Servet ve mevkiniz hangi ideale hizmet ediyor By: sumeyye Date: 26 Kasým 2010, 11:56:45
Servet Ve Mevkiniz Hangi Ýdeale Hizmet Ediyor
Bir koyun sürüsüne saldýrmýþ iki aç kurdun yaptýðý zarar, servet düþkünü bir adamýn dinine yaptýðý zarardan daha büyük deðildir.1
Servet ve mevki… Bir ideale hizmet ettiði zaman ne büyük iki nimet… Ne güzel iki kuvvet. Amaç olmayýp araç olduðunda menzile götüren ne güzel iki vasýta…
Yol düzgün, yolcu doðru, araç saðlam… Böyle bir dünyada insanlýk da huzurlu. Ne var ki, bu gidiþatýn içine hýrs ve tamah girdiði zaman, safiyeti kaybolup, araçlýðý amaca dönüþtüðünde insanlýk için iþte o zaman felaket çanlarý çalmaya baþlýyor.
Habil ve kabille baþlayan bu serüven ahirete kadar da devam edeceðe benziyor.
Bir yerde serveti tekelinde tutan muhterisler…
Bir yerde serveti hakkýn hizmetine veren mütevaziler…
Yaþayabilirler miydi bir arada? Gözü dönmüþ muhteris ihtirasýný tatmin etmek için önüne çýkan her engeli kýrýp dökecektir. Velev ki kardeþi dahi olsa…
Servetin ve mevkinin satýn aldýðý akýllar bir de zeki ise, dünyadakilere ýzdýrap üzerine ýzdýrap yaþatacak, kan dökmekten çekinmeyecektir. Batýl dinlerin mensuplarýnýn insanlýða yaþatacaklarý bunlar olacaktýr. Servetini, mevkisini ve iktidarýný korumak ve bu amaçlarýna ulaþmak adýna makyevalizmin savunuculuðunu yapacaktýr. Ki hayatý sadece ‘dünya hayatý’ zanneden muhtersilerin bu düþünceye kapýlmasý ve yaþamasý kendi adýna uygun olacaktýr. Sýkýntý; ilahi dinin müntesibi olduðunu söyleyip de servet ve mevki sahibi olarak, meþru olanlardan istifadelenmekle beraber meþru olmayanlara da tenezzül edenlerden çýkmaktadýr.
Her dava sahibi, davasýný hâkim kýlmak için bu iki aracý kullanmaktadýr. Akleden her Müslüman, servet ve mevki sahibi olmak için azami gayret sarfetmek zorundadýr.
Akledecek ki dini iyi anlasýn, fýkhetsin yani lehine ve aleyhine olacak iþleri fark etsin.
Servet sahibi olacak ki zekat versin, mescitleri imar etsin, fitnenin ortadan kalkmasý için cihadeden gayret gösterenleri teçhiz etsin, hak sözün söylenmesine mani olanlara karþý güç hazýrlasýn.
“Siz de gücünüzün yettiði kadar onlara karþý her çeþitten kuvvet biriktirin ve cihad için atlar hazýrlayýn ki, onlarla hem Allah'ýn düþmanlarýný, hem de kendi düþmanlarýnýzý, ayrýca Allah'ýn bilip de sizin bilmediðiniz daha baþkalarýný korkutasýnýz. Allah yolunda her ne harcarsanýz onun sevabý size eksiksiz ödenir ve asla haksýzlýða uðratýlmazsýnýz.“ (Enfal 60)
Mevki sahibi olacak ki sözü etkin olsun. Ýdaresi altýndakileri hakla yönetsin. Hakikate zarar vermeye kalkýþan güçleri kontrol altýna alabilsin. Marufu emredip, münkeri nehyedebilsin.
Evet, hak yolda kullanýldýðýnda insaný cennete götürecek olan bu üç vasýta kötüye kullanýldýðýnda bakýn insanlýðýn baþýna neler getiriyor:
Aklýný kullanarak mutlak güce itaat etmesi gereken insan, aklýný hinleþtirerek firavunlaþýyor, kendini mutlak otorite olarak gösterip ilahlaþýrýyor. Aklýný kullanamayanlar da bu firavunlaþan zihniyetin meftunu oluyor.
Servetin Allah’ýn bir ikramý olduðunu unutan zavallý da elindeki servetle Karunlaþýyor. ‘Ben kazandým, ancak dilediðim gibi tasarruf ederim’ diyerek servetiyle ebedi mekanda cennet satýn almak yerine anahtarlarla oyalanýp onlarýn muhafýzlýðýný yaparak her iki alemde de saadeti kaybediyor. (Kasas suresindeki ayet alýnacak) O servete sahip olamayýp da, sahip olmak için de can atanlar, hayranlýkla servet sahiplerini izlemek ve hizmet etmekle ömrünü tüketiyorlar. Mevkinin de bir imtihan olduðunu unutan muhteris, mevkisi ile belamlaþýp hakký iktidara göre söyletmeye çalýþýyor.
Allah insaný iktidar sahibi kýldýðýnda bu üç vasýta doðru istikamette yürütüldüðünde hayra vesile oluyor.
Aklýný güzel kullanan insan dinini diyanetini dünyasýný ahretini iyilik ve güzellik üzere bina ediyor. Firavunlaþanlara mukabil Allah’tan baþka ilah olmadýðýna müdrik, insanlýðý buna davet ediyor. Ve tek efendisi olan insanýn sükunetini saðlamaya çalýþýyor. (Fussilet suresindeki ayet alýnacak…)
Servetiyle, Hz. Süleymanlarý, Hz. Ebu Bekir’leri, Hz. Osman’larý örnek alýyor. Hürriyetleri ellerinden alýnmýþ Bilalleri hürriyete, donatýlmasý gereken askerleri donatmaya, Süleyman’a kalmayan dünyada þükredenlerden olmaya araç oluyor servet.
“Bu, dedi, þükür mü edeceðim, yoksa nankörlük mü edeceðim, diye beni sýnamak üzere Rabbimin lütfundandýr...” (Neml/40)
Aklýný doðru kullanan insan bunlarý vasýta kýlýp bineðiyle Rabbine, maðfiretine, cennetine doðru koþarken…
Muhteris insan bu amaçlarla insanlýðýný, dünyasýný ve ahretini kaybediyor. Ve bu insanýn Müslümanlara verdiði zarar kafirinkinden daha ýzdýraplý oluyor. Zira Müslümaným diyenin bu hali müslümanýn bedeninden ziyade ruhunu acýtýyor.
Tek çare; servetin düþünceleri satýn almasýna izin vermemek… Midelerden önce ruhlarý itminana erdirmek… Ferda Kýlýnç