Psikoloji Dünyasý
Pages: 1
Panik mi oldunuz By: Hadice Date: 09 Aralýk 2010, 09:33:05
Panik mi oldunuz?

 

Hiç bir neden yok...,aniden baþlayan bir çarpýntý... ter­leme... göðüste sýkýþma... nefes darlýðý... baþ dönmesi... den­gesizlik... fenalaþma... baygýnlýk geçirme... nefes alamama duygusu... bulantý... karýn aðrýsý... titreme/sarsýlma... ürperme... baþta karýncalanma... beyinde uyuþma duygusu... ani ateþ basmasý... nedensiz üþüme... ve en sonunda kendinize teþhis koyuyorsunuz; "Eyvahhh... kalp krizi geçiriyorum!..." "Bana felç indi!..."

 

... tüm bunlarýn arkasýndan ciddi bir ölüm korkusu...

 

Bazen de baþýnýzda bir tuhaflýk hissedersiniz... sersemlik hissi... Kendisini ve çevresini bir deðiþik hissetme... kontrolünü kaybedeceðini zannetme... hatta çýldýrma korkusu... ve ilave­ten kendisine veya çevresindekilere zarar vereceði endiþesi...

 

Bu gibi durumlarda kiþiler genelde acil servislere kaldýrýlýr­lar. Orada bir çok muayene, film çekimi, elektrokardiyografi tomografi ve diðer tüm incelemelerde hiçbir þey bulunmaz. Kaygýlanýrsýnýz. Doktorunuza ne olduðunuzu sorduðunuzda aldýðýnýz cevap nettir: "Bir þey yok... stresten olmuþ... sinir­sel..."

 

Ve eve gönderilirsiniz. Sadece sakinleþtirici bir iðne yapýla­rak.

 

Aniden baþlayan ve zaman zaman tekrarlayan, insaný deh­þete düþüren yoðun sýkýntý veya korku nöbetlerine "Panik Atak" diyoruz. Geçmiþte yeterince bilinen bir hastalýk deðildi ama son yýllarda ilköðretim düzeyindeki çocuklarýn bile taný­dýðý bir isim oldu. Nereye baksak, baþýmýzý nereye çevirsek bu­na benzer ataklar yaþayan birileriyle mutlaka karþýlaþýyoruz. Neredeyse her ailede bir tane panik ataklý kiþi yaþýyor.

 

Panik ataklarýn en tipik özelliði, tekrarlayýcý olmasýdýr. Kiþi sýk sýk bu ataklarý yaþamaya baþladýkça, hastanelerin acil ser­vislerine de sýk sýk taþýnmaya baþlamýþ olur. Kaçýnýlmaz son yani...

Her seferinde yeni muayeneler... her seferinde yeni film­ler. .. doktorlarýn bir þey olmadýðýna dair söylediði hiçbir cüm­le tatmin etmez... gözden kaçan bir þeyler mutlaka vardýr di­ye incelemelere devam ettirilir.

 

Bazen de yanlýþ taný konularak hasta antibiyotikten nefes açýcýya, çarpýntý ilacýndan tansiyon ilacýna kadar bir sürü yan­lýþ ilaç kullanýr. Ve bir türlü iyileþmez doðal olarak... bu du­rumda da sürekli morali bozulur...

 

Ataklar devam ettikçe hasta, ataklar arasýndaki dönemler­de de gergin ve huzursuz olmaya baþlar. Endiþeli, sýkýntýlý bir hal alýr. Ha geldi ha gelecek diye bekler durur... ama keyifli bir bekleme deðil tabii ki tahmin edeceðiniz gibi... korku do­lu bir bekleme...

 

... bir de ne zaman nerde geleceði belli olmadýðý için daha da çok kaygýlanýr. Ya yolda gelirse?... Ya markette gelirse?... ya iþ yerinde gelirse?... Ya otobüste gelirse?... Ya komþuya gi­dince dedikoducu insanlarýn arasýnda gelip de utanýlacak bir durum yaþatýrsa?... Ya sýnav anýnda gelip, en önemli finalde geçer not aldýrmazsa?... Ya yolun ortasýnda kalp krizi geçirip, tanýmadýðý insanlarýn arasýnda ölüp giderse?...

 

Zamanla yalnýz kalma korkusu da ilave olmaya baþlar. Çünkü evde kimse yokken atak gelirse, düþüp bayýlýrsam, be­ni kimse hastaneye yetiþtiremezse, ölürsem, ölümü bulurlar­sa... vs. gibi baðlantýlý düþünceler geliþir. Ya da ölmese bile, baþkalarýnýn yanýnda komik duruma düþme kaygýsý.

 

Bir süre sonra bir bakarsýnýz ki artýk kendinizi tanýmama­ya baþlamýþsýnýz. Siz sanki artýk eski siz deðilsiniz. Eskiden se­vecen, neþeli, giriþken olan siz gitmiþsiniz... yerine korkak, asabi, her þeyden etkilenen, her þeyden kaygýlanan, kendine olan güvenini tamamen yitirmiþ bir siz gelmiþsiniz...

 

... artýk hayatýnýz tamamen bir "önlem cenneti'ne döner... Yoksa "önlem cehennemi" mi deseydim?

Evet evet... cehennem!... Ataklara neden olabileceðini dü­þündüðünüz her þeyden vazgeçersiniz.

Faaliyetlerden, yiye­cek/içeceklerden... hatta bir çok kiþinin evden çýkmadan ön-;e yatýþtýrýcý ilaç veya alkol aldýklarýný görüyoruz. Kendilerini yatýþtýrmak için ellerinden geleni yapýyorlar kendilerince...

 

Öyle çok önlem var ki... isterseniz bazýlarýný sýralayabili­rim:

 

... atak sýrasýnda kendini kaybedip çocuklarýna zarar vereceðini düþünen bayanlar, mutfaktaki tüm býçaklarý kilit altýnda bulundurup, ulaþýlmasý güç hale getiriyor...

 

... çocuklarýyla evde yalnýz kalmak istemiyor...

 

... yine sokaklarda bayýlmaktan korkan bayanlar, bayýlýnca ziynetleri çalýnmasýn diye, altýn türü hiçbir taký eþyasýný eline koluna takmýyor...

 

... çantalarýnda tüm yakýnlarýnýn ulaþýlabilecek en kolay yere, telefon numaralarý ve adreslerini yazýyor... hatta dokto­runun kartvizitini bile yanýnda taþýyor...      '    -  "

 

... uç noktalarda acil servisi olan hastanelerin yakýnma evi­ni taþýyor...

 

... iþ yerinde bayýlma korkusu geçiren beyler, iþlerinde isti­fa edip evde oturuyor...

 

... gittiði her yere evliyse eþini, evli deðilse aileden birini taþýyor...

 

... üniversite öðrencileri okulu býrakýyor veya sýnav günle­ri anneleriyle birlikte okula gidiyor...

 

... otobüse binip fenalaþmamak için saatlerce yol yürü­yor... vs... vs...

 

Panik ataklar ve panik bozukluklar, psikiyatrist ve psikologlarca en iyi tanýnan rahatsýzlýktýr.

 

Toplumlumuzda en sýk görülen hastalýklardan birisidir. Birçok kiþi bu hastalýðý ya da­ha önce geçirmiþtir ya da hâlihazýrda geçiriyordur.

 

Her yaþta görülebilen bu rahatsýzlýk özellikle 18-35 yaþlarý arasýnda baþlýyor. Kadýnlarda daha sýk rastlamýyor.

 

Genelde hastalar bu durumun nedenini merak ediyor. Ni­ye böyle oldu? Niye þöyle oldu? Niye ben öyle nefes alama­dým? Niye bana böyle þeyler oluyor?

 

Tahmin edilen iki sebebi var. Birincisi, beynimizdeki nöron adý verilen sinir hücrelerinden salgýlanan, heye^can ve duygu­sal yaþantýlarýmýzý düzenleyen bazý beyin hormonlarýmýn dü­zensiz çalýþmasý. Ki bu durum ilaçlarla çözümleniyor.

 

Ýkincisi, günlük hayatta yaptýðýmýz bazý davranýþlarýmýzýn  sonucu olarak ortaya çýkan, "olmasý muhtemel ve zararsýz" bir çarpýntý, terleme, baþ dönmesi... gibi durumlarý "ciddi bir hastalýk veya kalp krizi" þeklinde yanlýþ yorumlan­masý... tabi bu yanlýþ yorumlamaya neden olan da bilinçaltý süreçlerimiz... ben dediðimiz, kendim dediðimiz egomuzla olan zorluklarýmýz... bu durum da psikoterapi ile tedavi ediliyor.

 

Demek ki panik ataklar ve panik bozukluklar tedavi edile­bilen rahatsýzlýklardýr.

Ýyi bir psikoterapist bulduðunuzda, hiç ilaç kullanmadan sadece terapötik destekle aþabiliyorsunuz.

 

Ortalama 6-7 ay süren ve belirli aralýklarla, düzenli olarak gideceðiniz psikote­rapi seanslarýyla, kolaylýkla yatýþtýrýlan bir hastalýk.

 

Genel anlamda panik ataðý anlattým. Bir sonraki yazýda de­vamýný anlatacaðým. Devamýn da ne var? Panik atak hakkýnda bilinmesi gerekenler ve evde kendi imkanlarýnýzla neler yapa­bilirsiniz bu ataklardan kurtulmak için...

Mehtap Kayaoðlu

Ynt: Panik mi oldunuz By: sümeyra Date: 04 Mart 2011, 13:56:06


    Asrýn hastalýðý..Yaþamayan neredeyse kalmadý bu rahatsýzlýðý..Ama tedavisinin TEVEKKÜL;SABIR;KADERE ÝMAN gibi konularý iyi öðrenmekten geçtiðini düþünüyorum ben..Çünkü bu hastalýðýn çýkýþ sebebi,insanýn tahammülünü aþan, baþ edemediði psikolojik travmalar oluyor genelde..Doktor yardýmý elbette gerekebilir..Ama ilaçtan ziyade konuþma terapileri
ve kendinizi ikna edebilmeniz çözüme götürecektir..Biiznillah..


radyobeyan