Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Nefs durgun bir suya benzer By: Hadice Date: 07 Ocak 2011, 16:16:48
Nefs durgun bir suya benzer


Nefs, diðer varlýklar gibi, Allahü teâlânýn yarattýðý mahluklardan biridir. Kötülüklerin kaynaðý, menbaý olarak yaratýlmýþtýr. Nefs, Allahü teâlânýn düþmanýdýr. Zevklerine kavuþmak için her kötülüðü yapmaktan çekinmez. Ýnsan haklarýný, kanunlarý çiðner. Onun zevklerinin sonu yoktur. Allahü teâlâ, bir hadis-i kudside; (Nefsine düþmanlýk et! Çünkü o, benim düþmanýmdýr) buyurmuþtur.

Allahü teâlâ, hayvanlarýn yaþayabilmeleri ve üremeleri için, onlarda iki kuvvet yaratmýþtýr. Biri, muhtaç olduklarý, lezzet aldýklarý þeyleri istemek, onlara kavuþmak kuvvetidir ki buna, Þehvet denir. Ýkincisi, yaþamalarýna zararlý olan þeylerden kaçmak, bunlara karþý savunmak kuvvetidir ki bu kuvvete de, Gadap denir. Allahü teâlâ, insanlara, çalýþabilmeleri ve çalýþmaktan usanmamalarý için, üçüncü bir kuvvet daha vermiþtir ki bu da, Nefstir. Bu kuvvet, þehvetlere kavuþmak ve gadap edilenlerle döðüþmek için insaný zorlar. Fakat insanýn nefsi, bu iþinde bir sýnýr tanýmaz. Yaptýðý iþler, hep aþýrý, hep zararlý olur. Mesela hayvanlar susayýnca, temiz suyu kolayca bulur, içer ve doyunca, artýk içmez. Ýnsaný nefsi zorlayarak doyduktan sonra da içirir. Sýðýr aç olunca, çayýrda otlar, doyunca, yatar, uyur. Ýnsan aç olunca, çayýrda otlayamaz. Bulduðu otlar arasýnda seçim yapmasý, seçtiðini soyup, temizleyip, piþirmesi lazýmdýr. Nefs, bu yorucu, usandýrýcý iþleri seve seve yaptýrýr. Fakat, hoþuna gideni, doyduktan sonra da yedirir. Allahü teâlâ, nefsin insaný felakete sürüklemesine mani olmak için, hem nefsin arzularýna uymayý sýnýrlayan, hem de nefsi temizleyip, aþýrý, taþkýn olmaktan kurtaran emir ve yasaklar gönderdi. Bir insan, iþlerini yaparken, Ýslam dinine uyarsa, nefsi emmarelikten kurtulup, mutmainne olur. Ayrýca Allahü teâlâ, insanlarda, doðruyu eðriden ve faydalýyý zararlýdan ayýrabilen bir kuvvet daha yarattý. Bu çok kýymetli kuvvet, Akýldýr. Akl-ý selim sahibi olan kimse nefsine uymaz, Ýslam dinine uyar. Aklý dinlemeyen kimse ise, nefsine uyar.

Ebu Said-i Harraz hazretleri nefsine muhalefet etmekte çok gayretli idi ve þöyle buyururdu:
“Nefs, durgun bir suya benzer. Dýþtan bakýlýnca temiz gibidir. Ama biraz tahrik edilip dalgalandýrýlýnca dibinde saklý pek çok mikroplarýn olduðu görülür. Nefsin durumunu anlamak için onu imtihan etmelidir. Hem de mihnetle, meþakkatle ve boþ arzularýna muhalefet etmekle imtihan etmelidir. Herkes nefsine bakmalý, mihnet ve meþakkat anýnda ne gibi bir þekil alýyor. Yersiz ve boþ arzularýný yenebilmek için direnmesini biliyor mu, görmeli ve bilmelidir.”

Abdülkadir Geylani hazretleri buyuruyor ki:
"Ahireti sermayen, dünyayý bu sermayenin kazancý yap. Zamanýný, önce ahireti elde etmek için sarf et. Sakýn dünyaný sermaye, ahiretini onun kârý þeklinde yapma. Böyle yaparsan, dünyadan artan zamanýný, ahiretin için sarf edersin. Bu zaman zarfýnda namazlarýný kýlmaya çalýþýrsýn. Fakat çabucak kýlayým diye, rükünlerine riâyet etmezsin. Sonra dünya iþlerinden dolayý yorulur ve bitkin düþersin. Geceleri kaza namazý kýlmaya fýrsat bulamazsýn. Yorgunluktan ölü gibi yatar, gündüz de faydasýz olursun. Nefsine tâbi olur ve ahiretini dünyaya karþýlýk satarsýn. Nefsinin kölesi ve onun bineði olursun. Halbuki sen, nefsine binmek ve onu doðru yola sokmakla emrolundun. Sen, nefsinden gelen istekleri kabul etmekle, kendine zulmettin, ipini onun eline verdin. Ýsteklerinde, lezzetlerinde, nefsin hevasýna uydun. Sonunda dünya ve ahiretin hayýrlýsýný kaçýrdýn. Dünya ve ahiretini zarara soktun. Böyle olursa, Kýyamet günü din ve dünya bakýmýndan insanlarýn en müflisi ve en zararlýsý olursun. Eðer nefsini ahiret yoluna çekseydin, ahiretini esas ve sermaye kabul etseydin, dünya ve ahiretini kazanýrdýn. Nefsin kötülüklerinden korunur, iyilerden olurdun."

Ýmam-ý Rabbam-ý Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
“Allahü teâlâ, Ýslamiyet’i, bozuk âdetleri, çirkin modalarý kaldýrmak ve nefs-i emmarenin benlik, izzet-i nefs çýlgýnlýklarýný yatýþtýrmak için gönderdi. Nefs-i emmareden hasýl olan kötülükler, insanýn kendi hastalýðýdýr. Dýþardan gelen kötü istekler, þeytandan gelmiþ olmakla beraber, geçici hastalýklardan olur. En büyük düþmanýmýz, nefsimizdir. Dýþarýdaki düþmanýmýz, bu iç düþmanýn yardýmý ile bize saldýrýyor. Varlýklar içinde en cahil olaný, insanýn nefsidir. Çünkü, her isteði, Allahü teâlânýn yasak ettiði þeylerdir. Her iþi, sahibi olan ve bütün iyiliklerin sahibi bulunan Allahü teâlâya karþý gelmektir.”

Netice olarak Mücahid bin Cebr hazretlerinin buyurduðu gibi:
“Nefsini aziz eden dinini yýkar. Nefsini zelil eden kimse ise, dinini aziz eder.”
 
 


Osman Ünlü

radyobeyan