Kuss b. Saide Efendimizi haber veriyor By: hafiza aise Date: 15 Ocak 2011, 11:28:47
Kuss B.Saide Efendimizi Haber Veriyor
Kâinatýn Efendisine peygamberlik vazifesinin verilmesinden birkaç yýl önceydi.
Arab'ýn Câhiliyye devrinde iki meþhur panayýrýndan biri olan Hicaz'daki "Suký Ukaz," renk renk yüzlerce insanla dolup taþmýþtý. Ýçlerinde pek çok Arap beliðleri de vardý. Bu sýrada, kýzýl tüylü bir deve üstünde 100 yaþýný aþmýþ bir pîri fânî peydahlandý. Gözleri çukura kaçmýþ, yaþlýlýktan iki büklüm olmuþ, fakat ruhu aydýnlýk bu süvari, Ýyad Kabilesinin büyüðü Kuss b. Saide idi. Cenâbý Hakk'ýn varlýk ve birliðine, haþir ve neþre inanan Kuss, Araplarýn þâiri, hatibi ve hakimi idi. Fesahatýyla dillere destan olmuþ bu zât, dikkat kesilmiþ ve derin bir sükûta dalmýþ yüzlerce insana beligane þöyle hitabediyordu:
"Ey insanlar!.. Geliniz, dinleyiniz, belleyiniz! Ýbret alýnýz! Yaþayan ölür, ölen fena bulur! Olacak neyse olur. Yaðmur yaðar, otlar biter; çocuklar doðar, annelerinin ve babalarýnýn yerini alýr. Derken, hepsi ölüp gider! Hâdiselerin ardý arkasý kesilmez; hepsi birbirini kovalar. Kulak tutunuz, dikkat kesiliniz; gökte haber, yerde ibret alýnacak þeyler var. Yeryüzü bir büyük dîvan, gökyüzü yüksek bir tavan. Yýldýzlar yürür, denizler durur. Gelen kalmaz, giden gelmez. Acaba vardýklarý yerden hoþnut olup da mý kalýyorlar? Yoksa, orada kalýp da uykuya mý dalýyorlar? Yemin ederim, yemin ederim ki, Allah'ýn indinde bir din vardýr ki, þimdi içinde bulunduðunuz dinden daha sevgilidir! Ve Allah'ýn gelecek bir peygamberi vardýr ki, gelmesi pek yakýndýr. Gölgesi baþýnýzýn üstüne geldi! Ne mutlu o kimseye ki, ona îman eder; o da kendisine hidâyet eyleye! Yazýklar olsun, ona isyan ve muhalefet edecek bedbahta!.. Yazýklar olsun, ömürleri gafletle geçen ümmetlere!..
"Ey insanlar!.. Hani ya babalar, dedeler, atalar?.. Nerede soy sop?.. Hani o süslü saraylar ve mermer binalar yükselten Ad ve Semud kavimleri?.. Hani ya, dünya varlýðýndan gururlanýp da kavmine, 'Ben sizin en büyük Rabbiniz deðil miyim?' diyen Firavunla Nemrud? Onlar, zenginlikçe, kuvvet ve kudretçe sizden çok daha üstün idiler. Ne oldular? Bu yer, onlarý deðirmeninde öðüttü, toz etti, daðýttý. Kemikleri bile çürüyüp daðýldý. Evleri yýkýlýp ýssýz kaldý. Yerlerini yurtlarýný þimdi köpekler þenlendiriyor. Sakýn, onlar gibi gaflete düþmeyin, onlarýn yolundan gitmeyin! Her þey fânidir; bakî olan, ancak Allah'týr. Ki O, birdir, þeriki ve nâziri yoktur! Ýbâdet edilecek, ancak O'dur. Doðmamýþ ve doðurmamýþtýr! Evvel gelip geçenlerde, bize ibret alacak þey çoktur! Ölüm bir ýrmaktýr. Girecek yerleri çok, ama çýkacak yeri yoktur! Büyük küçük hep göçüp gidiyor! Giden geri gelmiyor! Kat'î bildim ki, herkese olan, size ve bana da olacaktýr."181
Garibtir ki, bu muazzam hitabesini verip, Hatemû'lEnbiya'nýn pek yakýnda geleceðini haber veren Kuss b. Saide, o anda kendisini dikkatle dinleyenler arasýnda, geleceðinden söz ettiði zâtýn bulunduðundan habersizdi!
Câhiliyye devrinde Cenâbý Hakk'ýn kalblerine hidâyet ihsan ettiði bahtiyarlardan biri olan Kuss b. Saide'nin bu hitabesinden az zaman sonra Kâinatýn Efendisine nübüvvet ve risâlet geldi.
Fakat, Kuss, bu sýrada hayata gözlerini yummuþtu. Haliyle, pek yakýnda geleceðini müjdelediði Efendimizle görüþmek kendisine nasîb olmadý.
Aradan yýllar geçti.
Beni Ýyad'ýn müvahhid ve Hz. Ýsa'nýn dinine mensup bulunan büyüðü Carud b. Alâ adýndaki zât, kavminin ileri gelenleriyle birlikte, vasýflarýný öðrenmek üzere Resûlullah Efendimizin huzuruna vardý. Peygamber Efendimize ne ile gönderildiðini sorup öðrendikten sonra, "Seni hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, senin vasfýný Ýncil'de buldum. Seni, Meryem'in oðlu müjdeledi. Sana devamlý selâm olsun ve seni gönderen Allah'a da hamdolsun. Elini uzat. Ben þehâdet ederim ki, Allah'tan baþka ilâh yoktur ve sen, Allah'ýn resulüsün!" diyerek Müslüman oldu. Onu takiben de diðer arkadaþlarý Ýslâmiyete girdiler.182
Bu durumdan fazlasýyla memnun olan Fahri Kâinat Efendimiz, sordu: "Ýçinizde Kuss b. Saide'yi bilen var mý?"
Carud, "Elbette yâ Resûlallah!.." dedi, "Hepimiz onu biliriz. Hususan ben, hep onun yolunda gidenlerdenim!"
Bunun üzerine Resûli Zîþan Efendimiz þöyle buyurdular:
"Kuss b. Saide'nin bir zamanlar Suký Ukaz'da bir deve üzerinde, 'Yaþayan ölür, ölen fena bulur, olacak neyse olur!' diye okuduðu hutbesi hiç hatýrýmdan çýkmaz. O, bir hayli söz daha söylemiþti. Zannetmem ki, hepsi hatýrýmda kalmýþ olsun!"
Mecliste hazýr bulunan Hz. Ebû Bekir (r.a.) atýlarak, "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Ben de o gün Suký Ukaz'da hazýrdým. Kuss b. Saide'nin söylediði sözler hep hatýrýmdadýr. Müsaade buyurursanýz okuyayým!"
Sonra da mezkûr hutbeyi baþýndan sonuna kadar Huzuru Risâlet'te okudu.
Bunun üzerine heyetten de bir kiþi ayaða kalktý ve Kuss'un þiirlerinden birkaçýný daha okudu. Bu þiirlerinde de o, Haremi Þerifte, Haþîm Oðullarýndan Muhammed'in (s.a.v.) peygamber gönderileceðini açýkça zikr ve beyan etmiþti.
Bütün bunlardan sonra Resûlullah Efendimiz de, Câhiliyye devrinde hidâyet yolunu bulmuþ bu bahtiyar için þöyle buyurdu:
"Ümit ederim ki, Cenâbý Hakk, Kýyamet Gününde Kuss b. Saide'yi ayrý bir ümmet olarak hasreder!"183
181 Ahmed Cevdet Paþa, Kýsasý Enbiya, c. 1, s. 62.
182 ibni Hiþam, Sîre, c. 4, s. 221; Ýbni Sa'd Tabakat, c. 6, s. 560; Taberî, Tarih, c. 3, s. 161.
183 Ahmed Cevdet Paþa, A.g.e., c. 1, s. 62.
radyobeyan