Suni kalb By: sumeyye Date: 08 Ocak 2011, 15:54:35
Sun'i Kalb
Hasan GÜL
Mükemmel bir âhenkle ömür boyu çalýþtýrýlan kalb, ihtiyaç duyulan enerjinin bütün organlara ulaþtýrýlmasý vazifesini îfâ eder. Kalbin sol tarafý, oksijence zengin temiz kaný bütün vücuda; sað tarafý ise, kirli kaný temizlenmek üzere akciðerlere pompalamakla vazifelidir. Burada dikkat çeken husus, hususi bir kas sistemiyle donatýlan kalbin sürekli çalýþarak dakikada ortalama 70; günde 100 bin; yýlda 40 milyon defa kasýlmasýdýr. Buna ilâveten, uyurken ve koþarken kalbin kasýlma sayýsý ve dolayýsýyla vücuda pompalanan kan miktarý deðiþmektedir. Yaklaþýk 60 yýl ömür bahþedilen bir kiþinin kalbi, onlarca yüzme havuzunu dolduracak miktarda kanýn pompalanmasýna vesile olur.
Bilhassa son yýllarda sýkça karþýlaþýlan kalb yetmezliði problemi, organlarýn ihtiyacý olan kaný kalbin yeterli miktarda pompalayamamasý olarak tarif edilebilir. Bu durum, kalb damarlarýnda (koroner) daralma, pýhtýyla týkanma, âni uyarýlarla kasýlarak kapanma ve damar anormallikleri gibi sebeplere baðlý olarak ortaya çýkabilir. Ayrýca, damar týkanýklýklarý ve kalb kapaðý hastalýklarý da yetmezliðe sebep olabilir. Kalb yetmezliði sýklýðý 50-60 yaþ arasýnda % 2 iken; 75 yaþ üzerinde % 10’lara kadar çýkmaktadýr. Bu artýþ, yeni tedavi arayýþlarýný da beraberinde getirmiþtir. Bunlardan biri, son yýllarda baþarýyla uygulanan kalb naklidir. Uygun kalb bulunup hastaya nakledildiðinde, vücutta yaþanan birçok problemin çözülmesi kalb naklini oldukça câzip hâle getirmiþtir. Fakat, bu konuda karþýlaþýlan en önemli problem, yeterli vericinin bulunamayýþýdýr. Amerika’da bile yýlda ancak 2.000 civarýnda hastaya kalb nakli yapýlabilmektedir. Yýlda 400.000 kiþinin kalb problemi yaþadýðý ve bunlardan 30.000 ile 100.000 arasýnda hastanýn nakle elveriþli olduðu düþünüldüðünde, bu rakamýn azlýðý, daha da iyi anlaþýlmaktadýr. Bu durum, sun’î kalb gibi, kalb problemlerine alternatif çözüm arayýþlarýný gündeme getirmiþtir.
Sun’î kalbler, plâstik ve deðiþik metallerden yapýlmýþ, kaný pompalama fonksiyonu olan, pil vb. güç kaynaðýyla çalýþan tamamen mekanik cihazlardýr. Sun’î kalbleri iki ana grupta incelemek mümkündür:
1. Karýncýða (ventrikül) destek cihazlar: Fonksiyonlarýný yerine getirirken kalbe destek olan cihazlardýr. Bunlar, bazý hastalarda destek maksatlý kullanýlýrken, esas olarak nakil (transplantasyon) bekleyen hastalara, bu iþlem yapýlýncaya kadar destek maksadýyla kullanýlýr. Araþtýrmalar, kalb yetmezliði sýnýra dayanmýþ hastalarýn % 90’ýnýn karýncýða yardýmcý cihazlardan yararlanabileceðini göstermektedir. Burada sun’î bir damar aracýlýðýyla karýncýðýn uç kýsmýndan alýnan kan, göðüs dýþýna yerleþtirilmiþ bir pompa ile aorta pompalanmaktadýr. Yani, hastanýn kalbi çýkarýlýp yerine bir cihaz takýlmamaktadýr. Kalbin yerinde kalmasý bu cihazlarýn en önemli üstünlüðüdür. Bu cihazlar vasýtasýyla destek verildiðinde kalb dinlenmekte ve bu esnada bazý hasarlarý tamir edebilen fýtrî mekanizmalar devreye girmektedir. Belli bir süre çalýþtýrýlan destek cihazý çýkartýldýðýnda, birçok hastada kalb hasarýnýn giderildiði görülmüþ ve nakle ihtiyaç duyulmamýþtýr. Hakiki kalbin çalýþmaya devam etmesini saðlamak bu cihazýn asýl kullanýlma gâyesidir.
2. Tam sun’î kalb: Bunlar kalb fonksiyonlarýný bütünüyle üstlenen ve hastanýn kalbi çýkarýldýktan sonra yerine takýlan mekanik cihazlardýr. Bu sistemde doku ve organlardan kulakçýklara (atrium) gelen kirli kan, sun’î kalbe ait boþluklara (sun’î karýncýklara) geçmekte ve buradan da bir motor aracýlýðýyla hastanýn aortuna, pulmoner arterlerine, dolayýsýyla bütün organlarýna pompalanmaktadýr. Böylece sun’î kalb, karýncýklarýn kaný pompalama vazifesini îfâ etmektedir. Kalb naklinde kullanýlan sun’î kalbin, dakikada 5-6 litre kaný pompalayabilecek ve yýlda 35-40 milyon defa atabilecek bir yapýda olmasý gerekmektedir. Ancak sun’î kalbin, çok hassas bir dengeyle problemsiz çalýþtýrýlan hakiki kalbimize verilen hususiyetlerden yoksun olmasý, birçok problemi beraberinde getirmektedir. Bu problemlerden bazýlarýný þöyle sýralayabiliriz:
Enerji ihtiyacý: Sun’î kalbin çalýþmasý için önemli ölçüde enerjiye ihtiyaç vardýr. Bunu göðüs içine yerleþtirilmiþ bir batarya ile saðlamak mümkün deðildir. Çünkü belirli bir süre içinde batarya bitecek ve bataryanýn yeniden þarj edilmesi gerekecektir. Bu yüzden, göðüs içine yerleþtirilmiþ bataryaya ilâve olarak dýþarýda da bir bataryaya ihtiyaç vardýr. Dýþarýdaki batarya belli aralýklarla þarj edilmekte ve içerdeki bataryaya kablolar aracýlýðýyla enerji transferi yapýlmaktadýr. En son geliþtirilen sun’î kalbde ise bu iki batarya arasýndaki enerji transferi kablosuz yapýlabilmektedir. Mutlaka çok düzgün bir ritimle ve kesintisiz çalýþmasý gereken makine, enerji kesikliði veya baþka herhangi bir sebeple teklediðinde hasta âniden ölebilir. Rahmeti Sonsuz tarafýndan kalbimize yerleþtirilen elektrik üretme mekanizmasýyla karþýlaþtýrýldýðýnda, büyük masraflar yapýlarak üretilen bu sistemin oldukça yetersiz kaldýðý görülmektedir.
Enfeksiyon: Takýlan cihaz bir makinedir ve bir þekilde hastanýn dýþýndaki batarya ile irtibatlandýrýlmasý gerekmektedir. Bu da enfeksiyon açýsýndan önemli bir risktir. Nitekim sun’î kalb takýlan hastalarýn önemli bir kýsmý ameliyatý takip eden günlerde bu enfeksiyonlar sebebiyle kaybedilmektedir. Kalble baðlantýlý kýsýmlarda oluþan enfeksiyon, bazen damardan antibiyotik verildiðinde dahi giderilememektedir.
Tromboembolik problemler: Sun’î kalb vücut için yabancý bir yapýdýr. Kan, sun’î kalbe ait yüzeylerle ve bilhassa dört sun’î kapakçýkla temas ettiðinde, bu yapýlar üzerinde hýzla kan pýhtýlarý oluþabilmektedir. Bu pýhtýlar hem cihazýn fonksiyonlarýný bozmakta, hem de kan aracýlýðýyla diðer damarlara sürüklenip onlarý týkamakta, organlarda önemli hasarlara sebep olabilmektedir. Bu yüzden sun’î kalb takýlan hastalarýn sürekli olarak kanýn pýhtýlaþmasýný önleyecek ilâç (antikoagulan) kullanmasý gerekmektedir. Ancak bu ilâçlarýn dozu fazla olduðunda hastada bazý yan tesirlere ve bilhassa kanamaya yol açabilmektedir.
Hemoliz: Kandaki alyuvarlar (eritrosit) sun’î kalbden geçerken fazla su alarak kýsmen de olsa parçalanmakta, yýkýlmakta ve bu da, bir tür kansýzlýk olan hemolitik anemiye sebep olmaktadýr. Alyuvar hücreleri, içlerindeki sývýya nispetle daha hipotonik (içindeki madde miktarý az, buna karþýlýk su nispeti fazla olan) bir sývýya konulduðunda, içeri giren fazla su dolayýsýyla þiþmeye baþlar. Bunun neticesinde hücre zarý üzerinde oluþan yüksek basýnç, zarýn yýrtýlmasýna ve hemoglobin molekülünün dýþarý çýkmasýna yol açar. Vücudumuzun kan vb. diðer yapýlarýyla uyumlu, hassas bir dengede olmasý gereken kalb ortamýnýn sun’î kalbde saðlanmasý mümkün olamayacaðýndan, bu tür problemlerin ortaya çýkmasý normaldir.
Bunlarýn dýþýnda, sað ve sol kalb kan akýþlarýnýn uyumsuz olmasý durumunda da akciðer problemleri ortaya çýkmaktadýr. Günümüzde sun’î kalbler fizikî büyüklük olarak birçok insan ve özellikle çocuklar için uygun deðildir.