Allah de By: sidretül münteha Date: 28 Kasým 2010, 19:25:04
Allah De
Fakir bir çobandýr... Hükümdarýn kýzýný görür, âþýk olur. Aþký onu mecnunlaþtýrýr..... Her nasýl olursa olsun o kýza kavuþmayý kafasýna koyar... "Acaba nasýl olabilir?" diyerek memleketin ulu kiþilerini, aklý erenlerini dolaþmaya baþlar. Her huzuruna vardýðý mübareðe durumu anlatýr ve sorar "Acep ben ne etsem de hükümdara damat olabilsem?" Dinleyenler tebessümle cevap verir. Sýrt sývazlar, teselli ederler:
"Be evladým," derler, "bu olacak iþ mi, davul bile dengi dengine... Var git köyüne, kendi dengini bul... Hükümdar kýzýný unut." Fakat kaç kere bu ümit yýkan cevabý almýþ olsa da yýlmaz, garip çoban. Nihayet gerçek bir arif, gerçek bir "bilen kiþi" bulana kadar...
O, arif kiþi:
"Kolay" der, "ama söyleyeceðimi aynen yapacaksýn."
Âþýk çobanýn gözleri ümitle parlar, heyecanla atýlýr...
"Ne istersen söyle, yaparým" der.
Arif kiþi anlatýr...
"Þehrin kapýsýnýn karþýsýna bir divan kur. Üzerine otur. Ve 24 saat boyunca sürekli olarak sadece 'Ya ALLAH, de'. Yanýna kim gelirse gelsin, sana ne derse desin, ne yaparsa yapsýn, sakýn ara verme, 'Ya ALLAH' demeyi terk etme... Ta ki bir gün hükümdar kendi ayaðýyla gelip, kendi diliyle kýzýný sana teklif edeceði ana kadar. O zaman ki artýk, istediðin olmuþtur, 'Ya ALLAH' demeyi býrakabilir, eski hayatýna dönebilirsin..."
Aþkýnýn imkansýzlýðý karþýsýnda, çok sabit ve kolay gelen arif kiþinin bu teklifini hemen gerçekleþtirir, aþýk çoban... Þimdi o bir tahta sýranýn üzerine oturmuþ, 24 saat boyunca 'Ya ALLAH' demektedir.
Genç çoban kýsa zamanda þehirde ünlü olur. Hep 'Ya ALLAH' demenin verdiði nurla da ayrý bir çekiciliðe bürünür... Ve aþýk çobanýn meraklýlarý, hayranlarý hýzla artar. Herkes birbirine þehrin kapýsýndaki o gencecik Hak dostunu, o nurlu veliyi anlatmaktadýr...
Þöhreti ve ziyaret edenleri hýzla çoðalýr... Her gelen, gence baþka bir þey dedirtmek, dikkatini daðýtmak 'Ya ALLAH’I býraktýrmak için aklýna gelen her þeyi yapmakta, fakat hiç kimse baþarýlý olamamaktadýr... Ýleri gelenler, vezirler derken, duyduklarýyla iyice meraklanan hükümdar da bir gün ayaðýna gelir genç çobanýn...O da gözleriyle görür bu nura kesmiþ delikanlýyý, kulaklarýyla duyar ve o da hayran kalýr.
O günlerde düþünmektedir hükümdar:"Bizim kýz evlenme çaðýna geldi. Acaba damatlýða en uygun kimdir" diye
Hayran olduðu bu genç Hak dostu ise aradýðý kiþidir. Hükümdar çekinerek edeple 'Ya ALLAH' diyen çobanýn kulaðýna fýsýldar:
"Oðlum bir dakika beni dinler misin?"
Âþýk çobanýn hali deðiþmez:
'Ya ALLAH'
Hükümdar baþýný iki yana sallar:
"Peki" der, "hiç olmazsa kulaðýný bana ver. Benim damadým olur musun?"
Genç çoban susar...'Ya ALLAH' kesilir... Herkes dehþete düþer
Aðýr aðýr baþýný hükümdara çevirir, gözlerine "derin" bakar, aðzýndan kelimeler tane, tane dökülür. "Olamam efendim" der, "siz kýzýnýza baþka bir koca arayýn."
Genç çobana 'Ya ALLAH' dedirten sebebi, olayýn arka planýný bilenler hayretle sorarlar:
"Bütün istediðin, derdin bu deðil miydi? Þimdi niçin hayýr diyorsun."
Genç cevap verir ve soru sahipleri olduklarý yerde donarlar:
"Ben kullarýndan birine duyduðum bir aþk nedeniyle, riyakârca 'Ya ALLAH' dedim, Rabbim hükümdarý ayaðýma getirdi, kendi diliyle kýzýný bana teklif ettirdi. Bundan sonra sadece ALLAH için, 'Ya ALLAH' diyeceðim, bakalým ona ne verecek."
ALINTI