Zahmetsiz nimet olmaz By: Hadice Date: 07 Ocak 2011, 16:05:21
Zahmetsiz nimet olmaz
Allahü teâlâ, dünyayý, zahmet, sýkýntý yeri olarak yaratmýþtýr. Burada her þey, belli bir sebebe baðlý olarak verilmektedir. Bu sebeplere yapýþmayan ve bu sebeplerin getirdiði sýkýntýlara, zahmetlere katlanmayan, arzu ettiði nimete kavuþamaz. Âlim olmak isteyen, ilim öðrenmenin sebeplerine yapýþmaz ve bu sebeplerin getirdiði sýkýntýlara, zahmetlere katlanmazsa, cehaletten kurtulamaz. Her nimet, bir külfet karþýlýðýdýr. Zahmet çekilmeden, nimete kavuþulamaz.
Allahü teâlânýn âdet-i ilahiyyesine uymadan, sebeplere yapýþmadan, çalýþmadan dua etmek bile, Allahü teâlâdan mucize istemek demektir ki, caiz deðildir. Dinimiz hem çalýþmayý, sebebe yapýþmayý, zahmet çekmeyi ve hem de dua etmeyi bildirmektedir. Önce sebebe yapýþmak, sonra dua etmek lazýmdýr. Zira Peygamber efendimiz; (Çalýþmadan dua eden, silahsýz harbe giden gibidir) buyurmuþlardýr.
Allahü teâlânýn, insanlara gönderdiði Peygamberler, Peygamber olmalarýna raðmen, emredilen sebeplere yapýþtýlar, sýkýntýlara katlandýlar, zahmetler çektiler. Mesela Eyyub aleyhisselam Þam civarýnda yaþayan insanlara Peygamber olarak gönderilmiþti. Onlarý Allahü teâlâya iman ve ibadet etmeye çaðýrdý. Bu uðurda pek çok zahmet çekti. Sonra malý, evladý ve bedeni ile imtihan edildi. Eyyub aleyhisselam çok büyük sýkýntýlara göðüs gerdi. Sabrý, kullukta kusur etmeyip þikayette bulunmayýþý ve baþka güzel vasýflarý ile ibadet ehline ve akýl sahiplerine örnek oldu.
Hiçbir þey yapmadan, çalýþmadan, zahmet çekmeden, öðrenmeden ve bilmeden yan gelip ve aðzýný havaya açarak kýsmetini beklemek, Ýslamiyet’te yoktur. Böyle yapmak büyük günahtýr. Allahü teâlâ Necm suresinin otuz dokuzuncu âyetinde mealen; (Ýnsana [ahirette] ancak dünyada çalýþarak [ihlas ile] yaptýðý iþler fayda verir) buyurmuþtur.
Bir iþin zahmeti ne kadar çoksa, rahmeti de o kadar çoktur. Ýbadet yapmanýn da bir çok zahmeti vardýr. Bu zahmete katlanan, sonsuz nimetlere kavuþacaktýr. Zaten ibadetten maksat da, zahmet ve güçlük çekmektir ki, bu da nefs ile düþmanlýktýr. Hazret-i Ali; “Uðraþmadan, çalýþmadan Cennete kavuþacaðýný zanneden kimse, hayale kapýlýyor. Çalýþarak kavuþacaðým diyenin de kendini yormasý, ibadet meþakkatlerini yüklenmesi lazýmdýr” buyurmuþtur.
Seyyid Ebü'l-Vefa hazretleri buyuruyor ki:
"Her kim mevlasýna kavuþmak isterse, yolunun üstünde kendisini bekleyen zahmet ve meþakkatlere sabredip, göðüs germelidir. Mesela keten bitkisi, zahmet ve meþakkatlere sabredip göðüs gerer, sonunda da kaðýt olur, üzerine Allahü teâlânýn ismi yazýlýr. Muazzez ve mükerrem olur. Allahü teâlânýn isminin azizliðini ve bereketini görmez misin ki; keten önce topraðýn altýna hapsolunur. Sonra yeryüzüne çýkýp büyüdükten sonra koparýlýr, vatanýndan olur. Ayrýca gurbet acýsý çeker. Sýcaða býrakýlýr, güneþin hararetinde kalýr, dövülür ve posasý ayrýlýr. Sonra daha temiz hâle gelmesi için taraðýn diþlerinden geçirilir. Eðrilir, bükülür, en sonunda ibriþim gibi olup, insan eliyle kumaþ yapýlýr.
Bütün bunlar oluncaya kadar, haddi ve hesabý olmayan eziyet çeker, meþakkatlere katlanýr. Burada da kibirli olduðu sürede, o kibir gidinceye kadar sýkýlýr. Bu elemden parça parça olup, lüzumsuz oluncaya kadar kurtuluþ yoktur. Lüzumsuz olunca da çöplüðe atýlýr. Ayaklar altýnda sürünür. Kaðýt imal edicisi onu o halde yerlerde sürünürken görür ve kaðýt yapmak için alýr. Temizce yýkadýktan sonra, yepyeni, bembeyaz, pýrýl pýrýl kaðýt yapar. Kaðýdýn üzerine Allahü teâlânýn ismi, Kur'an-ý kerim, hadis-i þerif yazýlýr. Keten, öyle hadsiz ve hesapsýz eziyet ve meþakkatler çeker ki, anlatmakla bitirilemez.
Ýþte bunda olduðu gibi, talebenin hocasýna nispeti de böyledir. Keten o kadar zahmet ve meþakkat yüzü gördükten sonra kaðýt olup, üzerine yazý yazýlarak nasýl deðeri artýp ellerde dolaþýyorsa, talebe de zahmet ve meþakkatler çekerek, o yollardan geçtikten sonra aziz olup, derecesi yükselir."
Ýmam-ý Gazali hazretleri, kendi nefsine hitaben buyuruyor ki:
“Ey nefsim; belki inandýðýný fakat sýkýntýya gelemeyeceðini söyleyeceksin. Fazla sýkýntýya dayanamayanlarýn, az bir zahmetle bu sýkýntýyý önlemeleri lazým geldiðini, Cehennem azabýndan kurtulmak için, dünyada zahmete katlanmanýn farz olduðunu, demek ki bilmiyorsun. Bugün dünyanýn bir miktar zahmetine dayanamazsan, yarýn Cehennem azabýna ve ahiretteki zillet ve alçaklýða ve kovulmaya nasýl dayanacaksýn!”
Netice olarak Peygamber efendimizin bir Sahabiye buyurduðu gibi:
(Dünya için, dünyada kalacaðýn kadar çalýþ! Ahiret için, orada sonsuz kalacaðýna göre çalýþ! Allahü teâlâya, muhtaç olduðun kadar itaat et! Cehenneme dayanabileceðin kadar günah iþle!)
Osman Ünlü