Cem ul Fevaid
Pages: 1
Rukye muska nazar By: sidretül münteha Date: 04 Ocak 2011, 20:51:33
RUKYE, (HASTA OKUMA), MUSKA, NAZAR, VE BENZERÝ MESELELER

7558- Ýmrân bin Husayn radiyallahu anh'­dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu)

"Ümmetimden yetmiþbin kiþi hesaba çe­kilmeden doðruca cennete girecektir."

Sordular: "Kimdir onlar ey Allah'ýn Resu­lü?"

"Yaralarýný daðlatmýyanlar, hasta olup kendilerini okutmayanlar, sadece Rablerine tevekkül edenler" buyurdu.

Bunun üzerine Ukkâþe ayaða kalkýp þöyle dedi: "Ey Allah'ýn Resulü! Beni onlardan kýl­masý için Allah'a dua et!" Þöyle buyurdu: "(Zaten) sen onlardansýn." Bir adam daha kalkýp: "Ey Allah'ýn Resulü! Beni de onlar­dan kýlmasý için Allah'a dua et!" dedi. Þöyle buyurdu: "Ukkâþe seni geçti."

Diðer rivayette þu ek yer almaktadýr: "Herhangi bir þeyi uðursuz saymayanlar."

[Müslim]

7559- Muðîre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim daðlama yaparsa, ya da kendine rukye  yaptýrýrsa   tevekkülden   uzaklaþmýþ olur." [Ýbn Mâce]

7560- Ýbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "Karýsý Zeynep onun þu sözünü nakletti:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'Ýn þöy­le buyurduðunu duydum:

'Rukye, muska ve muhabbet muskasýnda þirk vardýr.' (Zeynep) Dedim ki: 'Neden bunu söylüyorsun? Gözüm aðrýyordu, falan yahu-diye gidip geldim, rukye yaptýrdým. Beni oku­duðu zaman gözümün aðrýsý kesildi.' Bunun üzerine Abdullah þöyle dedi: 'Bu (aðrý), þey­tanýn iþiydi. Onu kendi eliyle koyar. Ona okunduðu zaman, ondan uzaklaþýr. Allah Re­sulü sallallahu aleyhi ve sellem'in buyurduðu gibi þöyle demen sana yeterlidir: 'Sýkýntýyý gi­der, ey insanlarýn Rabbi! Þifa ver! Þifa veren

ancak sensin. Senin þifandan baþka hiçbir þi­fa yoktur. Hiçbir hastalýk býrakmayan bir þifa ihsan eyle.'"' |Ebû Dâvud]

7561- Câbir radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e nüþre (denilen cinlerden koruma maksadýyla yapýlan rukye)den sordular; þöyle buyurdu:

'O, þeytandandýr'." [Ýkisi de Ebû Davud'a ait.]

7562- Ýsa bin Abdurrahman bin Ebu Ley­lâ radiyallahu anh'dan:

"Kýzýl hastalýðýna yakalanan Abdullah bin Ukeym bin Ma'bed el-Cühenî'yi ziyaret et­mek maksadiyle evine girdim. Dedim ki: 'Muska taksana!' Þu cevabý verdi: 'Bundan Allah'a sýðýnýrým. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurmuþtur: 'Kim bir þey takarsa o, ona havale edilir'." [Tirmizî]

7563- Ýmrân bin Husayn radiyallahu anh'­dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bir adamýn, elinde bakýr taktýðýný gördü. 'Ne­dir bu halka?' diye sordu. 'Bu, zaafiyeti gide­ren bir þeydir' deyince, 'Çýkart onu! O, senin zaafiyetini daha da artýrýr'." [Ýbn Mâce]

7564- Avf bin Mâlik el-Eþca'î radiyallahu anh'dan:

"Biz cahiliyetle efsunlama yoluyla tedavi yapardýk. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve selleme'e dedik ki: 'Bu hususta ne buyurur­sun?' Þöyle buyurdu: 'Bana o i/kuma þeklini­zi bir sunun bakalým.' (Okuduðumuz þeyi ona arzettik) Þöyle buyurdu: 'Ýçinde þirk bulun­mayan efsunlamada herhangi bir sakýnca yoktur'." [Müslim ve Ebû Dâvud]

7565- Câbir radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,

efsunlama yoluyla tedaviyi yasakladý. Amr bin Hazm ailesi gelip dediler ki; 'O, bizim ak­rep sokmalarýna karþý okuduðumuz bir efsun idi. Sen bizi rukyeden (efsundan) alýkoyuyor­sun. ' Ona efsunlarýný sundular. Bunun üzerine þöyle buyurdu: 'Bunda bir sakýnca görmüyo­rum, içinizden kim kardeþine bir þey ile fayda­lý olabiliyorsa onu yapsýn'." [Müslim]

7566-  Esma bint Umeys radiyallahu an-hâ'dan, dedi ki:

"Ey Allah'ýn Resulü! Ca'fer'in çocuklarý­na çok çabuk nazar deðiyor. Onlarý nazara karþý okutayým mý?" Þöyle buyurdu:

"Evet; eðer kaderi bir þey geçseydi, onu ancak göz (nazar) geçerdi." [Tirmizî]

7567- Ebû Huzâme, babasýndan radiyalla-hu ânh:

Dedim ki:

"Ey Allah'ýn Resulü! Yaptýðýmýz efsunla­rýn, tedavide kullandýðýmýz ilâçlarýn ve uygu­ladýðýmýz perhizlerin Allah'ýn kaderinden bir þeyi Önleyeceði görüþünde misin?" diye sor­duk. Þöyle buyurdu: "Bunlar da Allah'ýn ka-denndendir." [Ýkisi deTirmizî'ye ait.]

7568- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bizim nazar, zehir (ve hayvan zehirlenmeleri) ve nemle kurduna (sýraca hastalýðýna) karþý efsun yapmamýza Ýzin verdi." |Müslim, Tirmizî ve Ebû Dâvud.]

7569-   Ümmü Seleme radiyallahu  an-hâ'dan:

''Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, evinde yüzünde sanlýk eseri bulunan bir cari­ye için þöyle dedi: 'Bunda nazar vardýr. Onu efsunlatmf " [Buhârî ile Müslim.]

7570- Ýbn Abbas radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ateþli hastalýklarda ve bütün aðrý ve sancýlar­da þunu okumalarým öðretip tavsiye ederdi: 'Bismillahi'l-Kebîr. Eûzü billahil-Azîm, min külli ýrkýn neâr ve min þerri harri'n-nâr (-Yü­ce Allah' in adýyla! Kanla kabaran her bir da­mardan ve ateþin hararetinin þerrinden büyük olan Allah'a sýðýnýrým)'," [Tirmizî]

7571- Âiþe radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem yara, çýban ve yaralanma gibi þeylerden rahat­sýz olan her insana, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, parmaðý ile þöyle yapardý — Süfyân, bunu anlatýrken þehadet parmaðýný yere koymuþ, sonra kaldýrmýþ— ve þöyle der­di: 'Bismillahi türbetu ardinâ bi-rîkati ba'di-

nâ yeþfý bihi sakimunâ bi-izni Rabbinâ (=Al-lah'ýn adý ile, yerimizin topraðý ve birimizin tükürüðü ile hastamýz, Rabbimizin izni ile þi­fa bulur)'." [Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvud.]

7572- Âiþe radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, sað elini aðrýyan yere sürer þu duayý okurdu: 'Ey insanlarýn Rabbi! Sýkýntýyý gider, þifa ver! Þifa veren sensin. Senden baþka þifa ve­ren yoktur. Hasta üzerinde hiçbir hastalýk bý­rakmayan bir þifa ver!'"

7573- Diðer rivayet:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hastalanýp aðýrlaþýnca, elini tutup onun yaptý­ðý gibi yapmak Ýstedim. Elini hemen elimden çekti.

Sonra þöyle dua etti: 'Allahým! Beni ba­ðýþla! Beni Refîk-i A'lâ ile beraber kýl!' Bir bakayým dedim, meðer çoktan vefat etmiþ."

[Buhârî ve Müslim.]

7574- Sabit biýý Kays bin Þemmâs radiyal-lahu anh'dan:

"O hasta iken Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem yanýna girip þu duayý yap­mýþ: 'Ey Ýnsanlarýn Rabbi! Sabit bin Kays bin Þemmâs'tan sýkýntýyý gider!' Sonra But-hân'dan biraz toprak alýp bir kadehe koydu. Sonra ona su karýþtýrýp okudu ve sonra onun (Kays'ýn) üzerine o suyu serpti." [Ebû Dâvud]

7575- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, (çeþitli dualar okuyarak) Allah'a sýðýnýr ve þöyle derdi: 'Eûzü billahi minel-cân ve min ayni' l-insân (=Allahým! Sana cinlerden ve in­san gözünden sýðýnýrým).'

Sonra Muavvizeteyn (Felak, Nas sûreleri) inince, onlarý esas aldý ve diðerlerini býraktý."

[Tirmizî]

7576- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: "Cibril, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip þöyle dedi:

'Ey Muhammed hasla mý oldun?'

'Evet.'

Cibril þu duayý okudu: 'Allah'ýn adýyla, sana eza veren bütün hastalýklara karþý, bütün kötü nefis ve hasetçi gözlere karþý sana oku­yorum. Allah sana þifa versin, ben Allah'ýn adýyla sana dua ediyorum'."

[Müslim ve Tirmizî]

7577- Ebû'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: "Ona bir adam gelip babasýnýn idrar tutuk­luðundan þikayet etti. O da ona Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den duyduðu bir duayý öðretti. Kim bir hastalýktan rahatsýz olursa: 'Rabbunallahullezî fýs-semâi tekadde-se ismüke, emrüke fis-semâi vet-ard, kemâ rahmetüke fis-semâi, fec' al rahmeteke fil-ard. Faðfîr lenû hûbenâ ve hatâyânâ ente Rabbu't-Tayyibîn. Fe-enzil þifâen min þifâike ve rah-meten min rahmetike ala hazel-vecai (= Ey is­mi gök yüzünde, emri hem gökte hem yerde yüce olan Rabbimiz! Gökteki rahmetin gibi yerde de rahmet kýl! Büyük günahlarýmýzý ve hatalarýmýzý baðýþla! Sen iyilerin Rabbisin. Bu acýya, þifandan bir þifa, rahmetinden bir rahmet indir!)' duasýný okusun, iyileþir. On­dan sonra (Ebû'd-Derdâ) bunu okumasýný ona emretti. Okudu ve Ýyileþti." [Ebû Davudi

7578-  Osman bin Ebî'l-Âs radiyallahu anh'dan:

"O müslüman olduðu gündenberi çek­mekte olduðu aðrýdan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e þikayet etti.

Þöyle buyurdu: 'Elini vücudunun aðrýyan yerine koy ve üç kere: 'Bismillah' de! Yedi ke­re de 'Eûzü billahi ve kudretihi min þerri mâ ecidu ve uhaziru (Bedenimde mevcut ve çe­kindiðim sýkýntýnýn þerrinden Allah'a ve kud­retine sýðýnýrým!)' de!'

Söylediði gibi yaptým, Allah benden o að­rýyý giderdi. Ondan sonra aileme ve baþkalarý­na hep bunu tevsiye ettim."

[Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî.]

7579- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan:

"Sahabeden bir grup insan bir yolculukta bulundu. Arap kabilelerinden bir kabilenin yanýnda konakladýlar. Onlardan kendilerini misafir etmelerini istediler. Onlar ise onlarý misafir etmekten kaçýndýlar. Derken kabilenin reisi (yýlan ya da bir akrep tarafýndan) sokul­du. Ne yaptýlarsa fayda vermedi. Onlardan bi­ri dedi ki: 'Þuraya konaklayan insanlara gitse­niz, belki onlarda buna iyi gelecek bir þey vardýr.' Hemen gidip þöyle dediler:

'Ey Cemaat! Reisimiz (bir yýlan tarafýn­dan) sokuldu; ne yaptýksa fayda vermedi. Siz­de onu tedavi edecek bir þey var mýdýr?'

Ýçlerinden biri dedi ki: 'Ben okurum val­lahi. Fakat bizi misafir etmenizi istedik, bizi misafir etmediniz. Onun için size ücretsiz okumam.' Bir miktar koyuna anlaþtýlar. Bu­nun üzerine adam gitti ve okumaða baþladý.

Fatiha sûresini okudu: el-Hamdu lillahi Rabbilâlemîn... Bu sûreyi adama her okuduk­ça adam iyileþmeye baþladý, sanki baðlardan çözülmüþ gibi ayaða kalktý, fýrladý ve yürü­meye baþladý. Adam iyileþince onlar da anlaþ­týklarý ücreti verdiler.

Ýçlerinden biri: 'Haydi bu koyunlarý tak­sim edelim' dedi. Okuyan kiþi: 'Olmaz gide­lim Allah Resulüne danýþalým, ondan sonra paylaþýrýz. Bakalým ne diyecek?' dedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'e geldiler ve olayý anlattýlar. Allah Resu­lü sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu: 'Bunun (Fatiha' mn) rukye olduðunu nerden biliyordun?' Sonra þöyle buyurdu: 'Yaptýðýnýz iþ, doðrudur. Koyunlarý paylaþýn bana da on­lardan bir hisse ayýrýn!' buyurdu ve sonra Al­lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem güldü."

[Buhârî, Müslim, Ebû Davud ve Tirmizî]

7580-   Cebele bin el-Ezrak radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Öðlen ya da ikindi namazýný, ashabýna taþlarý çok olan bir duvarýn yanýnda kýldýrdý. Ýkinci rek'atta oturunca bir akrep çýkýp onu soktu. Kendinden geçti; Ýnsanlar ona okumaya baþ­ladýlar, ayýlýnca þöyle buyurdu: 'Bana Allah þifa verdi, sizin okumanýz deðil'."

|Taberânî, Mu'cemu'l-Kebtr'âe leyyin bir senedle.l

7581- Ali radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i, namaz kýlarken bir akrep soktu. Namazý biti­rince: 'Allah lanet etsin! Ne namaz kýlaný ve ne de baþkasýný rahat býrakýyor' dedi.

Sonra su ile tuz getirtti. Onun soktuðu ye­re sürüp ovdu. Bir yandan da 'Kul yâ eyyü-hel-kâfirûne, Kul eûzü bi-Rabbil-felak ve Kul eûzü bi-Rabbin-nâs' sûrelerini okudu."

[Taberânî, Mu'cemu's-Saðîr'de,]

7582- Abdurrahman bin Ebû Leylâ, baba­sýndan radiyallahu anh:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanýnda oturuyordum. Bir bedevi gelip þöyle dedi: 'Hasta bir kardeþim var.' 'Kardeþinin hastalýðý nedir?' diye sordu.

'Deliliði var, bunalým geçiriyor.'

'Getir onu bakalým!' dedi.

Hemen gitti ve kardeþini gelirdi. Peygam­ber sallallahu aleyhi ve sellem onu önüne oturttu ve okumaya baþladý. Ona Fatiha sûre­sini; Bakara sûresinin ilk dört âyetini; ortasýn­dan iki âyeti: 'Ve ilâhukum ilâhun vahid...'; Âyetel-kürsî'yi; (Bakara'nin) sonundan üç âyeti; Âli Ýmrân'dan bir âyeti ki bu, sanýrým 'Þehidellahu ennehu Lâ ilahe illâ huve'Ðir, A'râf' tan 'Inne Rabbekümüllahillezî' ile baþ­layan âyet; Müminûn süresindeki 'Ve men yed'u maallahi ilahen ahar' ile baþlayan âyet; Cin sûresinden 'Ve ennehu. teâlâ ceddu Rabbi-nâ' ile baþlayan âyet; Saffat sûresinin ilk on âyeti; Haþr sûresinin son üç âyeti; Kul huvallahu Ehad ve Muavvizeteyn'i okuduðunu duydum. Okumayý bitirince, adamýn hiçbir þeyi kalmadý, kendine geldi ve bunalýmý geçip iyileþti." [Ýbn Mâce zayýf bir senedle.]

7583-  Hârice bin es-Salt et-Temimî, am­casý radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'den ayrýlýp bir arap kabilesinin yanýna vardýk.

Dediler ki: 'Duyduðumuza göre siz o ada­mýn (Peygamber'i kastediyorlar) yanýndan gelmiþsiniz ve bize bir haber getirmiþsiniz. Sizin yanýnýzda bir ilâç ya da rukye var mýdýr? Bizde zincirlerle baðlý bir akýl hastasý vardýr. 'Evet vardýr' dedik.

Adamlar hemen gidip zincire vurulan akýl hastasýný getirdiler, Ben de üç gün sabah ak­þam ona Fâtiha'yý okudum. Tükürüklerimi að­zýmda topluyor sonra tükürüyordum. Adam baðlarýndan çözülür gibi ayaða kalktý ve ken­dine geldi. Bana ücret vermek istediler. 'Ol­maz, Peygamber'e sormadýkça almaný' dedim. Þöyle buyurdu: 'Ye! Hayatým hakký için. Ruk-yeden alýnan ücret batýldýr, yenmez; ancak sen Hak olan bir rukye icra etmiþsin, onun için yi­yebilirsin'." [EbûDâvud]

7584- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ayrýldý, ben de ayrýldým. Namaz kýldým, sonra oturdum.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: 'Ýþkenbderdmi oldun? (Karnýn mý aðrýyor?)' dedi. 'Evet ey Allah'ýn Resulü!' dedim. 'Kalk namaz kýl! Çünkü namazda þifa vardýr' buyur­du." |Ýbn Mâce zayýf bir senedle.]

Ýbnul-Kattân'ýn tahrîcinde "(Ýþkenbderd, Farsça) Karnýn mý aðýrýyor? (demektir)" þek­linde geçmektedir.

7585- Ýbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim, eceli gelmeyen bir hastayý ziyaret edip de yedi kere: 'Es'elu lillahil-Azîm. Rab-bi't-Arþi'l-Azim en yeþfiyeke (=Büyük Arþ'in sahibi olan Büyük Allah'tan sana þifa verme­sini dilerim.)' derse mutlaka Allah onu iyileþ­tirir." [Ebû Dâvud ve Tirmizî]

7586- Ýbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Göz deðmesi (nazar) haktýr. Eðer kaderi

bir þey geçseydi göz deðmesi onu geçerdi. (Bu maksatla) yýkanmanýz talep edilirse yýkaný­nýz!" [Müslim ve Tirmizî]

7587- Âiþe radiyallahu anhâ'dan: "(Asr-ý seâdette) nazar edene emredilir, abdest alýrdý, sonra onun suyu ile kendisine nazar deðen kiþi yýkanýrdý." [Ebû Dâvud]

7588-  Muhammed bin Ebû Ümâme bin Sehl bin Hanîf radiyallahu anh'dan, o baba­sýndan þöyle duymuþ:

"Babam Sehl bin Hanîf Harrâr denilen yerde yýkandý. Daha yýkanmadan önce üstün­deki cübbeyi çýkarmýþtý. Bu sýrada Amir bin Rabîa ona bakýyordu. Sehl çok beyaz tenli bir adamdý. Cildi de oldukça güzeldi. Âmir dedi ki: 'Bugün gördüðüm cilt kadar güzel bir cil­di hiç görmedim; sanki çadýra çekilmiþ bakire kýz gibi.' Hemen Sehl olduðu yerde çakýlýp kaldý ve titremeye baþladý.

Onun o halini Peygamber sallallahu aley­hi ve sellem'e bildirdiler. 'Baþým kaldýramý­yor' dediler. Sehl gönüllü olarak orduya yazýl­mýþtý. Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem'e dediler ki:

'Ey Allah'ýn Resulü! O, seninle galiba gi­demeyecek, vallahi baþým bile kaldýramýyor.' 'Onunla ilgili olarak herhangi bir kimseyi Ýt­ham ediyor musunuz?' buyuranca 'Amir bin Rabîa('nm nazarý deðmiþtir)' dediler. Onu ça­ðýrtýp, kendisine kýzýp þöyle baðýrdý: 'Niçin biriniz kardeþini (böyle) öldürüyor. Gördüðün zaman ona 'Bârekellahu' demen gerekmez miydi? Haydi onun için azalarýný yýka.1' emrini verdi. Bunun üzerine Âmir yüzünü, elleri­ni, kollarýný, dizlerini, ayaklarýnýn uçlarýný ve bedevinin peþtemalinin içinde kalan kýsmýný içini bir kap içinde yýkadý. Sonra bir adamýn bu suyu onun (Sehl'in) üzerine arkasýndan döktü. Sehl anýnda iyileþip ayaða kalktý."

Diðer rivayette: "Sehl, Peygamber sallal­lahu aleyhi ve sellem ile beraber yürüdü gitti, üstünde herhangi bir rahatsýzlýðý kalmadý" di­ye geçer.

7589- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ümmetimin çoðu, Allah'ýn Kitabý, kaza­sý ve kaderinden sonra, (enfüsten) na: ardan dolayý Ölür." [Bezzâr.]

Dedi ki: "Hadisin metnindeki "enfus"ün anlamý "nazar" demektir.

7590- Ali radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, tarlalara kafataslarýnýn dikilmesini emretti.

Dedim ki; 'Bu ne içindir, ey Allah'ýn Re­sulü?'

'Nazar için buyurdu." [Bez/Ýr zayýf bir senedle.]

7591- CâbÝr radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Akþam olup karanlýk basýnca, çocuklarý­nýzýn dýþarý çýkmalarýna engel olun! Çünkü o saatlerde þeytanlar faaliyete geçerler. Gece­nin bir kýsmý geçince (karanlýk iyice bastýrýn­ca) onlarý býrakýn! (Geceleyin) kapýnýzý kapa­týp, besmele çekin! (Yiyecek ve içecek) kapla­rýnýn üstünü bir þey ile dahi olsa örtüp, bes­mele çekin."

7592- Diðer rivayet:

"Yemek ve içeceklerinizin üstünü örtün!"

7593- Diðer rivayet:

"Kaplarýn üstünü örtün, tulumlarýn baþýný baðlayýn, kapýyý kapatýn, kandilleri söndürün. Çünkü þeytan, baðlý tulumu çözemez, (kapalý) kapýyý ve örtülü kabý da açamaz."

(Altý hadis Ýmamý, Nesâî hariç.)

7594- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Horoz ötüþünü duyduðunuz zaman Al­lah'in fazlýndan isteyin! Çünkü o, meleði gör­müþtür. Eðer eþeðin anýrmasýný duyarsanýz, þeytandan Allah'a sýðýnýn! Çünkü o, þeytaný görmüþtür." [Buharý, Müslim, Tirmizî ve Ebû Dâvud.]

7595-  Onun (Ebû Davud'un) Câbir'den rivayeti: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Gece, köpek havlamasý ve eþek anýrma­sýný duyarsanýz, Allah'a sýðýnýn, çünkü onlar sizin göremediklerinizi görürler."


7558- Bu hadisi Müslim (îmân 371-2, s. 198), iki ayrý senedden olmak üzere Muh. b. Sîrîn ve el-Hakem b. el-A'rec an Ýmrân asl-ý senedi ile tahrîc etti.

7559- Bu hadisi Ýbn Mâce (3489), Ebû Bekr b. e. Þeybe an Ýsmaîl b. Uleyye an Leys an Mücâhid an Akkâr b. el-Muðîre an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

7560- Bu hadisi Ebû Dâvud (3883), Muh. b. el-Alâ an Ebî Muâviye ani'l-A'meþ an Amr b. Murre an Yahyâ b. el-Cezzâr an Ýbn ahî Zeyneb imreeti Abdillah an Zeyneb an Ýbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

7561- Bu hadisi Ebû Dâvud (3868), Ah. b. Hanbel an Abdirrezzâk an Ukayl b. Ma'kil an Vehb b. Münebbih an Câbir senedi ile tahrîc etti.

7562- Bu hadisi Tirmizî (2072), Muh. b. Abdirrahman b. e. Leylâ an ësâ ahîhî an Abdillah b. Ukeym asl-ý senedi ile tahrîc etti.

7563- Bu hadisi Ýbn Mâce (3531), Ali b. ebî'l-Hasîb an Vekî' an Mübârek ani'l-Hasan an Ýmrân senedi ile tahrîc etti.

7564- Bu hadisi Müslim (selâm 64, s. 1727) ve Ebû Dâvud (3886), Ýbn Vehb. an Muâviye an Abdirrahman b. Cübeyr an ebîhî an Avf senedi ile tahrîc ettiler.

7565- Bu hadisi Müslim (selâm 60-3, s. 1726), dört ayrý tarikten olmak üzere Ýbn Cüreyc an Ebî'z-Zübeyr an Câbir ve el-A'meþ an Ebî Süfyân an Câbir asl-ý senedleri ile tahrîc ettiler.

7566- Bu hadisi Tirmizî (2059), Ýbn e. Ömer an Süfyân an Amr b. Dînâr an Urve b. Âmir an Ubeyd b. Rifâa ez-Zurakî an Esmâ senedi ile tahrîc etti ve isnâdý hakkýnda "hasen sahîh" hükmü verdi.

7567- Bu hadisi Tirmizî (2065), Süfyân b. Uyeyne ani'z-Zührî an Ebî Huzâme an ebîhî asl-ý senedi ile tahrîc etti ve isnâdý hakkýnda "hasen sahîh" hükmü verdi.

7568- Bu hadisi Müslim (selâm 57-8, s. 1725) ve Tirmizî (2056), Âsým el-Ahval an Yûsuf b. Abdillah b. el-Hâris an Enes asl-ý senedi ile;

Ebû Dâvud (3890) ise Þerîk ani'l-Abbâs b. Zerîh ani'þ-Þa'bî an Enes asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

7569- Bu hadisi Buhârî (týb 35/2, VII, 23) ve Müslim (selâm 59, s. 1725), Muh. b. el-Velîd ez-Zübeydî ani'z-Zührî an Urve an Zeyneb binti Ümmi Seleme an Ümmi Seleme asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

7570- Bu hadisi Tirmizî (2075), Muh. b. Beþþâr an Ebî Âmir el-Akadî an Ýbr. b. Ýsmaîl b. e. Hubeybe an Dâvud b. Husayn an Ýkrime an Ýbn Abbâs senedi ile tahrîc etti ve isnâdý hakkýnda garîb hükmü verdi.

7571- Bu hadisi Buhârî (týb 38/4-5, VII, 24), Müslim (selâm 54, s. 1724) ve Ebû Dâvud (3895), Abdurrabbih b. Saîd an Amre an Âiþe asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

7572-7573- Lafýzlarý Müslim'e aittir. Bu hadisi Buhârî (týb 38/2, VII, 24) ve Müslim (selâm 46-8, s. 1722), Ebû'd-Duhâ an Mesr‍k an Âiþe asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

7574- Bu hadisi Ebû Dâvud (3885), Ýbn Vehb. an Dâvud b. Abdirrahman an Amr b. Yahyâ an Yûsuf b. Muh. b. Sâbit b. Kays b. Þemmâs an ebîhî an ceddihî senedi ile tahrîc etti.

7575- Bu hadisi Tirmizî (2058), Hiþâm b. Yûsuf ani'l-Kâsým b. Mâlik el-Müzenî ani'l-Cerîrî an Ebî Nadre an Ebî Sâid senedi ile tahrîc etti ve isnâdý hakkýnda "hasen garîb" hükmü verdi.

7576- Bu hadisi Müslim (selâm 40, s. 1718), Tirmizî (972) ve Ýbn Mâce (3523), Abdülvâris b. Saîd an Abdilazîz b. Suheyb an Ebî Nadre an Ebî Saîd asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

7577- Bu hadisi Ebû Dâvud (3892), Yezîd b. Hâlid b. Mevheb an Leys an Ziyâd b. Muh. an Muh. b. Ka'b el-Kurazî an Fadâle b. Ubeyd an Ebî'd-Derdâ senedi ile tahrîc etti.

7578- Bu hadisi Mâlik (ayn 9, s. 942), Müslim (selâm 67, s. 1728), Ebû Dâvud (3891) ve Tirmizî (2080), Nâfi' b. Cübeyr b. Mut'im an Osmân asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

7579- Bu hadisi Buhârî (icâre 16, III, 53, lafýz buraya ait; týb 33, VII, 22-3; 39/3, VII, 25), Müslim (selâm 65, s. 1727), Ebû Dâvud (3900) ve Tirmizî (2082), Ebû'l-Mütevekkil an Ebî Saîd asl-ý senedi ile;

Buhârî (fadâilu'l-Kur'ân 9/2, III, 103) ve Müslim (selâm 66, s. 1728), Hiþâm b. Hassân an Muh. b. Sîrîn an Ma'bed b. Sîrîn an Ebî Saîd asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

7580- Râvilerinden Bekr b. Sehl ve þeyhi Leys'in kâtibi Abdullah b. Sâlih zayýf kimselerdir; diðer râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma‘ V, 109).

7581- Heysemî'ye göre isnâdý hasendir (Mecma‘ V, 111).

7582- Bu hadisi Ýbn Mâce (3549), Hârûn b. Hayyân an Ýbr. b. Mûsâ an Abde b. Sül. an Ebî Cenâb an Abdirrahman b. e. Leylâ senedi ile tahrîc etti.

Sindî, Zevâid'de diyor ki: "Ebû Cenâb, zayýftýr. El-Hâkim, bunu Müstedrek'te tahrîc etti ve "Bu hadis mahf‍z ve sahîhtir" demiþtir.î

7583- Bu hadisi Ebû Dâvud (3896-3901), eþ-Þa'bî an Hârice b. es-Salt an ammihî senedi ile tahrîc etti.

7584- Bu hadisi Ýbn Mâce (3458-9), Dâvud b. Ulbe an Leys an Mücâhid an Ebî Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc etti.

Leys zayýf bir râvidir.

7585- Bu hadisi Ebû Dâvud (3106) ve Tirmizî (2083), Þu'be an Yezîd b. Hâlid ani'l-Minhâl b. Amr an Saîd b. Cübeyr an Ýbn Abbâs asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, Ýsnâdý hakkýnda "hasen garîb" hükmü verdi.

7586- Bu hadisi Müslim (selâm 42, s. 1719) ve Tirmizî (2062), Vuheyb an Ýbn Tâvus an ebîhî an Ýbn Abbâs asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

7587- Bu hadisi Ebû Dâvud (3880), Osmân b. e. Þeybe an Cerîr ani'l-A'meþ an Ýbr. ani'l-Esved an Âiþe senedi ile tahrîc etti.

7588- Mâlik (ayn 1, s. 938), bunu doðrudan Muh. b. e. Umâme'den tahrîc etmiþtir.

7589- Kendisi güvenilir bir râvi olan Tâlib b. Habîb b. Amr dýþýndaki râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ V, 106).

7590- Râvilerinden el-Heysem b. Muh. b. Hafs ile Ya'k‍b b. Muh. ez-Zührî zayýf kimselerdir (Mecma‘ V, 109).

7591-7593- Ýlk rivayeti Buhârî (bed'ul-halk 11, IV, 93, lafýz buraya ait; eþribe 22/1, VI, 249-50), Müslim (eþribe 97, s. 1595) ve Ebû Dâvud (3731), Ýbn Cüreyc an Atâ an Câbir asl-ý senedi ile;

Ýkinci lafzý Buhârî (eþribe 22/2, VI, 250), Mûsâ b. Ýsm. an Hemmâm an Atâ an Câbir senediyle;

Üçüncü lafzý Müslim (eþribe 90, s. 1594), Leys b. Sa'd an Ebî'z-Zübeyr an Câbir asl-ý senedi ile;

Yaklaþýk bir metinle Mâlik (sýfatu'n-Nebî 21, s. 928-9), Ebû Dâvud (3731) ve Tirmizî (1812), Mâlik an Ebî'z-Zübeyr asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

7594- Bu hadisi Buhârî (bed'ul-halk 15/4, IV, 98), Müslim (zikr ve'd-duâ 82, s. 2092), Ebû Dâvud (5102) ve Tirmizî (3459), Kuteybe an Leys an Ca'fer b. Rabîa ani'l-A'rec an Ebî Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

7595- Bu hadisi Ebû Dâvud (5103), Hennâd an Abde an Muh. b. Ýshâk an Muh. b. Ýbr. An Atâ b. Yesâr an Câbir senedi ile tahrîc etti.


Ynt: Rukye muska nazar By: Bilal2009 Date: 14 Temmuz 2019, 14:48:19
Esselamu aleyküm Rabbim paylaþým için razý olsun

radyobeyan