Arafat Vuslat Saati By: Gulinur Date: 11 Aralýk 2010, 13:13:33
ARAFAT: VUSLAT SAATÝ...
Yüzünle ve kalbinle dönmek ALLAH’a… Bugün Bilmek günü, Fark etmek günü, Yönelmek günü. Bugün aþaðýlardan yukarýlara bakmak günü, yerden göðe aðaçlar dikmenin günü. Hatýrlayýþýn yýldönümü bugün. Gitmeye dair özlem, buluþma, vuslata dair umut, içimizde birikmiþ vedalarýn, ayrýlýklarýn, hüzünlerin, visal kapýsýný çalma vakti… Tüm toplu iðnelerin koþarak yapýþtýðý büyük mýknatýs; Arafat Daðý…
Bugün dua günü, tefekkür günü, hamd günü. Bugün ruhlarýn, dünyaya düþmeden evvelki ev’lerini hatýrlama günü. Bugün eve mektup yazma günü. Çok özledim, çok üþüdüm, çok aðrýyor, çok sýzlýyor diyerek her biri de birer çocuða dönüþmüþ hacýlarýn, kanayan parmaklarý arasýndan süzülen ince ince dualar… Mýrýl mýrýl hasretler… Pýrýl pýrýl yakarýþlar… Þýrýl þýrýl kanayan kalpler… Bugün mektup günü… Arafat: Balýksýrtý. Ýpince bir ipin üzerine dizilmiþ trapezler. Arafat, iki aranýn, iki denizin, yerle göðün arasýndaki ince çizgi, varoluþ ufku… Var edilmiþlerin, Var edene akýmý, kaçýþý. “ALLAH’a kaçýþ”ýn had safhasý…
Arafat, gurbette oluþun yangýsý. Arafat, yerle göðün arasýnda ipince bir teselli çizgisi. Arafat, Esma’nýn çiçekler halinde yeryüzünden kendine çevrilmiþ yüzlere serpiliþi… Arafat, bahar yaðmuru, fenadan bekaya geçiþin sýrlý arsasý, ölüp de diriliþin basübadelmevtin bahçesi…
Milyonlarca hacýnýn dünden beri akarak yýðýldýðý Mina Vadisi’ni þunca uzaklýktan, þunca gariplikten, þunca tevbenin arasýndan, hasretle hatýrlýyorum. Burnumun direði sýzlayarak Mina’ya sesleniyorum; güzel vadi, senin aþktan ve mihnetten yarýlarak þerha þerha olmuþ yarýklarýna ne zaman varacaðýz? Senin bembeyaz harmaniler giyinmiþ sevda yolcularýnýn arasýna ne zaman karýþacaðýz? Ne zaman yamaçlarýna uzanýp, çöllerinde rüyalar göreceðiz? Yýldýzlarla bezeli gecelerinin içinden sabahlara kadar devam eden o Müzdelife yürüyüþlerine ne zaman akacaðýz?
Arafat, düþler seraplar çölü, dualar yakarýþlar yolu, insaný insan kýlan dað… Her dilden, her renkten sesleniþin, mektubun atýldýðý büyük yeryüzü posta hanesi… “Buyur ALLAH’ým, Buyur, huzurundayýz, emrindeyiz, geldik Ya ALLAH! Emrinle toplaþtýk. Emrinin güzelliðine, mükemmelliðine geldik. Sürgünden çýkar gibi, gurbetten sýlaya varýr gibi geldik. Buyur ALLAH’ým. Lutfet. Rahmetinle Nazar et ki piþmanýz. Eksiðiz, kusurluyuz, Þaný büyük olansýn, ne olur baðýþla, affet. Buyur ALLAH’ým Buyur. En küçüklerin geldi, en sonlarýn, en arta kalanlarýn, en parçalanmýþlarýn, en piþmanlarýn, en cahillerin, en þaþkýnlarýn, en öteden, en uzaktan, en arkadakilerin geldi… Sen almazsan kim alsýn bizi? Nereye gidelim? Kime sýðalým? Nerede bekleyelim? Ne olur al bizi Afvýna, ne olur sýðdýr bizi Rahmetine, ne olur beklet bizi de þaný Aziz Kereminde… Sen’den baþka Ýlah yoktur, Senin kulun ve Elçin Olan Muhammed’e (sav) þahitlik ederiz, ki O, didarýmýz, göz nurumuz, umudumuz, örneðimiz, rehberimiz, hasretimiz, sevdiðimiz, merhametine güvendiðimiz, rikkatinden emin olduðumuz, þefaatine bin canýmýzý feda edeceðimiz, yüzünü görmeden sevip, sesini iþitmeden hayran olduðumuzdur… Bizi bu Arafat Günü’nde; Nur-u Muhammedi’ye ilhak olarak Sana kavuþanlardan eyle…
Sibel ERASLAN
radyobeyan