir kabîle iki kola ayrýlsa, Sevgili Peygamberimizin soyu en þerefli ve en hayýrlý olan tarafta bulunur ve her asýrda onun büyük dedesi kim ise yüzünde parlayan müstesna nurdan bilinirdi.

Yirminci Dededen Sonraki Neseb Çizgisi

Neseb âlimlerince, Peygamber Efendimizin 20. dedesi olan Adnan'ýn, Hz. Ýbrahim'in neslinden olduðu ittifakla kabul edilmektedir. Adnan ile Ýbrahim (a.s.) arasýnda uzun bir zaman mesafesi vardýr. Bir kýsým neseb âlimleri arada 40 batýn [gö­bek] bulunduðunu belirtirler.7

Buna binâen, aradaki zaman biriminin ne kadar uzun oldu­ðunu az çok tasavvur etmek mümkündür.

Bu sebeple, Resûli Ekrem Efendimizin 20. dedesi Adnan'­dan Hz. Ýbrahim'e kadar olan ikinci kademe neseb silsilesi, ba­samak basamak tesbit edilememiþtir. Bazý neseb âlimleri yedi, bazýsý da dokuz göbekte Hz. Ýsmail'e Peygamber Efendimizin nesebini vardýrmýþlardýr. Haliyle bu, arada birçok basamaðýn atlandýðýný ortaya koyar.

 
2 Kastalanî, Mevahibû'lLedünniye, c. 1, s. 6. Kastalanî, A.g.e., c. 1, s. 7.

3 Bakara, 129.

4 ibni Hiþam, Sîre, c. 1, s. 175; Taberî, Tarih, c. 2, s. 128.

5 Ibni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 20; Müslim, Sahih, c. 7, s. 58.

6 Ýbni Hiþam, Sîre, c. 1, s. 13; ibni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 5556; Belâzurî,

Ensabû'lEþraf, c. 1, s. 12 v.d.; Taberî, Tarih, c. 2, s. 172180.

7 Mevlânâ Þiblî, Asrý Saadet, c. 1, s. 119.



Ynt: Efendimizin pak nesebleri By: mevlüdekalýnsaz Date: 10 Ocak 2014, 19:56:45
“Haz­ret-i Mu­ham­med (sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem)’den baþ­ka hiç­bir ku­lun, ne ne­se­bi bu de­re­ce maz­but­tur ne de Âdem (aley­his­se­lâm)’dan ken­di­le­ri­ne ge­lin­ce­ye ka­dar, soy asâ­le­ti ke­sin­ti­siz bir þe­kil­de de­vâm et­miþ­tir. Bu, Al­lâh Te­âlâ’nýn Ha­bîb-i Edî­bi’ne hu­sû­sî bir ik­râ­mý­dýr.” (Ýbn-i Hal­dun, I, 115)

Efendimiz(s.a.v) hakkýnda bir nebze de olsa bilgilerim arttý.Onun hakkýnda birazcýk da olsa bir þeyler öðrenmek beni çok mutlu kýlýyor.Bu bilgili ve güzel paylaþýmýnýz için teþekkürler.Rabbim razý olsun inþallah.

radyobeyan