Evliyalarýn Hayatý
Pages: 1
Alaeddin Bin Esad Lahori By: armi Date: 11 Mayýs 2009, 22:50:18
Hindistan'da yetiþen evliyânýn büyüklerinden. Ýsmi, Alâeddîn bin Esad, nisbeti el-Lâhorî ve el-Bengâlî'dir. Doðum târihi bilinmemektedir. 1397 (H.800) senesinde Pânî-pût þehrinde vefât etti. Kabri ziyâret edilmektedir.

Önceleri, ahâlinin en zenginlerinden ve önde gelenlerinden olup, çok sevilen ve öðülen bir zât idi. Sonralarý tasavvuf yoluna girip, fakirliði ve insanlardan ayrý, uzak bir yerde kendi hâlinde yaþayýp ibâdet ve tâat ile meþgûl olmayý tercih etti. Ahî Sirâcüddîn diye bilinen Sirâcüddîn Osman hazretlerinin talebeleri arasýna girdi. Kendisi þöyle anlatýr:

"Sirâcüddîn Osman, Hâce Nizâmüddîn-i Evliyânýn huzûrunda, zâhirî ve bâtýnî ilimlerde kemâle gelip, mezûn olacaðý ve icâzet, diploma alýp memleketine döneceði sýrada hocasýna;

"Gideceðim yerde, Alâeddîn isminde, bilgili, yüksek makamlý çok zengin birisi var. Onunla nasýl baþ edeyim? Ona karþý nasýl davranmamý emir buyurursunuz?" diye arzedince, hocasý;

"Üzülme, o, senin hizmetçin olacak." buyurmuþ. Bu cevâba hayret eden ve kalbi rahatlayan Sirâcüddîn Osman, hocasýnýn sözlerinde mutlaka bir hikmet olduðunu düþünerek yola çýkýp, memleketine vardý. Sirâcüddîn hazretleri memleketine vardýðýnda, Alâeddîn'in zenginliði terkederek tasavvuf yoluna girdiðini öðrenip çok sevindi.Alâeddîn de gelip buna hizmet etmeye baþladý. Huzûrunda yetiþip, evliyâdan yüksek bir zât oldu. Böylece Nizâmüddîn-i Evliyâ'nýn daha önce söylediði sözün hikmeti, mânâsý anlaþýldý ve sözleri meydana çýktý.

Hocasý Sirâcüddîn hazretlerinin huzûrunda yetiþip kemâle gelen Alâeddîn bin Esad, zamânýnda bulunan evliyânýn büyüklerinden oldu. Bir dergâhý vardý. Orada talebelerine ders okuturdu. Ýyilik, ihsân sâhibi bir zât idi. Talebelerine ve baþka insanlara olan iyilik ve ihsanlarý o kadar çok idi ki, zamânýn sultâný bu kadar ihsanda bulunamazdý. Çok kerâmetleri görülmüþtür.Bir defâsýnda dergâhýna bir kýsým insanlar geldi. Yanlarýnda bir de kedileri vardý. Kedileri kayboldu. Alâeddîn bin Esad'a;

"Bizim kedimizi getir." dediler. O da; "Ben sizin kedinizin nerede olduðunu bilmiyorum, nasýl bulayým?" diye hayretini bildirdi. Ýçlerinden birisi, alay etmek için, orada bulunan bir hayvanýn boynuzunu göstererek;

"Meselâ þu boynuzdan bulabilirsin." dedi. Baþka birisi de, daha edebsizce bir þey söyledi. Alâeddîn bunlara üzüldü, fakat hiç cevap vermedi. O kimseler dergâhdan ayrýlýp dýþarý çýktýklarý zaman, boynuz lâfý eden kimseye bir öküz gelerek boynuzuyla öyle vurdu ki, aklý baþýndan gitti. Arkadaþlarý, bunu ölecek zannettiler. Daha edebsiz konuþan ikinci kimse ise, þiddetli bir hastalýða yakalandý ve o hastalýktan öldü. Bunlarýn bu hâllerine þâhid olan arkadaþlarý ise, büyüklere uygunsuz söz söyleyenlerin cezâlarýnýn pek aðýr ve þiddetli olacaðýný anladýlar.

Rivâyet edilir ki, Alâeddîn hazretleri tasavvuf yolunda ilerleyip kemâle geldikten sonra, Allahü teâlâ, ona önceki hâlinden daha çok mal ve zenginlik ihsân eyledi. Fakat o, bunlara hiç meyletmedi. Hepsini Allah rýzâsý için daðýtýp, sadaka verdi.

1) Ahbâr-ül-Ahyâr; s.149
2) Ýslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.9, s.365

Ynt: Alaeddin Bin Esad Lahori By: Bilal2009 Date: 21 Kasým 2020, 14:57:19
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri doðru kimselerin yolundan ayýrmasýn Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Alaeddin Bin Esad Lahori By: Sevgi. Date: 05 Aralýk 2020, 01:59:37
Aleyküm Selâm. Rabb'im bizleri sevdiklerinin yolundan ayýrmasýn inþaAllah

radyobeyan