Namazda oturmak By: sidretül münteha Date: 12 Ocak 2011, 21:40:33
NAMAZDA OTURMAK (KA'DE), TEÞEHHÜD VE SELÂM
1517-Tâvus radiyallahu anh'dan: Ýbn Abbâs'a dedi ki: "Ayaklarý üzerine çömelmek nedir?" "Sünnettir."
"Peki, bu kiþiye eziyet olmaz mý?" "Bu, Peygamberiniz sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetidir" dedi. IMüslim, Ebû Dâvud ve Týrmizî]
1518-Ýbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ilk iki rek'atta oturduðu zaman, kalkýncaya kadar sanki kýzgýn taþlar üzerindeymiþ gibi (aceleci) davranýrdý. [Sünen ashabý.]
1519-Ýbn Ömer radiyallahu anh'dan: Abdullah b. AbdiUah b. Ömer dedi ki: (Babam) tbn Ömer'in namazda otururken baðdaþ kurduðunu gördüm; ben de öyle ya pýnca beni bundan menederek dedi ki: "Na-
mazýn sünneti, sað ayaðýný dikip sol ayaðýný bükmendir."
"Ama sen de (baðdaþ) kuruyorsun!" dedi ðimde þöyle dedi: "Ayaklarým beni kaldýrmý yor." [Mâlik, Buhârî ve Nesâî.]
1520-Alî b. Abdirrahman el-Muâvî'den:
Ýbn Ömer, beni namazda taþlan kurcalar ken gördü. Namazý bitirince, beni bundan me nederek þöyle dedi: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yaptýðý gibi yap!"
Dedim ki: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem nasýl yapardý?" Þu cevabý verdi:
"Namazda oturduðu zaman, sað elini sað uyluðunun üzerine koyardý. Parmaklannm hepsini yumardý, baþ parmaktan sonraki par maðý ile iþaret ederdi. Sol elini de sol uyluðu nun üzerine koyardý."
1521-Diðer rivayet: "Sol elini sol dizinin üstüne koyardý, sað elini de sað dizinin üstü ne koyardý. Elli üç iþareti yapar ve þehâdet parmaðý Ýle iþaret ederdi." [Buhârî hariç. Altý ha dis imamý.]
1522-Ebû Dâvud ve Nesâî, Ýbnü'z-Zü-beyr'den benzerini rivayet etmiþlerdir ki o ri vayette þöyle geçer: "(Namazda otururken) duâ ettiðinde parmaðý ile iþaret eder ve onu kýmýldatmazdý."
1523-Tirmizî bunun benzerini. Âsim b. Kuleyb el-Cermî'den, o da babasýndan, o da dedesinden rivayet etti. Onda þöyle geçmek tedir: "Parmaklanný yumdu, þehadet parmaðý ný þöyle diyerek yaydý: "Ey kalpleri evirip çe viren! Kalbimi dinin üzerinde sabit kýl!"
1524-EbûYa'fur'dan:
Mus'ab b. Sa'd'ýn þöyle dediðini duydum: Babamýn yanýnda namaz kýldým. Avuçlarýmý birleþtirip, iki uyluðumun arasýna koydum. Ba bam þöyle diyerek beni bundan menetti: "Biz de böyle yapardýk, sonra bize yasaklandý ve el lerimizi dizlerimizin üzerine koymamýz emre dildi." [Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî.] Bunu oturma baþlýðý altýnda da zikretmiþtir. Hadis kitaplarýnda rükû babýnda geçmiþtir.
1525-MüslÝm'in rivayetlerinden: "Baba mýn (Sa'd'ýn) yanmda namaz kýldým; rükûa eðildiðimde parmaklarýmý yumup dizlerimin arasýna koydum. Bunun üzerine (paraýaklanmý açmam için) elime vurdu..."
1526-Diðer rivayet: Rükûa eðildim, "elim þöyle idi" dedim. (Sonra) ellerini birleþtirip iki uyluðunun arasýna koydu.
Benzerini nakletti.
1527-Ýbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, avuçlanmý avuçlarýna alarak sûre öðretir gibi te þehhüdü þöyle öðretti: "et-Tahiyyâtü lillâhi ve's-
salavâlü ve't-iayyibâtü. es-Selâmü aleyke eyyü-he'n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtüh. es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillahi's-sâlÝhîn. Eþhedü en lâ ilahe illallah. Ve eþhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh (=Selamlar, güzellikler ve sa-lavâtlar Allah içindir. Ey Peygamber! Allah'ýn rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun! Selâm da bizim üzerimize ve Allah'ýn sâlih kullarý üze rine olsun! Allah'tan baþka ilah olmadýðýna ve Mýýhammed'in de Allah'ýn Resulü olduðuna ^e-hadet ederim}." [Mâlik hariç, Aln hadis imamý.]
1528-Ebû Davud'un rivayeti: "Bunu (Tahiyyât'ý) okuduðun zaman, namazýn tamamlanmýþ olur. istersen kalkabilirsin, istersen oturabilirsin."
1529-Onun baþka bir rivayeti: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in arkasýnda na mazda (teþehhüde) oturduðumuz vakit "ibâ-dillah" demeden Önce "es-Selâmu alâ fülânin ve fülânin" derdik. Bunun üzerine Allah Re sulü sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyur du: "es-Selâmu alallahi (-Selâm Allah'a), demeyin! Çünkü Allah'ýn bizzat kendisi se lâmdýr. Ama sizden biri (namazda) oturduðu zaman þöyle desin: et-tahiyyâtü lillahi... es-sâlihîn"Q kadar zikretti.
Sonra þöyle buyurdu: "Çünkü siz bunu söy lediðiniz zaman gökte yahut gök ile yer arasýn da olan her sâlih kul bundan nasibini alýr. «Eþ-hedü en lâ ilahe illallah ve eþhedu enne Mu hammeden abdühû ve Resûlüh» dedikten sonra hoþlandýðý duayý seçip onunla dua etsin."
1530-Ondan (Ýbn Mes'ûd'dan) nakledilen benzeri rivayette þöyle dedi: Bize onlarý (þu du ayý) teþehhüdü öðretir gibÝ öðretir ve þöyle bu yururdu: "Allahumme ellif beyne kulûbinâ ve aslih zâte beyninâ, ve'hdinâ sübüle's-selâmi ve neccinâ mine'z-zulûmâti ile'n-nûr. Ve cennib-ne'l'fevâhiþe mâ zahera minhâ ve mâ batan. Ve bârik lenâ fî esma'Ýnâ ve ebsârinâ ve kulûbinâ, ve ezvâcinâ ve zürrÝyyâtinâ ve tub aleynâ, Ýnne-ke ente't-Tevvâbu'r-Rahîm. Vec'atnâ þâkirîne li ni'metike müsennýne bihâ kâbilîhâ ve etimmehâ aleynâ (=Allahým! Kalplerimizi birleþtir, ara mýzdaki geçimsizliði düzelt! Bizi selâmet yolla rýna yönlendir ve karanlýklardan aydýnlýða kavuþtur! Bizi çirkinliklerin açýk ve gizli olanla rýndan uzak tut! Kulak, göz, kalp, eþ ve çocuk-larýmýzý hakkýmýzda mübarek ve hayýrlý eyle! TevbelerÝmizi kabul et! Sen Rahtm'sin, tevbeleri kabul edensin. Bizleri verdiðin nimetlere þükre den, onlarla sena eden, onlarý kabul edenler kü! Onlarý hakkýmýzda (âhirette) tamamla}!"
1531-Ebû Davud'un lafzý iþte budur.
Þerik der ki: Bize Câmî, Ebû Vâil'den, o da Abdullah'tan benzerini nakletti.
Dedi ki: Bize daha önce Öðretmediði bir kaç kelime öðretirdi. Bunu bize týpký teþehhü dü öðretir gibi öðretiyordu: "Allahümme ellif beyne kulûbina..."
1532'Nesâî'mn rivayeti: Önceleri "es-Se-lâmü allallâhi, es-Selâmu alâ Cibrîle ve Mîkâîle" diyorduk. Peygamber salÝaUahu aleyhi ve sellem; "Böyle söylemeyin!" buyurdu.
1533-MüslÝm ve Sünen ashabý, Ýbn Abbâs radiyallahu anh'dan;
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bize teþehhüdü Kur'ân'dan bir sûre Öðretir gi bi Öðretir ve þöyle buyururdu: "et-Tahiyyâ-tü'l-mübârekâtü, es-salavâtu'î-tayyibâtü lilla hi. es-Selâmü aleyke..."
1534-Diðer rivayette Elif ve Lâmsýz ola rak: "Selâmün aleyke, selâmün aleynâ" þek lindedir.
1535'Bezzâr ve Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat!ta þu ilave ile rivayet ettiler:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bize teþehhüdü öðretir ve þöyle buyururdu: "Onu öðrenin, çünkü teþehhüdsüz namaz olmaz."
1536-Taberânî*nin el-Mu'cemu'l-Kebîr'in de, teþehhüdden sonraki duada þu okunur, diye geçer: "Sübhâneke lâ Ýlahe ðayruke. iðfýr it zenbî va'slih lî amelî, inneke taðfiru'z-zunûbe ilmen teþâû ve ente' l-Ðafûru r-Rahîm. Yâ Gaf far iðfýr lî, yâ Tevvâb tüb aleyye! Ya Rahman! îrhamnîyâ Afüvvü u'fü annt! yâ Raûfu urufbî, yâ Rabbi evzi'nî en eþküre ni'metekelletî en'amte aleyye. Ve tavvÝknî hüsne ibâdetike. Yâ Rabbi! Es'elüke mine' l-hayri küllihî ve eûzü bi-ke mine'þ-þerri küllihî. Yâ Rabbi! Ýftah lî bi-hayrin va'htim lîbihayrin ve âtini þevkan ilâ li-kâike min gayri darrâi mudýrretin ve lafitnetÝn mudilletin. Ve kýni's-seyyÝâti ve men teký's-sey-yiâti yevmeÝzin fekad rahÝmteh. Ve zâlikel-fev-zü'l-azîm (=Sen münezzehsin, senden baþka bir ilah yoktur. Benim günahýmý baðýþla, amel(ler)imi düzelt! Þüphesiz sen dilediðinin günahlarýný baðýþlarsýn. Sen Gafûr'sun, Ra-hîm'sin. Ey Gaffar (olan), beni baðýþla! Ey Tev vâb (olan), tevbemi kabul eyle! Ey Rahman, bana merhamet eyle! Ey Afuv, beni affeyle! Ey Rauf, bana þefkat göster! Ey Rabbim, bana bahþettiðin nimetlerine þükretme alýþkanlýðý kazandýr! ibadetinin güzelliði ile beni kuþat! Ey Rabbim. Senden hayrýn tümünü isterim, þer rin tümünden de sana sýðýnýrým! Ey Rabbim, bana hayýrlý (ameileri) aç (kolaylaþtýr), yine (ömrümü) hayýrla sona erdir! Þiddetli bir sýkýn tý olmaksýzýn ve saptýrýcý bir fitneye düþmeksi zin sana kavuþma heyecanýný bana ver! Kötü lüklerden beni koru! "O gün kötülüklerden ki mi korursan, ona þüphesiz rahmet etmiþ olur sun. Bu büyük kurtuluþtur (Mü'min, 4019)."
1537-DÝðer rivayet: "Allahümme nes'elüke mine'l-hayri küllihî 'âcÝlihî ve âcilihîmâ alim-nâ minhü ve mâ lem na'lem. Ve eûzü bike mi-ne'§-§erri küllihî 'âcilihî ve âcÝlihî mâ alimnâ minhü ve mâ lem na'lem. Allahümme innâ nes'elüke mâ seeleke ibâduke's-sâlihûn. Ve nesteîzü bike mimme'steâze ^nhü Ýbâdüke's-sâlihân. Rabbena âtina fî'd-dünyâ haseneten ve fî'l-âhireîi haseneten ve kýna azâbe'n-nâr. Rabbena âmenna fa'ðfýr lenâ zunûbenâ ve kef-fir annâ seyyiâtinâ. Ve îevejfenâ maa'l-ebrâr. Rabbena ve âtinâ mâ ve'adtenâ alâ rusulike ve lâ tuhzÝnâ yevme'l-kýyâmeti, inneke lâ îuhlifu'l-mVâd (= Allahým! Hemen ve daha sonra söyle yeceðim, bildiðim ve bilmediðim tüm hayýrlarý Senden dilerim. Yaptýðým ve yapacaðým, bildi ðim ve bilmediðim tüm serlerden Sana sýðýný rým. Allahým, salih kullarýn Senden ne istedi lerse biz de Senden onu isteriz! Salih kullarýn Sana nelerden sýðýndýlarsa biz de onlardan Sa na sýðýnýrýz. Ey Rabbimiz bize dünyada iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi cehennem aza býndan koru! Ey Rabbimiz! Bizim günahlarýmý zý baðýþla, kötülüklerimizi yok et ve bizi iyiler le birlikte öldür! Ey Rabbimiz. Resullerin ara cýlýðýyla bizlere va'deltiðin þeyleri ver ve kýya met gününde bizi yalnýz býrakma! Zira Sen ver diðin sözlere asla muhalefet etmezsin)."
1538-Diðer zayýf bir rivayet;
Dedi ki: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, bana et-Tehiyyâtu lillâhi'yi (Ve Resûli-hi kavline kadar) Öðretti. Þunu da ekledi: "Allahümme salli alâ Muhammedin ve ehli beytihî kemâ salleyîe alâ Ibrâhime, inneke Hamîdün Mecîd. Allahümme salli aleynâ maahum. Alla hümme bârik alâ Muhammedin ve alâ ehli bey tihî, kemâ bârekte alâ Ibrâhime. Ýnneke Hamî dün Mecîd. Allahümme bârik aleynâ meahum. Salavâtüllahi ve salavâtü'l-mü'mÝnîne alâ Mu-hammedini'n-NebiyyVl-Ummiyyi. es-Selâmü aleyhi ve rahmetullahi ve berekâtühü."
1539-Nesâî, Ebû Musa radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
Biriniz ka'deye oturduðu zaman ilk sözü þu olsun: "et-Tehiyyâtü lÝllahi, et-tayyibâtü. es-salavâtü lillahi. es-Selâmü aleyke eyyühe'n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtüh. es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillahi's-sâlihîn. Eþhedü en lâ ilahe ilallallahü vahdehü lâ þerike lehâ ve enne Muhammeden abduhû ve resûlüh."
1540-O (Nesâî), Câbir radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, bize teþehhüdü Kur'ân'dan bir sûre öðretir gi bi öðretirdi: "Bismillahi ve billahi, et-tahiyyâ-tü lillahi." (Ýbn Mesûd'un teþehhüdünün so nuna kadar)
Sonunda þunu ilave etti: "Es'elullahe'l-cennete ve eûzü billahi mine'n-nâr (-Allah'tan cenneti isterim, Allah'a ateþten sýðýnýrým)."
1541-Mâlik: Ýbn Ömer þöyle teþehhüd ederdi: "Bismillahi et-tehiyyâtu lillahi, es-sa-lavâtu lillahi, ez-zekiyâtü lillahi. es-Selâmü ale'n-nebiyyi ve rahmetullahi ve berekâýüh. es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillahi's-sâlihîn. ÞehÝdtü en lâ ilahe ilallah. Þehidtü enne Mu hammeden Resûlullah."
Bunlarý ilk iki rek'atta ka'dede söylerdi. Bu teþehhüdü bitirdikten sonra istediði duayý yapardi. Namazýn sonunda oturduðu zaman bu teþeh hüdün aynýsýný yapar, ancak Önce bu teþehhüdü okur, sonra hangi duayý isterse onu okurdu.
Selâm vermek istediðinde þöyle derdi: "es-Selâmü ale'n-nebiyyi ve rahmetullahý ve berekâtüh. es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdiUa-hÝ's-sâlihîn."
Sonra "es-Selâmü aleyküm" diyerek saðý na selâm verirdi. Sonra imamýn selamýný alýr dý. Eðer solundan biri kendisine selam verir se, onu da alýrdý.
1542-Rezîn þunu ekledi: "Ýbn Ömer, ona bunu emredenin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem olduðunu söyledi."
1543-Onun (Mâlik'in) þöyle bir rivayeti daha vardýr:
Âiþe radÝyallahu anhâ teþehhüde oturduðu zaman þÖyle derdi: "et-Tahiyyâtu, et-tayyibâ-tu, es-salavâtu, ez-zekiyyâtu lillahi. Eþhedü en lâ ilahe iUallâhu vahdehû lâ þerîke leh ve enne Muhammeden abduhû ve resûlüh. Esse-lâmü aleyke eyyuhe'n-Nebiyyü ve rahmetul lahý ve berekâtüh. es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillahis-salihîn. es-Selâmü aleyküm."
1544-Onun (Mâlik'in) Ömer'den nakletti ði rivayet: O, minberde insanlara teþehhüdü öðretmek maksadýyla þöyle söylüyordu: "et-Tehiyyâtu lillahi, ez-zâkiyyâtu lillahi, et-tay-yibâtu, es-salavâtu lillahi. es-Selâmü aleyke eyyühe'n-Nebiyyü." (Sonuna kadar, Ýbn Mes'ûd'un teþehhüdü gibi.)
1545-Ebû Dâvud ve Tirmizî'de: Ýbn Mes'ûd þöyle derdi: "Teþehhüdü gizli oku mak sünnettendir."
1546-Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Namazýn anahtarý temizlik (abdest); tahri-mi (namazýn dýþýndaki þeylerle meþguliyeti) ha ram etmesi tekbir; (namazýn dýþýndaki þeylerle meþguliyeti) helâl kýlaný ise selâmdýr. Fâtihatul-Kitâb (Fâtiha)'yý ve bÝr sûreyi farzda veya baþka namazda okumayanýn namazý yoktur." [TirmizîJ
1547-Nâfr radiyallahu anh'dan: Ýbn Ömer, namaz kýldýðý zaman parmaðýy la iþaret eder ve gözünü ondan ayýrmazdý. Þöyle derdi: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurmuþtur: "Bu, þeytana de mirden daha sert ve aðýr gelÝr." [Bezzâr ve Ah-med leyyiýý bir isnâdla.]
1548-el-Esved radiyallahu anh'dan: "Ýbn Mes'ûd, namazdaki teþehhüdü bize öðretir ve bizden elif lamý alýrdý (harfleri tek tek duymak isterdi)." [Bezzâr]
1549-Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr'de: Bu nunla "Ýbn Mes'ûd'un Kur'ân'ý harf harf ezberle diði gibi Resulullah sallallahu aleyhi ve sel lem'den duyduklarýný da harf harf (hiçbir deðiþik liðe uðratmadan) ezberlediðini" kastetmekteyiz."
1550-el-Behzî radiyallahu anh'dan: el-Hüseyin b. Alî'ye, Hz. Alî'nin teþehhü dünü sordum; cevaben þöyle dedi:
Onunki týpký Allah Resulü sallallahu aley hi ve sellem'in teþehhüdü gibiydi; "et-Tahiy-yâtü lillâhi, es-salavâtü'l-tayyibâtü'l-gâdiyâ-tü, er-râihâtü, ez-zâkiyâtü, el-mübârekâtü, et-tâhirâtü lilIahi."
[Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr vel-Evsat'ta.]
1551-Onda (el-Evsat'ta) þöyle geçmekte-"ven-nâimâtu's-sâbiðâtu."
1552-Ebu'l-Verd'den:
O, Abdullah b. ez-Zübeyr'in þöyle dediði ni duymuþ: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in teþehhüdü þöyledir: "Bismillahi ve billahi hayrý'I-esmâi, et-tahiyyâtu, et-tayyibâ-tü, es-salavâtü lillahi, eþhedü en lâ ilâhe iUal-lahü vahdehû lâ þerîke leh. Ve enne Muham-meden abdühû ve rasûlüh. Erselehû bi'l-hak-ki beþîren ve nezirâ. Ve enne's-sâate âtiyetün lâ reybe fîhâ. es-Selâmü aleyke eyyühe'n-Ne-biyyü ve rahmetullahi ve berekâtüh. es-Selâ mü aleynâ ve alâ ÝbâdiUahi's-sâlihîn. Allahümmaðfirlî vehdiný."
[Bezzâr ve Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr'de leyyin bir senedle.]
1553-Ýbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sa ðýna, soluna þöyle selâm verirdi: "es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah." [Sünen ashabý.]
1554-Nesâî þunu da ekledi: "(Selam verir ken) Yanaðýnýn beyaz yeri þuradan görünecek kadar, yanaðýnýn beyaz yeri buradan görüne cek kadar (yana çevirirdi)."
1555-Semure b. Cündeb radiyallahu anh' dan:
Namazýn ortasýnda veya bitiminde Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bize þöyle emrederdi: ^'Selâmdan önce «et-Tahiyyâtü, et-tayyibâtü, es-salavâtü ve'l-mülkü lillah» de yin. Sonra okuyucunuza (imamýnýza) ve kendi kendinize selâm verin!" fEbû Dâvud]
1556-Câbir b. Semure radiyallahu anh'dan:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte namaz kýldýðýmýz zaman, "es-Selâ mü aleyküm ve rahmetullah. es-Selâmü aley küm ve rahmetullah" derdik. Câbir (bu selamý verirken) eliyle iki tarafýna iþaret etmiþtir.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:
"Neden hýrçýn atlarýn kuyruklarý gibi elle rinizi salýyor ve ibaret ediyorsunuz? Sizden birinin elini dizlerinin üzerine koyup, saðda ve solda oturan kardeþine selâm vermesi ye terli olur." [Müslim. Ebû Dâvud ve Nesâî,]
1557-Nesâî'de: "Sizden birinin þöyle de mesi yeterli olur. —Bunu söylerken parmaðý ile iþaret etti— Saðýnda solunda bulunan kar deþine selâm versin."
1558-Aiþe radiyallahu anhâ'dan:
"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, namazda yalnýz, önüne doðru bir selâm verir; sonra (diðer selâm için) biraz sað tarafýna doðru eðilirdi." [Tirmizî]
1559-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu;)
"Selâmý(n meddelerini) hazfederek (seri) okumak sünnettendir." [Tirmizî ve Ebu Dâvud]
1560-Âiþe radiyallahu anhâ'dan;
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, selam verdikten sonra; "AUahümme ente's-selâmü ve minke's-selâm, tebârekte yâ Zel-celâli vel-ikrâm" diyecek kadar otururdu.
[Müslim ve Tirmizî]
1561-Vâsi' b. Habbân'dan:
Namaz kýlýyordum; Ýbn Ömer, sýrtýný kýb le duvanna dayamýþtý. Namazým bitince na mazdan, ona doðru sol tarafýmdan (dönerek) çýktým. Ýbn Ömer dedi ki: "Sað tarafýndan çýk mana engel olan nedir?" Cevap verdim; "Se ni gördüm de o yüzden sana doðru çýktým."
"Doðru söyledin. Çünkü biri sana þöyle diyebilir: 'Saðýndan namazdan çýk!* Oysa na maz kýlarken istediðin yerden namazdan çýka bilirsin; ister saðýndan, ister solundan çýkar sýn" dedi. [Mâlik]
1562-Ibn Mes'ûd radiyallaiýu anh'dan, de di ki:
"Sizden biri, namazdan ille de sað taraftan selâm verip çýkacaðým diyerek, bundan þeyta na bir pay ayýrmasýn! Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in bir çok kez selâm verip sol tarafýndan (namazdan) çýktýðýný gördüm."
(Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî]
1563-Ýbn Abbâs radiyallahu anh'dan;
"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel lem'in zamanýnda, cemaat farz namazýndan selâm verip ayrýlýrken seslerini yükseltirlerdi. Bu sesten onlarýn namazdan aynldýklanný an lardým."
1564-Diðer rivayet: "Peygamber sallalla hu aleyhi ve sellem'in namazý bitirdiðini an cak (yüksek sesle söylediði) tekbirden anlardýk."
[Ýki rivayet, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî'ye aittir]
Ynt: Namazda oturmak By: ceren Date: 22 Kasým 2017, 19:34:53
Esselamu aleykum.rabbim bizleri hakkiyla namazýný kýlan ve feyzine eriþen kullardan
Ynt: Namazda oturmak By: Sevgi. Date: 23 Kasým 2017, 06:22:21
Aleyküm Selâm Ve Rahmetüllahi Ve Berakâtühu 🌸
Namaz Ýslâmýn þartlarýndandýr. Mevlam bizleri Namazý vaktinde ve hakkýyla kýlmayý nasip etsin inþaAllah. Aminn ecmain
Ynt: Namazda oturmak By: Bilal2009 Date: 23 Kasým 2017, 17:29:30
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri namaz dosdoðru kýlanlardan eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun.