Mucemüs Saðir
Pages: 1
Camilere devam etmek By: sumeyye Date: 10 Ocak 2011, 15:51:31
Camilere Devam Etmek


506. Ýbni Ümmü Mektûm rivayet ediyor:

Resûlullaha (s.a.v.) gelerek, "Ya Resûlallah, ben gözü görmeyen ve evi mescide uzak olan biriyim. Bana kýlavuz­luk edecek kimse yok. Namazýmý evimde kýlmama ruhsat var mý?" diye sordu(m).

Resûlullah (s.a.v.),

"Ezaný duyuyor musun?" buyurdu.

"Evet" dedi(m).

"Senin için ruhsat bulamýyorum" buyurdu.[366]

240 numaralý hadisin izahýna bakýnýz.[367]

 

Son Nefeste Ýmanlý Gitmek

 

507. Enes (r.a.) rivayet ediyor:

"Kim ölümü esnasýnda "Ben þehadet ederim ki Allah'tan baþka ilah yoktur ve Muhammed onun Resulüdür" derse, Cennete girer."

161 numaralý hadisin izahýna bakýnýz.[368]

 

Cennet Kadýnlarýnýn Þarkýlarý
 

508. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:

"Cennet ehlinin hanýmlarý, kocalarý için hiç kimsenin asla iþitmediði güzel seslerle þarký söylerler. Söylediklerinin içinde þu sözler de vardýr:

"Biz çok güzeliz. Hayat bahþederiz. En þerefli kimselerin hanýmlarýyýz. Bakýþlarý neþe ve sevinç verir."

Ayrýca þunlarý da söylerler:

"Biz ebedî kalacaðýz. Asla ölmeyeceðiz. Biz güven için­de mutluyuz. Hiç korkumuz yoktur. Biz hep buradayýz, Cennetteyiz. Baþka yere göçmeyeceðiz."[369]

 

Peygamberimizin Sabah Namazýndaki Duasý
 

509. Ümmü Seleme (r.a.) rivayet ediyor:

Resûlullah (s.a.v.) sabah namazýndan sonra þöyle duâ ederdi:

"Allah'ým, ben Senden temiz rýzýk, faydalý ilim ve kabul edilmiþ amel istiyorum."[370]

 

Allah'ýn Yardým Edeceði Kimseler
 

510. Câbir bin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor:

"Allah'a güvenerek ve sevabýný da Allah'tan bekleyerek þu üç þeyi yapan kimseye yardým etmesi ve mübarek kýl­masý Allah üzerine bir hak olur. Bunlar:

1. Allah'a güvenerek ve sevabýný da Allah'tan bekleyerek bir köleyi hürriyetine kavuþturan kimseye yardým etmesi ve mübarek kýlmasý Allah üzerine bir hak olur.

2. Allah'a güvenerek ve sevabýný da Allah'tan bekleyerek evlenen kimseye yardým etmesi ve mübarek kýlmasý Allah üzerine bir hak olur.

3. Allah'a güvenerek ve sevabýný da Allah'tan bekleyerek ölü bir toprak parçasýný ekilip biçilen bir hale getiren kimse­ye yardým etmesi ve mübarek kýlmasý Allah üzerine bir hak olur."[371]

 

Ýzah

 

Bununla ilgili bir baþka hadis þu mealdedir:

"Üç grup insana Allah muhakkak yardým eder. Bunlar; sahi­biyle anlaþma yaparak hürriyete kavuþmak için borçlanan ve bunu ödemek isteyen köle, namus ve iffetini muhafaza etmek düþüncesiyle evlenmek isteyen ve Allah yolunda cihad eden kim­selerdir."[372]

Ýzahýný yaptýðýmýz hadisde üç þeyi yapana Allah'ýn yardým edeceði ve yaptýðý iþleri kendisi için mübarek kýlacaðý bildiriliyor. Bunlardan birincisi, bir köleyi hürriyetine kavuþturmak.

Bilindiði gibi, kölelik tarihin ilk devirlerinden itibaren vardý. Köleliði ilk olarak Ýslâmiyet baþlatmadý. Dinimiz, köleliliði birden kaldýrmamakla beraber, zaman içerisinde kaldýrmayý hedefledi.

Ayrýca köleleri hürriyetine kavuþturmayý teþvik etti ve bunun için bâzý hükümler getirdi. Þöyle ki:

Bir mü'min bâzý hatâ ve kusurlarýna karþýlýk, günahlarýný affettirebilmek için keffaret ödemesi icab eder. Bir mü'mini yanlýþlýkla öldüren kimsenin karþýlýðýnda bir köleyi azad etmesi ve karþý tara­fa diyet ödemesi,[373] yeminini bozan kimsenin köle azad etmesi,[374] bunlardan bâzýlarýdýr.

Köle azadýný teþvik eden bir diðer husus da "mukâteb"liktir, Bu, efendisi tarafýndan hürriyeti için bir kýymet takdir olunan kö­lenin belirtilen parayý kazanýp ödemesi yoluyla hürriyetini kazanmasýdýr. Yüce rabbimiz kullarýný buna teþvik etmiþtir.[375] Ayrýca di­nen zengin sayýlanlarýn vermesi farz olan zekâtýn verilmesi gerek­en yerlerden birisinin de mükâtebe köleler olduðunu bildirmiþ­tir.[376]

Bir âyet-i kerimede de Müslümanlarýn zekât haricinde verecek­leri en sevaplý sadakalardan birisinin hürriyetine kavuþmak için efendisi ile anlaþan kölelere verilen sadaka olduðu bildirilmiþtir.[377]

Köleleri hürriyetlerine kavuþturmayý teþvik eden âyetlerin yaný sýra pekçok hadis de vardýr. Bunlardan birisi þu mealdedir:

"Bir kimse erkek veya kadýn bir köleyi hürriyetine kavuþtu­rursa Allah o kölenin her azasý karþýlýðýnda o mü'minin bir aza­sýný Cehennemden azâd eder."[378]

Ýþte izahýný yaptýðýmýz hadis de bunlardan birisidir. Hadiste Allah'a güvenerek ve sevabýný da Allah'tan bekleyerek bir köleyi hürriyetine kavuþturan kimseye yardým etmesinin ve bu iþi kendi­si için mübarek kýlmasýnýn Allah üzerine bir hak olduðu bildirilerek Müslümanlar buna teþvik edilmiþtir. Köleleri hürriyetine ka­vuþturmayý teþvik eden hadislerin yaný sýra dinimizde kölelere birçok haklar da verilmiþtir. Bu konudaki tafsilatý Hanýmlara Fet­valar isimli kitabýmýzýn 52-62. sayfalarýna havale ediyoruz.

Hadiste Allah'ýn yardým edeceði bir baþka grubun Allah'a gü­venerek ve sevabýný da Allah'tan bekleyerek evlenen kimseler ol­duðu nazara verilmiþtir. Harama düþmek korkusuyla evlenmek isteyene Allah'ýn yardým edeceði, hiç ummadýðý yerden ona ih­sanda bulunacaðý Kur'ân'da da þöyle bildirilir:

"Ýçinizden bekâr olanlarý ve köle ve cariyelerinizden dindar olanlarýný evlendirin. Onlar fakir iseler, Allah onlarý lütfuyla zen­ginleþtirir. Allah'ýn lütfü geniþtir ve O herþeyi hakkýyla bilir."[379]

Ýzahýný yaptýðýmýz hadisten baþka Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadislerinde de,

"Evlenerek rýzký arayýnýz" buyurmuþtur.[380]

Ancak bu, hiç bir yerden ümidi olmayan, doðru dürüst bir iþi bulunmayan birini evliliðe cesâretlendirmemelidir. Çünkü hayat þartlarý asýrlar öncesine göre bilhassa büyük þehirlerde çok deðiþmiþtir. Eskiden eski ve fazla eþyasý olmayan bir ev yeterli olurk­en, günümüzün "mimsiz" medeniyeti insaný maddeten çok þeye muhtaç etmiþtir. Evlenmeyi düþünen gençler bunu da nazara almalý, en azýndan fakir hayata alýþkýn âilelenin kýzýna talip olma­lýdýr.

Ýzahýný yaptýðýmýz hadiste Allah'ýn yardým edeceði ve yaptýðý þeyi kendisine mübarek kýlacaðý bir grup da Allah'a güvenerek ve sevabýný da Allah'tan bekleyerek ölü bir toprak parçasýný ekilip biçilen bir hale getiren kimselerdir. Ölü arazi, hazinenin veya her hangi bir þahsýn mülkü olmayan arazi parçalandýr. Kendisinden faydalanýlamayan araziler, hiçbir iþe yaramadýklarý için ölüye ben­zetilmiþler ve "ölü arazi" diye isimlendirilmiþlerdir. Onu tekrar faydalý bir hale getirmeye ise "ihya=diriltme" ismi verilmiþtir. Ölü arazi parçasý ile ilgili bir baþka hadis þu mealdedir:

"Kim bir ölü araziyi ihya ederse, burasý onun olur."[381]

Ebû Dâvud'da yer alan bir baþka rivayet þöyledir:

"Arz Allah'ýn arzýdýr, insanlar da Allah'ýn kullandýr. Kim bir ölü araziyi ihya ederse, o yere o herkesden ziyâde hak sahibi olur."

Hanefîlere ve Mâlikîlere göre bir kimsenin ölü araziyi can­landýrýp sahiplenebilmesi için devletten izin almasý gerekir. Ýmam Þâfî'ye, Ýmam Mâlik'e ve âlimlerin çoðunluðuna göre ise böyle bir izne gerek yoktur.

Ölü bir arazi, bir bina inþâ etmek, sürmek, sulamak veya aðaç dikmekle faydalý bir hale getirildiðinde ihya edilmiþ olur.

Dinimiz bu hükümle insanlarý çalýþmaya, atýl kalan arazi parçalarým ihyaya teþvik etmektedir.

Bir beldeye bitiþik olup o beldenin merasý, çocuklarýn oyun sahasý veya mezarlýk ölü arazi tanýmýna girse de hiç kimsenin özel mülkü olamayacaðýný da burada ifâde edelim. Hatta devlet baþka­ný dahi böyle umumun menfaat temin ettiði yerleri bir kimseye baðýþlayamaz.[382]

 

Müslümaný Aldatmak
 

511. Ýbni Mes'ud (r.a.) Resûlullahýn (s.a.v.) þöyle bu­yurduðunu rivayet ediyor:

"Bizi aldatan bizden deðildir. Tuzak ve hîle ateþtedir."[383]

 

Ýzah

 

Zikrettiðimiz kaynaklarda hadisin Ebû Hüreyre (r.a.) ve Ebu'l-Hamrâ'nýn (r.a.) rivayetleri yer alýr. Bu rivayetlerde hadi­sin sadece "Bizi aldatan bizden deðildir" kýsmý kayýtlýdýr. Ancak bu kaynaklarda yer alan rivayetler daha uzundur. Hadis en uzun þekliyle Ebû Dâvud ve Tirmizî'de yer alýr. Tirmizî'de yer alan Ebû Hüreyre'nin (r.a.) rivayeti þöyledir:

Resûlullah (s.a.v.) satýlýk bir zahire yýðýnýna uðradý. Elini yýðýnýn içine sokunca parmaklarý ýslandý. Bunun üzerine,

"Ey zahi­re sahibi, nedir bu ýslaklýk?" buyurdu.

Adam, "Yaðmurdan ýslandý" cevabýný verdi.

Bunun üzerine Resûllulah (s.a.v.) þöyle buyurdu:

"Öyle ise müþterilerin görmesi için o ýslak kýsmý niçin üste koymadýn? Bizi aldatan bizden deðildir."

Ebû Dâvud ve Müsned'deki rivayette, Resûlullaha (s.a.v.)  "Elini zahirenin içine sok" diye vahyolunduðu yer alýr.

Ticâretin manevî açýdan birçok tehlikeleri vardýr. Hadiste bun­lardan biri nazara veriliyor. O da malýn ayýbýný gizleyerek müþte­riyi aldatmaktýr. Hadis, bunun caiz olmadýðýný, Müslümanlarýn ti­cârette dürüst olmalarý, sattýklarý malýn kusurunu gizlememeleri ve birbirlerini aldatmamalarý gerektiðini ders veriyor. Aldatýlan bir müþteri malýn kusurunu gördükten sonra onu iade etme hak­kýna sahiptir.

Diðer taraftan hadis, yetkililerin zaman zaman ticâret mahalle­rini dolaþarak gördükleri aksaklýklarý ikaz etmeleri lüzumuna dik­kat çekiyor.

Hadiste geçen "Bizden deðildir" ifâdesi, "Bizim sünnetimiz, yolumuz ve ahlakýmýz üzere deðildir" mânâsýndadir. Yoksa "Müslüman deðildir" mânâsýna gelmez.[384]




[364] Nisa: 4/58.

[365] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/185-186.

[366] Ýbni Mâce, Mesâcid; 47; Ebû Dâvud, Salât: 46; Müslim, Mesacid: 255; Nesâî, îmame: 50.

[367] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/186.

[368] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/187.

[369] el-Mu'cemü'l-evsat, 5:479 (4914) Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/187-188.

[370] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/188.

[371] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/188-189.

[372] Tirmizî, Fezâil ü Cihad:20; Ýbni Mâce, Itk: 3; Neseî, Nikâh: 5.

[373] Nisa: 4/92.

[374] Mâide: 5/89.

[375] Nur: 24/33.

[376] Tevbe: 9/60.

[377] Bakara: 2/177.

[378] Müslim, Itk: 21; Buhari, Itk: 1.

[379] Nur: 24/12.

[380] Câmiü's-Sagîr; 2:157.

[381] Tirmizî, Ahkam: 38; Buhari, Hars: 15; Muvatta, Akdiye: 26; Ebû Dâvud, Haraç: 37.

[382] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/189-192.

[383] Müslim, Ýman: 164; Timizi, Büyü: 72; Ebû Dâvud, Ýcâre: 50; Ýbni Mâce, Ticâre: 36; Dârimî, Büyü: 10; Müsned, 2:318 (7287) Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/192-193.

[384] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/193-194.



Ynt: Camilere devam etmek By: ceren Date: 07 Haziran 2017, 23:48:37
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri peygamber efendimizin sunnetine tabi kalan ve onune emrinde yasayan kullardan olalým inþallah...
Ynt: Camilere devam etmek By: Rüveyha Date: 08 Haziran 2017, 15:27:47
Ve aleykümselam.. Rabbim bu mübarek ilimleri hakkýyla uygulayanlardan kýlsýn inþallah
Ynt: Camilere devam etmek By: Bilal2009 Date: 08 Haziran 2017, 20:13:54
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri camiden ayýrmasýn Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Camilere devam etmek By: Sevgi. Date: 08 Haziran 2017, 21:10:16
Ve aleykümselam tek baþýmýza deðil cemaatle ibadet etmek daha makbul sevabý daha çoktur inþaAllah
Ynt: Camilere devam etmek By: Mustafa/Samed Date: 09 Haziran 2017, 03:23:19
Ve Aleykümüsselam. Rabbim kýldýðýmýz ve kýlacaðýmýz namazlarý kabul eylesin. Paylaþým için Rabbim razý olsun.

radyobeyan