Abdest By: meryem Date: 27 Kasým 2010, 14:51:40
Abdest
229 - Soru: Öðlenci ve sabahçý olduðumuz zaman, devamlý þekilde abdestlerimizi iþ yerinde alýyoruz. Yalnýz ayak yýkama yeri, yüzümüzü yýkayacaðýmýz yere 9-10 metre uzak. Tabii içimizde Hýristiyanlar da olduðu için, "Burasý ayak yýkama yeri deðil" diyorlar. Elimizi, yüzümüzü ve kollanmýzý yýkayýp, ayaklarýmýzý da bundan 10-15 metre uzaklýktaki bir yerde yýkýyoruz. Bu abdestle de namaz kýlýyoruz. Caiz mi, deðil mi?
Cevap: Abdest uzuvlarýnýn birbiri peþine yýkanmasý, Hanefi mezhebine göre sünnettir. Bu sebeple yüzünüzü yýkadýðýnýz yerden 15 metre ilerdeki çeþmeden ayaðýnýzý yýkayarak aldýðýnýz abdestle namaz kýlmak caizdir.
230 - Soru: Abdest alýrken baþýmýzýn dörtte birini mesh manasýný nereden anlýyoruz?
Cevap: Abdestin farziyyeti ile ilgili sure-i Maide'nin 6. ayeti, baþý meshetmeyi farz kýlmýþtýr. Farz kýlýnan miktar hususunda müctehidlerin içtihadý ve ihtilafý bulunmaktadýr. Ýmam Ebu Hanife'nin içtihadý dörtte bir miktarýn meshedilmesidir. Muðire b. Þube'nin rivayet ettiði bir Hadis-i Þerif buna mesned olmaktadýr. Bu sahabi diyor ki: "Peygamber (sav) bir kavmin süprüntülðüne geldi de küçük abdest bozdu, sonra abdest aldý, baþýnýn nasiyesine ve mestleri üzerine mesh etti." Nasiye, alýn tarafýna doðru uzayan saçlarýn bulunduðu baþýn tepe kýsmýdýr. Bu ictihadda bulunan ilim erbabý ve müctehidler, "Bi rüusiküm"deki banýn teb'iz için olduðu görüþündedir.
231 - Soru: Namaz kýlmasak bile gerektiði zaman namaz abdesti almak, beyhude bir hareket midir? Dinen açýklamasýný yapar mýsýnýz?
Cevap: Abdest, namaz, tavaf ve Kur'an-ý Kerim'e el sürmek için farz (þart) týr. Sair hallerde abdestli bulunmak bir fazilettir. Fakat namaz kýlmayýnca abdestten beklenen fayda tam olarak doðamaz. Her zaman abdestli bulunmanýn hikmet ve faydalarýndan biri de "þeytanýn o kimseye namazý býraktýrmaktan ümit kesmesidir." Bir kimse namaz kýlmayýnca þeytanýn ümitlenmesine imkan vermiþ ve Cenab-ý Hakk'ýn rýzasýný kazanamamýþ olur. Namaz kýlmadýðý halde abdestli bulunmak, devamlý çorap giyip de pantolonsuz gezmeye benzer. Dünyada ahirete giden yolun üzerinde birçok haramiler var. Olmaya ki onlara kapýlasýnýz. Olmaya ki onlara kapýlanýp, Ýslami vazifelerden uzak kalasýnýz.
232 - Soru: Farz namazlarýn dýþýndaki vakitlerde, hayrat suyundan alýnan bir abdestle en az bir nafile namaz kýlmak gerektiðini duyuyoruz. Bu hususta ne dersiniz?
Cevap: Bu tavsiye, yapýldýðý zaman sevap olan, yapýlmadýðý zaman günah bulunmayan bir husus olmaktadýr.
233 - Soru: Abdestsiz gezdiðim zaman huzur duyamýyorum ve iþim rast gitmiyor. Bu sebeple, abdestli durmaya devam etsek ve fakat aldýðýmýz abdestle nafile namaz kýlmasak sorumlu olur muyuz?
Cevap: Bu abdestle nafile namaz kýlamadýðýnýz zaman sorumlu olmazsýnýz. Bir ayet de okusanýz hakkýný ödemiþ olursunuz.
234 - Soru: Ben, abdest ve gusülde þüphelere düþüyorum. Yani, guslü yaptýðým zaman "Acaba guslüm oldu mu?" diyor, abdest aldýðýmda da buna benzer þüpheler içimi kemiriyor. Ben, zaman geliyor da tekrar tekrar abdest alýyorum. Bana abdest ve gusülden tafsilatlý olarak bahseden bir kitap tavsiye eder misiniz?
Cevap: Vehim þeytandandýr. Onun þerrinden korunmak için Euzü okuyunuz. Allah(cc)'a sýðýnýnýz ve Ayetü'l-Kürsi'yi okuyunuz. Dikkatlice abdest aldýktan sonra gelen bu vesveseye asla kapýlmayýnýz ve içinizden gelen sese "abdestim abdest, guslüm gusüldür. Kör olasý þeytan, sen kahrýndan çatla" diye onunla alay etmek gerekir. Tavsiye edeceðimiz kitaplar, evhamý gidermek için deðil, bu husustaki fýkhi ve dini bilgilerinizi geniþletmeye yarar. Büyük Ýslam Ýlmihali (Ö.N. Bilmen'in) ve Nimetü'l-Ýslam'ý okuyunuz.
235 - Soru: Abdestin farz olan mahallerini yýkayýp geri kalan taraflarýnýnn terk edilmesi caiz midir?
Cevap: Asla böyle bir þey doðru ve caiz deðildir. Onlarýn faydasý olmasaydý Peygamber Efendimiz (sav) terk ederdi. Sünnetlerin ihmali, bid'atlarýn ihyasýna ve çoðalmasýna yol açar. Bundan dolayý, her zaman ve hele asrýmýzda sünnetleri ifada azami gayret göstermelidir.
236 - Soru: Abdest alýrken aðýza su vermek sünnet olduðu halde gusulde farz olmaktadýr. Bunun sebebini açýklar mýsýnýz?
Cevap: Abdestle ilgili Ayet-i Kerimede yüzün yýkanýlmasý emredilmiþtir. Yüz, saçýn bittiði yerden çene altýna kadar ve iki kulak arasýnda yer alan kýsmýn dýþýdýr. Burayý yýkamakla farz yerine gelir. Gusulde aðýz ve burunun içi, vücudun dýþ kýsmýndan kabul edilmiþ bulunmaktadýr. Bu sebeple aðýz ve burun içinin yýkanýlmasý gusulde farz, abdestte ise sünnettir.
237 - Soru: Suyu ile abedst alýnan bir havuza para atmakta bir beis var mýdýr? Bu havuzdan abdest almak caiz midir?
Cevap: Bu davranýþ bir israftýr. Malý sokaða atmak gibidir ve ayrýca bid'attýr. Fakat içine para atýlmýþ olmasý, havuzun suyu ile abdest almaya engel olmaz.
238 - Soru: Tuvalette abdest almakta bir mahzur var mýdýr?
Cevap: Baþka bir yerde abdest almak imkaný bulunmadýðý zaman helada da abdest alýnabilir. Ancak, buralar temiz olmadýðý için dualar okunamaz.
239 - Soru: Bir kimse, abdest alýrken, abdest uzuvlarýndan birini unutuyor. Namazý kýldýktan sonra hatýrlýyor. Yeniden abdest alýp namazý iade edecek mi?
Cevap: Evet, o uzvu da yýkayarak abdestini tekrar almasý ve namazýný tekrar kýlmasý gerekir.
240 - Soru: Abdestin farzlarýnýn dört olduðunu biliyoruz. Bazý kimseler bunun altý olduðunu iddia etmektedirler. Bunlarýn iddiasý dini esaslara uygun mudur?
Cevap: Evvela þunu belirteyim ki, bu, dine aykýrý olmayýp, tafsilata ihtiyaç gösteren bir husus olmaktadýr. Hanefi mezhebinde farz olarak kabul edilen þeyler, diðer mezheplerde de farzdýr. Zira hakkýnda ayet bulunmaktadýr. Bundan sonra, diðer üç mezhebin müctehidleri tarafýndan farz olduðuna hükmedilmiþ þeyler de vardýr. Þöyle ki: Ýmam Þafii, abdestin farzlarýnýn altý olduðunu belirtmiþ ve bizim bildiklerimizin üzerine "Niyyet" ile "Tertibe riayet'in farz olduðu ictihadýnda bulunmuþtur. Niyyet, Ýmam Malik'e göre de farzdýr. Ahmed bin Hanbel, tertibin farz olmasý hususunda Ýmam Þafii ile ictihad etmiþ bulunmaktadýr.
241 - Soru: Üzerinde ayet bulunan veya Allah (cc) adý bulunan bir parayý abdestsiz olarak almak nedir?
Cevap: Mekruhtur.
242 - Soru: Þia'nýn abdestte ayaklarýný mesh etmelerinin bir dayanaðý var mýdýr?
Cevap: Þia'nýn hangi harekelinin saðlam bir dayanaðý vardýr ki, bunda mesned arayalým. Ehl-i sünnete muhalif kalmayý þiar edindikleri için her hususta muhalefeti þuur haline getirmiþlerdir.
Þia, Maide suresinin altýncý ayetini "ve ercüliküm" þeklinde mecrur olarak okuyan kýraat imamlarýnýn okuyuþundan hareketle kendisine ahkam çýkarmaktadýr. Böyle okunmasý halinde, "Vemsehü bi rüüsiküm" cümlesi üzerine atýf olmakta, baþýnýzý mesh ediniz, cümlesinin üzerine atfedilen kelimeye de onun hükmünü yükleyip ayaklara meshedileceði hükmünü vermektedirler. Önce þunu belirtmek isteriz ki, kýraat imamlarýnýn hepsi böyle okumakta deðildir. Nafi, Ýbni Amir ve Kisai, Nasb ile "Ve ercüleküm" okumaktadýrlar. Mecrur olarak okumasý halinde mana yönünden deðil, lafýz yönünden mütabeate binaen olmaktadýr. (Nimetü'l-Ýslam, Kitabü't-Taharet c. 66). Mecrur olarak okuma, "Cerri civari ve tenasüb-ü kelam içindir" Tefsir-i Ýbni Kesir, c. 2, s. 26)
Mecrur okunduðu zaman meshin cevazý çýplak ayaða deðil, ayakta mest varsa onun üzerine mesh etmekle kayýtlýdýr. (Tefsir-i Kurtubi, c. 6, s. 93)
243 - Soru: Acaba Hz. Ali (ra) çýplak ayaðýnýn üzerine mesh etti mi?
Cevap: Bilakis Hz. Ali (ra), "Ayaklarýnýzý topuklara kadar yýkayýnýz" diye emir buyurmuþtur. (Tefsir-i Kurtubi, c. 6, s. 93)
Hz. Ali bir gün halkýn arasýnda hüküm vermekte iken mübarek çocuklarý Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'in abdest ayetinin ayaklarla ilgili cümlelerini mecrur olarak "Ve ercüliküm" ibaresiyle "Ve ercüleküm" okumuþ ve þöyle devam etmiþ ve "Kelamdan" (varid olanýn) önü de sonu da budur" demiþtir. Ashabýn ulemasýndan bulunan Abdullah bin Mes'ud ve Abdullah bin Abbas (ra) da, "Ve ercüleküm" okurlardý. (Tefsir-i Kurtubi, c. 6, s. 93)
Nezzal bin Sebre, Hz. Ali (ra)'den naklederek demiþtir ki: Ali (ra) öðle namazýný kýldýrdýktan sonra, Küfe meydanýnda halkýn arasýna oturmuþtu. Ýkindi vaktine kadar orada kaldý. Ýkindi olunca bir su küpünün yanýnaa vardý. Bir avuç dolusu su alýp onu yüzüne, ellerine, baþýna ve iki ayaðýna sürdü, sonra ayaða kalkýp onun artanýný ayakta olduðu halde içti, sonra, "Halktan bazý kimseler, ayakta su içmeyi kerih görüyorlar. Resulullah (sav), benim yaptýðýmý muhakkak yapmýþtýr" dedi ve þöyle devam etti: "Bu, abdestini bozmayanýn abdestidir" dedi.
Hazret-i Ali'ye (ra) nisbet edilen ve ayaklar üzerine meshetmekle ilgili bunun dýþýnda bir beyan yoktur. Abdesti olanýn eline, yüzüne, baþýna ve ayaklarýna su sürmesi, serinlemek için olmaktadýr. (Tefsir-i Ýbni Kesir, c. 2, s. 26)
Ýbni Arabi demiþtir ki: "Ulema, ayaðý yýkamanýn vacip olduðu üzerinde ittifak etmiþtir. Taberi'den baþka bunu reddedeni bilmiyorum." (Tefsir-i Kurtubi, c. 6, s. 91)
Bu kelimeyi mecrud olarak "Ve ercüliküm" okuyanlardan bir kýsmý "Ayaklarý mesihten murat, yýkamaktýr" demiþlerdir. Sahih olan da budur. Zira mesh kelimesi, sývazlamak ile yýkamak arasýnda müþterek bulunmaktadýr. Bazen yýkamada bazen de meshetmekte kullanýldýðý olmuþtur. (Tefsir-i Kurtubi, c. 6, s. 92)
Peygamber Efendimiz abdestlerinde ayaklarýný yýkamýþ ve "Bu bir abdesttir ki, Allah bundan baþkasýný kabul etmez" buyurmuþtur. (Tefsir-i Ýbni Ke-sir, c. 2, s. 26; Nimetü'l-Ýslam; Kitabü't-Taharet, s. 66)
Abdullah bin Zübeyr'e (ra), Peygamber Efendimiz(sav)'in nasýl abdest aldýðý sorulmuþ idi. Bir kap su istedi ve onlara göstermek için Peygamber Efendimiz'in aldýðý þekilde abdest aldý: Önce üç defa ellerini yýkadý, sonra üç defa mazmaza ve istinþak yaptý, sonra da üç defa yüzünü yýkadý, sonra dirsekleriyle birlikte üç defa kollarýný yýkadý, sonra baþýný meshetti de ellerini bir defa öne, bir defa da geriye götürdü, sonra topuklarýna kadar iki ayaðýný yýkadý. (Tefsir-i Kurtubi, c. 6, s. 96)
Þayet ayakta farz olan, mesih olsaydý veya mesih caiz bulunsaydý, yýkamayý terk etmek üzerine vaid (korkutucu beyan) vaki olmazdý. Zira meshetmek ayaðýn her tarafýný kaplamak deðil, ancak mestin üzerine olduðu gibi, bazý yerlere elin temas etmesidir. (Tefsir-i Ýbni Kesir, c. 2, s. 27)
Bir de Peygamber'in (sav) Buhari ve Müslim'de Abdullah bin Amr ile Ebu Hüreyre'den (ra) rivayet edilen hadis-i þeriflerinde "Abdestinizi ikmal ediniz. (Kuru kalan) ökçelerin vay ateþten haline" buyurmaktadýr. Ayný metinle bir hadis-i þerifi Müslim, Hz. Aiþe'den (ra) rivayet etmiþtir. (Tefsir-i Ýbni Kesir, c. 2, s. 26)
Peygamber (sav), abdest alan bir adamýn ayaðýnýn üzerinde týrnak kadar bir yerin kuru kaldýðýný görmüþ ve "Kuru kalmýþ ökçelerin vay haline" buyurmuþtu. Hz. Enes (ra) nakletmektedir: Peygamber'e (sav) bir adam gelmiþ, orada iken abdest almýþ ve ayaðýnýn üzerinde týrnak kadar bir yeri kuru kalmýþtý. Bunu gören Peygamber (sav), "Dön de abdestini güzel al" buyurdu. (Tefsir-i îbni Kesir, c. 2, s. 27)
Bu hususta daha fazla bilgi için gerek tefsir gerekse fýkýh kitaplarýnýn geniþ bilgi ihtiva edenlerim gözden geçirmeleri tavsiye olunur.
244 - Soru: Mesh ne demektir? Ve baþýn mesihteki mahalli neresidir?
Cevap: Mesh, baþka tarafta kullanýlmamýþ bir yaþlýðý bir yere deðdirmekten ibarettir. Baþýn, kulaðýn üst tarafýnda kalan yerin dörtte birini mesh farz olmaktadýr.
245 - Soru: Kiþi, abdest aldýktan sonra bazý yerlerin kuru kaldýðýna dair þek etse ne yapar?
Cevap: Kuru kaldýðýna dair kesin bilgisi yoksa þekke itibar yoktur.
246 - Soru: Gözler, yüz üzerindeki birer uzuv olduðu halde neden gözlerin içini yýkamýyoruz?
Cevap: Gözlerin içini yýkamak zarar vereceði için abdestte ve gusülde yýkanmasý caiz deðildir.
247 - Soru: Abdest aldýktan sonra baþýný týraþ ettiren kimsenin yeniden baþýný mesh etmesi gerekir mi?
Cevap: Mesh etmesi lazým gelmez. Zira, saçlar kesilmekle hades (abdest bozulmasý) vaki olmuþ deðildir. Ýkincisi, baþý mesh etme farzý sakýt olmuþtur. Düþmüþ olan bir mükellefiyet geri gelmez.
248 - Soru: Abdest veya gusülden sonra týrnak kesen kimsenin orayý tekrar yýkamasý gerekir mi?
Cevap: Gerekmez. Sadece orayý yýkamak müstehab olur.
249 - Soru: Bir insan abdest almýþ, daha sonra kolunda bir kuru yer kaldýðýný görmüþ olsa ve eliyle o kuruluðu gidermiþ olsa, acaba bu abdest tamam olur mu?
Cevap: Abdestte her uzuv müstakil bir uzuv olarak kabul edilmektedir. Koldaki kuru yer, ayný koldaki yaþlýlýkla giderilebilir. Böyle yaparak abdestini tamamlamýþ olur.
250 - Soru: Taharet-i suðra ne demektir?
Cevap: Abdestsizlik halini gidermek, yani abdest almak demektir.
251 - Soru: Ýþtiyak ne demektir?
Cevap: Misvak kullanmak demektir.
252 - Soru: Teþvis ne demektir?
Cevap: Misvake bedel olarak diþleri parmakla temizlemek demektir.
253 - Soru: Teslis ne manasýna gelmektedir?
Cevap: Bir fi'li üçlemek, üç defa yýkamak manasýna gelmektedir.
254 - Soru: Tahlil ne demektir?
Cevap: (Parmaklarýný) aralamak, parmak aralarýný temizlemek demektir.
255- Behce Fetvalarýndan: "Abdest alýp baþýný mesh eden kimse týraþ olsa, meshi iade vacip olmaz." (H.Ec. 1/7)
Açýklama: Meshedilen saçlarýn týraþ edilmesi ve hatta ustura ile kazýtýlmasý, baþa yapýlan meshi bozan bir sebep deðildir. Bu sebeple baþa tekrar mesh vermek vacip olmaz.
256- Ýbni Nüceym Fetvalarýndan: "Ramazan gününde (abdest alýnýrken) aðýza ve buruna su vermekte mübalaða gerekmez." (H.Ec. c. 1/7)
Açýklama: Abdestte aðzýn ve burnun yýkanmasý sünnettir. Bunu azami hadde vardýrmaya "mübalaða" adý verilmektedir ki, sünnetin kemâline hizmet etmektedir. Abdestin sünnetinde gerekli dikkati gösterirken, orucun bozulmasýna sebep olacak bir yola gidilmemelidir. Bu sebeple, Ramazan günlerinde alýnacak abdestte aðýz ve buruna su verirken mübalaða yapýlmaz.
Ynt: Abdest By: zerdale Date: 26 Mayýs 2013, 12:56:21
cok güzel sorular ve cevaplarý,hatýrlamak adýna,öðrenmek adýna..amel edenlerden oluruz inþALLAH...
Ynt: Abdest By: cerendemir Date: 22 Ekim 2013, 01:27:24
Evet.Güzel sorular ve cevaplar olmuþ.Hepimizin öðrenmesi gereken hususlar.Allah razý olsun.