Cem ul Fevaid
Pages: 1
Merhamet misafirperverlik ve ziyaret By: sidretül münteha Date: 03 Ocak 2011, 21:45:09
MERHAMET, MÝSAFÝRPERVERLÝK VE ZÝYARET


8287- Ýbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'­dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu

"Merhamet edenlere Rahman da merha­met eder. Yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin."

[Tirmizî ve ayný lafýzla Ebû Dâvud]

8288- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Merhamet sadece þakî (ebedi hüsrana uðrayan) kiþiden çekip alýnmýþtýr."

[Ebû Dâvud ve ayný lafýzla Tirmizî]

8289- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem (torunu) Hasan bin Ali'yi öptü. O sýrada ya-

nýnda Akra' bin Habis bulunmaktaydý. Dedi ki: 'Benim on çocuðum vardýr; daha bugüne kadar hiçbirini öpmedim.' Peygamber sallal­lahu aleyhi ve sellem ona bir baktý ve sonra þöyle buyurdu:

'Merhamet etmeyene, merhamet olun­maz' ." (Buharý, Müslim, Tirmizî ve Ebû Dâvutl.]

8290- Aiþe radiyallahu anhâ'dan:

"Bir bedevi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip þöyle dedi: 'Siz çocuklarý öpüyorsunuz, biz öpmeyiz.' Þöyle buyurdu: 'Allah sizin kalbinizden merhameti çýkartmýþ ise ben ne yapabilirim ki?'" [Buhârî ile Müslim.]

8291- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah, mahlûkatý yarattýðý zaman, Arþ'm üstünde bulunan kitabýna þunu yazdý: 'Rah­metim, gazabýmý geçmiþtir'."

[Buhârî, Müslim ve Tirmizî]

8292- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah'ýn yüz rahmeti vardýr; ondan bir tanesini yeryüzüne indirmiþtir ki cinler, insan­lar, hayvanlar ve zararlý sürüngenler arala-rýnda onun sayesinde birbirlerine þefkat gös­terip merhametledirler. Yabani hayvanlar onunla yavrularýna þefkat gösterirler. Geride kalan doksandokuz rahmetini kýyamet gününe ertelemiþtir ki âhirette kullarýna onunla mu­amele edecektir."

8293- Diðer rivayet:

"Eðer kâfir Allah katýndaki tüm rahmetler­den haberdar olsa, asla cennetten umudunu kesmez. Eðer mümin, Allah katýndaki azabýn tümünü bilse kesinlikle cehennemden emin olamaz." [Ýkisi de Buhârî, Müslim ve Tirmizî'ye aittir]

8294- Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e esirler getirildi. Esirler arasýnda memeleri süt­le dolmuþ bir kadýn geldi, esirler arasýnda bul­duðu bir çocuðu kapýp baðrýna baþlý ve onu doya doya emzirmeye koyuldu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

'Ne dersiniz bu kadýn bu çocuðunu ateþe atar mý?'

'Hayýr vallahi atamaz' dediklerinde, þöyle buyurdu: 'Allah'ýn kullarýna olan þefkati, bu kadýnýn çocuðuna olan þefkatinden daha çok­tur' ." [Buharî ve Müslim.]

8295- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Bir adam yolda yürürken susadý, bir ku­yu buldu, içine inip su içti. Yukarýya çýktýðý zaman dilini çýkarýp susuzluktan toprak yala­makta olan bir köpek gördü. Adam: 'Zavallý hayvan týpký benim gibi susamýþ' dedi ve der­hal kuyuya indi ayaðýndaki pabucunu çýkartýp içine su doldurdu, aðzýna alýp yukarýya çýkar­dý ve köpeðe içirdi. Allah onun bu hareketin­den memnun kalýp baðýþladý." Dediler ki:

"Ey Allah'ýn Resulü! Bizim için hayvan­lara yaptýðýmýz iyilikler) hakkýnda ecir var mýdýr?"

"Her canlý varlýk için vardýr elbet" bu­yurdu.

8296- Diðer rivayet:

"Günahkâr bir kadýn sýcak bir günde dili­ni dýþarý çýkartmýþ susuzluktan, solumakta olan bir köpek gördü. Hemen mestini çýkara­rak ona su çekip içirdi. Bu sebeple Allah onu baðýþladý." [Mâlik, Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvud]

8297- Ýbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Bir kadýn bir kedi yüzünden cehenneme girdi. Çünkü o, kediyi eve hapsetmiþ, ayrýca onun yerin haþaratýndan yememesi için ne onu serbest býrakmýþ ve ne de ona yiyecek bir þey vermiþti." [Buhârî ile Müslim.]

8298-  Abdullah bin Ca'fer radiyallahu anh'dan:

"Bir gün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem beni terkisine aldý, kulaðýma kimseye söylememi tenbih ederek bir su- söyledi. Def-i hacet için gizlenmek üzere en çok sevdiði yer ya sýðýnýlacak bir yer idi ya da hurma aðaçlarýnýn arkasý idi. Bir seferinde Ensâr'dan bir adamýn bahçesine girdi. Baktý ki orada bir deve var. Deve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i görünce, inledi ve gözleri dolu do­lu oldu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem hemen yanma varýp göz yaþlarýný sildi. Hayvan sakinleþli. Þöyle buyurdu: 'Bu deve­nin sahibi kimdir?' Ensâr'dan bir delikanlý gelip 'Benim ey Allah'ýn Resulü!' dedi.

'Allah'ýn seni kemlisine sahip kýldýðý bu hayvan hakkýnda Allah'tan korkmuyor mu­sun; senin kendisini aç býraktýðýný ve fazla ça­lýþtýrýp yorduðunu bana þikayet ediyor' bu­yurdu." [Ebû Dâvud]

8299-   Sehl bin Hanzeliyye radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, (açlýktan) sýrlý karnýna bitiþmiþ bir devenin yanýndan geçti. Bunun üzerine þöyle buyurdu: 'Bu dilsiz hayvanlarýn hakkýnda Allah'tan korkun! Onlara besili olarak binin ve etini de besili olarak yeyin!'" |Ebû Dâvud]

8300- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Hayvanlarýnýzýn sýrtlarýný minberler edinmeyin! Çünkü Allah onlarý sadece ulaþýl­masý güç olan yerlere sizleri ulaþtýrmalarý için emrinize vermiþtir. Arzý da sizin için ya­ratmýþtýr. On'un (yer) üzerinde iþinizi gö­rün!" |Ebû Dâvud]

8301-   Abdurrahman  bin Abdillah  (b. Mes'ûd)'dan, o da babasýndan:

"Bir yolculukta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile beraberdik. Bir iþi Ýçin bi­raz uzaklaþtý. Derken beraberinde iki yavrusu bulunan bir kýrmýzý baþlý kaya kuþu gördük. Hemen yavrularýný aldýk, biraz sonra (ana) kuþ geldi ve üzerimizde dolaþmaya baþladý.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gelin­ce: 'Bu kuþu, yavrularýný almak suretiyle kim üzdü? Derhal yavrularýný geri verin!' dedi.

Bir ara karýncalarýn yuvasýný yaktýðýmýzý görünce, þöyle buyurdu:

'Bunu kim yaktý?'

'Biz yaktýk'dedik.

'Ateþle azap etmek, ancak ateþin Rabbine yaraþýr' buyurdu." [Ebû Dâvud]

8302- Âmir er-Râm radiyallahu anh'dan:

"Biz ülkemizdeydik, bir de baktýk ki san­cak ve bayraklar dikilmiþ. Dedim ki:

'Nedir bu (bayraklar)?'

'Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in sancaðýdýr' dediler. Onun yanma vardým, bir aðacýn altýnda kendisine serilmiþ bir giyecek üzerine oturduðunu ve ashabýnýn da toplanýp önünde oturduklarýný gördüm. Rahatsýzlýk ve hastalýklardan bahsediyordu. Buyurdu ki:

'Bir mü'min hastalanýp da sonra Allah kendisine afiyet verip iyileþtirirse, o hastalýðý

günahlarý için bir keffâret olur. Ýlerisi için de bir ibret ve öðüt olur.

Münafýk hastalandýðý zaman, sahibinin baðlayýp da sonra salýverdiði devesi gibi olur. Neden baðlandýklarýný ve niçin salýverildikle-rini bilemezler.'

Bir adam dedi ki:

'Ey Allah'ýn Resulü! Vallahi ben hiç has­talanmadým. Hastalýk da nedir?'

'Kalk sen bizden deðilsin!' buyurdu.

Biz onun yanýndayken, üzerinde bir elbise ve koltuðunun altýnda bir þey sarýlmýþ halde bir adam çýkageldi ve þöyle dedi:

'Ey Allah'ýn Resulü! Seni görünce, yola koyuldum. Bir aðacýn yanýndan geçerken, kuþ yavrularýnýn seslerini duydum. Onlarý alýp giysime koydum. Annesi geldi (ver yavrularý­mý der gibi) baþýmýn üstünde dolaþmaya baþ­ladý. Ben de giysimi açýp ona yavrularýný gös­terince, ana kuþ gelip yavrularýnýn üzerine düþtü; onu da onlarla beraber sarýverdim. Ýþte onlar buradalar.'

'Býrak onlarý!' emrini verdi ve ben de emri­ni yerine getirdim. Anneleri yanlarýndan hiç ay­rýlmadý. Þöyle buyurdu: "Yavrulara karsý anne­sinin merhametine þaþýyorsunuz deðil mi?'

'Evet' dediler.

'Ýþte Allah, kullarýna, bu kuþun yavrularý­na karþý gösterdiði þefkattân daha fazla þefkat gösterir. Haydi bunlarý götür, anneleri ile bir­likte aldýðýn yere koy!' buyurdu. Adam da on­larý götürüp aldýðý yere koydu."

[Bunlar, Ebû Davud'a ait]

8303- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Bir karýnca, peygamberlerden birini ýsýrdý. Bunun üzerine karýnca yuvalarýnýn ya­kýlmasýný emretti ve yakýldý. Allah bunun üze­rine þunu vahyetti: 'Seni bir karýnca ýsýrdý di­ye Allah' t teþbih eden ümmetlerden bir ümme­ti yaktýn'." [Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî.)

8304- Ebû Kerime radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Bir gece misafir etmek, her müslümanýn. üzerine vâcipdir. Kim (bir ev sahibinin) avlu­sunda sabahlarsa, aðýrlanma masrafý (ev sa­hibi) üzerine bir borç olur. (Misafir) dilerse o hakkýný alýr, dilerse býrakýr (almaz)."

8305- Diðer rivayet:

"Bir adam bir cemaate misafir olup da o misafir aðýrlanmaktan mahrum býrakýlýrsa, ona yardým etmek her müslüman üzerine va­cip olur. (Aðýrlanma masrafý) onlarýn ekinin­den ve malýndan misafirin hakký olarak alý­nýr." [Ebu Davud]

8306-  Ukbe bin Âmir radiyallahu anh'­dan, dedim ki:

"Ey Allah'ýn Resulü! Biz (sefer sýrasýnda) bir kavme uðruyoruz, bizi ne misafir ediyor­lar ve ne de bize bir þey veriyorlar. Onlardaki hakkýmýz nedir? Yahut onlardan bir þey almý-yacak mýyýz?" Þöyle buyurdu:

"Eðer mahrum býrakýlýp da onlardan zor­la almak mecburiyetinde kalýrsanýz, alýn!"

[Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve ayný lafýzla Tirmizi]

Ve dedi ki: Ömer de böyle emrederdi.

Bu hadisin mânâsý þudur: Onlar, savaþa çýktýklarýnda bir kavme uðrarlar ve para karþý­lýðýnda satýn alacak yemek bulamazlardý.

Nitekim bu hadis, bir rivayette bu þekilde açýklanmýþ olarak gelmiþtir.

8307- Avf bin Mâlik radiyallahu anh'dan: Dedim ki:

"Ey Allah'ýn Resulü! Birine uðruyorum, ne beni misafir ediyor ve ne de bana ikramda bulunuyor. Ayný kiþi bana uðrarsa ben de ona karþý ayný þekilde davranayým mý?"

"Hayýr. Aksine onu misafir et!" buyurdu.

[Daha uzun bir metinle Tirmizî.]

8308-  Ebû Þurayh al-Adevî radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in þöyle buyurduðunu, kulaklarým duydu, gözle­rim gördü ve kalbim de ezberledi:

'Allah ve âhiret gününe inanan kiþi, misa­firine hediyesini ikram etsin.'

'Hediyesi nedir ey Allah'ýn Resulü?' diye sordular. Þöyle buyurdu:

'Bir gün ve gecesidir. Misafirlik üç gün­dür. Bundan fazlasý sadaka sayýlýr. Kim Al­lah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa, ya hay­rý söylesin ya da sükût eylesin'."

8309- Diðer rivayet:

"Bir müslümanýn, müslüman kardeþinin yanýnda onu günaha sokuncaya kadar kalma­sý helâl olmaz."

"Günaha sokmak nasýl olur ey Allah'ýn Resulü?" diye sordular; þöyle buyurdu: "Ken­disine ikram edecek bir þeyi bulunmadýðý hal­de onun (ev sahibinin) yanýnda kalmasý."

[Nesâî hariç, altý hadis imamý.]

8310- Þakîk bin Seleme radiyallahu anh'­dan:

"Ben bir arkadaþýmla Selmân el-Farisî'nin yanýna girdim. Selmân dedi ki: 'Allah Resulü sallallahu aleyhi ve seüem eðer tekellüfü ya-saklamasaydý size tekellüfte bulunurdum.' Sonra su ile tuz getirdi. Arkadaþým dedi ki:

'Ah tuzun yanýnda bir de kekik otu olsay­dý! ' Hemen Selmân matarasýný gönderip rehin býraktý ve karþýlýðýnda kekik otu getirtti. Ye­dikten sonra arkadaþým þöyle dedi: 'Verdiði rýzka karþý bize kanaat ettiren Allah'a hamd olsun!' Bunun üzerine Selmân þöyle dedi:

'Eðer Allah'ýn sana verdiði rýzka kanaat etseydin, bizim mataramýz rehin býrakýlmaz­dý'." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de]

8311- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan; (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Biriniz müslüman kardeþinin yanýna gir­diði zaman, eðer yemeðinden yedirirse, yesin, ondan bir þey istemesin. Suyundan içirirse iç­sin, ondan istemesin."

[Ahmed ve Ebû Ya'lâ leyyin bir isnadla]

8312-   Abdullah bin Kays radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ensâr'ý hem özel ve hem de genel olarak sýk sýk ziyaret ederdi. Özel olarak ziyaret ettiði zaman kiþinin evine giderdi; genel ziyaret et­tiði zaman mescide gider onlarý orada görüp ziyaret ederdi."

[Ahmed ismi belirtilmeyen bir râvi kanalýyla.]

8313- Enes radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Müslüman kul, sýrf Allah rýzasý için müs­lüman kardeþini ziyaret ederse, mutlaka gök­ten ona biri þöyle seslenir: 'Güzel bir davra­nýþta bulundun. Cennet de artýk sana helâl ol­muþtur. Allah da muhakkak Arþ'inin melekû-tünda þöyle buyurur:

'Kulum benim için ziyaret etti. Sýrf benim için aðýrlandý. Cennetten baþkasýyla o razý edilemez (zira cenneti hak etmiþtir).'

[Bezzâr ve Ebû Ya'lâ.]



8287- Bu hadisi Ebû Dâvud (4941) ve Tirmizî (1924), Süfyân b. Uyeyne an Amr b. Dînâr an Ebî Kâbûs an Ýbn Amr asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdý hakkýnda "hasen sahîh" hükmü verdi.

8288- Bu hadisi Ebû Dâvud (4942) ve Tirmizî (1923), Þu'be an Mansûr an Ebî Osmân mevlâ'l Muðîre b. Þu'be an Ebî Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc etti.

Ýsnâdý hakkýnda Tirmizî "hasen" hükmü verdi.

8289- Bu hadisi Buhârî (edeb 18/4, VII, 75), Müslim (fadâil 65, s. 1808-9), Ebû Dâvud (5218) ve Tirmizî (1911), ez-Zührî an Ebî Seleme an Ebî Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

8290- Bu hadisi Buhârî (edeb 18/5, VII, 75) ve Müslim (fadâil 64, s. 1808), Hiþâm b. Urve an ebîhî an Âiþe asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

8291- Bu hadisi Buhârî (bed'ul-halk 1/4, IV, 73; tevhîd 15, VIII, 171; 22/5, VIII, 176; 28/1, VIII, 187-8; 55/1, VIII, 216), Müslim (tevbe 14-6, s. 2107-8) ve Tirmizî (3543), (ayrý ayrý olmak üzere), el-A'rec, Ebû Sâlih, Ebû Râfî, Aclân ve Atâ bin Mînâ' an Ebî Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

8292- Bu hadisi Buhârî (edeb 19, VII, 75; rikâk 19, VII, 183), Müslim (tevbe 17-9, s. 2108), Tirmizî (3541), (ayrý ayrý), Saîd b. el-Müseyyeb, Saîd el-Makburî, el-Alâ b. Abdirrahman an ebîhî ve Atâ b. e. Rebâh an Ebî Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

8293- Bu rivayeti Müslim (tevbe 23, s. 2109) ve Tirmizî (3542), el-Alâ b. Abdirrahman an ebîhî an Ebî Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

8294- Bu hadisi Buhârî (edeb 18/6, VIII, 75) ve Müslim (tevbe 22, s. 2109), Ýbn e. Meryem an Ebî Gassân an Zeyd b. Eslem an ebîhî an Ömer asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

8295- Bu hadisi Mâlik (sýfatu'n-Nebî 23, s. 929), Buhârî (vudû' 33/5, I, 51; Þurb 9/1, III, 77; mazâlim 23, III, 103; edeb 27/2, VII, 77), Müslim (selâm 153, s. 1761) ve Ebû Dâvud (2550), Ebû Sâlih an Ebî Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

8296- Bu rivayeti Müslim (selâm 154-5, s. 1761), Muh. b. Sîrîn an Ebî Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc etti.

8297- Bu hadisi Buhârî (bed'ul-halk 16/6, IV, 100 þürb 9/3, III, 77) ve Müslim (birr 133-4, s. 2022), Nâfi' an Ýbn Ömer asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

8298- Bu hadisi Ebû Dâvud (2549), Mûsâ b. Ýsm. an Mehdî an Ýbn e. Ya'k‍b ani'l-Hasan b. Sa'd mevlâ'l-Hasan b. Ali an Abdillah b. Ca'fer senedi ile tahrîc etti.

8299- Bu hadisi Ebû Dâvud (2548), en-Nüfeylî an Miskîn b. Bükeyr an Muh. b. Muhâcir an Rabîa b. Yezîd an Ebî Kebþe an Sehl senedi ile tahrîc etti.

8300- Bu hadisi Ebû Dâvud (2567), Abdülvehhâb b. Necde an Ýbn Ayyâþ an Yahyâ b. e. Ömer eþ-Þeybânî an Ýbn e. Meryem an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

8301- Bu hadisi Ebû Dâvud (2675, 5268), Mahb‍b b. Mûsâ an Ebî Ýshâk el-Fezârî an Ebî Ýshâk eþ-Þeybânî ani'l-Hasan b. Sa'd an Abdirrahman b. Abdillah an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

8302- Bu hadisi Ebû Dâvud (3089), Abdullah b. Muh. en-Nüfeylî an Muh. b. Seleme an Muh. b. Ýshâk an Ebî Manz‍r an ammihî an Âmir senedi ile tahrîc etti.

8303- Bu hadisi Buhârî (cihâd 153, IV, 22), Müslim (selâm 148-50, s. 1759), Ebû Dâvud (5265) ve Nesâî (sayd 38, VII, 210-11), Saîd b. el-Müseyyeb, Ebû Seleme, el-A'rec ve Hemmâm b. Münebbih (ayrý ayrý) an Ebî Hureyre asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

8304- Bu hadisi Ebû Dâvud (3750), Ebû Avâne an Mansûr ani'þ-Þa'bî an Ebî Kerîme asl-ý senedi ile tahrîc etti.

8305- Bu rivayeti de Ebû Dâvud (3751), Müsedded an Yahyâ an Þu'be an Ebî'l-C‍dî an Saîd b. ebî'l-Muhâcir ani Ebî Kerîme senedi ile tahrîc etti.

8306- Bu hadisi Buhârî (mazâlim 18/2, III, 102; edeb 85/4, VII, 104), Müslim (lukata 17, s. 1353), Ebû Dâvud (3752) ve Tirmizî (1589), Leys b. Sa'd an Yezîd b. e. Habîb an Ebî'l-Hayr an Ukbe asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

8307- Bu hadisi Tirmizî'de bulamadým.

8308-8309- Bu hadisi Buhârî (edeb 85/1, VII, 103-4; 31/2, VII, 79; rikâk 23/3, VII, 184), Mâlik (sýfatu'n-Nebî 22, s. 929), Müslim (lukata 14-6, s. 1352-3), Ebû Dâvud (3748) ve Tirmizî (1967-8), Saîd el-Makburî an Ebî Þureyh asl-ý senedi ile tahrîc ettiler.

8310- Güvenilir bir râvi olan Muh. b. Mansûr et-T‍sî hariç diðer râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ VIII, 179).

8311- Bu hadisi Ahmed (II, 399), Hüseyn b. Muh. an Müslim b. Hâlid an Zeyd b. Eslem an Summâ an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

Müslim ihtilâflý bir râvidir. Diðer râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ VIII, 180).

8312- Bu hadisi Ahmed (IV, 398), Affân an Hemmâm an raculin mine'l-Ensâr an Ebî Bekr b. e. Mûsâ an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

Bütün râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ VIII, 173).

8313- Ebû Ya'lâ'nýn güvenilir bir râvi olan Meymûn b. Aclân dýþýndaki râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ VIII, 173).


 


Ynt: Merhamet misafirperverlik ve ziyaret By: ceren Date: 23 Kasým 2017, 17:02:12
Essealmu aleyküm.Allahýn yarattýðý tüm kullara merhamet eden ,onlar ile iyi geçinen ,onlarý ziyaret edip gönüllerini razý eden ve rabbimin rýzasýný kazanan kullardan olalým inþallah...
Ynt: Merhamet misafirperverlik ve ziyaret By: Bilal2009 Date: 24 Kasým 2017, 15:08:13
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri merhamet sahibi kullarýndan eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun

radyobeyan