Cem ul Fevaid
Pages: 1
Hacda kesilen kurban By: sidretül münteha Date: 10 Ocak 2011, 18:49:35
(Hacda Kesilen) Kurban


3536- Ýbn Abbas radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem öðle namazýný Zü'l-Huleyfe'de kýldý. Sonra kurbanlýk devesini getirtti, sað hörgücünün sað yanýna bir demirle niþan vurdu ve ondan biraz kan akýttý. Sonra ona (boynuna) iki nalýn taktý, sonra binek devesine bindi, doðrulup Beyda tepesine varýnca, hacca niyet edip telbiye getirdi." [Müslim ve Sünen ashabý.][422]

 

3537- Âiþe radiyallahu anhâ'dan:

"Ben Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem için kurbana takýlacak niþan iplerini örer­dim. Onu kurbanlýk koyuna takar ve ailesi arasýnda ihramsýz olarak kalmaya devam ederdi." [Altý hadis imamý.][423]

 

3538- Diðer rivayette:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem'in kurbanlýk develerinin niþan iplerini ellerimle ördüm. Sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onu iþaretleyip, hayvanýn boynuna taktý ve daha sonra da Beyt-i þerîf e gönderdi. (Kendisi Medine'de kaldýðýndan o esnada) kendisine helâl olan hiçbir þeyi haram kýlmadý."[424]

 

3539- Diðer rivayette:

"Ziyâd bin Ebî Süfyân, Âiþe'ye yazdý: Ýbn Abbâs diyor ki: «Kiþi bir kurbanlýk hazýrlarsa, kurbanýný kesinceye dek, hacýya haram olan her þey ona da haram olur.» Ben de kurbaný­mý hazýrlayýp, gönderdim, bu husustaki emri­ni beklemekteyim."

Cevap verdi: "Mesele Ýbn Abbâs'm dediði gibi deðildir. Zira ben bizzat Allah Resulü sal­lallahu aleyhi ve sellem'in kurbanlarýna taký­lan kendi elimle eðirip hazýrladým. Sonra ha­zýrladýklarýmý ona taktý ve babamla onu gön­derdi. O kurbaný kesene kadar Allah'ýn kendi­sine helâl kýldýðý hiçbir þeyi kendi üzerine ya­sak kýlmadý."[425]

 

3540- Rabîa bin Abdillah radiyallahu anh'dan:

"O, Irak'ta soyunmuþ bir adam gördü. Halka onun hakkýnda soru sorunca, «Kur­banlýðýna iþaret takýlmasýný emretti de onun için soyundu» dediler. Abdullah bin ez-Zü-beyr'le karþýlaþýnca bunu kendisine sordum; þöyle dedi:

«Kabe'nin Rabbi hakký için bu, bir bid'at-tir!»" [Mâlik][426]

 

3541- Nâfi' radiyallahu anh'dan:

"Ýbn Ömer, kurbaný Medine'den (Ka­be'ye) götürmek istediðinde, onu süsler Zü'l-Huleyfe'de iþaretlerdi. Ýþaretleme ve süsleme iþini ayný yerde ve hayvaný kýbleye çevirerek yapardý. Kurban niþaný olarak hayvanýn boy­nuna iki pabuç asar, sol tarafýndan da bii yeri­ni kesmek suretiyle kanatýrdý. Daha sonra her-

keþle beraber Arafat'ta vakfe yerine gidilirdi. Oradan dönerken yine kurbanlýklar yanlarýn­da olurdu. Bayramýn birinci günü sabahý Mi-na'ya gelince saçlarý kesmeden ve traþ olma­dan önce kurbanýný keserdi. Ýbn Ömer, kur­banlarýný sýraya sokar, kýbleye karþý çevirir ve onlarý bizzat kendi eliyle keserdi. Daha sonra kendisi yer ve baþkalarýna da yedirirdi."[427]

 

3542- Diðer rivayet:

"O, kurbanýnýn hörgücünü yarmak sure­tiyle iþaretlemek için býçak ya da baþka bir þe­yi sokarken «Bismillahi Allahu Ekber!^» der­di." [Mâlik][428]

 

3543- Vekî' radiyallahu anh'dan:

"O, Ehl-i Rey'den olan bir kiþiye dedi ki: «Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem kur­banýný iþaretledi. Ebû Hanîfe ise bunun hay­vana bir eziyet olduðunu öne sürüyor.» Bu­nun üzerine o adam bunu Ýbrâhîm en-Ne-hâ'î'nin sözü olarak: «Hayvaný iþaretlemek bir eziyettir» þeklinde rivayet etti. Vekî' buna çok öfkelendi ve þöyle dedi: «Ben, sana Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, dedi diyo­rum; sen kalkmýþsýn Ýbrâhîm en-Nehâ'î dedi, diyorsun. Bu görüþünden vazgeçinceye dek hapsedilmeyi ne kadar da hakediyorsun!»"

[Tirmizî][429]

 

3544- Câbir radiyallahu anh'dan:

"Biz, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile temettü' haccý yaptýk. O zaman ye­di kiþi bir sýðýrda ortak olup kurban kestik."[430]

 

3545- Diðer rivayet:

"Biz Hudeybiye yýlý, Peygamber sallalla­hu aleyhi ve sellem ile yedi kiþi ortak olup deve kestik, yedi kiþi ortak olup sýðýr kurban et­tik." [Buhârî hariç. Altý hadis imamý][431]

 

3546- Huceyye bin Adiyy radiyallahu anh'dan:

Ali dedi ki: "Bir sýðýrý yedi kiþi kesebilir". Dedim ki: "Ya doðurmuþsa?" "Doðurduðunu da onunla birlikte kes!"

"Ya topal olursa?"

"Kurban kesme yerine ulaþabildiyse ta­mam." "Peki ya boynuzu kýrýksa?" Dedi ki: "Sakýncasý yoktur. Biz göz ve kulaklarýnýn saðlamlýðýný kontrol etmekle emrolunduk."

[Tirmizî][432]

 

3547- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem umre yapan hanýmlarý için aralarýnda ortak ol­mak üzere bir sýðýr kesti." [Ebû Dâvud][433]

 

3548- Onun Âiþe'den rivayeti: "Veda hac çýnda Muhammed ailesi tek bir sýðýr kesti"[434]

 

3549- Urve radiyallahu anh'dan:

O, oðullarýna þöyle derdi: "Oðullarým! Sizden biriniz sakýn þerefli birine hediye edin­ce utanacaðý bir þeyi Allah için kurban etme­sin. Allah þereflilerin en þereflisi, kendisi için kesilenin en iyisine lâyýktýr." [Mâlik][435]

 

3550- Mâlik radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,

Mina'da dedi ki: "Burasý Kurban kesme yeri­dir. Mina'nýn tümü kurban kesme yeridir." Umrede ise þöyle dedi: "Burasý kurban kesme yeridir —Merve'yi kastediyor—. Mekke'nin her sokaðý her yolu kurban kesme yeridir."[436]

 

3551- Ýbn Ömer radiyallahu anh'dan, dedi ki:

"Kim bir deve kurban etmeyi adarsa, onu iki pabuçla süsleyip, hörgücünü kanatarak onu iþaretlesin, sonra Kurban bayramý günü Beyt-i þerîf'de ya da Mina'da kessin. Kurban için baþka kesim yeri yoktur. Kim deve ve sý-ðýrdan semizini adarsa, istediði yerde kesebi­lir." [Mâlik][437]

 

3552- Gurfe bin el-Hâris el-Kindî radiyal­lahu anh'dan:

"Veda haccýnda Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile bulundum. Kesmesi için develer getirildi. Buyurdu ki: «Bana Ebû'l-Hasan'ý (Ali'yi) çaðýrýn.» Çaðýrdýlar. Ona: «Þu harbenin (süngünün) altýndan tut!» dedi. Tuttu. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem de üstünden tuttu. Onu deveye, sol ayaðý baðlý diðer üç ayaðý üzerinde durmuþ ayakta olduðu halde dürttüler.

Bu hâdise, Mina'da Bayramýn ilk günü cereyan etti. Bitirince katýrýna bindi, Ali'yi de terkisine aldý.'

"Ayaðý baðlý" sözünden "Mina"ya kadar olan bölüm hariç rivayet, Ebû Davud'a aittir. Bu kýsým Rezîn'e aittir.[438]

 

3553- Ebû Dâvud, Câbir radiyallahu anh'­dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ve ashabý, deveyi sol ayaðý baðlý, diðer ayaklan üzerinde durmuþ bir halde keserlerdi."[439]

 

3554- Ali radiyallahu anh'dan:

"Allah Resulü sallallahu'aleyhi ve sellem develerini kurban ederken, kendi eliyle otuzu­nu kesti; kalan kýsmýný da bana emretti ben kestim." [Ebû Dâvud][440]

 

3555- Ziyâd bin Cübeyr radiyallahu anh'­dan:

"Ýbn Ömer, devesini çökertip kesmek üze­re olan bir adamý gördü ve þöyle dedi: «Onu ayaða kaldýr da öyle kes! Bu, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetidir»."

[Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvud.][441]

 

3556- Abdullah bin Kurt radiyallahu anh'­dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah katýnda en büyük gün, Kurban bayramýnýn birinci günüdür. Sonra ayrýlýþ gü­nü." Sevr dedi ki: "Ayrýlýþ günü, Kurban bay­ramýnýn ikinci günüdür." Ona Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem beþ veya altý kur-

ban kestirdi. Hangisiyle baþlayacaðý hususun­da develer kendisine yaklaþtýnlmaya baþlan­dý. Onlar kesilince anlamadýðým bir söz söyle­di. «Ne dedi?» diye sorunca: «Ýsteyen bunlar­dan kendine bir parça et kesip götürebilir, bu­yurdu» dedi. [Ebû Dâvud][442]

 

3557- Câbir radiyallahu anh'dan:

"Biz deve kurbanlarýmýzýn etlerini üç gün­den fazla yemezdik. Sonra Allah Resulü sal-lallahu aleyhi ve sellem bize müsaade etti ve þöyle buyurdu: «Yiyin ve (daha sonrasý için) de azýk yapýn!»"[443]

 

3558- Diðer rivayet: "Allah Resulü sallal-lahu aleyhi ve sellem'in zamanýnda Medi­ne'ye varýncaya dek kurbanlarýmýzýn etlerini azýk yapýp yararlanýrdýk." [Buhârî ve Müslim][444]

 

3559- Zûveyb Ebû Kabîsa radiyallahu anh'dan:

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem onunla birlikte kurbanlýk develer gönderir ve þöyle derdi: "Onlardan biri hastalanýp da öleceðinden korkarsan hemen kes. Sonra (boynundaki niþan) pabucunu kanýna daldýr; sonra onu hörgücünün yan tarafýna vur! On­dan ne sen ye, ne de arkadaþlarýndan herhan­gi birine yedir!" [Müslim][445]

3560- Naciye el-Huzâî radiyallahu an-hâ'dan: Dedim ki:

"Ey Allah'ýn Resulü! Ölmek üzere olan deveyi ne yapayým?"

"Onu hemen boðazla sonra (boðazýnda takýlý olan) pabucunu kanýna battr; sonra öy­le býrak. Ýnsanlar ondan yesinler."

[Mâlik, Ebû Dâvud ve ayný lafýzla Tirmizî.][446]

 

3561- Ýbnü'l-Museyyeb radiyallahu anh'­dan, dedi ki:

"Kim nafile kurban olarak deveyi sevk ederken ölmesinden korkup da onu boðazlar da daha sonra insanlar gelip onun etinden ye-seler ona bir günah terettüp etmez. Kendisi ondan yerse, ya da birine emredip ondan ye-dirirse borçlanýr."

Mâlik diyor ki: "Bu sözü bana Sevr bin Zeyd, Ýbn Abbâs'dan da ayný þekilde nak­letti."[447]

 

3562- Ýbn Ömer radiyallahu anh'dan, dedi ki:

"Kim bir deveyi kurban olarak ayýrsa ve daha sonra deve kaybolursa ya da helak olur­sa, eðer adak ise yerine bir tane daha alýr; na­file ise isterse yerine bir tane daha alýr, isterse býrakýr, almaz." [Ýkisi de Mâlik'e aittir.][448]

 

3563- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem,

(kurbanlýk) devesini önüne katýp yürüyen bir adam gördü ve ona: «Üzerine binsene!» bu­yurdu."

«O, kurbanlýk devedir" dedi. Israrla: «Ona bin!» buyurdu. Nihayet ikinci veya üçüncü­sünde: «Yazýklar olsun sana!» dedi."

[Tirmizî hariç, Altý hadis imamý][449]

 

3564- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ona (kurbanlýk devene) mecbur kaldýðýn zaman, baþka bir binek buluncaya dek her zamanki gibi bin!" [Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî][450]

 

3565- Ýbn Ömer radiyallahu anh'dan, dedi ki:

"Kurbanlýk deve yolda doðurursa yavrusu da annesiyle birlikte boðazlanýncaya dek ya­nýnda taþýnýr. Eðer onu yükleyip taþýyacak bir taþýyýcý bulunmazsa annesiyle beraber boðaz­lanýncaya dek annesinin sýrtýnda götürülür."

[Mâlik][451]

 

3566- Ýbn Ömer radiyallanu anh'dan: "Ömer radiyallahu anh, üçyüz dinar verip güzel bir kurbanlýk deve satýn aldý. Allah Re­sulü sallallahu aleyhi ve sellem'e dedi ki: «Ben üçyüz dinar verip güzel bir deve satýn

aldým, onu satýp da birkaç deve satýn alabilir miyim?»

«Hayýr, sen onu kurban olarak kes!» bu­yurdu." [Ebû Dâvud][452]

 

3567- Ýbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Hudeybiye yýlý Kabe'de kesilmek üzere bir­kaç deveyi kurban etmek için ayýrdý. Onlarýn arasýnda bir zamanlar Ebû Cehl'in onunla müþrikleri öfkelendirdiði baþýnda gümüþ ya da altýn halka bulunan deve de vardý." [Ýkisi de Ebû Davud'undur.][453]

 

3568- Nâfi' radiyallahu anh'dan:

"Ýbn Ömer, (Kabe'ye göndereceði) kur­banlýk devesini Kabâtî keten, yün ve iþlemeli örtülerle süslerdi. Sonra onu Kabe'ye gönde­rir ve o örtüleri Kabe'ye giydirirdi."[454]

 

3569- Diðer rivayet: "Mina'dan Arafat'a çýkýncaya kadar devesinin üzerindeki çullarý­ný indirmezdi." [Mâlik][455]

 

3570- Ali radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, benim kesilen kurbanlarýnýn yanýnda durup, et, deri ve çullarýný tasadduk etmemi, kasaba da ondan hiçbir þey vermememi emrederdi." (Ali) dedi ki: "Biz kendiliðimizden verirdik." [Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvud.][456]

 

3571- Ýbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, kurbanýný Kudeyd'den satýn aldý." [Tirmizî]

Tirmizî dedi ki: "Ýbn Ömer'in kurbanýný Kudeyd'den satýn aldýðý rivayet edilmiþtir ki, doðrusu da budur (yani mevkuf rivayet)."[457]

 

3572- Ýbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Kim, hac ibadetlerinden bir þey unutursa, ya da farzlarýndan sonraya býrakýrsa, bir kan akýtsýn." Eyyûb dedi ki: "(Ýbn Abbâs) býrakýr­sa mý, yoksa unutursa mý? dedi, bilmiyorum." [Mâlik][458]


[422] Bu hadisi Müslim (hacc no. 205, s. 912), Ebû Dâvud (no. 1752), Týrmizî (no. 906), Nesâî (menâsýk 63, V, 170-2) ve Ýbn Mâce (no. 3097), Þu'be an Katâde an Ebt Hassan el-A'rec an Ýbn Abbâs asl-ý senedi ile tahrîc etti­ler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/143.

[423] Bu hadisi Buhârî (hacc 110/1-2, II, 183), Müslim (hacc no. 367, s. 958), Ebû Dâvud (no. 1755), Nesâî (menâsýk 65/4, V, 171; 69/2-3, V, 173) ve Ýbn Mâce (no. 3095-6), el-A'mes an Ýbrahim ani'l-Esved an Âise asl-ý senedi ile; Buhârî (hacc 110/3, II, 183), Müslim (no. 365, s. 958), Tirmizî (no. 909) ve Nesâî (menâsýk 65/5, V, 171; 69/1, 4, V, 173-4; 72/5, V, 175), Mansûr b. el-Mu'temir ani Ýb-râhtm... asl-ý senedi ile; Müslim (no. 368) ve Nesâî (69/5, V, 174), el-Hakem an Ýbrahim ... asl-ý senedi ile; Müslim (no. 359, s. 957), Nesâî (menâsýk 65/1, V, 171) ve Ýbn Mâce (no. 3094), ez-Zührîan Urve an Amre an Âise asl-ý senedi ile; Buhârî (hacc 110/4, II, 183; adâhî 15, VI, 239), Müslim (no. 370) ve Nesâî (65/3, V, 171), es-Þa'blan Mesrûk an Âise asl-ý senedi ile; Müslim (no. 360) ve Nesâî (72/2, V, 175), Süfyân ani'z-Zühri an Urve an Âise asl-ý senedi ile; Buhârî (hacc 111, II, 183), Müslim (no. 361-4, s. 957-8), Tirmizî (no. 908), Nesâî (66, V, 171; 98/1-2, V, 173; 72/3, V, 175) ve Ýbn Mâce (no. 3098), el-Kâsým b. Muh. an Âise asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/143.

[424] Bu hadisi Buhârî (hacc 110/1-2, II, 183), Müslim (hacc no. 367, s. 958), Ebû Dâvud (no. 1755), Nesâî (menâsýk 65/4, V, 171; 69/2-3, V, 173) ve Ýbn Mâce (no. 3095-6), el-A'mes an Ýbrahim ani'l-Esved an Âise asl-ý senedi ile; Buhârî (hacc 110/3, II, 183), Müslim (no. 365, s. 958), Tirmizî (no. 909) ve Nesâî (menâsýk 65/5, V, 171; 69/1, 4, V, 173-4; 72/5, V, 175), Mansûr b. el-Mu'temir ani Ýb-râhtm... asl-ý senedi ile; Müslim (no. 368) ve Nesâî (69/5, V, 174), el-Hakem an Ýbrahim ... asl-ý senedi ile; Müslim (no. 359, s. 957), Nesâî (menâsýk 65/1, V, 171) ve Ýbn Mâce (no. 3094), ez-Zührîan Urve an Amre an Âise asl-ý senedi ile; Buhârî (hacc 110/4, II, 183; adâhî 15, VI, 239), Müslim (no. 370) ve Nesâî (65/3, V, 171), es-Þa'blan Mesrûk an Âise asl-ý senedi ile; Müslim (no. 360) ve Nesâî (72/2, V, 175), Süfyân ani'z-Zühri an Urve an Âise asl-ý senedi ile; Buhârî (hacc 111, II, 183), Müslim (no. 361-4, s. 957-8), Tirmizî (no. 908), Nesâî (66, V, 171; 98/1-2, V, 173; 72/3, V, 175) ve Ýbn Mâce (no. 3098), el-Kâsým b. Muh. an Âise asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/143.

[425] Bu rivayeti Müslim (hacc no. 369, s. 959) ve Nesâî (me­nâsýk 72/1, V, 175), Mâlik an Abdillah b. e. Bekr an Am­re an Âise asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

Lafýz Müslim'e aittir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/143.

[426] Bu mevkufu Mâlik (hacc no. 53, s. 431), an Yahya b. Sa-id an Muh. b. Ýbrâhîm b. el-Hâris an Rabta senedi ile tahrîc etmiþtir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/143.

[427] Her iki rivayeti de Mâlik (no. 145-6, s. 379), an Nâ-f? an Ýbn Ömer sahîh senedi ile tahrîc etmiþtir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/143-144.

[428] Her iki rivayeti de Mâlik (no. 145-6, s. 379), an Nâ-f? an Ýbn Ömer sahîh senedi ile tahrîc etmiþtir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/143-144.

[429] Vekî'nin bu sözünü Tirmizî (no. 906), Ebû's-Sâib kana­lýyla aktarmýþtýr.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/144.

[430] Bu hadisi Mâlik (dahâyâ 9, s. 486), Tayâlisî (no. 1795), Müslim (hacc no. 350-4, s. 955-6), Ebû Dâvud (no. 2807), Tirmizî (no. 904), Nesâî (dahâyâ 16, VII, 222), Ýbn Mâce (no. 3132), Ebû Ya'lâ (no. 2150), Ýbn Huzeyme (no. 2900-2901), Dârekutnî (II, 244) ve Bey-hakî (V, 168,215,234), Ebû'z-Ziibeyr an Câbir asl-ý se­nedi tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/144.

[431] Bu hadisi Mâlik (dahâyâ 9, s. 486), Tayâlisî (no. 1795), Müslim (hacc no. 350-4, s. 955-6), Ebû Dâvud (no. 2807), Tirmizî (no. 904), Nesâî (dahâyâ 16, VII, 222), Ýbn Mâce (no. 3132), Ebû Ya'lâ (no. 2150), Ýbn Huzeyme (no. 2900-2901), Dârekutnî (II, 244) ve Bey-hakî (V, 168,215,234), Ebû'z-Ziibeyr an Câbir asl-ý se­nedi tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/144.

[432] Bu hadisi Tirmizî (no. \5O3),Altb.Hucr an Þerik an Se­leme b. Kuheyl an Huceyye senedi ile tahrîc etti ve isna­dý hakkýnda "hasen sahîh" hükmü verdi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/144.

[433] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1751), el-Velîd b. Müslim ani'l-Evzât an Yahya b. e. Kesîr an Ebl Seleme an Ebî Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/144.

[434] Bu rivayeti Ebû Dâvud (no. 1750), Ýbnu's-Serih an Ýbn Vehb an Yûnus aný Ýbn Þihâb ez-Zührîan Amre binti Ab-dirrahman an Âise asl-ý senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/144.

[435] Bu maktu rivayeti Mâlik (hacc no. 147, s. 380), Hiþâm b. Urve kanalýyla irâd etmiþtir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/145.

[436] Muvattâ, hacc 178, s. 393. Bu hadisi Ebû Dâvud (1937) ve Ýbn Mâce (no. 3048), Câbir'in hadisinden tahrîc etti­ler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/145.

[437] Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/145.

[438] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1766), Muh. b. Hâlim an Ýbn Mehdi an Ýhni' I-Mübârek an Harmale b. Ýmrân an Ab­dillah b. el-Hâris an Gurfe senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/145.

[439] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1767), Osman b. e. Þeyhe an Ebt Halici el-Ahmer an ibn Cüreye an Ebfz-Zübeyr an Câbir ve Abdirrahman b. Sabit senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/145.

[440] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1764), Harun b. Abdillah an Muh. Ve Ya'lâ b. Ubeyd an Muh. b. Ýshâk an Ýbn e. Necth an Mücâhid an Abdirrahman b. e. Leylâ an Ali sene­di ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/145.

[441] Bu hadisi Tayâlisî (no. 1920), Ahmed (II, 86, 139), Dâ-rimî (II, 66), Buhârî (hacc 118, II, 185), Müslim (hacc no. 358, s. 956), Ebû Dâvud (no. 1768), Ýbn Huzeyme (no. 2893) ve Beyhakî (V, 237), Yûnus b. Ubeyd an Ziyâd b. Cübeyr an Ýbn Ömer asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/145.

[442] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1765), Sevr an Râsid b. Sa'd an Abdillah b. Âmir b. Luhayy an Abdillah b. Kurt sene­di ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/145-146.

[443] Bu hadisi Buhârî (hacc 124/1, II, 187) ve Müslim (dahâyâ no. 30, s. 1562), Ýbn Ciireyc an Atâ an Câbir asl-ý senedi ile; Müslim (dahâyâ 29, s. 1562) ve Nesâî (dahâyâ 36/1, VII, 233), Mâlik an Ebfz-Zübeyr an Câbir asl-ý senedi ile; Buhârî (cihâd 123/2, IV, 13; afime 27/2, VI, 206; dahâ­yâ 16/1, VI, 239) ve Müslim (dahâyâ no. 32, s. 1562), Amr b. Dînâr an Atâ an Câbir asl-ý senedi ile tahrîc et­tiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/146.

[444] Bu hadisi Buhârî (hacc 124/1, II, 187) ve Müslim (dahâyâ no. 30, s. 1562), Ýbn Ciireyc an Atâ an Câbir asl-ý senedi ile; Müslim (dahâyâ 29, s. 1562) ve Nesâî (dahâyâ 36/1, VII, 233), Mâlik an Ebfz-Zübeyr an Câbir asl-ý senedi ile; Buhârî (cihâd 123/2, IV, 13; afime 27/2, VI, 206; dahâ­yâ 16/1, VI, 239) ve Müslim (dahâyâ no. 32, s. 1562), Amr b. Dînâr an Atâ an Câbir asl-ý senedi ile tahrîc et­tiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/146.

[445] Bu hadisi Müslim (hacc no. 378, s. 963), Ebû Gassân el-Mismaî an Satd an Katâde an Sinan b. Seleme an ibn Abbâs an Zûeyb Ebt Kabîsa senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/146.

[446] Bu hadisi Mâlik (hacc 148, s. 380), Ebû Dâvud (no. 1762), Tirmizî (no. 910) ve Ýbn Mâce (no. 3105), Hisâm b. Urve an ebîhtan Naciye asl-ý senedi ile tahrîc etti. Mâlik'in rivayetinde Naciye zikredilmemiþ, mürsel ola­rak irâd edilmiþtir.

Tirmizî'ye göre isnadý "hasen sahih'tir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/146.

[447] Bu maktu hadisi Mâlik (hacc no. 149, s. 381), ani'z-Zührtan Said senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/146.

[448] Bu mevkufu Mâlik (hacc no. 150, s. 381), an Nâfi' an Ýbn Ömer sahîh senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/146.

[449] Bu hadisi Mâlik (hacc no. 139, s. 337), Tayâlisî (no. 2368, 2596), Buhârî (hacc 103/2, II, 180; vasâyâ 12/2, III, 191; edeb 95/2, VII, 110), Müslim (hacc no. 371, s. 960), Ebû Dâvud (no. 1760), Nesâî (hacc 74, V, 176), Ýbn Mâce (no. 3103), Ebû Ya'lâ (no. 6307, 6667), Ýbn Hibbân (no. 4003,4005) ve Beyhakî (V, 236), Ebû'z-Zi-nâd ani'l-A'rec an Ebt Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc et­tiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/146.

[450] Bu hadisi Müslim (hacc no. 375, s. 961), Ebû Dâvud (no. 1761) ve Nesâî (hacc 76, V, 177), Ýbn Cüreyc an Ebfz-Zübeyr an Câbir asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/146-147.

[451] Bu mevkufu Mâlik (hacc no. 143, s. 378), an Nâfi' an Ýbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/147.

[452] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1756), en-Nüfeylt an Muh. b. Seleme an Hâlid b. e. Yezid an Cehm b. el-Cârûd an Sa­lim b. Abdillah an ebtht senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/147.

[453] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1749), Muh. b. Ýshâk an Ab­dillah b. e. Necîh an Mücâhid an Ýbn Abbâs asl-ý senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/147.

[454] Bu hadisi Mâlik (hacc no. 146, s. 379), an Nâfi' an Ýbn Ömer sahîh senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/147.

[455] Bu mevkufu da Mâlik (hacc no. 147, s. 380), an Nâfi' an Ýbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/147.

[456] Lafýz Müslim'e (no. 348) aittir. Bu hadisi Buhârî (hacc 122; II, 186; 120, 186; 113, II, 184; vekâlet 1, III, 60), Müslim (hacc no. 348-9, s. 954-5), Ebû Dâvud (no. 1769) ve Ýbn Mâce (no. 3099), Mücâhid an Abdirrah-man b. e. Leylâ an Alî asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/147.

[457] Bu hadisi Tirmizî (no. 907), Yahya b. el-Yemân an Süfyân an Ubeydillah an Nâfi' an ibn Ömer asl-ý senedi ile tahrîc etti ve isnadý hakkýnda "garîb" hükmü verdikten sonra mevkuf olmasýnýn daha sahîh olduðunu söyledi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/147.

[458] Bu hadis-i mevkufu Mâlik (hacc no. 240, s. 419), Eyyûb b. e. Temîme es-Sahtiyânî an Satd b. Cübeyr un Ýbn Ab-bâs senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatý, Cem’ul-fevaid, Ýz Yayýncýlýk: 2/147.


Ynt: Hacda kesilen kurban By: Bilal2009 Date: 02 Temmuz 2019, 11:54:00
Esselamu aleyküm Rabbim bizlerin ilmini artýrsýn Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Hacda kesilen kurban By: Sevgi. Date: 03 Temmuz 2019, 02:01:03
Aleyküm selâm eðer Hacc yapýyorsak mutlaka kurban da kesmeliyiz bu Hacc cin gereðidir

radyobeyan