Unutmayan unutulmaz By: Hadice Date: 13 Aralýk 2010, 03:11:45
Unutmayan, unutulmaz
Unutmak; hatýrda kalmamak, hatýrýna gelmemek, gönülden çýkarmak, belli bir þeyi veya hiçbir þeyi hâtýrlamamak anlamlarýna gelmektedir. Gaflet; Allahü teâlâyý, Onun emir ve yasaklarýný, sevdiklerini unutmak, hatýrlamamak demektir.
Mal, mevki, makam, þöhret, kiþinin ibâdet yapmasýna mâni oluyorsa, zamanla bu kimse, ölümü unutur. Ölümü unutmak, nefse uymaya sebep olur. Nefsine uyan da, Ýslâmiyyete uymaz. Peygamber efendimiz; (Aklýn alâmeti, nefse gâlip ve hâkim olmak ve öldükten sonra lâzým olanlarý hâzýrlamaktýr. Ahmaklýk alâmeti, nefse uyup, Allahtan af, merhamet beklemektir) buyurmuþlardýr.
Ýyilik edenlere hürmet edilir, nimet sâhipleri, büyük bilinir. Bu sebeple her nimetin hakîkî sâhibi olan Allahü teâlâya þükretmek, insanlýk îcâbýdýr. Allahü teâlâya þükretmek için, Ona îmân edilir, emirleri yapýlýr, yasaklarýndan da sakýnýlýr. Ýmâm-ý Rabbânî hazretleri; “Ýslâm dîninin emir ve yasaklarýna uymak þükür, uymamak küfrân-ý nîmettir” buyurmuþtur.
Nîmetin sâhibini unutmak, o nimeti yerinde kullanmamak, küfrân-ý nîmettir, nîmete nankörlük etmektir. Ýnsanlar, Allahü teâlânýn emirlerine, yasaklarýna uymadýklarý, islâm dîninin gösterdiði râhat ve huzûr yolundan ayrýldýklarý için, dünyâda bereket, rýzýk azalmýþtýr. Tâhâ sûresinin 124. âyet-i kerîmesinde meâlen; (Beni unutursanýz rýzýklarýnýzý kýsarým) buyurulmaktadýr.
Bu sebeple, îmân, sýhhat, gýda, insanlýk, merhamet ve dahâ nice rýzýklar azalmýþtýr. Hâris el-Muhâsibî hazretleri; “Bir kimsenin kalbinde Allahü teâlânýn korkusu kalmaz ve âhirette azap göreceðini unutursa, günahlarý çoðalýr ve tehlikeli durumlara girer. O zaman, iyi þeyleri idrâk edip yapamaz, kötü þeylerin kötülüðünü görüp, ondan sakýnamaz. Nefsinin esîri olur. Allahü teâlânýn katýnda kýymeti düþer. Kalbi paslanýp, îmâný zayýflar” buyurmuþtur.
Bir kimsenin evi yansa, kendisi alevlerin içinde kalsa, kurtulma ümidi kalmasa, o anda bir kimse çýkýp; “Ben seni, bu ateþten çýkartabilirim, yanmaktan kurtarabilirim. Ama bazý þartlarým var. Bunlarý yerine getirmen lâzým” dese, acaba o kimse ne der? Herhalde; “Þart falan anlamam, ben yanmaya hazýrým” demez. “Her türlü þartýnýzý yerine getiririm, yeter ki siz beni þu ateþten kurtarýn” diye yalvarýr. Ayný þekilde iki gözü âmâ olan birisine, bir kimse; “Bende bir göz ilâcý var, onu damlatýrsan iki gözün de açýlacak” dese, âmâ olan kimse, hemen bunu seve seve kabul eder. Hiçbir þeyi göremeyen bir kimsenin, gözleri açýldýðýnda ve her þeyi güzel güzel gördüðünde, bu kimsenin sevinci anlatýlabilir mi? Ýster ateþten kurtulsun, isterse görme nimetine kavuþsun, bu þekilde bir nimete kavuþan kimse, bu nimete kavuþmasýna sebep olanlarý unutabilir mi?
Bizi dünyâ sýkýntýlarýndan kurtaran veya kurtulmamýza sebep olanlarý unutmuyoruz, unutamýyoruz. Ya bizi Cehennem ateþinden kurtaranlar ve kurtulmamýza sebep olanlar unutulabilir mi? Ýnsanlara rehberlik etmiþ din büyüklerinin hepsi; “Beni küfürden kurtaran hocamdan, ben baþka bir kerâmet istemem” buyurarak, îmân nimetine kavuþmalarýna sebep olan üstâdlarýný, hocalarýný hiçbir zaman unutmamýþlar, hep rahmetle anmýþlardýr. Din büyüklerinden bir zâtýn talebesi;
- Efendim, mahþer günü, o günün dehþeti sebebiyle, ya bizler unutulursak hâlimiz nice olur, deyince, o zât;
- Evlâdým, sen bizi unutmazsan, bizim bildirdiðimiz yoldan ayrýlmazsan, biz seni unutmayýz, sen kendini kontrol et buyurmuþlardýr.
Netice olarak insân, dünyâda kendisine îmân nimetinin gelmesine sebep olanlarý unutursa, âhirette de kendisi unutulur. Eðer unutmazsa, nimet sahipleri de unutmazlar. Dünyâda iken, îmân nimetinin gelmesine sebep olanlara sahip çýkmazsa, onlarýn yolundan ayrýlýrsa, âhirette de, Onlar sahip çýkmazlar. Dünyada biz sahip çýkalým ki, âhirette de, Onlar bize sahip çýksýnlar. Amasya’da yetiþmiþ velîlerden Ali Hâfýz Efendinin buyurduðu gibi:
“Muhabbet edene muhabbet edilir. Seven sevilir. Unutmayan unutulmaz.”
Osman Ünlü