Kibirin sebebleri By: SevD@_GüLü Date: 21 Aralýk 2010, 16:02:36
Kibirin sebebleri
Kibirin sebebleri Ýnsan, kendisini büyük görmedikçe; onda kibir olmaz Kendini büyük görmek için de kendisinde kemal sýfatlarýndan birinin bulunmasýna inanmýþ olmasý gerekir Kemal sýfatlarý ise dini ve dünyevi olmak üzere iki kýsýmdýr Dini kemal, ilim ve ameldir Dünyevi üstünlük sýfatlarý ise asalet, güzellik, kuvvet, servet ve nüfuz gibi þeylerdir Ýlim, kibrin birinci kapýsýdýr
Kibirin sebebleri Ýlim sahibi olan kiþi, hemen ilmin þerefiyle þereflenmek ister Kendisini büyük görerek, diðer insanlarý hakir görmeye baþlar Her yerde, insanlardan saygý ve hürmet bekler ve gördüðü saygý ve hürmetin kendi hakký olduðunu düþünür
Bu, ilim sahibi kiþinin dünyevi açýdan yaptýðý kibirdir Ahiret bakýmýndan da, ilmi sayesinde kendisini Allah-u Zülcelal'e herkesten daha yakýn görür Kendisini daima üstün olarak görüp, baþka insanlar için endiþelenir; fakat kendisini emniyette hisseder
Oysa gerçek ilim, insanýn kendisini ve Rabbini bilip, son nefesinde dünyadan imanlý olarak mý, yoksa imansýz olarak mý ayrýlacaðýndan korkmasýdýr Ýþte bu hakiki ilim, insanýn emin olmasýný deðil, Allah-u Zülcelal'den korkmasýný, tevazu ve huþuunu arttýrýr Gerçek ilim sahibi, bu ilim nimetinin þükrünü hakkýyla yerine getirmediðini ve Allah-u Zülcelal'in; “Sana verdiðim ilim ile ne yaptýn” diye kendisini sorguya çekeceðini düþünerek, herkesi kendinden hayýrlý görendir Onun için Ebu'd Derda (ra) buyurmuþtur ki; “Ýlmi çoðalan kimsenin sancýlarý çoðalýr”
Demek ki ilim, kibrin en büyük sebebidir Huzeyfe (ra) bir gün cemaate namaz kýldýrýp selam verdikten sonra, dedi ki: “Bundan sonra kendinize ya baþka bir imam bulursunuz, yada namazýnýzý yalnýz baþýnýza kýlarsýnýz Ben bir daha imamlýk yapmam Çünkü namaz kýldýrýrken, aklýmdan; “Bu cemaatte imamlýða benden daha layýk kimse yok” diye bir düþünce geçti Bu da kibir alametidir Onun için bir daha imamlýk yapmam”
Onlar, Allah-u Zülcelal'in emir ve nehiylerini ince ince yerine getiriyorlardý Buna raðmen, kendi üzerlerinde bir muhafýz gibi davranýyorlar ve kalplerini daima kontrol ediyorlardý Onlarýn bu hallerinden gücümüz yettiði kadar ibret almamýz lazým Çünkü Allah-u Zülcelal, saniyesi saniyesine kalbimize muttalidir, vakýftýr Kalbimizde olan biten herþeyden haberdardýr
Allah-u Zülcelal, bütün dünyayý HzSüleyman (as)'ýn emrine vermiþti HzSüleyman (as) bir gün memleketine þöyle bir göz atýnca, kalbi memleketine meyletti, ondan hoþlandý Bunun üzerine, Allah-u Zülcelal rüzgara: “Onun elbiselerini kaldýr” diye emretti Rüzgar da onun elbiselerini havaya uçurdu ve Süleyman (as)'ýn avret yerleri açýkta kaldý Süleyman (as) rüzgara: “Ey rüzgar! Elbiselerimi yerine getir!” diye emrettiRüzgar da: “Sen de kalbini yerine getir” diye cevap verdi
Kibrin bir kapýsý da amel ve ibadettir Amel ve ibadet sahipleri, baþkalarýna böbürlenme rezaletinden kurtulamazlar Oysa bazý evliyalar: “Amelin meyvesi, tevazudur” demiþlerdir Onun için insan, yaptýðý ibadetten dolayý kendisine bir kibir ve büyüklenme geldiðini gördüðü zaman, hemen kendi kendini kontrol edip, o halinden ve o ibadetinden dolayý da Allah-u Zülcelal'e karþý tövbe etmelidir
Kibrin diðer bir kapýsý da insanlarýn helak olduðunu ve yalnýz kendisinin kurtuluþa erdiðini sanmaktýr Halbuki esas helaka uðrayanlar, bu düþünceyi taþýyanlardýr Nitekim, Hz Peygamber (sav) bir hadis-i þeriflerinde; “Ýnsanlar helak oldu! diyeni duyduðunuz vakit, (iyi bilin ki) asýl helakte olan kendisidir” (Müslim, Ebu Hureyre) Baþka bir hadis-i þe-riflerinde ise: “Bir kula, din kardeþini hakir görmesi, kötülük olarak yeter” (Müslim, Ebu Hureyre) buyurmuþtur
Eski bir rivayette þöyle geçmektedir: Ýsrailoðullarý zamanýnda, kötülüðü ile meþhur bir adam vardý Herkese zulüm yapardý Bir gün, bir abidin yanýndan geçerken, kendi kendine: “Bu da Allah'ýn kulu, ben de Allah'ýn kuluyum Bu iyi bir insan, bense kötü bir insaným Bunun yanýnda biraz oturayým, belki Allah-u Zülcelal onun hürmetine beni de affeder” dedi ve o abidin yanýna oturdu Abid onu görünce: “Bu kötü insan kim oluyor ki benim yanýma oturuyor” diye kibirlendi ve onu yanýndan kovdu Bunun üzerine, Allah-u Zülcelal o zamanýn peygamberine þöyle vahyetti: “Her ikisinin de geçmiþini yok ettim ve o adamý da affettim”
Þunu çok iyi bilmek lazýmdýr ki, kim kendisini baþkasýndan üstün görürse, bu cehaleti sebebiyle bütün amelini mahvetmiþ olur
Kibrin Diðer Sebepleri de Þunlardýr
Birincisi; asaletle övünmektir Asil bir aileye mensup olan kimse, kendisi gibi olmayanlarý hakir görür Hatta ilim ve amelde kendisinden üstün olsa da ona kýymet vermez Bir gün HzEbu Zer (ra) ile HzBilal (ra) þiddetli bir tartýþmaya giriþmiþlerdi Ebu Zer (ra), Bilal'e (ra): “Kara kadýnýn oðlu” dedi Bilal (ra) da bu sözünden dolayý onu Hz Peygamber (sav)'e þikayet etti Peygamber Efendimiz (sav), Ebu Zer'e: “Söylediðin bu söz, cahiliyet dönemindeki kibirden kalbinde kalan bir þeydir” dedi Bunun üzerine, HzEbu Zer kendini yere attý ve HzBilal ayaðý ile kafasýna basýncaya kadar, baþýný yerden kaldýrmamaya yemin etti” (Buhari, Ýman, sh22)
Yine, iki kiþi Peygamber Efendimiz (sav)'in huzurunda birbirlerine üstünlük taslayarak tartýþýyorlardý Biri dedi ki: Ben falancanýn oðluyum Sen kimsin? Senin annen bile belli deðildir” Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sav) buyurdu ki: “Musa (as)'ýn yanýnda iki adam böyle birbirlerine karþý övünmeye kalkýþtý Hatta birisi dokuz batýn geriye kadar saydý Allah-u Zülcelal Musa (as)'ya þöyle vahyetti: “Ey Musa! Ona söyle, iftihar ettiði dokuz kiþi cehennemdedir Kendisi de onuncusudur” (Ýbni Mübarek)
Ýkincisi, güzellikle övünmektir Bu daha çok kadýnlarda görülür Bu da baþkalarýný ayýplamaya, küçük düþürmeye ve gýybete sebep olur
Üçüncüsü, Servet ile övünmektir
Dördüncüsü, Kuvvet ile övünmektir
Beþincisi ise nüfuzuyla övünmektir Adamlarýnýn, yardýmcýlarýnýn, akraba ve çocuklarýnýn çokluðu ile kibirlenmektir
Seyda Muhammed Konevi Hz (KS)
alýntýdýr
radyobeyan