Riya By: sumeyye Date: 10 Ocak 2011, 13:49:31
Riya
611. Muaz bin Cebel (r.a.) Resûlullahtan (s.a.v) iþitmiþ olduðu þöyle bir hadis rivayet ediyor:
"Riyanýn en azý dahi þirktir. Allah, kendisine itaat eden, kendisinden korkan ve gösteriþ yapmadan gizli gizli Allah'a ibâdete devam edenleri sever. Onlar bir yere ayrýldýklarýnda ayrýldýklarýný kimse farketmez, bir yerde bulunduklarýnda kimse onlarýn varlýðýný fark etmez. Onlarýn kalpleri hidâyet kandilleri gibidir. Onlar, karanlýk siyahlara benzer fitnelerden selâmetle çýkarlar."[625]
Ýzah
Ýbni Mâce'deki rivayette hadis,
"Riyanýn en azý dahi þirktir. Allah'ýn dostlarýna düþmanlýk eden kimse þüphesiz Allah'a savaþ ilân etmiþ olur...." þeklindedir.
Dinimizde ibâdetler sadece ve sadece Allah rýzasý için yapýlýr. Baþka maksatlar gözetilmez. Amellerin Allah rýzasý için yapýlmasýna ihlâs denir. Ýhlasýn zýttý riyadýr. Riya, bir ibâdeti, güzel sayýlan bir iþi Allah rýzasý için deðil de baþkalarýna gösteriþ için, bir menfaat uðrunda, insanlarýn kalbinde yer etmek düþüncesi ile yapmaktýr. Hadislerde olduðu gibi Kur'ân'da da gösteriþ için amel iþlemek þiddetle yasaklanmýþtýr. Meselâ Maun Sûresinde þöyle buyurulur:
"Yazýklar olsun o namaz kýlan münafýklara! Onlar ki namazlarýndan gafildirler. Onlar ki Allah rýzâsýný aramak yerine insanlara gösteriþ yaparlar."[626]
Gazâlî, riyayý derecelere ayýrýr. Onun bu derecelendirmesi þöyledir:
Birinci derece: En aðýr olanýdýr. Riya ile yaptýðý ibâdette hiç sevap niyeti yoktur. Ýnsanlarýn yanýnda icabýnda abdestsiz de namaz kýldýðý halde, yalnýz kaldýðýnda hiç kýlmayan gibi.
Ýkinci derece: Kiþinin yaptýðý ibadette gösteriþle beraber Allah rýzasýný gözetmek de vardýr. Fakat bu niyet zayýftýr, böyle biri yalnýz kaldýðýnda o ibâdeti yapmazdý. Hattâ sevabý düþünmese bile, insanlarýn yanýnda o ibâdeti yine yapacaktý. Böyle biri günahtan kurtulamaz.
Üçüncü derece: Sevap ve gösteriþ taraflarý eþit olan. Böyle biri þayet gösteriþin yanýnda sevap veya sevabýn yanýnda gösteriþ olmasa idi bu ameli yapmazdý. Bu amelinde fayda görmese de zarar da görmez. Belki baþ baþa kurtarýr.
Dördüncü derece: Kiþi, insanlarýn duymasý sebebiyle daha da þevke gelip ibâdetini artýrýr. Böyle kimse duymasa da ibâdetini yapacaktý. Böyle biri sýrf riya maksadýyla yapmadýðý için ibâdetinden fayda görebilir.[627]
Ýzahýný yaptýðýmýz hadiste riyanýn en azýnýn dahi Allah'a þirk koþmak olacaðý nazara verilmektedir. Konu ile ilgili pekçok hadis vardýr. Bunlardan birisi þöyledir:
"Gösteriþ yaparak oruç tutan, gösteriþ yaparak namaz kýlan ve gösteriþ yaparak sadaka veren kimse Allah'a þirk koþmuþtur."[628]
Resûlullah (s.a.v.) bir hadislerinde de baþkalarýnýn yanýnda onlar görsün diye namazý güzel kýlmayý gizli þirk olarak ifâde etmiþ ve bunun Mesih Deccaldan daha büyük olduðunu bildirmiþtir.[629]
Bir hadiste de Allah'ýn Cenneti gösteriþ yapanlara haram kýldýðý bildirilmiþtir.[630]
Gösteriþ için yapýlan amellerin kiþiye âhirette hiçbir faydasýnýn olmayacaðý, bu amellerin silineceði bir tarafa,[631] zararý da dokunur. Çünkü hadiste de ifâde edildiði gibi riya, þirktir. Þirk ise büyük günahlardandýr. Riyakarlarýn âhiretteki durumlarý ile ilgili tafsilatý Ölümden Sonra Diriliþ isimli eserimizin 231-234. sayfalarýna havale ederek, burada bir kaç hadis nakletmek istiyoruz:
"Allah kýyamet gününde bütün kullarýnýn huzurunda, dünyada gösteriþ ve þöhret için amel iþleyenleri ilân eder."[632]
"Allah Teâla insanlara yapmýþ olduklarý amellerin mükâfaatýný verdiði zaman riyakarlara da 'Ey riyakarlar! Sizler dünyada gösteriþ yaptýðýnýz kimselere gidin! Bakýn onlarýn yanýnda size verecekleri bir mükâfat bulabilir misiniz buyurur."[633]
Bir hadiste de Allah'ýn kýyamet günü böylelerine þöyle sesleneceði bildirilir:
"Ýnsanlar için ibâdet edenler nerede? Kalkýnýz ücretlerinizi kendileri için amel ettiðiniz kimselerden alýnýz. Çünkü Ben dünya ve insanlar için yapýlan amelleri kabul etmem."[634]
Açýkladýðýmýz hadiste dikkat çekilen bir diðer husus, ibâdetin gizli yapýlmasýnýn istenmesi ve þöhretin riyaya sebep olduðunun açýklanmasýdýr. Gerçekten de meþhur insanlar þöhretlerinin devam etmesi uðrunda, Allah rýzasýndan daha çok insanlarýn rýzasýný ararlar. Bunun için de onlarýn hoþlarýna gidecek þeyler yaparlar. Bu sebepledir ki, Peygamberimiz Allah'ýn bir yere ayrýldýklarýnda veya bir yerde bulunduklarýnda kimse onlarýn yokluðunu veya varlýðýný fark etmediði kimseleri sevdiðini bildirmiþtir.[635]
Peygamberimizin Ümmetinin Fazileti
612. Abdullah bin Yezid Hatemî rivayet ediyor:
"Ümmetimin azabý dünyada iken verilir."
3 numaralý hadisin izahýna bakýnýz.[636]
Çocuklarýn Anne Ve Babaya Faydasý
613. Ebû Zer (r.a.) rivayet ediyor:
"Buluð çaðýna ermeden üç çocuklarý ölen hiçbir mü'min anne baba yoktur ki, Allah çocuklara olan rahmetinin bereketiyle onlarý fazlýyla Cennete koymasýn."[637]
Ýzah
Peygamberimiz bir defasýnda kadýnlara hitaben üç çocuðu ölen bir kadýna o çocuklarýn Cehenneme karþý siper olacaklarýný bildirmiþti. Bir kadýn, "Ýkiye de, ikiye de!" dedi.
Resûlullah (s.a.v.),
"Ýkiye de, ikiye de!" buyurdu.[638]
Peygamberimiz bir hadislerinde de çocuðu ölen bir Sahabiyi þöyle teselli etmiþtir:
"Cennetin kapýlarýndan birine geldiðinde, çocuðunu sana kapýyý açmak için koþarken görmen seni sevindirmez mi?"[639]
Çocuðu ölen kimselerin bu müjdelere mazhar olabilmek buna "güzel bir sabýrla" sabretmeleri þartýna baðýlýdýr.[640]
Resûlullahýn Yatarken Yaptýðý Dua
614. Âiþe (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah yataðýna girdiðinde þöyle duâ ederdi:
"Allah'ým, baðýmlýlýk derecesinde günah iþlemekten ve yatak arkadaþý olan açlýktan Sana sýðýnýrým."[641]
Ýzah
Ýbni Mâce'de bu rivayet þöyledir:
"Allah'ým, ben açlýktan Sana sýðýnýrým. Çünkü açlýk fena bir yatak arkadaþýdýr. Hýyanetten de Sana sýðýnýrým. Þüphesiz hýyanet fena bir duygudur."
Peygamberimiz (s.a.v.) açlýktan Allah'a sýðýnmýþtýr, çünkü açlýk insaný din ve dünya ile ilgili vazifelerinden alýkoyar. Aklýný karýþtýrýr, bâtýl ve bozuk fikirlere sürükler, kumar, rüþvet, hýrsýzlýk ve fuhuþ gibi kötü yollara düþürür.[642]
Allah Katýnda Mü'minin Deðeri
615. Abdullah bin Amr (r.a.) rivayet ediyor:
"Allah katýnda mü'minden daha deðerli hiçbir þey yoktur."[643]
Ýzah
Nasýl bir sanat eseri sanatkarýna nispet edildiðinde bir deðer ve mânâ kazanýyorsa, insan da yaratýcýya nispetle bir deðer kazanýr. Sanat eserinin sanakarýndan nispeti kesildiðinde nasýl kýymeti hiç hükmüne düþerse, Yaratýcý ile irtibatý kesilen insan da böyledir.
Mü'min Allah'a inanan demektir. Dolayýsýyla Yaratýcýsýna nispet edilmektedir. Böyle olunca da Yaratýcý katýnda son derece kýymetlidir. Hadisin ifadesiyle Yaratýcý nezdinde ondan daha deðerli hiçbir þey yoktur. Nasýl kýymetli olmasýn ki, mü'min kimse Yaratýcýsýný tanýyor, Ona kul oluyor, emirlerini dinliyor, yasaklarýndan sakýnýyor.
Bunun içindir ki, Abdullah ibni Abbas (r.a.) Kabe'ye yönelerek þöyle demiþtir:
"Ey Kabe! Allah seni saygýdeðer ve þerefli kýldý. Ýnanmýþ bir insanýn Allah katýndaki þeref ve deðeri ise senden daha büyüktür."
Hz. Ebû Bekir de hiçbir mü'minin küçümsenmemesi gerektiðini ifâde etmiþ, "Çünkü Müslümanýn küçüðü de, büyüðü de Allah katýnda büyüktür" demiþtir.
Evet, Allah yanýnda kýymetli olan mü'mine, mü'minler de kýymet vermeli, ona Yaratýcýsýna nisbet ederek bakmalý, Allah, din, peygamber, kitap, kýble gibi küreleri birbirine baðlayacak baðlarýn yerine bunlara nispetle örümcek aðý mesabesindeki siyaset, cemaat, mezhep, tarikat, ýrk birliklerini koymamalýdýr. Bizzat Allah'ýn deðer verdiði bir varlýðý küçümser bir havaya girmemelidirler. Mü'min de kendini böyle görmeli, deðerini düþürecek þeylerden sakýnmalýdýr.[644]
Kadýnlarýn Þefkati
616. Ebû Umâme el-Bâhilî (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullahýn (s.a.v.) yanýna beraberinde iki çocuðu olan bir kadýn geldi ve ondan yemek için bir þey istedi. Resûlullahýn onlara verecek bir þeyi yoktu. Sadece üç hurma verdi. Kadýn hurmanýn birini bir çocuðuna, diðerini de diðer çocuðuna verdi. Birini de yanýnda tuttu. Çocuklardan birisi hurmasýný yedikten sonra aðladý. Kadýn býraktýðý hurmayý ikiye böldü, yarýsýný aðlayan çocuðuna, yarýsýný da diðerine verdi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu:
"Kadýnlar çocuklarýný karýnlarýnda taþýr, dünyaya getirirler, emzirirler, onlara karþý çok da merhametlidirler. Eðer kocalarýna eziyet etmeyip namazlarýný da kýlsalar Cennete girerler."[645]
Ýzah
Hadisde kadýnlardaki þefkat nazara verilmekte, onlarýn yemeyip çocuklarýna yedirdikleri, bununla çok büyük sevap kazandýklarý bildirilmektedir. Çocuklarý binbir zahmetle karýnlarýnda taþýmakla, sancýlarla dünyaya getirmekle, emzirmekle büyük mükâfat elde ettikleri, bunun yaný sýra kocalarýna eziyet etmeyip beþ vakit namazý da kýldýklarýnda Cennete girecekleri müjdelenmektedir.[646]
Resûlullaha Salavât Getirmek
617. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
"Kim bana bir defa salavât getirirse, Allah on defa rahmet eder. Kim on defa salavât getirirse, Allah ona yüz defa rahmet eder. Kim bana yüz defa salavât getirirse, Allah onun alnýna münafýklýktan ve ateþten kurtuluþ beratý yazar. Ve kýyamet gününde onu þehidlerle beraber bulundurur."[647]
Ýzah
Yüce Allah bir âyet-i kerimede,
"Peygambere Allah rahmet eder, melekler de dua eder. Ey iman edenler, siz de ona teslimiyetle salat ve selam getirin"[648]
buyurarak Resûlullaha salavat getirmeyi emretmiþtir.
Resûlullah (s.a.v.) âlemlere rahmet olarak gönderilmiþ, âhir zaman peygamberidir. Ýnkar karanlýklarý onun getirdiði nur ile daðýlmýþ, bütün varlýklar onun nuruyla manasýzlýktan kurtularak üzerlerinde tecelli eden Ýlâhî isimleri þuur sahiplerine okutmaya baþlamýþtýr. Bu sebeple bütün kâinat onunla alakadardýr ve ona rahmet duasý eder. O, ümmetinin saadetiyle de yakýndan alakadardýr; dünyaya geldiði anda aðzýndan "Ümmetim" sözü iþitildiði gibi, kýyamette herkes kendi nefsinin derdine düþtüðünde, o yine "Ümmetim" diyerek onlarýn saadetini düþünecektir. Ýþte öyle bir zat, elbetteki ümmetinin her bir ferdinden her zaman Ýlâhî dergaha yükselecek rahmet duasýna lâyýktýr. Biz, salât ve selâm getirmekle, hem bütün kâinatýn nâmýna, hem de ümmeti sýfatýyla, ona rahmet duasý etmiþ, ona baðlýlýðýmýzý yenilemiþ ve kýyamet günü onun þefaatine hak kazanmýþ oluruz.
Peygamberimiz pek çok hadislerinde ümmetinden kendisine salavât getirmelerini istemiþtir. Yukarýdaki hadislerinde de kendisine salavât getirene Allah'ýn on misli rahmet ile karþýlýk vereceðini, onu ateþten ve münafýklýktan koruyucaðýný ve o kimseyi þehidlerle beraber bulunduracaðýný bildirmiþtir.
Peygamberimizin bu derece salavât getirilmesini istemesi, yine ümmeti içindir. Bediüzzaman bu konuda meâlen þöyle der: O zât (a.s.m.), bütün ümmetinin saadeti ile alakadar ve ümmetinin bütün fertlerinin her nevi saadetlerinden hissedardýr. Onlarýn her çeþit musîbetleriyle de endiþedardýr. Ýþte kendisinin saadet ve kemalat mertebeleri sonsuz olmakla beraber; sayýsýz ümmet fertlerinin, sayýsýz bir zamanda, hadsiz derecede çeþitli saadetlerini hararetle arzu eden ve hadsiz sýkýntýlarýndan müteessir olan bir zât, elbette hadsiz salavat, duâ ve rahmete layýktýr, muhtaçtýr.[649]
160 numaralý hadise de bakýnýz.[650]
[625] Ýbni Mâce, Fiten: 16. Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/307-308.
[626] Maun: 107/4-6.
[627] Ýhya-i Ulûmiddin Tercümesi, 3:654.
[628] Et-Tergib vet-Terhîb, 1:80 (43.)
[629] Ýbni Mâce, Zühd: 21.
[630] Câmiü's-Sagîr, 2:226.
[631] Mecmaü'z-Zevaid, 10:350.
[632] Et-Tergîb ve't-Terhîb, 1:77 (34.)
[633] Müsned, 5:531 (23625.)
[634] Suyutî, Câmiü'l-Kebîr, (2476.)
[635] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/308-311.
[636] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/311.
[637] Müslim, Birr ve's-Sýla: 150. Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/311.
[638] Müslim, Birr ve's-Sýla: 152.
[639] Ýbni Mâce, Cenâîz: 59.
[640] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/311-312.
[641] Ýbni Mâce, Etime: 53. Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/312.
[642] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/312.
[643] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/313.
[644] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/313-314.
[645] Ýbni Mâce, Nikâh: 62. Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/314-315.
[646] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/315.
[647] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/315.
[648] Ahzab: 33/56.
[649] Mektubat, s. 291.
[650] Ýmam Taberâni, Mu’cemu’s-Saðir Tercüme ve Þerhi, (Ýsmail Mutlu), Mutlu Yayýnlarý: 2/315-316.
Ynt: Riya By: ceren Date: 08 Haziran 2017, 13:55:50
Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri riyadan ,samimiyetsizlikden korusun.Ve kalben ruhen ibadet eden ,inanan kullardan eylesin inþallah...
Ynt: Riya By: Bilal2009 Date: 09 Haziran 2017, 03:22:18
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri riyadan sakýnanlardan eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun.
Ynt: Riya By: Sevgi. Date: 09 Haziran 2017, 03:40:01
Ve aleykümselam rüyanýn en azý bile þirk olarak kabul edilmiþtir ibadetleri gösteriþ için yapmayalým inþaAllah
Ynt: Riya By: RAMAZAN 7/D Date: 09 Haziran 2017, 03:51:15
Ve Aleyküm Selam . Bazen insan yaþýyor ve dönüp geçmiþe baktýðýnda bazý yerlerde riyaya kapýldýðýný bazý yerlerde saçmaladýðýný görüyor , düþünüyor .
Rabb'im dönüp geçmiþimize baktýðýmýzda kalbimizin hoþ olacaðý bir geçmiþ ve hayýrlý bir gelecek nasip eylesin .
ALLAH cc razý olsu