Cem ul Fevaid
Pages: 1
Feraiz bahsi By: sidretül münteha Date: 09 Ocak 2011, 15:25:45
FERAÝZ BAHSÝ


5079- Üsâme radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu;)

"Müslüman kâfire, kâfir de müslümana vâris olamaz."

[Nesâî hariç, allý hadis imamý.|

5080-  Ebû Hureyre ve Cabir radiyallahu ahhumâ'dan:

(ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Farklý dine mensup iki kimse arasýnda tevarüs (miraslaþmak) yoktur."
|Tirmizî|

5081- Üsâme radiyallahu anh'dan:

"Ey ALLAH'ýn Resulü, yarýn nerede konak­layacaksýn?" diye sordu. O, Mekke'nin fethedildiði sýrada: Resûlullah: "Ukayl bize (kalacak) ev mi býraktý?" þeklinde cevap verdi. [Buhârî, Müslim ve Ebû DÞvud.j

5082-  Muhammed bin el-Eþ'as radiyalla­hu anh'dan:

"Onun yahudi ya da hýristÝyan olan halasý vefat etti. Durumu Ömer'e anlatýp: 'Ona kim vâris olabilir?' diye sordu. Ömer: 'Ona kendi dininden olanlar vâris olur.' þeklinde cevap verdi.

Daha sonra Osman'a gelip ona da ayný so­ruyu sorunca, Osman þöyle dedi: 'Ömer'in sana, 'Ona kendi dininden olanlar vâris olur' dediðini unuttuðumu mu sanýyorsun?' dedi."

[Malik]

5083- Urve radiyallahu anh'dan: Ensâr'dan, Uhayha bin el-Cellâh adýnda

bir adamýn kendisinden küçük amcasý vardý ve dayýlarýnýn gözetiminde kalýyordu. Onu Uhayha sýrf ona vâris olmak için yanýna aldý ve sonra öldürdü. Bunun üzerine dayýlarý: "Biz büyüyüp güçleninceye kadar ona baktýk. Fakat öldüren kiþinin tarafý (asabi olmasý sebebiyle) miras alma hususunda bize galip geldi"

(Urve dedi ki:) "Bu sebepledir ki bir katil öldürdüðü kimseye vâris olamaz." [Mâliki

5084-  Rabî'a bin Abdirrahman radiyalla­hu anh'dan, o da alimlerinden bir çoklarýn­dan:

"Cemel. Sýffîn ve Harre günü öldürülenler birbirlerine vâris olamadýlar. Sonra Kudeyd Savaþý olunca, yine birbirlerine mirasçý ola­madýlar, ancak mal sahibinden önce Öldürül­düðü delillerle sabit olanlar hariç."

[Mâliki

5085- Ýbnü'l-Müseyyeb radiyallahu anh'­dan:

"Ömer araplar içinde doðanlar hariç acemlerden hiçbirinin araplara varis olmasýný uygun görmedi." [Mâlik.]

5086- Ebû'l-Esved radiyallahu anh'dan: "Muâz'a müslüman olan oðlunun kendisi­ne vâris olduðu bir yahudinin mirasý meselesi getirildi. Þöyle dedi: "ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:  'islâm maðlup edilmez, (gücü) artar, eksilmez'." [Ebû Davudi

5087- Ýbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Gaylân es-Sakafî müslüman olduðunda

nikâhý altýnda on tane kadýn vardý, Ona Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem þöyle dedi: 'Onlardan dört tanesini seç.'

Ömer'in dönemi gelince, kadýnlarýný bo­þadý, malýný oðullarý arasýnda taksim etti. Ömer bunu duyunca, þöyle dedi; 'Sanýrým þeytanýn hýrsýzlama sýzdýrdýðý haberler içinde senin ölümün de vardýr. Bunu senin içine koy­muþ, galiba sen çok yaþamayacaksýn. ALLAH'a yemin olsun ki, hanýmlarýna ric'at edip onlara tekrar nikâhýnýn altýna alacaksýn; yahut mutla­ka ben onlarý sana vâris kýlacaðým ve emredip kabrini Ebû Riðâl'in kabri gibi taþ yaðmuru­na tutturacaðým'.1' [Ahmed, BezzârveEbû Ya'iâ.j

5088- Ýbn Abbâs radiyallahu anh'dan.: ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in hakkýnda: "Bu ümmetten birini kendi­me dost edinseydim, onu dost edinirdim: lâkin Ýslâm dostluðu daha üstün ya da hayýrlýdýr" buyurduðu kimse (yani Ebû Beki'), dedeyi ba­ba makamýna koymuþtur.

Bununla Ebû Beki''i kastediyor. Çünkü Ebû Bekr, Ýbn Abbâs ve Îbnü'z-Zübeyr de­diler: "Dede, baba makamýndadýr" dediler. Sahabenin kalabalýk olduðu bir devirde, Ebû Bekr'e bu hususta muhalif olan hiç kimse zikredilmedi.

Ýbn Abbâs dedi ki: "Kýzkardeþlerim deðil de bana oðlumun oðlu vâris olur. Ben ölen oðlumun oðluna vâris olamam."

Ömer, Ali, Ýbn Mes'ûd ve Zeyd'den bu hususta deðiþik görüþler zikredilir. [Buhârî]

5089-  îmrân bin el-Husayn radiyallahu anh'dan:

BÝr adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip þöyle dedi: "Oðlumun oðlu (lo­runum) öldü; onun mirasýndan bana düþen ne­dir?" Þöyle buyurdu: "Sudus (= altýda bîr)." Oradan ayrýlýnca, onu çaðýrdý ve þöyle buyur­du: "Sana diðer bir sudus daha vardýr." Dönüp giderken yanma çaðýrdý ve þöyle bu­yurdu: "Diðer sudus hak deðil, fazladan bir ikramdýr!" [Ebû Dâvud ve Tirmizî]

5090- Muâviye radiyallahu anh'dan:

"O, Zeyd bin Sâbil'e dedenin vâris olma­sý hakkýnda bir mektup yazdý. Zeyd, cevabî mektubunda ona þunu yazdý: 'Sen bana dede hakkýnda sormak üzere bir mektup yazdýn, ALLAH en doðru bilendir. Onun hakkýnda hali­felerin dýþýnda kimse hükmetmemiþtir. Sen­den önce þahit olduðum iki halife de ona (de­deye), ölenin geride bir kardeþ býraktýðý za­man mirasýn yarýsýný; iki ve ikiden fazla kar­deþ býraktýðý zaman mirasýn üçte birini verir­lerdi. Kardeþler çok olursa bile dedenin hisse­si sülüsten (üçte birden) az olmazdý'."

5091- Ömer radiyallahu anh'dan:

"O, Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem'e 'Dede için nasýl taksimat yapacaðým?' diye sordu.

Resûlullah þöyle buyurdu: 'Ey Ömer! Bu­nu neden soruyorsun; bunu Öðrenmeden Önce öleceksin.' Hakikaten de Ömer onu öðrenme­den önce vefat etti."

ITeberânî, M. cl-Evsat'ln.]

5092- Þa'bî radiyallahu anh'daýý:

Haccâc beni baðlý olarak getirtti. Yolda Yezîd bin Ebî Eþlem bana rastladý.

Dedi ki: "Biz bugün senin iki dudaðýn ara­sýndan çýkacak söze bakýyoruz. Bugün yalvar­ma günü deðildir. Zira Haccac'm nifak ve þirki ayyuka çýkmýþtýr. Kendini iki lânetliden kurtarmana bak."

Sonra bana Muhammed bin el-Haccâc rastladý. Ayný Yezîd'in söylediði gibi söyledi.

Haccâc'in yanma girdiðimde bana: "Ey Þa'bî! Sen bize karþý çýktýn. Hareketlerinde ileri gittin, deðil mi?" diye sordu. Þöyle cevap verdim:

"ALLAH, emîrÝ ýslah etsin! Evimizi baþýmý­za dar etti, deðerimiz kalmadý, geçimimiz zor­laþtý, uykumuz kaçtý, korku içinde kaldýk, re­zil rüsvay olduk, iyi ve takva sahibi iyiler kal­madý, güçlü fâcirler de yok artýk."

"Doðru söyledin. Vallahi bize karþý çýk­makla iyi yapmadýlar, bozguna uðradýklarý için bize karþý güç de kazanamadýlar."

Þa'bî devamla: O, mirasla Ýlgili (bir gün) bana muhtaç oldu ve haber gönderip:

"Ölen adam geride, bir anne, bir dede ve bir de kýz kardeþ býraktý, bunlarýn mirasý hu­susunda sen ne dersin?" diye sordu

Dedim ki: "Bu mesele hakkýnda sahabe­den þu beþ kiþi ihtilâf ettiler; Ýbn Mes'ûd, Ali, Osman, Zeyd bin Sabit ve Ýbn Abbâs." Dedi kî: "Peki onun hakkýnda Ýbn Abbâs ne dedi?" Eðer görüþü doðru ise þöyle yaptý: "Dedeyi baba mevkiine koydu, kýz kardeþe bir þey ver­medi, anneye sülüs (üçte bir) verdi."

"Ýbn Mes'ud ne dedi"

"Onu altý hisse yaptý; kýza üç, dedeye iki, anneye bir hisse verdi."

"Peki onun hakkýnda mü'minlerin emiri (Osman) ne dedi?"

"Onu üç hisse yaptý."

"Peki Ebû Turâb (Ali) ne dedi?"

"Onu altý hisse yaptý; kýza üç, anneye Ýki, dedeye bir hisse verdi."

"Peki Zeyd ne dedi?"

"Onu dokuz hisse yaptý; anneye üç, dede­ye dört, kýz kardeþe iki (hisse) verdi" dedim. Ondan sonra kendisi þöyle dedi:

Kadýya söyleyin mü'minlerin emîrinin görüþünü yürürlüðe koysun." lBezzâr|

5093- Yalýya bin Saîd radiyallahu anh'dan: "Hz. Ömer dedenin mirasýný yazdý (takdir

etti) fakat suikaste uðradýðýnda onu getirtip imha ettikten sonra þöyle dedi: 'Ýlerde bize onun hakkýndaki görüþünüzü belirteceksiniz." [Dâýimî]

5094-  Ýbn Þîrîn radiyallahu anh'dan: Abîde'ye dedim ki:  "Dedenin (mirasý)

hakkýnda bana bir hadis rivayet et." Þöyle de-dî: "Ben dedenin mirasý hakkýnda tam seksen çeþit farklý hükmü biliyorum." IDârimî]

5095- Ali radiyallahu anh'dan:

Dedi ki: "Kim Cehennem cürsûmelerine atýlmaktan hoþlanýyorsa, kardeþler ile dede arasýndaki (miras) hakkýnda hüküm versin." |Bu üç rivayel Dârimî'ye uitlir.|

Son rivayet kimliði meçhul bir râvi kana­lýyla gelmiþtir.

5096- ibrahim radiyallahu anh'dan: "Hz. Ali, kardeþlerle beraber dedeyi de al­týya kalýyor ve her fariza sahibine farizasýný (mirasta tayin edilen hissesini) veriyordu.

Dede varken anne bir kardeþe ve bir kýz kardeþe de miras vermiyordu. Çocuk varken dedeye südüs (altýda bir)'den fazla vermi­yordu. Ondan baþka kimse yoksa o zaman veriyordu.

Ana baba bir kardeþ varken, baba bir kar­deþe vermezdi. Ana baba bir kýz kardeþ ve ba­ba bir erkek kardeþ olduðu zaman, kýza mira­sýn yarýsýný veriyordu, diðer yansýný yarýyan-ya dede ile kardeþ arasýnda paylaþtýrýyordu. Eðer bir çok erkek ve kýz kardeþler olursa de­deyi onlara, sudus (allý)da bir vererek orlak yapýyordu." | Dârimî]

5097- Þa'bî'nin Ali'den naklettiði rivayet­te þöyle geçmektedir:

"Altý erkek kardeþ ile dede bulunduðu za­man dedeye altýda bir verirdi."

5098-  Ýbn Abbâs'ýn Ali'den yaptýðý riva­yetle o, dedeye yedide bir verdi.

5099- Zeyd bin Sabit radiyallahu anh'dan: "O, kardeþlerle beraber dede bulunduðu

zaman dedeye üçle bir verirdi. Ondan eksik vermezdi." [DSrimî]

5100- Zeyd bin Sabît radiyallahu anh'dan: "O, kýz kardeþ, anne, koca ve dede bulun­duðu zaman, mirasý yirmiyedi hisse yapar ve anneye altý, kocaya dokuz, dedeye sekiz, kýz kardeþe dört hisse verirdi." [Dârimî]

5101-   Ýbrahîm (en-Nehaî) radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem iki nine baban tarafýndan, bir nine de annen tarafýndan (diyerek) üç nineye altýda bir ver­di." [Dârimî]

5102- Þa'bî radiyallahu anh'dan: "Babanýn  annesi anneye vâris  olmaz.

Onun oðlu ona varis olamýyor da, o kadýn ona nasýl vâris olsun?" |Dârimî]

5103-  A1Ý ve Zeyd bin Sabit radiyallahu anhumâ'dan;

"Eðer nineler (akrabalýkta) eþit iseler, üç nine vâris olur: Babasýnýn iki ninesi, annesi­nin annesi, babasýnýn annesi. Bir de annesinin ninesi. Sehim bunlardan yakýn olanýn olur." [Dârimî]

5104- Ýbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "Ninelerin miraslarý yoktur, yedikleri bir ikramdýr. Ninelerin yakýnlarý ve uzaklarý bir­dir."  

5105- Ýbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "O, kýz ve oðlunun kýzý hakkýnda dedi ki: Yarý ve altýda biri vardýr (yani kýz yarý alýr, oð­lunun kýzý altýda bir alýr). Kalaný kýza verilir."

[Dârimî|

5106- Ýbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "O, (kalaný) mirastan lakdir edilmiþ bir

hissesi olan kimseyle birlike bir kardeþe ver­mezdi ve nineye öz kýzý varken oðlunun kýzý­na da vermezdi. Kadýna da. kocaya da ver­mezdi. Ali ise kadýn ve koca hariç her hisse sahibine verirdi." [Dârimî]

5107- Zeyd bin Sabit radiyallahu anh'dan: "Ona kýz veyahut kýz kardeþin mirastaki hissesi meselesi geldi, ona mirasýn yarýsýný verdi, artaný da Beylu'l-male (hazineye) dev­retti." [Dârimî]

5108- Abdullah bin Ubeyd bin Umeyr ra­diyallahu anh'dan:

"Zuraykoðullarýndan olma kardeþime, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in lan-ctleþme (mulâane) sonunda doðan çocuðun nesebi sormak için mektup yazdým. Cevabî mektubunda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in onu annesinin nesebine kattýðýný ve annenin hem annesi ve hem de babasý yerin­de olduðunu yazdý."

Süfyân dedi ki: "Malýn hepsi annenin olur. Çünkü o, hem babasý, hem de annesi mevki­indedir." [Dfirimî]

5109- el-Hasan radiyallahu anh'dan;

"Lian'da bulunan kadýnýn oðlu Ölüp geri­de annesini ve annesinin akrabalarýný býraktý­ðýnda: 'Anne malýn üçte birini alýr, gerisini de annesinin akrabalarý alýr.' dedi." [Dârimî]

5110- Ömer radiyallahu anh'dan:

"O, Ýbnü'd-Dahdâha'nýn vârislerini aradý; (miras verecek) kimseyi bulamayýnca malýný onun dayýlarýna verdi." |Dârimî|

5111- Ömer radiyallahu anh'dan:

Ona anne bir amca ile teyze meselesi geti­rildi. Anne bir amcaya malýn üçle ikisini, tey­zeye de üçte bîrini verdi. [DârimîJ

5112- Ýbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "Teyze anne yerindedir; hala da baba ye­rindedir. Kardeþinin kýzý kardeþ yerindedir. Mirasa hak kazanmýþ yakýn akraba (asabe)

olmadýðý zaman her rahim (akraba) ait olduðu akraba yerindedir. | Dârimî |

5113- Ýbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "Oðluyla birlikte bulunan ninenin veraset

meselesinde, dedi ki: 'Oðlu saðken, Peygam­ber sallallahu aleyhi ve sellem'in malýn altýda birini yedirdiði ilk nine odur'," |Tirmizî|

5114- Kabîsa radiyallahu anh'dan: Annenin annesi olan nine, (diðer rivayette

babanýn annesi olan nine diye geçer) Ebû Bekr'e mirasýný sormak için geldi. Ebû Bekr dedi ki: "ALLAH'ýn Kitâb'ýnda senin için hiçbir þey yoktur; ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetinde de senin için bir þey ol­duðunu bilmiyorum. Haydi þimdi sen evine git de bu meseleyi insanlara bir sorayým ."

Ýnsanlara sordu. Muðîre bin Þu'be þöyle dedi: "ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yanýnda bulundum, ona (nineye) altýda bir verdi." Ebû Bekr sordu:

"Seninle beraber kimse var mýydý?" He­men Muhammed bin Mesleme ayaða kalkýp ayný Muðîre gibi konuþlu. Bunun üzerine, Ebû Bekr bu hükmü onun (ninenin) hakkýnda geçerli kýldý.

Sonra baþka bir nine Ömer'e mirasýný sor­mak için geldi. Ömer þöyle dedi:

"ALLAH'ýn Kilâb'mda senin için hiçbir þey yoktur. Bu hususta verilen hüküm senden baþ­kasý için verilini þiir. Ben ferâize bir þey ilave edemem; ancak sizin için o südüs (allýda bir) bahis konusudur. Eðer birden fazla (yani iki büyük anne) olursanýz aranýzda paylaþýrsýnýz; tek olursanýz o altýda biri yalnýz baþýna alýr."

IMâiik, TÝrmizî ve Ebû Dâvuýl.l

5115- el-Kâsým bin Muhammed radiyalla-hu anh'dan:

"Ebû Bekr'e Ýki nine geldi; Ebû Beki" altý­da biri anne tarafýndan olan nineye vermek isleyince, Ensâr'dan bir adam þöyle dedi: 'Öl­düðü zaman, oðlu tarafýndan kendisine vâris olunacak kadýný býrakýyorsun, olur mu bu?' Bunun üzerine Ebû Bekr altýda biri ikisinin arasýnda paylaþtýrdý." jMâlik.]

5116- Bureyde radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, beraberinde anne yoksa o zaman nineye altý­da bir vermiþtir." [Ebû Dâvud|

5117- Muâz radiyallahu anh'dan:

"O, Yemen'deyken, bir kýz kardeþ ile bir kýz býrakarak ölen kimse hakkýnda, her birine nýsýf (yarýsýný) vererek mirasçý kýldý. O zaman Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sað idi." IBuhârîve Ebû Dâvud]

5118- Ýbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Dedi   ki:   "Ömer  bizimle  bir  görüþü

paylaþtýðý zaman rahatlardý. O, bir koca ve ebeveynin mirasý hakkýnda þöyle dedi: 'Koca yan alýr; anne ise kalanýn üçte birini alýr'." | Dârimî]

5119-  Yezîd el-Reþek radiyallahu anh'­dan:

"Ýbnü'l-Müseyyeb'e, ölüp geride bir eþ ve ana baba býrakan adam hakkýnda sordum. Þöyle dedi: 'Zeyd bin Sabit bu meseleyi dört hisse olarak taksim ederdi'." [Dârimî]

5120- Ýbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Geride kalan koca ve ana baba hakýnda þöyle demiþtir: 'Koca yarýsýný, anne malýn tamamýnýn üçte birini alýr. Geriye kalan da ba­baya kalýr'." [Dârimî]

5121- Ýkrime radiyallahu anh'dan:

Ýbn Abbâs, Zeyd bin Sâbit'e haber gön­derdi: "Kalanýn üçte birini ALLAH'ýn Kitâb'm-da buluyor musun?" Zeyd'in cevabý: "Sen kendi görüþüne göre söz söyleyen bir adam­sýn, ben de kendi görüþümü söyleyen bir ada­mým." [Dârimî]

5122-   Ýbrâhîm  (en-Nehaî)  radiyallahu anh'dan:

"O, koca, anne, anne-baba, baba-anne bir erkek kardeþ, anne bir erkek kardeþlerin mi­rasý hakkýnda þöyle derdi: 'Ömer, Abdullah b. Mes'ûd, Zeyd bunlarý mirasta ortak yaparlar­dý.' Ömer: 'Baba akrabalýðý arürýr.' derdi." [Dârimî]

5123- Ebû Miclez radiyallahu anh'dan: "Osman, koca,  anne ve anne bir iki kardeþle birlikte kalan anne-baba bir iki kardeþe mirastan hisse verir, Ali ise vermez­di." jDârimî]

5124- Hakîm bin Câbir radiyallahu anh'­dan: Ona denildi ki: "Ýbn Mes'ûd, anne-baba bir kýz kardeþler, baba bir erkek kardeþlerle kýz kardeþlerde; anne-baba bir kýzkardeþlere üçte iki, kalaný ise kýzlara bir þey ayýrmadan sadece erkeklere verirdi." Hakîm devamla bu konuda Zeyd b. Sabit'in:

"Erkeklere mirastan pay verip, kadýnlara vermemek cahiliyye uygu lam al indir. Böyle bir durumda kýz kardeþlere de hisse verilir." dediðini nakletti," [Dârimî]

5125- Mesrûk radiyallahu anh'dan:

O da bunlarý ortak yapardý. Ona Alkanýe dedi ki: "Ýçlerinde Abdullah b. Mes'ûd'dan daha güzel kavrayan kimse var mýdýr?" "Ha­yýr, lâkin ben Zeyd bin Sabit ve Medinelileri gördüm, iki kýz, oðlunun kýzý, oðlunun oðlu ve iki kýz kafdeþ de tümünü mirasa orlak ya­pýyorlardý." |Dûrimî|

5126- Þurayh radiyallahu anh'dan: "Ölüp geride kocasýný, annesini, baba bir

kýz kardeþini, anne bir erkek kardeþlerini býra­kanýn mirasý meselesinde, asýl meseleyi altý hisseden yapar, sonra on hisseye çýkarýrdý. Üç hisse olarak kocaya yarý, anne-baba bir kýz kardeþe üç senim olarak yarý, anneye bir se-him olarak südüs (allýda bir), anne bir kardeþ­lere iki sehm olarak sülüs (üçle bir), baba bir kýz kardeþe üçte ikiyi tamamlamak için bir sehm vermiþtir." [BfirimîJ

5127-   Huzeyl bin Þurahbîl radiyallahu anh'dan:

Ebû Musa'ya, kýz, oðlunun kýzý ve kýz kardeþin mirasýný sordular. Þöyle dedi: "Kýz yan alýr, kýz kardeþ de yan alýr." Sonra soruyu sorana: Ýbn Mes'ûd'a git diye tavsiye edildi; O da Ona gidip Ebû Musa'nýn görüþünü de hatýrlatarak bu durumu ona da sordu.

Ýbn Mes'ûd dedi ki: "Onun söylediði gibi söylersem (haktan) sapýtmýþ (yanýlmýþ) olurum. Hidayete ermiþlerden (doðruyu söyle­yenlerden) olamam." Sonra dedi ki: "Ben si­ze ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in verdiði hüküm gibi hüküm vereceðim. Kýz yan alýr, oðlunun kýzý üçte ikiyi tamamlamak için altýda bir alýr. Kalan da kýz kardeþin olur." Onun bu fetvasýndan Ebû Musa haberdar edilince þöyle dedi: "Bu derin alim aranýzda bulunduðu sürece bana sormayýn!"

[Ebû Dâvud, Tirmizî ve lafzýyla Buhârî.J

5128- Ali radiyallahu anh'dan: "Siz: 'Bu taksim, onlarýn yaptýklarý vasi­yetler yerine getirildikten ve borçlarý öden­dikten sonradýr' mealindeki âyeti (Nisa 12) okuyorsunuz, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem borcun ödenmesinin vasiyetin yerine getirilmesinden önce olmasýna hükmetmiþtir. Anne-baba bir kardeþler, baba bir, anne ayrý kardeþlerden önce birbirlerine vâris olurlar. Erkek ise, anne-baba bir erkek kardeþine, ba­ba bir erkek kardeþinden önce vâris olur." [Tirmizî]

5129-   Ýbrahim  (en-Nehaî) radiyallahu anh'dan:

Ali ile Zeyd dediler ki: "Köleler ve kitab ehli ne mahrum býrakýlýrlar ve ne de vâris olurlar." Abdullah ise: "Mahrum býrakýlýrlar, vâris olamazlar." dedi. [Dârimî]

5130- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,

doðan çocuðun, ses verip aðlayýp sonra öldü­ðü taktirde hem vâris olacaðýna, hem de ken­disine vâris olunacaðýna hükmetti." |Ebû Dâvud |

5131- Vasile radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Kadýn azatlýsýnýn, buluntu çocuðun, mü-lâane yoluyla kocasýndan ayrýlmasýna sebep olan çocuðun.olmak üzere üç kimsenden de miras alýr." [Ebû Davudi

5132-  Ýbn Mes'ûd ve Ali radiyallahu an-humâ'dan:

"O ikisi, müslümanhðý kabul eden mecû-siler hakkýnda: 'Ýki taraftan da akrabalarýnýn tümüne vâris olurlar' dedi." |DârimîJ

5133-  Muhammed bin Yahya bin Hibbân radiyallahu anh'dan:

"Dedem Hibbân'ýn yanýnda biri Haþimî diðeri Ensâr'dan olmak üzere iki haným vardý. Ensâriye'yi emzirmekte iken boþadý. Aradan bir sene geçtikten sonra (dedem) öldü. Kadýn hâlâ hayýz olmamýþtý. Bunun üzerine kadýn: 'Ben hayýz olma­dým, ona vâris olurum' dedi. Gidip Osman'ýn yanýnda davalaþtýlar. Osman onun mirasa or­tak olmasýna hüküm verdi.

Hâþimî olan kadýn Osman'ý kýnayýnca, Osman þöyle dedi: 'Bu, senin amcanýn oðlunun iþidir; çünkü bize böyle yapmamýza o iþaret etti.' Bununla Ali'yi kastediyordu." |Mâiik.|

5134-  Rabî'a bin Ebî Abdirrahman radi­yallahu anh'dan:

"Abdurrahman b. Avf in karýsý kendisin­den boþanmayý isledi. O: 'Temizlendiðin zaman bana bildir.' dedi. Kadýn temizlendikten sonra durumu bildirin­ce Abdurralýman onu ebediyen boþadý, yahut kalan tek bir talakla boþadý. O anda Abdurrah-man hastaydý. Osman iddeti bitlikten sonra onu kocasýndan kalan mirasa vâris kýldý." (Mâlik.!

5135-  Zeyd bin Eþlem radiyallahu anh'-daýý:

"Ömer, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e ne evlat ne de baba býrakmadan ölen (kelâle) hakkýnda sordu. Þu cevabý verdi:

'Sana yazýn inen Nisa sûresinin son âyeti kâfi gelir'." [Mâlik.]

5136- el-Bcrâ radiyallahu anh'dan:

Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelerek dedi ki:

"Ey ALLAH'ýn Resulü! Senden felva isliyor­lar. De ki: "Vâris olarak ne baba, ne de çocu­ðu bulunmayan..." Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona þöyle dedi: "Sana yaz âyeti (Nisa, 176) yetiþir."

5137-  Diðer rivayet: Ebû Ýshak'a dedim ki: "Kelâle, Ölüp de geride çocuk ve baba bý­rakmayan kimsedir, deðil mi?" Þöyle dedi: "Öyle olduðu iddia ediliyor."

| Ebû Dâvud ve Tirmizîl

5138- Âiþe radiyallahu anhâ'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Dayý, sadece vârisi olmayana vâris olur." [Tirmizî]

5139- Ömer radiyallahu anh'dan:

O (mirasla ilgili) hala hakkýndaki hayreti­ni çoðu kez "kendisine vâris olunuyor fakat kendisi vâris olamýyor" sözleriyle ifade eder­di. [Mâlik.]

5140- Ömer radiyallahu anh'dan:

"O þöyle derdi: 'Diyet âkileye (yani diye-

ti ödemeye iþtirak eden baba cihetinden ya­kýnlara) aittir. Öyleyse bunlar ona (diyete) vâ­ris olurlar. Kadýn, kocasýnýn diyetine vâris olamaz.' Ona Dahhâk bin Süfyân þöyle dedi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ba­na 'Eþyem ed-Dubâbt' nin karýsýný kocasýnýn diyetine mirasçý kýl!' diye yazdý. O kadýn baþ­ka kavimdendi. Bunun üzerine Ömer kararýn­dan döndü." [Ebû Dâvud ve TirnýizîJ

5141- Bureyde radiyallahu anh'dan: "Bir kadýn Peygamber sallallahu aleyhi ve

sellem'e gelip þöyle dedi: 'Anneme bir cari­yeyi sadaka olarak vermiþtim. Annem öldü, cariye kaldý.' 'Sen yine sevabýný aldýn: cariye tekrar sana miras olarak döndü' buyurdu." [Müslim, Tirmizî ve ayný lafýzla Ebû Dâvud.]

5142- Zeyd bin Sabit radiyallahu anh'dan: Dedi ki:

"Oðullardan erkek çocuklar þayet onlar­dan baþka erkek çocuðu yoksa ölenin çocuklarý mesabesindedir. Oðlanlardan erkek torun­lar, erkek çocuklar, oðlanlardan kýz (orunlar ise kýz çocuklarý gibidir. Bunlar miras alma ve mirasa engel olma hususunda birbirleriyle aynýdýrlar. Adam ölüp de geride oðluyla, ondan torunu kalmýþsa, lorun mirastan fay alamaz. Eðer adam ölüp de geride bir kýz, bir de erkek oðlundan erkek lorun býrakýrsa, kýz yan alýr, kalan da oðlundan erkek toruna ka­lýr. Çünkü Peygamber sallallalýu aleyhi ve sel-lem þöyle buyurmuþtur: 'Miras hisselerini (Kur'ân'da takdir huyundan hak sahiplerine verin: ondan sonra geriye kalaný akrabalýkta en yakýn olan erkek kiþiye verin'."

[Bllhârî bir bâb ballýðýnda.]

5143- Ali radiyallahu anh'dan:

"Ona, biri anne bir kardeþ, diðeri koca olan iki amca oðullan hakkýnda sordular. Þöyle dedi: 'Koca yan alýr. anne bir kardeþ olan südüs (allýda bir) alýr, kalaný aralarýnda yan yarýya paylaþtýrýlýr'." [Rezîn]

5144- Zeynep radiyallahu anh'dan:

"O, Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'in baþýný tarýyordu. Yanýnda Osman bin Affân'ýn hanýmý ile birtakým muhacir kadýnlar da vardý. Bunlar, (Hz. Peygamberce, varis­lerin çokluðu sebebiyle) evlerinin kendilerine dar gelmeye baþlayacaðýndan ve (yakýnda) oradan çýkarýlacaklarýndan þikayet etliler. Bu­nun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem muhacirlerin evlerinin kadýnlarýna mi­ras olarak verilmesini emretti.

îbn Mes'ûd öldüðünde karýsý onun Medi­ne'deki evine vâris oldu." |Ebû Davudi

5145- Fâtuna radiyallahu anhâ'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Her kadýnýn oðullarýnýn mensup olduðu asûbesi vardýr; Fâtýma mn evlâdý müstesna, onun velîsi de, asabesi de benim!"

[Taberânî, Mu' cetnýý' t-Kebîr'âe zayýfbit senedie.J

5146- Ýbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Cahiliyette yapýlan miras taksimatý, cahi-liyette yapýldýðý taksimat üzere olur. Miras he­nüz taksim edilmeden Ýslâm'a eriþip girmiþler­se artýk mirasýn taksimatý Ýslâm üzere olur."


 

5079-Bu hadisi Mâlik (farâid 10, s. 519), Buhârî (farâid 26, VIII, 11), Müslim (farâid 1, s. 1233), Ebû Dâvud (no. 2909), Tirmizî (no. 2108), ez-Zührî an Alî b. el-Hüseyn an Amr b. Osmân b. Affân an Usâme asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

5080-Bu hadisi Tirmizî (no. 2108), Humeyd b. Mes'ade an Husayn b. Nümeyr an Ýbn e. Leylâ an Ebî'z-Zübeyr an Câbir senedi ile;

Ebû Dâvud (no. 2911) ise Mûsâ b. Ýsm. an Hammâd an Habîb el-Muallim an Amr b. Þuayb an ebîhî an ceddihî senedi ile tahrîc ettiler.

5081-Bu hadisi Buhârî (hacc 44, II, 157; cihâd 180/1, IV, 33; cihâd 48, V, 92), Müslim (hacc no. 439-40, s. 984-5) ve Ebû Dâvud (no. 2910), ez-Zührî an Alî b. el-Hüseyn an Amr b. Osmân b. Affân an Usâme asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

5082-Bu hadisi Mâlik (farâid no. 12, s. 519), Yahyâ b. Saîd an Sül. b. Yesâr an Muh. b. el-Eþ'as senedi ile tahrîc etti.

5083-Bu hadisi Mâlik (uk‍l no. 11, s. 868), an Yahyâ b. Saîd an Urve senedi ile tahrîc etti.

5084-Mâlik (farâid no. 15, s. 520), doðrudan Rabî'a'dan ahzetmiþtir.

5085-Bunu Mâlik (farâid no. 14, s. 520), bir güvenilir râvi kanalýyla rivayet etmiþtir.

5086-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2912), Müsedded an Abdilvâris an Amr b. e. Hakîm el-Vâsitî an Abdillah b. Büreyde an Yahyâ b. Ya'mer an Ebî'l-Esved senedi ile tahrîc etti.

5087-Bu hadisi Ahmed (II, 14), Ma'mer ani'z-Zührî an Sâlim an ebîhî asl-ý senedi ile tahrîc etti.

Heysemî'nin de söylediði gibi râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ IV, 223).

5088-Bu hadisi Buhârî (fadâilu'l-ashâb 5/1, IV, 191), Müslim b. Ýbr. an Vüheyb an Eyyûb an Ýkrime an Ýbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

5089-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2896) ve Tirmizî (no. 2099), Hemmâm b. Yahyâ an Katâde ani'l-Hasan an Ýmrân b. Husayn asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî'ye göre isnâdý "hasen sahîh"tir.

5090-Bu hadis-i mevkûfu Mâlik (farâid no. 1, s. 510), an Yahyâ b. Saîd ennehu belaðahu enne Muâviye senedi ile tahrîc etti.

5091-Râvileri Heysemî'ye göre Sahîh ricâlindendir. Ancak Saîd b. el-Müseyyeb'in Hz. Ömer'i iþittiði ihtilâflýdýr (Mecma‘ IV, 227).

5092-Bu hadisi Bezzâr (no. 1388), Ravh b. el-Ferec el-Mýsrî an Amr b. Hâlid an Ýsâ b. Yûnus an Abbâd b. Mûsâ ani'þ-Þa'bî senedi ile tahrîc etti.

Abbâd'ýn kim olduðu tam olarak belirlenemediði için isnâdý muzdaribtir (Mecma‘ IV, 229).

5093-Bu hadisi Dârimî (II, 351), Yezîd b. Hârûn an Yahyâ b. Saîd an Ömer senedi ile tahrîc etti.

5094-Bunu Dârimî (II, 351), Yezîd b. Hârûn an Eþ'as an Ýbn Sîrîn senedi ile tahrîc etti.

5095-Bu hadis-i mevkûfu Dârimî (II, 352), Muh. b. Yûsuf an Süfyân an Eyyûb es-Sahtiyânî an Saîd b. Cübeyr an raculin min Murâd an Alî senedi ile tahrîc etti.

5096-Bu haberi Dârimî (II, 355), Muh. b. Yûsuf an Süfyân ani'l-A'meþ an Ýbrâhîm senedi ile tahrîc etti.

5097-Bu mevkûfu Dârimî (II, 355), Ebû Nuaym an Hasan an Ýsmaîl ani'þ-Þa'bî senedi ile tahrîc etti.

5098-Bunu Dârimî (II, 354), Muh. b. Uyeyne an Alî b. Müshir ani'þ-Þeybânî ani'þ-Þa'bî an Ýbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

5099-Bu hadis-i mevkûfu Dârimî (II, 357), Ömer b. Hafs b. Gýyâs an ebîhî ani'l-A'meþ an Ýbrâhim an Zeyd b. Sâbit senedi ile tahrîc etti.

5100-Bu hadis-i mevkûfu Dârimî (II, 357), Saîd b. Âmir an Hemmâm an Katâde an Zeyd b. Sâbit senedi ile tahrîc etti.

5101-Bu hadis-i mürseli Dârimî (II, 358), Haccâc b. Minhâl an Þu'be an Mansûr b. el-Mu'temir an Ýbrâhîm senedi ile tahrîc etti.

5102-Bu haberi Dârimî (II, 358), Sül. b. Harb an Hammâd b. Seleme an Dâvud ani'þ-Þa'bî senedi ile tahrîc etti.

5103-Bu hadis-i mevkûfu Dârimî (II, 359), Yezîd b. Hârûn ani'l-Eþ'as ani'þ-Þa'bî an Alî ve Zeyd senedi ile tahrîc etti.

5104-Bu mevkûfu Dârimî (II, 360), Yezîd b. Hârûn ani'l-Eþ'as an Ýbn Sîrîn an Ýbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

5105-Bu mevkûfu Dârimî (II, 360), Yezîd b. Hârûn an Þerîk ani'l-A'meþ an Ýbrâhîm an Ýbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

5106-Bu hadis-i mevkûfu Dârimî (II, 361), Muh. b. Yûsuf an Süfyân an Muh. b. Sâlim ani'þ-Þa'bî an Ýbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

5107-Bu mevkûfu Dârimî (II, 361), Muh. b. Yûsuf an Süfyân an Muh. b. Sâlim an Hârice b. Zeyd an Zeyd b. Sâbit senedi ile tahrîc etti.

5108-Bu mürseli Dârimî (II, 363), Muh. b. Yûsuf an Süfyân an Dâvud b. e. Hind an Abdillah b. Ubeyd b. Umeyr senedi ile tahrîc etti.

5109-Bu maktû‍ hadisi Dârimî (II, 363), Muh. b Yûsuf an Süfyân an Hiþâm ani'l-Hasan senedi ile tahrîc etti.

5110-Bu mevkûfu Dârimî (II, 366), Abdullah b. Yezîd an Hayve an Ebî'l-Esved Muh. b. Abdirrahman b. Nevfel an Âsým b. Ömer b. Katâde an Ömer senedi ile tahrîc etti.

5111-Bu mevkûfu Dârimî (II, 367), Muh. b. Yûsuf an Süfyân an Firâs ani'þ-Þa'bî an Ziyâd an Ömer senedi ile tahrîc etti.

5112-Bu hadis-i mevkûfu Dârimî (II, 367), Muh. b. Yûsuf an Süfyân an Muh. b. Sâlim ani'þ-Þa'bî an Mesr‍k an Ýbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

5113-Bu hadisi Tirmizî (no. 2102), el-Hasan b. Arafe an Yezîd b. Hârun an Muh. b. Sâlim ani'þ-Þa'bî an Mesr‍k an Ýbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

5114-Bu hadisi Mâlik (farâid no. 4, s. 513), Ebû Dâvud (no. 2894), Tirmizî (no. 2100-2101) ve Ýbn Mâce (no. 2724), Mâlik ani'z-Zührî an Osmân b. Ýshâk b. Hareþe an Kabîsa b. Z‍eyb senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, sýhhat hükmü vermiþtir.

5115-Bu mevkûfu Mâlik (farâid no. 5, s. 513-4), an Yahyâ b. Saîd ani'l-Kâsým b. Muh. senedi ile tahrîc etti.

5116-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2895), Muh. b. Abdilazîz b. e. Rizme an ebîhî an Ubeydillah Ebî'l-Münîb el-Atekî an Ýbn Büreyde an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

5117-Bu hadisi Buhârî (farâid 6, VIII, 6; 12, VIII, 7) ve Ebû Dâvud (no. 2893), ani'l-Esved b. Yezîd an Muâz  senedi ile tahrîc ettiler.

5118-Bu mevkûfu Dârimî (II, 344), Yezîd b. Hârun an Þerîk ani'l-A'meþ an Ýbrâhîm an Ýbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

5119-Bu mevkûfu Dârimî (a. y.), Yezîd b. Hârun an Hemmâm an Yezîd er-Reþk senedi ile tahrîc etti.

5120-Bu mevkûfu Dârimî (II, 346), Haccâc b. Minhâl an Hammâd b. Seleme an Haccâc ani'þ-Þa'bî ve Atâ an Ýbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

5121-Bu hadis-i mevkûfu Dârimî (a. y.), Saîd b. Âmir an Þu'be ani'l-Hakem an Ýkrime senedi ile tahrîc etti.

5122-Bu mevkûfu Dârimi (II, 347), Muh. b. Yûsuf an Süfyân es-Sevrî an Mansûr ve'l-A'meþ an Ýbrâhîm senedi ile tahrîc etti.

5123-Bu mevkûfu Dârimî (II, 347), Muh. b. Yûsuf an Süfyân an Süleymân et-Teymî an Ebî Miclez senedi ile tahrîc etti.

5124-Bu mevkûfu Dârimî (II, 349), Saîd b. el-Muðîre an ësâ b. Yûnus an Ýsm. an Hakîm b. Câbir senedi ile tahrîc etti.

5125-Bu mevkûfu Dârimî (II, 350), Muh. b. Yûsuf ani's-Sevrî ani'l-A'meþ an Ýbrâhîm an Mesr‍k ve Alkame senedi ile tahrîc etti.

5126-Bu maktû‍ hükmü Dârimî (II, 350), Muh. b. Yûsuf ani's-Sevrî an Hiþâm an Muh. b. Sîrîn an Þureyh senedi ile tahrîc etti.

5127-Bu hadisi Buhârî (farâid 7, 12, VIII, 6-7), Ebû Dâvud (no. 2890) ve Tirmizî (no. 2093), Ebû Kays el-Evdî an Hüzeyl b. Þurahbîl asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

5128-Bu hadisi Tirmizî (no. 2094-5), Ebû Ýshak ani'l-Hâris an Alî asl-ý senedi ile tahrîc etti.

5129-Bu mevkûfu Dârimî (II, 351), Sül. b. Harb an Þu'be ani'l-Hakem an Ýbrâhîm an Alî ve Zeyd senedi ile tahrîc etti.

5130-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2920), Hüseyn b. Muâz an Abdila'lâ an Muh. b. Ýshâk an Yezîd b. Abdillah b. Kusayt an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

5131-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2906), Tirmizî (no. 2115) ve Ýbn Mâce (no. 2742), Muh. b. Harb an Ömer b. Ru'‍be et-Teðlebî an Abdilvâhid b. Abdillah en-Nasrî an Vâsile asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî "hasen garîb" hükmü vermiþtir.

5132-Bu mevkûfu Dârimî (II, 386), Haccâc an Hammâd ani's-Sevrî an raculin ani'þ-Þa'bî an Alî ve Ýbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

5133-Bu hadisi Mâlik (talâk no. 43, s. 572), an Yahyâ b. Saîd an Muh. b. Yahyâ senedi ile tahrîc etti.

5134-Bu mevkûfu Mâlik (talâk no. 42, s. 5727, doðrudan Rabî'a'dan ahzetmiþtir.

5135-Bunu Mâlik (farâid no. 7, s. 515), doðrudan Zeyd'den ahzetmiþtir. Bununla birlikte Müslim (farâid no. 9, s. 1236), daha uzun bir metinle Katâde an Sâlim b. e.'l-Ca'd an Ma'dân b. e. Talha an Ömer asl-ý senedi ile tahrîc etti.

5136-5137-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2888-9), Tirmizî (no. 3041-2) ve Ýbn Mâce (no. 2726), Ebû Ýshâk ani'l-Berâ asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî'ye göre isnâdý hasendir. Lafýz Ebû Dâvud'a aittir.

5138-Bu hadisi Tirmizî (no. 2104), Ýshâk b. Mansûr an Ebî Âsým an Ýbn Cüreyc an Amr b. Müslim an Tâvus an Âiþe senedi ile tahrîc etti ve isnâdý hakkýnda "hasen garîb" hükmü vermiþtir.

5139-Bu hadis-i mevkûfu Mâlik (farâid no. 9, s. 517), an Muh. b. e. Bekr b. Hazm an ebîhî Kesîr an Ömer senedi ile tahrîc etti.

5140-Bu mevkûf hadisi Ebû Dâvud (no. 2927) ve Tirmizî (no. 2110), Süfyân b. Uyeyne ani'z-Zührî an Saîd b. el-Müseyyeb an Ömer senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî'ye göre isnâdý sahîhtir.

5141-Bu hadisi Müslim (siyâm no. 157-8, s. 805), Ebû Dâvud (no. 1656, 2877) ve Tirmizî (no. 667), Abdullah b. Atâ an Abdillah b. Büreyde an ebîhî asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

5142-Sahîh-i Buhârî, farâid 7, VIII, 6.

5143-Buhârî bunu (farâid 15, VIII, 8 ), muallak isnâdsýz olarak irâd etmiþtir.

5144-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3080), Abdülvâhid b. Giyâs an Abdilvâhid b. Ziyâd ani'l-A'meþ an Câmi' b. Þeddâd an Küls‍m an Zeyneb senedi ile tahrîc etti.

5145-Râvilerinden Þeybe b. Nuâme zayýftýr (Mecma‘ IV, 224).

5146-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2914) ve Ýbn Mâce (no. 2485), Mûsâ b. Dâvud an Muh. b. et-Tâifî an Amr b. Dînâr an Ebî'þ-Þa'sâ an Ýbn Abbâs asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.


Ynt: Feraiz bahsi By: Bilal2009 Date: 08 Temmuz 2019, 10:50:47
Esselamü aleyküm Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Feraiz bahsi By: ceren Date: 26 Temmuz 2019, 15:13:04
Esselamu aleykum. Rabbim razý olsun bilgilerden kardeþim. ...

radyobeyan