Vakit mi Nakit mi By: S.bayar Date: 09 Aralýk 2010, 15:26:37
AHMED ÞAHÝN
Vakit mi Nakit mi ?
Dedesi, televizyon karþýsýnda çok vakit
geçiren Ahmed’e sormuþ: - Sevgili
torunum, söyle bakayým demiþ,
vakit mi daha kýymetli yoksa nakit mi?
Ahmed düþünmeye baþlamýþ:
- Dedeciðim demiþ, vaktin ne olduðunu biliyorum,
mesela ben televizyon seyrederken
geçen saatlerin vakit olduðu belli. Ama nakitin
ne olduðunu bilmiyorum. Ne demektir nakit?
Dedesi nakdi þöyle açýklamýþ:
- Nakit de vakit içinde kazandýðýmýz paranýn
adýdýr. Bizim zamanýmýzda paraya
nakit derlerdi. Onun için, vakit mi, yoksa
nakit mi kýymetli, diye sordum.
Ahmed, bu defa hemen cevap
vermiþ:
- Dedeciðim demiþ, öyle ise vakit
nakitten kýymetlidir. Çünkü demiþ, vakit
içinde nakit kazanýlýr; ama nakitle vakit
kazanýlamaz. Yani ben televizyon
karþýsýnda geçirdiðim vakit
içinde çalýþsam nakit kazanabilirim.
Ama kazandýðým bu
nakitle televizyon karþýsýnda
harcadýðým bu vakti satýn
alýp geri getiremem. O
artýk uçup gitti. Kucak dolusu
para versem de kaybettiðim
vakti kazanamam.
Bu cevaptan çok
memnun olan Ahmed’in
dedesi, deðeri pek bilinemeyen
iki þey hakkýnda bir
hadis okuyarak þöyle demiþ:
- Ýnsanlar iki þeyin kýymetini
bilmiyorlar; biri sýhhatleri, diðeri de
deðerlendiremedikleri vakitleri!..
Evet, Ahmed’in dedesi okuduðu bu hadisle
çok mühim bir gerçeði dile getirmiþ.
Gerçekten de hem sýhhatimizin hem de boþ
vakitlerimizin kýymetini pek bilemiyoruz.
Bazen yaþlanýncaya kadar bu kýymet bilmezliðimiz
sürüyor. Ancak ihtiyarlayýnca sýhhatimizle
boþa harcadýðýmýz vakitlerin kýymetini
biliyoruz; ama bir faydasý da olmuyor son
piþmanlýðýn... Nitekim iki büklüm halde yere
eðilerek yürüyen bir yaþlýya sormuþlar:
- Baba demiþler, neden eðilmiþ halde yere
bakarak yürüyorsun?
- Evlat demiþ, gençliðimi kaybettim de onu
arýyorum. Eðer bulursam tüm nakitlerimi verip
gençliðimde kaybettiðim vakitlerimi geri
alacaðým. Tek dakikasýný da boþa geçirmeyeceðim.
Ama demiþ bulamýyorum ki harcadýðým
gençliðimi, tükettiðim boþ günlerimi...
Basra’nýn meþhur alimi Hasan Basri Hazretleri
de:
- Ben demiþ, öyle zatlara eriþtim ki, onlar
sizin nakitlerinizi harcamaktan çekindiðinizden
daha fazla vakitlerini harcamaktan çekiniyorlardý.
Yani ya okuyorlardý ya da yazýyorlardý.
Ya da ibadetle meþgul oluyorlardý. Tek dakikalýk
vakitlerini dahi boþa harcamýyorlardý...
Bundan dolayý bir ilim adamý yemekte harcadýðý
vaktine üzülerek þöyle demiþ:
- Ah þu yemek vakitleri olmasaydý... Yemekte
baþka hiçbir iþle meþgul olunamýyor, tümüyle
mide iþine yöneliyoruz. Halbuki, geçen vakitler
sofrada tüketilecek kadar deðersiz deðildir!..
Basralý ilim adamý Amir’i ziyarete gelenler:
‘Bize vakit ayýrsan da oturup þöyle biraz
sohbet etsek?’ demiþler. Parmaðýyla gökyüzünü
göstererek demiþ ki:
- Tutun þu güneþi, yerinde saysýn; ben de
sizinle oturup sohbetle vakit öldüreyim. Bunu
yapamýyor, vakti durduramýyorsanýz, izin verin
bir daha ele geçiremeyeceðim vaktimi piþman
olmayacaðým þeylerle deðerlendireyim!..
Þimdi bütün bu örneklerden sonra sorumu
þöyle sorabilir miyim?
- Nakdinizi boþa harcamaktan kaçýndýðýnýz
gibi, vaktinizi de boþa harcamaktan kaçýnýyor
musunuz? Yoksa þimdiye kadar kimse size vaktin
nakitten daha deðerli olduðunu hatýrlatmadý
mý? Paranýzý boþa harcamaktan çekindiðiniz gibi
vaktinizi de boþa harcamaktan çekinme gereði
duymadýnýz mý? Mesela televizyon karþýsýnda
harcadýðýnýz vakitlerinizin paranýzdan daha deðerli
olduðunu hiç düþünmediniz mi?
Televizyon karþýsýnda saatlerimizi
geçiririz de geçen vaktin kýymetini hiç hesap
etmeyiz. Halbuki hayatýmýzdan giden
saniyeleri geri getirmek mümkün müdür?
radyobeyan