Kusursuz dost arayan By: Hadice Date: 26 Aralýk 2010, 19:51:51
Kusursuz dost arayan
Sadýk olan dost, insaný, tehlikelerden, zararlý þeylerden korur, muhafaza eder. Ancak böyle dost bulmak çok zordur.
Düþman, insanýn ayýbýný, kusurunu arayýp, yüzüne çarpar. Dost ise, insanýn ayýbýný görmez, kusurlarýný araþtýrmaz. Ýbrâhim Edhem hazretleri ile yolculuk yapan bir kimse, kusurlarýný bildirmesi için kendisine yalvarýnca, Ýbrâhim Edhem hazretleri; “Seni dost edindim. Her hâlin ve hareketlerin, bana güzel görünüyor. Ayýbýný, kusurlarýný git baþkalarýna sor” buyurmuþtur.
Said bin Cübeyr hazretleri, kimsenin yüzüne karþý kusurunu söylemez, nasihati umumi yapar ve:
"Vaâz ve nasihati, her bakýmdan kusursuz olan kimselerin yapmasý lazým gelirse, kimsenin bir þey anlatmamasý icap ederdi" buyururdu.
Atalarýmýz, “Kusursuz dost arayan dostsuz kalýr” demiþler. Çünkü insan demek, zaten kusur demektir, eksiklik demektir. Ýnsan âcizdir, güçsüzdür. Âciz bir kuldan ancak kusur meydana gelir. Evliyanýn büyüklerinden Hâris-i Muhasibi hazretleri, “Kulluk, insanýn âciz olduðunu idrak etmesi, anlamasýdýr” demiþtir. Ýnsanýn bu olduðu bilinirse, ileride hayal kýrýklýðýna düþülmemiþ olur. Kiþi görüþtüðü kimselerden her an bir hata, bir yanlýþlýk beklentisi içinde olmalýdýr. Ýnsan çið süt emmiþ derler. Nerede, ne zaman ne yapacaðýný tahmin etmek mümkün deðildir.
“Öldüm, bittim, yýkýldým, falancadan böyle bir hareket beklemiyordum, beni hayal kýrýklýðýna uðrattý, onun bu hâlini görünce þoke oldum” gibi sözleri çok kimseden duymuþsunuzdur.
Böyle hayal kýrýklýðýna uðrayanlar, önce insaný iyi tanýsalardý yýkýma uðramazlardý. Bunun için her þeyden önce þu hususlarý bilmek ve kabullenmek gerekir:
1-Hiç kimse mükemmel deðildir. Bazý insanlar diðerlerine göre daha üstündür, ama hiç kimse tam anlamýyla mükemmel deðildir. Ýnsanoðluyla ilgili en yaygýn özellik; insanlarýn hata yapmasýdýr. Hatadan, günah iþlemekten sadece Peygamberler korunmuþtur. Ýstisna olanlar yalnýz onlardýr. Bunun dýþýnda, âlim de olsa, evliya da olsa herkes nefsine uyup günah iþleyebilir.
2-Karþýmýzdaki kiþi mutlaka bizden farklýdýr. Bizim kopyamýz deðildir. Onun için, karþýmýzdakinden, kendimiz gibi düþünmeyi, kendimiz gibi giyinmeyi, kendimiz gibi yaþamayý, ayný þeyden zevk almayý beklemeye hakkýmýz yoktur. Dolayýsýyla bizim gibi deðil diye onu sevmemezlik edemeyiz. Herkesi olduðu gibi kabullenmek zorundayýz.
3-Her insan, “Hata yaptýn”, “Yanlýþ yaptýn”, “Bu da yapýlýr mýydý” gibi sözlerden hoþlanmaz. Kendi fikrimizin ayrý olmasý, bizim bir hakkýmýz ise, karþýmýzdakinin de farklý olmasý onun hakkýdýr.
Herhangi bir hadisede, hiçbir insan yüzde yüz hatalý veya yüzde yüz haklý olmaz. Aralarýnda oran farký vardýr. Biri yüzde seksen haklý ise, diðeri yüzde yirmi haksýzdýr. Oraný diðerine göre az da olsa, onda da hata payý vardýr. Hiç kimse durup dururken bir diðerinin kalbini kýrmaz, onu üzmez. Az veya çok mutlaka bir sebebi vardýr.
Çoðumuz, “Bende de hata olabilir, fakat bu kadar tepki gösterecek bir þey yapmadým ki” deriz. Þunu hiçbir zaman unutmayalým: Her maddenin bir kaynama noktasý vardýr. Kimi madde 60 derecede kaynar, kimisi 100 derecede, kimisi de 5000 derecede kaynar. Ama neticede mutlaka kaynar. Ýnsan da böyledir. Bazýsý yüzde onluk bir hatada kaynar, bazýsý da yüzde doksandokuzda... Ama mutlaka kaynar. Kýzmak, üzülmek, kýrýlmak insanýn özelliðindendir. Bu özellikleri olmasa insan, insan olmaktan çýkar, melek olur.
Eðer bütün insanlar ayný ve mükemmel olsaydý, dünyanýn nizamý bozulurdu. Hiç kimse ne tamamen iyi, ne de tamamen kötüdür.
Ahmed Siyâhi hazretleri oðluna nasihat ederek buyurur ki:
“Ey oðul! Dünyaya sarýlmýþ ona gönül vermiþ olanlarla bulunma. Onlarla sohbet ve beraberlik gam, keder ve üzüntü getirir. Bu, tecrübe ile sâbittir. Allahü teâlânýn emir ve yasaklarýna uymayan, nefsinin arzu ve isteklerine uymuþ kimselerle beraber olma. Böyle kimseler gizli düþman olup, insanýn yüzüne karþý dalkavukluk yaparlar, gýyabýnda, arkadan ise aleyhinde bulunurlar.
Sana sadâkat, baðlýlýk iddiasýnda bulunanlarýn, yaptýklarý iyilikleri baþýna kaktýklarýný görürsün. Çünkü sadâkat ve baðlýlýk adýna yaptýklarý az bir iyilik karþýlýðýnda aðýr, pek fazla bir hizmet ve karþýlýk beklerler, çok þey ümit ederler. Bu ümitlerine bir defa olsun müsaade etmezsen derhal, gösterdikleri sevgi, sadâkat ve baðlýlýklarýný býrakýrlar. Çok defa onlarýn isteklerinden yakaný kurtaramaz, arzularýnýn hasýl olmasý yolunda boþuna dinini ve þerefini feda etmiþ, yüz suyu dökmüþ olursun.
Ey oðul! Eðer sana hakiki dost arkadaþ lazým ise, Allah için sevenlerle beraber ol. Böyle kimselerden dostluk ve kardeþlik baðý kurduðun kimseye, muhtaç olduðunda ihtiyacýndan fazla malýn varsa ver. Yahut onu kendinle beraber tut veya kendine tercih et. Beraber olduðunuzda ve arkasýndan ayýplarýný ört ve gizle. Kusuru olduðunda sabýr ve tahammül et. Hayatta iken ve vefat ettiðinde onu hayýrla an.”
ALINTI