Dini Hikayeler
Pages: 1
Kuran okuyor musunuz? By: sidretül münteha Date: 10 Aralýk 2010, 15:30:46
Kuran okuyor musunuz? 


Bu yazýma, Hazreti Mevlana'nýn bir sözü ile baþlayacaðým ve onun Mesnevi isimli eserinde anlattýðý bir kýssa ile de bitireceðim. Diyor ki Mevlana;

"Çocukken oyun, gençken eðlence, ihtiyarlýkta (yaþlýlýkta) miskinlik (uyuþukluk)... Ey insanoðlu, sen ne zaman Allah'a kul olacaksýn?"

Yukarýda ki cümle sanki bizim hayatýmýzý özetliyor, öyle deðil mi?

Sizler henüz çocuksunuz. Ama bizler, yaþlanmanýn ilk basamaklarýndayýz. Ben biliyorum ki bu çocuk yazýlarýmý, genç aðabeyler de okuyorlar.

O halde hepimiz için geçerli olacak bir eylemi birlikte yapalým mý?

Geliniz, hepimiz Allah'ýn kitabý, Kur'an-ý Kerimi okumaya çalýþalým.

Yo, yooo... Hiç de zor deðil, onu okumak.

Günde 1 saat zaman ayýrýn. 15 - 20 günde Kur'an-ý okumaya baþlarsýnýz.

Ama onu okumanýn tadýna alýr, zevkine varýrsanýz, kesinlikle elinizden bir daha düþürmez her zaman okumaya çalýþýsýnýz.

            Benim beþ torunumdan birinin adý Meryem...                 

Babasýnýn iþi sebebiyle yurt dýþýnda, Cidde'de bulunuyorlar.

Meryem henüz 5 yaþýnda... Kur'an-ý Kerimin birçok ayet ve suresini ezberlemiþ.

Þu günlerde Türkiye'ye geldiler. Yaz tatillerini bizim yanýmýzda geçirecekler. Geçenlerde kendisine;

"Meryem. Bana Kur'an-ý Kerim'den biraz okur musun?" dedim. O;

"Dede. Önce ben okuyayým. Sen beni dinle. Sonra sen okursun" dedi.

Ve baþladý okumaya... Ancak "R" ile "L" harflerini henüz söyleyemiyor. Onlarý "Y" olarak okuyor... Mesela "kara" diyemiyor, "kaya" diyor.

Ama bu þekilde okumasý ve konuþmasý ise ona bir baþka güzellik veriyor.

KUR'AN OKURKEN AÇILAN GÖZLER

Camilerde, "yaz kur'an kurslarý" baþladý. Bütün çocuklara bu konuda öðretim veriyorlar. Oralarda Kur'an öðrenemiyorsanýz eðer; evinizde babaanneniz veya anneniz varsa onlar mutlaka okumayý biliyorlardýr. Size de öðretebilirler.



Kur'an çok mucizevî (olaðan üstü) bir kitaptýr.

Mevlana hazretleri Mesnevisinde, Kur'a-nýn mucizesine ait bir hikâye anlatýyor;

Yoksul (fakir) bir þeyh (hoca), kör bir ihtiyarýn evine misafir olur.

Evde, duvarda asýlý duran bir Kur'an görür. Þeyh bu duruma hayret eder. Çünkü evde kör bir ihtiyardan baþka kimsenin yaþamadýðýný bilmektedir. Kendi kendine,

''Burada kör bir ihtiyardan baþka kimse yok. Bu Kur'an-ý kim okur, acaba?'' diye düþünür.

Bu durumu ev sahibine sormak ister, fakat uygun olmayacaðý fikrine kapýlýr. Bu iþin sebebinin kendiliðinden ortaya çýkýncaya kadar, sabretmeye karar verir.

Bu düþünceyle yatýp uyur. Gece yarýsý Kur'an sesiyle yataðýndan sýçrayýp uyanýr. Gördüðü manzara karþýsýnda þaþýrýp kalýr.

Çünkü kör ihtiyar, Kur'an'ý önüne almýþ okumaktadýr. Okuyuþunda en ufak bir yanlýþlýk da yoktur. Ýhtiyar bir yandan da parmaðýyla okuduðu satýrý takip etmektedir.

Þeyh daha fazla dayanamayarak sorar:

''Kör olduðun halde, Kur'ân-ý Kerim'i böyle nasýl okuyabiliyorsun?

Parmaðýnla takip ettiðine göre, demek ki harfleri de görüyorsun''

Kör ihtiyar, misafir þeyhe tatlý bir tebessümle cevap verir.

''Dostum, Allah'ýn kudretinin büyüklüðü yanýnda, benim halimin þaþýlacak nesi var? O diledi mi sebepli veya sebepsiz her þeyi yaratýr" der ve ilave eder;

"Allah'ýma yalvardým. .Ya Rabbi! Ben Kur'an okumayý, her þeyden çok seviyorum. Kur'an okuduðum zaman ne olur gözlerime nur ver. Ayetlerini duraklamadan, yanlýþsýz okuyabileyim" dedim, der.

Rabbim duamý kabul etti. Ne zaman Kur'an-ý elime alsam, O'nun lütfüyle gözlerim açýlýr. Ben harfleri görerek okurum'' der.

Nevzat Laleli


radyobeyan