Minhacut Talibin
Pages: 1
Taharet By: Gulinur Date: 25 Kasým 2010, 17:41:05
BÝRÝNCÝ BÖLÜM

TAHARET

A.SULAR VE AHKAMI

1. Sularýn Hükmü

Yüce Allah bir âyette þöyle buyurmaktadýr: "Biz gökten ter-ytemiz su indirdik." (Furkan:25/48)

Maddi ve manevi pisliði gidermek için mutlak suyu kullanmak þarttýr. Mutlak su, limon suyu gibi ek bir isimle deðil de sadece "su" olarak anýlan "tabii su" dur.

Sudan uzak durmasý mümkün olan çöven bitkisi gibi temiz bir þey suyun evsafým deðiþtirir ve bu deðiþiklik onu "tabii su" olmak­tan çýkarýrsa böyle bir su temizdir, temizleyici deðildir.

Sudan "su" olma niteliðini kaldýrmayan deðiþim, suyun temiz­leyici özelliðine zarar vermez. Meselâ; suyun uzun bir süre bekleme­si sonucu yosun tutmasý, kükürt gibi bir maddenin suyun bulundu­ðu veya geçtiyi yolda olmasý sonucu ortaya çýkan deðiþim gibi. Keza suyun çevresinde bulunan aðaç veya katý yaðýn verdiði deðiþimin hükmü de böyledir. Ýçine kasten atýlan toprakla vasfý deðiþen su, en zahir kavle göre temiz ve temizleyicidir.

 (Altýn ve gümüþ kaplar hariç, sýcak ülkelerde madeni kaplar­da) güneþte ýsýtýlan su ve abdestin farzýnda kullanýlan su mekruh olan sudur. Abdestin sünnetinde kullanýlan su ise, Ýmamýn son kav­line göre temizleyici deðildir denilmiþtir. Kullanýlmýþ su birikir ve -ilerde açýklanacaðý üzere- kulleteyn miktarýna ulaþýrsa, en sahih kavle göre temizleyici su olur.

Kulleteyn miktarý kadar olan mutlak suya bir pislik karýþýrsa o su necis olmaz. Ancak suyun bir özelliði deðiþirse necis olur. Suda­ki deðiþiklik kendi kendine veya baþka bir su ile giderilirse su temiz­lenmiþ hale gelir.

Sudaki deðiþim, misk veya safran gibi bir madde ile keza en za­hir kavle göre, toprak veya kireç ile giderilirse su temizleyici olmaz.

Kulleteynden az olan suya bir pislik karýþýrsa su necis olur. Ne­cis suya her hangi bir su eklenir de kulleteyn ölçüsüne ulaþýr ve özel­liðinde bir deðiþiklik olmazsa temizlenmiþ olur. Aksi halde temizlen­miþ olmaz. Zayýf kavle göre böyle bir su temizdir, temizleyici deðildir.

Canlý iken bir organý koparýldýðýnda akýcý kaný olmayan sinek veya sivrisinek gibi hayvanlar pis maddelerden istisna edilmiþtir. Meþhur kavle göre, akýcý kam olmayan hayvanlarýn, keza bir kavle göre, normal bir gözün göremeyeceði kadar az olan pisliðin düþtüðü sývý madde pis olmaz. Ben diyorum ki, bu sonuncu görüþ ezher olandýr. Allah daha iyi bilir.

Akarsularýn hükmü, durgun sularýn hükmü gibidir. Ýmamýn ilk kavline göre akarsuyun evsafý deðiþmedikçe necis olmaz.

Kulleteyn; en sahih kavle göre Baðdat ritlesi ile ortalama beþ yüz ritle (221 litre) aðýrlýðmdadýr.

Temiz veya pis bir nesne sebebiyle suda meydana gelen deði­þiklik; suyun renginde, tadýnda veya kokusunda

olur.

 

2. Temiz Suyun Keyfiyeti
 

Temiz ve pis suyu birbirinden ayýrmak mümkün deðilse, han­gisinin temiz olduðu hususunda görüþ beyan edilir ve temiz olduðu zannedilen su ile temizlik yapýlýr. Zayýf kavle göre, temiz suyu bula­caðýný kesin bilen kiþinin kendi görüþüne göre bu sulardan birini se­çip kullanmasý caiz deðildir.

En zahir kavle göre, temiz ve pis suyu birbirinden ayýrma hu­susunda gözü görmeyen kiþinin hükmü, gözü gören kiþinin hükmü gibidir.

Su ile idrarý birbirinden ayýrt edemeyen kiþi, en sahih kavle göre bu konuda kendi görüþüne göre bir karar veremez. Bilakis iki­sini imha ederek teyemmüm eder.

Tabii su ile gül suyunu birbirinden ayýrt edemeyen kiþi, her bi­riyle bir defa abdest alýr. Zayýf kavle göre ise, kendisi bir karar verir ve temiz zannettiði suyu kullanarak diðer suyu döker. Þayet dökmez de kararý deðiþirse, Ýmamýn görüþüne göre ikinci kararý ile amel ede­mez. En sahih kavle göre, teyemmüm ederek namazýný kýlar ve son­ra kaza etmez. Þayet sözü geçerli olan bir kimse, suyun necis oldu­ðunu kendisine bildirir ve sebebini açýklarsa ona itimat eder veya kendisinin mensup olduðu mezhebe göre bir fakih açýklamada bulu­nursa fakihe itimat eder.

 

B. ALTIN VE GÜMÜÞ KAPLAR
 

Temiz olan kaplarý kullanmak caiz olup altýn ve gümüþ kaplarý kullanmak haramdýr. Keza en sahih kavle göre, altýn ve gümüþ kap­larý süs için edinmek de haramdýr.

En sahih kavle göre, altýn veya gümüþle kaplanmýþ eþyayý kul­lanmak helâldir. Ancak eritilmesi durumunda kendisi ile kaplama yapýlan madde, bir kýymet oluþturmayacak derecede az olmalýdýr. En zahir kavle göre, yakut gibi deðerli madenleri kullanmak caizdir.

Yamasý büyük olup süs için olan altýn veya gümüþ kaplarý kul­lanmak haramdýr. Kabýn yamasý küçük olup ihtiyaç miktarý kadar olursa kullanýlmasý haram deðildir. En sahih kavle göre, süs için küçük veya ihtiyaçtan dolayý büyük yama ile yamalanmýþ kabý kul­lanmak caizdir.

En sahih kavle göre, kullaným yerinde bulunan yamanýn hükmü, kullaným yerinde olmayan yamanýn hükmü gibidir.

Ben diyorum ki; mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, her hangi bir þart aranmaksýzýn altýn yamalý kabý kullanmak haramdýr. Allah daha iyi bilir. Yamanýn büyüklüðü veya küçüklüðü örf ile bilinir.

 

C. ABDESTÝ BOZAN ÞEYLER
 

Dört þey abdesti bozar:

1-  Meni haricinde ön veya arka mahreçten çýkan þey abdesti bozar. Ön veya arka mahreç kapalý olur da midenin alt kýsmýndan bir kanal açýlýr ve oradan mutad olan bir þey çýkarsa, keza en zahir kavle göre, ön veya arka mahreçten kurtçuk gibi nadir olan bir þey çýkarsa abdest bozulur. En zahir kavle göre, her iki mahreç kapalý olur da midenin üst kýsmýndan veya hizasýndan açýlan kanaldan ve­ya her iki mahreç açýk olup midenin alt kýsmýndan açýlan kanaldan çýkan þey abdesti bozmaz.

2- Delirmek. Baygýnlýk, sarhoþluk, uyku veya delilik gibi bir se­beple aklýný yitiren kimsenin abdesti bozulur. Mütemekkin (kiþinin inak'adýný tam olarak saðlam bir yere koyup oturmasý) þeklinde olan uyku abdesti bozmaz.

3- Erkek ve kadýnýn teninin (arada perde olmaksýzýn) birbirine deðmesi. En zahir kavle göre mahrem olanlarýn tenleri birbirine de-ðerse abdestleri bozulmaz. Dokunulanýn hükmü, dokunanýn hükmü gibidir. Küçük (cinsel açýdan arzu duyulan yaþa gelmemiþ) çocuða, saça, diþe ve týrnaða dokunmak en sahih kavle göre abdesti bozmaz.

4- Elin içi ile penis veya vaginaya dokunmak, keza imam'm son kavline göre, dübür halkasýna dokunmak abdesti bozar. Hayvanýn fercine dokunmak abdesti bozmaz.  En sahih kavle göre ölü ve küçüðün penisine, kesilmiþ tenasül uzvun mahalline, felç olmuþ pe­nise veya felç olmuþ elle penise dokunmak abdesti bozar. Parmak uç­larý, aralarý veya yan taraflarý ile dokunmak abdesti bozmaz. Elin içi ve parmak uçlarýnýn smýrý, avuç ve parmaklar üst üste geldiðinde görünmeyen kýsýmlardýr.
 

1. Abdestsiz Kimseye Haram Olan Þeyler
 

Abdestsiz kiþinin; namaz kýlmasý, farz veya nafile tavaf yap­masý, Kur'an-ý Kerimi taþýmasý, yapraðýna dokunmasý, keza en sa­hih kavle göre cildine, askýsýna ve içinde Kur'an bulunan kýlýfa veya sandýða veya ders için Kur'an'm yazýlý bulunduðu levhaya dokun­masý haramdýr.

En sahih kavle göre, Kur'an'ý eþyalar ile birlikte taþýmasý, tef­sir kitaplarýný ve üzerinde Kur'an yazýlý parayý taþýmasý caiz olup, Kur'an sahifelerini çubukla çevirmesi caiz deðildir.

En sahih kavle göre, (mümeyyiz) abdestsiz çocuðun (öðrenmek maksadý ile) Kur'aný eline almasý caizdir. Ben diyorum ki en sahih kavle göre, abdestsiz olarak Kur'an'm yapraklarýný bir çubuk ile çe­virmek caizdir. Irak alimlerinin görüþleri böyledir. Allah daha iyi bi­lir. .

Bir kimse, abdestli veya abdestsiz olduðunu kesin olarak bilir ve bunlarýn aksinde þüpheye düþerse, kesin bildiði duruma göre ha­reket eder. Þayet abdestli veya abdestsiz olduðunu kesin olarak bilir de hangisinin önce vuku bulduðunu bilmiyorsa en sahih kavle göre, bir öncekinin zýddý ile amel eder. (Örneðin, bir kimse güneþ doðduk­tan sonra hem abdest aldýðýný hem de abdestini bozduðunu biliyor­sa, fakat hangisinin önce vuku bulduðunu hatýrlamýyorsa, en sahih kavle göre önce vuku bulanýn zýddý ile amel eder. Yani, önce abdest aldýðýný hatýrlýyorsa o anda abdestsiz, önce abdestini bozduðunu hatýrlýyorsa o anda abdestli sayýlýr.)
 

2. Tuvalet Âdabý
 


Tuvalet âdabý þunlardýr:

1- Sol ayak ile girmek ve sað ayak ile çýkmak.

2- Allah isminin yazýlý olduðu bir þeyi taþýmamak.

3- Tuvalet ihtiyacýný giderme esnasýnda aðýrlýðý sol tarafa ver­mek.

4- Tuvalet ihtiyacýný giderme esnasýnda kýbleye karþý dönme­mek veya arka çevirmemek. Sahra gibi açýk olan yerlerde kýbleye karþý durmak veya arka çevirmek haramdýr.

5-  Sahrada, insanlardan uzaklaþarak tuvalet ihtiyacýný gider­mek.

6- Durgun suda idrar yapmamak.

7- Hayvan ve haþarat deliklerine, rüzgar cihetine, halkýn top­landýðý yerlerde, meyveli aðacýn altýna ve yol üzerine tuvalet ihti­yacýný gidermemek.

8- Zorunlu olmadýkça tuvalet ihtiyacýný giderme esnasýnda ko­nuþmamak.

9- Hela dýþýnda ihtiyacýn giderildiði yerde su ile istinca yapmamak.

10- Ýdrardan istibra yapmak. (Ýstibra, çýkýþ yerinde idrarýn ka­lan artýðýný mesela, bir-iki adýmlýk yürüyüþle çýkarmaktýr.)

11- Helaya girerken:

.

3. Ýstinca Âdabý
 

Ýstinca; büyük veya küçük abdesti bozduktan sonra pisliðin ye­rini su veya taþla temizlemektir. Ýstincayý su veya taþ ile yapmak va-cibtir. Taþ ve suyu bir arada kullanmak daha iyidir. Katý, temiz, pis­liði söküp atan ve muhterem sayýlmayan her þey taþ hükmündedir. En zahir kavle göre, tabaklanmamýþ deriyi deðil de tabaklanmýþ olaný istincada kullanmak caizdir.

Taþ ile istinca yapabilmek için necasetin kurumamýþ, çýktýðý yerin dýþýna yayýlmamýþ ve dýþardan bedene isabet etmemiþ olmasý þarttýr.

En zahir kavle göre kan gibi nadir olan veya adet dýþý yayýlan, fakat dübür halkasýný ve sünnet yerini aþmayan necaseti taþ ile te­mizlemek caizdir. Taþ ile istinca yapýldýðýnda bir taþýn üç tarafý ile de olsa, silinmenin en az üç defa olmasý vacibtir.

Pislik üç taþ ile giderilemezse, dördüncü bir taþla temizlemek vacibtir. Taþlarý üç, beþ, yedi ve dokuz... gibi tek sayýlarda kullanmak sünnettir. Her bir taþ ile necaset mahallinin tamamý temizlenmelidir. Zayýf kavle göre taþlar, necaset mahallinin her iki kenarýna ve orta kýsmýna taksim edilmelidir. (Örneðin, bir taþ mahallin sað tarafý için, ikinci taþ sol tarafý için ve üçüncü taþ orta kýsmý için kullanýlýr.)

Ýstinca yaparken sol eli kullanmak sünnettir. En zahir kavle göre kuru olan dýþký ve kurtçuk gibi necasetler için istinca yapmak vacib deðildir.

 

4. Abdestin Farzlarý
 


Abdestin farzý altýdýr:

1)Niyet. Küçük hades halini kaldýrmaya veya abdestle yapýl­masý mubah olan Kur'an-ý Kerim'e dokunmak... gibi bir fiile veya abdestin farzlarýný eda etmeye niyet etmek farzdýr. En sahih kavle göre, idrarý tutamama gibi hades hali devam eden kiþinin, hades ha­linin giderilmesine niyet etmeden sadece istibaheye (namaz kýlma ruhsatým elde etmeye) niyet etmesi yeterlidir. "Namaz kýlmayý mubah etmeye niyet ettim." demek gibi.

Bir kimse, serinlemek kasdý ile suya dalar ve muteber bir niyet söylerse, en sahih kavle göre abdesti sahihtir. Serinlemek niyetiyle suya dalar da Kur'an'ý okumak gibi kendisi için abdest almak sünnet olan bir iþe niyet ederse, en sahih kavle göre abdesti sahih olmaz.

Niyetin yüzün ilk cüz'ü yýkanýrken söylenmesi vacibtir. Zayýf kavle göre ise, niyeti yüzü yýkamadan önce yapýlan bir sünnet (me­selâ mazmaza ve istinþak) ile birlikte söylemek yeterlidir. En sahih kavle göre, niyeti azalara daðýtarak (meselâ yüzü yýkarken; yüzüm­den hades halinin giderilmesine niyet ettim þeklinde) abdestin sonu­na kadar her uzuv için ayrý ayrý söylemek caizdir.

2)
Yüzü yýkamak: Yüzün uzunlamasýna sýnýrý, çoðunlukla baþ­taki saçýn bulunduðu noktadan (alýnýn üst kýsmýndan) baþlayýp, çe­ne kemiklerinin birleþtikleri noktanýn altýna kadar devam eder. Her iki kulak arasýnda kalan kýsým ile kakülün örttüðü alýn kýsmý bu sýnýra dahildir. Keza en sahih kavle göre, kulak köklerinin üzerinde bulunan tüysüz beyaz kýsým da yüzden sayýlýr. Alnýn her iki ta­rafýndaki beyazlýk yüze tabi deðildir. Bu iki beyazlýk, alnýn iki yanýn­dan kafaya doðru çekilen iki beyazlýktýr. Ben diyorum ki; kulak köklerinde bulunan tüysüz beyaz kýsým yüzden sayýlýr. Alimlerin ço­ðu bu görüþün sahih olduðunu söylemiþlerdir. Allah daha iyi bilir.

Kirpik, kaþ, favori, býyýk, yanak tüyü ve alt dudaðýn kýllarýný ve derisini yýkamak vacibtir. Zayýf kavle göre, kýlý sýk olan alt dudaðýn derisini yýkamak vacib deðildir. Seyrek olan sakalý kirpiklerde oldu­ðu gibi derisiyle yýkamak vacibtir. Þayet sakal sýk ise sadece dýþ kýs­mýný yýkamak vacibtir. Bir kavle göre, yüzün hududunu aþan sakalý ve diðer kýllarý yýkamak vacib deðildir.

3) Dirseklerle beraber elleri yýkamak Elinin bir kýsmý kesilmiþ olan kimsenin abdest alýrken elinin geri kalan kýsmýný yýkamasý va-cibtir. Þayet eli dirsekten kesilmiþ ise, meþhur kavle göre pazý kemi­ðinin uç kýsmýný yýkamasý vacibtir. Eli dirseðin üst kýsmýndan kesil­miþ ise, pazý kemiðini yýkamasý sünnettir.

4) Baþý mesh etmek:Mesh denebilecek kadar baþýn derisini ve­ya baþýn sýnýrýný aþmayan bir kýlý mesh etmek yeterlidir. En sahih kavle göre, mesh yerine baþý yýkamak veya çekmeksizin eli kafaya koyup kaldýrmak da mesh için yeterlidir.

5) Mafsal yumru kemikleriyle birlikte ayaklarý yýkamak.

6) Azalarý belirtilen sýraya göre; önce yüzü, sonra elleri yýka­mak, baþý mesh etmek ve daha sonra da ayaklarý yýkamak.

Abdestsiz bir kimse yýkanmak için suya dalar ve tertibi mümkün kýlacak kadar beklerse, en sahih kavle göre abdesti sahih­tir. Suya dalýp hemen çýkarsa abdesti sahih olmaz. Ben diyorum ki; en sahih kavle göre suya dalarak beklemeden çýkanýn abdesti sahih­tir. Allah daha iyi bilir.

 

5. Abdestin Sünnetleri
 


Abdestin sünnetleri þunlardýr:

1- En sahih kavle göre, diþleri sert olan bir þeyle enlemesine misvaklamak sünnettir. Ancak misvak yerine parmaðý kullanmak sünnet deðildir. Namaz için ve aðýz kokusu deðiþtiðinde misvak kul­lanmak çok sevaplidir. Misvaký her zaman kullanmak sünnet olup oruçlu kimsenin zevalden sonra kullanmasý mekruhtur.

2- Abdeste baþlarken besmele çekmek. Besmele baþlangýçta terk edilirse abdest esnasýnda çekilmelidir.

3- Elleri bileklere kadar yýkamak: Abdest alan kiþi, ellerinin te­miz olduðunu kesin bilmiyorsa, ellerini yýkamadan su kabýna batýrýp yýkamasý mekruhtur.

4- Mazmaza ve istinþak yapmak: En zahir kavle göre mazma-za ve istinþaký ayrý ayrý yapmak daha faziletlidir. En iyi þekli ile þöyle yapýlýr: Önce bir avuçla üç defa aðza su verilir. Sonra tekrar bir avuç su alýp üç defa burna su vererek yukarýya doðru çekilir.

Mazmaza ve istinþakta mübalaða yapýlmalýdýr. Oruçlu kimse­nin mübalaða yapmasý ise mekruhtur. Ben diyorum ki; en zahir kav­le göre üç avuçla mazmaza ve istinþaký beraber yapmak daha fazilet­lidir. Meselâ; avuca su alarak avuçtaki suyun bir kýsmý ile mazmaza yaptýktan sonra geri kalamyla istinþak yapýlýr. Bu iþlem üç avuç su ile üçlenmelidir. Her avuç suyun yarýsý ile mazmaza diðer yarýsýyla da istinþak yapýlýr. Allah daha iyi bilir.

5- Mesh ve yýkamalarý üçer defa yapmak: Mesh ve yýkamalarýn sayýsýnda þüpheye düþen kimsenin kesin bildiðiyle amel etmesi va­cibtir.

6- Baþýn tümünü ve kulaklarýn iç ve dýþýný ayrý ayrý su ile mesh etmek. Sarýðý kaldýrmak zor ise, farz olan mesh yapýldýktan sonra sarýðýn tamamým mesh etmek yeterlidir.

7-
Sýk olan sakalý, el ve ayak parmaklarým hilâllemek.

8- Azalarý yýkarken önce sað sonra sol azayý yýkamak.

9-  Gurre ve tahcili uzatmak. (Gurre; yüzü farz olan kýsýmdan fazla olarak baþm ön kýsmýndan birazýný daha yýkamaktýr. Tahcil ise, kollarý dirseklerden biraz daha yukarýsý ile ayaklarý da mafsal yum­ru kemiklerinden biraz daha üst taraflarý ile yýkamaktýr.)

10- Muvalat: Bu abdest organlarýndan birinin suyu henüz ku­rumadan diðerini yýkamaktýr, imam'in ilk kavline göre muvalat va­cibtir.

11- Baþkasýndan yardým istememek.

12-  Elleri silkelememek. Keza en sahih kavle göre, ihtiyaç ol­madýkça abdest organlarýný mendil veya benzeri bir þeyle kurulama­mak.

13- Abdestten sonra kýbleye yönelip elleri semaya kaldýrarak

þu duayý okumak:

Abdest azalarýný yýkarken okunan ve Muharrer adlý eserde zik­redilen dualarý buraya almadým. Çünkü bu dualarýn aslý sahih hadis kitaplarýnda yoktur.
 

D. MESTLER ÜZERÝNE MESH ETMEK
 

Ayaklara giyilmesinden sonra bir hades halinden itibaren ab-destte, mukim olanýn bir gün bir gece, misafir olanýn üç gün üç ge­ce mestler üzerine mesh etmesi caizdir. Mukim kiþi, mesh ettikten sonra sefere çýkarsa veya durum bunun aksi olursa misafirin müddeti kadar bekleyemez.

Meshin sahih olmasýnýn þartlarý þunlardýr:

1 Mestleri abdesti tam aldýktan sonra giymek.
)
2) Mestlerin yýkanýlmasý farz olan mahallin tümünü örtmesi.

3) Mestlerin temiz olmasý.

4)   Mestler,   misafirin  ihtiyaçlarýný  gidermek  için  onlarla yürüyüp dolaþmaya dayanýklý olmalýdýr. Zayýf kavle göre mestler he­lal olmalýdýr.

En sahih kavle göre, suyun ayaklara ulaþmasýna engel olma­yan dokuma mestleri mesh etmek caiz deðildir. Mest üzerine giyil­miþ ikinci bir mesti mesh etmek de en zahir kavle göre caiz deðildir. En sahih kavle göre ön kýsmý açýk olup baðcýklarla baðlý olan mest­ler üzerine mesh etmek caizdir.

Mestin üstünü ve altým parmaklarla çizgiler halinde çekip mesh etmek sünnettir. Meshin, farz miktarý kadar olacak derecede olmasý yeterlidir. Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, mestin sa­dece altýný ve topuk kýsmýný mesh etmekle farz yerine getirilmiþ ol­maz. Ben diyorum ki, mestin kenarlarýný mesh etmenin hükmü, mes­tin altýný mesh etmenin hükmü gibidir. Allah daha iyi bilir.

Mesh müddetinin bitip bitmediðinden þüphe eden kimse artýk mesh yapamaz. Cünüp olan kimsenin mestleri yeniden giymesi va-cibtir. Mestler üzerine mesh edip onlarý çýkaran kimse ayaklarýný yýkamalýdýr. Zayýf kavle göre ise yeniden abdest almalýdýr.

 

E. GUSUL VE AHKAMI
 

Ölüm, hayýz, nifas, keza en sahih kavle göre doðum, penisin baþý veya sünnet kýsmý kadarýnýn ön veya arka organa girmesi, mu-tad olan veya olmayan yollardan çýkan meni yýkanmayý gerektirir. Meni þu üç þeyden biri ile bilinir: Fýþkýrarak çýkmasý; dýþarýya çýk­masý ile lezzet hasýl olmasý; yaþ iken hamur kokusunu, kuru iken yumurta beyazýnýn kokusunu vermesi. Bu vasýflarý taþýmayan meni, gusül etmeyi gerektirmez. Guslü gerektiren hususlarda kadýnýn hükmü, erkeðin hükmü gibidir.

Abdesti olmayan kimseye haram olan þeyler, cünüp olan kim­seye de haramdýr. Ayrýca cünüplünün caminin bir tarafýndan girip diðer tarafýndan çýkmasý deðil de camide beklemesi haramdýr. Kur'aný okumasý da haramdýr. Ancak Kur'an kastý olmaksýzýn Kur'andaki zikirleri okumasý helaldir.

Gusül yapmanýn en az þekli þöyledir: Farzýn ilk cüzü ile birlik­te "Cünüplüðü kaldýrmaya" veya gusül ile helal olacak bir fiile: "Na­mazýn farzýný helal kýlmaya niyet ettim." gibi veya "Guslün farzýný eda etmeye niyet ettim." þeklinde niyet edilir ve deri ile kýllarýn tümü yýkanýr. Aðza ve burna su vermek ise vacib deðil sünnettir.

Gusül yapmanýn en iyi þekli ise þöyledir: Önce vücudun üzerin­de pislik varsa giderilir. Sonra abdest alýnýr. Bir kavle göre ayaklar en sonda yýkanýr. Sonra vücudun kývrým yerleri yýkanýr. Daha sonra baþa su dökerek saçlar hilâllamr. Bundan sonra önce sað tarafa son­ra da sol tarafa su dökülür, vücut ovulur ve her organ üçer defa yýkanýr.

Hayýz veya nifastan yýkanan kadýn, vaginasma misk veya ben­zeri güzel bir koku sürmelidir. Abdestin aksine guslü yenilemek (gusül üzerine gusül almak) sünnet deðildir.

Abdestte kullanýlan suyun bir müd'den (675 gramdan), gusülde kullanýlan suyun ise, bir sa'dan (2751 veya 2700 gramdan) aþaðý olmamasý sünnettir. Gusülde kullanýlan suyun fazlasý için bir sýnýr yoktur.

Gusül etmek isteyen kiþinin üzerinde bir necaset varsa, önce necaseti yýkamalý ve sonra gusül etmelidir. Hem gusül hem de necaset için bir defa yýkanmak yeterli deðildir. Keza abdestte de hüküm böyledir. Ben diyorum ki; en sahih kavle göre necaset ve gusül için bir yýkanma yeterlidir. Allah daha iyi bilir.

Bir kimse cünüplük ve cuma için birlikte niyet ederek yýkanýr­sa, bu yýkanma her ikisi için yeterlidir. Eðer birine niyet ederek yýkanýrsa, niyet ettiðine sayýlýr. Ben diyorum ki; bir kimseye önce hades hali vaki olur da sonra cünüp olursa veya önce cünüp olur da sonra hades hali vaki olursa, mezhep alimlerince kabul edilen riva­yete göre, bir yýkanma her ikisi için yeterli olur. Allah daha iyi bilir.

 

F. PÝSLÝÐÝN GÝDERÝLMESÝ
 

Aklý gideren her sývý madde necistir. Köpek, domuz ve bunlarýn kendi eþleri ile veya baþka cinsten bir hayvanla çiftleþmeleri sonucu doðan yavrularý necistir.

Ýnsan, balýk ve çekirge ölüsü hariç, kaný akýcý olmasa bile her canlýnýn ölüsü necistir.

Kan, irin ve yaradan çýkan su, mideden çýkan kusmuk, insan ile hayvan idrarý ve dýþkýsý, mezi, vedi, keza en sahih kavle göre in­sandan baþka diðer canlýlarýn menisi necistir. Ben diyorum ki; en sa­hih kavle göre köpek, domuz ve yavrularýnýn dýþýnda kalan can­lýlarýn menisi temizdir. Allah daha iyi bilir.

Ýnsan dýþýnda eti yenmeyen canlýlarýn sütü necistir. Canlýdan koparýlan parça onun meytesi hükmündedir. Eti yenen hayvanlar­dan koparýlan yün, tüy, kýl ve kanatlar temizdir. En sahih kavle göre, temiz bir hayvandan olmasý kaydý ile alaka (pýhtýlaþmýþ kan), mud-ða (bir çiðnem et) ve vaginadaki rutubet necis deðildir. Ýdrar ve do­muz gibi aslý necis olan þeyler temizlenemezler. Ancak þarap kendi­liðinden sirkeye dönüþürse temiz olur. Keza en sahih kavle göre, þa­rap güneþten gölgeye veya gölgeden güneþe nakledilerek sirkeye dönüþürse temiz olur. Þayet içine bir þey atmak suretiyle þarap sir­keye dönüþürse temiz hale gelmiþ olmaz.

Ölüm nedeniyle necis olan derinin dýþ kýsmý, keza meþhur kav­le göre iç kýsmý tabakla temizlenir.

Tabak; güneþ ve toprakla deðil, yakýcý olan bir madde ile derideki rutubet, et ve tüy gibi fazlalýklarý giderip temizlemektir. En sa­hih kavle göre, Tabaklama esnasýnda suyu kullanmak gerekmez. Tabaklanmýþ deri, necis elbise hükmünde olup sonradan su ile yýkanmalýdýr.

Köpeðin dokunup necis ettiði nesne, bir defasý toprakla olmak üzere yedi defa su ile yýkanmalýdýr. En zahir kavle göre, topraðýn bizzat kullanýlmasý þarttýr. Necaset açýsýndan domuzun hükmü köpeðin hükmü gibidir. En sahih kavle göre, necis toprak veya sirke gibi sývý bir maddeyi içine çekmiþ olan toprak temizlikte kul­lanýlmaz.

Sütten baþka bir þeyle beslenmeyen erkek çocuðun idrarý ile pislenmiþ yer, üzerine su serpmekle temizlenir. Köpek ve çocuðun necaseti dýþýnda kalan ve aynî olmayan pislikle kirlenmiþ yerin üze­rinden su akýtmak yeterlidir. Pislik aynî ise, tadýnýn giderilmesi va-cibtir. Giderilmesi zor olan renk veya kokunun kalmasý zarar ver­mez. Kokunun giderilmesi hakkýnda bir kavil vardýr. (Yani kokuyu gidermek þarttýr.) Ben diyorum ki en sahih kavle göre; beraber ka­lan tat ve kokunun zararý vardýr. Allah daha iyi bilir.

Pisliði gidermede kullanýlan su az ise, pisliðin üzerinden akýp gitmesi þarttýr. En sahih kavle göre necasetin bulaþtýðý yeri sýkmak þart deðildir. En zahir kavle göre, ðusalenin (temizlikte kullanýlan su) evsafý deðiþmeksizin ve ölçüsünde azalma olmaksýzýn necaset mahallinden ayrýlýrsa, ðusale ve pislenmiþ yer temiz sayýlýr.

Su dýþýndaki sývý bir madde necis olursa temizlenemez. Zayýf kavle göre, necis olan yað yýkanarak temizlenir.

 

G. TEYEMMÜM
 

Abdestsiz veya cünüp olan kimse bazý sebeplerden dolayý te­yemmüm edebilir:

1) Suyun bulunmamasý: Seferde olan kimse suyun olmadýðýný kesin olarak bilirse, araþtýrma yapmaksýzýn teyemmüm edebilir. Bu­lunabileceði hususunda tereddütlü ise, eþyasýný kontrol etmeli ve kafiledeki arkadaþlarýndan suyu araþtýrmalýdýr. Bulunduðu arazi düz ise, dört bir yanma bakmalý ve suyu arama ihtiyacýný duyarsa, düz arazide normal bir gözün kesebildiði mesafe kadar gidip dönmelidir. Bu mesafede suyu bulamazsa teyemmüm eder. Þayet olduðu yerde ikinci bir vakte kadar beklerse, bulabileceði ümidiyle suyu tekrar aramasý en sahih kavle göre vacibtir.

Yolcu, ihtiyacý için ulaþacaðý suyu biîir, canýna ve malýna bir za­rarýn gelmeyeceðinden emin ise gidip suyu almasý vacibtir. Suyun bulunduðu yer belirtilen mesafeden daha uzakta ise teyemmüm eder. Namazýn son vaktinde suyu bulacaðýna emin ise, vaktin sonu­na kadar beklemesi daha iyidir. Son vakitte suya kavuþacaðýný zan­nederse, en zahir kavle göre acele edip teyemmüm etmesi daha iyi­dir. Bulduðu su abdest için yeterli deðilse en zahir kavle göre, önce mevcut suyu kullanýr ve geri kalan organlar için teyemmüm eder.

Bulmasý halinde yolcunun suyu misli fiyatýna satýn almasý va­cibtir. Ancak parasý borcunu kapatacak kadar olur veya yol masrafý için veya deðerli bir hayvanýn azýðý için paraya ihtiyacý varsa suyu satýn almasý gerekmez.

Kendisine su hibe edilir veya suyu çekmek için kendisine bir kova emanet olarak verilirse, en sahih kavle göre kabul etmesi va­cibtir. Ama su parasý hibe edilirse kabul etmesi vacib deðildir.

Yolcu, suyu eþyalarý arasýnda unutur veya kaybederse araþtýrdýktan sonra bulamazsa teyemmüm eder. En zahir kavle göre sonra namazýný kaza eder. Eþyalarýný kafilesi arasýnda kaybedenin namazýný kaza etmesi gerekmez.

2) Gelecekte deðerli bir mal haline gelse bile, bir hayvanýn ih­tiyacýný karþýlamak için suya ihtiyaç duymak.

3) Kiþinin suyu kullanmasý halinde bir organýnýn faydasým kayb etmekten korktuðu hastalýk. Keza yarasýnýn iyileþmesinin gecikme­sinden veya açýkta olan el ve yüz  gibi bir organýnda çirkin bir görünüm meydana gelmesinden korkarsa, en zahir kavle göre suyu kullanmaz teyemmüm eder. Þiddetli soðuðun hükmü de hastalýðýn hükmü gibidir. Bir kimse üzerinde sargý olmayan yaralý bir organýnda suyu kullanamazsa teyemmüm etmesi vacib olup mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, saðlam kýsmýmda yýkamasý vacibtir.

Cünüplü kimse, teyemmüm edip saðlam organýný yýkarsa sýrayý takip etmesi gerekmez.

Abdestsiz   olan  kimsenin  yaralý  organý  yýkadýðý  vakit,   ar-

kasýndan teyemmüm etmesi en sahih kavle göre þarttýr. Abdest or­ganlarýndan iki tanesi yaralý ise, iki teyemmüm gerekir. Yaralý organ sarýlý ve sargýyý çýkarmak zor ise, saðlam olan kýsmý yýkar ve yu­karýda geçtiði gibi teyemmüm eder. Bununla birlikte yaranýn tümünü su ile mesh etmesi vacibtir. Zayýf kavle göre, yaralý organýn bir kýsmýný su ile mesh eder.

Ýkinci bir farz için teyemmüm eden kiþinin ilk abdesti veya te­yemmümü bozulmamýþsa cünüplü olan azalarý tekrar yýkamasý ve­ya mesh etmesi gerekmez. Abdesti bozulmuþsa, yaralý organdan sonraki organlarý yýkamasý gerekir. Zayýf kavle göre, her iki halde de (cünüplülük ve abdestsizlik halinde) abdesti yemlemesi lazýmdýr. Bir baþka zayýf kavle göre ise, kendisinde hades hali vuku bulan kimse­nin hükmü, cünüp olanýn hükmü gibidir. Ben diyorum ki, sonuncu kavil en sahih olan kavildir. Allah daha iyi bilir.

 

Teyemmümün Þartlarý Ve Rükünleri
 


Teyemmümün iki þartý vardýr;

1) Temiz olan toprakla teyemmüm etmek. Tedavide kullanýlan toprakla ve içerisinde toz bulunan kum ile teyemmüm yapmak caiz­dir. Maden (neft), ufaltýlmýþ saksý, un gibi bir þeyle karýþýk olan top­rakla teyemmüm yapmak caiz deðildir. Zayýf kavle göre içerisindeki nesne az olan topraðý kullanmak caizdir. En sahih kavle göre, kul­lanýlmýþ toprak ile teyemmüm etmek caiz deðildir. Kullanýlmýþ top­rak, teyemmüm edilirken organ üzerinde kalan topraktýr. Keza en sahih kavle göre organ üzerinden yere düþen toprak da kullanýlmýþ toprak hükmündedir.

2) Topraðý teyemmüm organlarýna nakletmeyi kastetmek. Þayet rüzgar bir kimsenin eline ve yüzüne topraðý savurur, o da niyet ede­rek teyemmüm yaparsa, bu caiz olmaz. Ýzin veren kimseye te­yemmüm aldýrmak caizdir. Zayýf kavle göre, izin veren kimseye te­yemmüm aldýrmanýn caiz olmasý için bir mazeretin bulunmasý þarttýr. Teyemmümün rükünleri ise þunlardýr:

1) Topraðý yüz ve kollara sürmek. Yüzdeki topraðý kollara sürmek veya bunun aksini yapmak en sahih kavle göre yeterlidir.

2) Niyet etmek. Niyet edilirken namazý mubah kýlmaya niyet

edilmelidir. Hades halinin giderilmesine niyet edilmez. En sahih kav­le göre teyemmümün farzým eda etmeye niyet etmek yeterli olmaz.

Niyeti topraðý yüze nakletmeye bitiþik söylemek vacibtir. Keza niyetin yüzün bir kýsmýný mesh edinceye kadar devam etmesi de en sahih kavle göre vacibtir.

Bir kimse: "Farz ve nafile namaz kýlmayý mubah kýlmaya niyet ettim." derse, böyle bir teyemmümle her iki namazý kýlmasý mu­bahtýr. Sadece farz namaza niyet ederse, mezhep alimlerhýce kabul edilen rivayete göre, hem farz namazý hem nafile namazý kýlabilir. Sadece nafileye veya namaza niyet ederse, mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre farz namazlarý deðil, yalnýz nafile olan namaz­larý kýlabilir.

3) Önce yüzü, sonra dirseklerle birlikte her iki eli mesh etmek.

Topraðý yüzdeki hafif tüylerin bittiði yere kadar ulaþtýrmak, en sahih kavle göre topraðý organlara naklederken organlar arasý sýraya uymak vacib deðildir. Bir kimse ellerini topraða vurup sað eliyle yüzünü ve sol eliyle de sað kolunu mesh ederse caizdir.

Teyemmüme baþlarken besmele çekmek ve elleri iki defa top­raða vurmak sünnettir. Ben diyorum ki; Ýmamýn görüþüne göre elle­ri iki defa topraða vurmak vacibtir. Her ne kadar bir bez veya ben­zeri bir þeyi bir defa topraða vurarak onunla teyemmüm etmek mümkün ise de hüküm böyledir. Allah daha iyi bilir.

Teyemmüm alýrken önce sað eli mesh etmek, yüzü mesh eder­ken üst taraftan baþlamak ve tozu üfürerek azaltmak sünnettir. Te­yemmümde muvalatm hükmü abdestteki muvalatýn hükmü gibidir. Ben diyorum ki; gusülde de muvalatm hükmü böyledir. Ýlk vuruþta parmaklarý ayýrarak elleri topraða vurmak sünnettir. Ýkinci vuruþta parmaktaki yüzüðü çýkarmak vacibtir. Allah daha iyi bilir.

Bir kimse su yokluðu sebebiyle teyemmüm eder ve namazda deðilken su bulursa teyemmümü bozulur. Susuzluk gibi bir mani yoksa veya kiþi namazda olur da namazýný sonradan kaza etmesi ge­rekirse, meþhur kavle göre teyemmümü bozulur. Kaza etmesi gerek­mezse teyemmümü bozulmaz. Zayýf kavle göre ise kýlýnan namaz nafile ise teyemmüm bozulur. En sahih kavle göre, kaza etmesi ge­rekmeyen namazý kesip abdest almasý daha iyidir. Namaz nafile olup iki rekâtlýk ise teyemmümü bozulur, ikiden fazla rekâta niyet etmiþ­se, namazýný tamamlar.

Bir teyemmüm ile bir farz ve istenen miktarda nafile namaz kümabilir. En zahir kavle göre, nezr edilen namazýn hükmü de farz olan namazýn hükmü gibidir. En sahih kavle göre bir teyemmüm ile bir farz ve birkaç cenaze namazý kýlmak caizdir.

Bir kiniþe beþ vakit namazdan birini unutur da vakti çýkarsa, bir teyemmüm ile her beþ vakit namazý kaza etmelidir. Ýsterse iki defa teyemmüm eder ve ilk teyemümle arka arkaya olan dört na­mazý kýlar. Ýkinci teyemmümle ilk kýldýðý namazlarýn dýþýnda dört rekatlý bir namazý kaza eder. Unuttuðu namazlar ayrý ise, iki te­yemümle beþ vakit namazý iki defa kaza eder.

Farz namazýn vakti girmeden teyemmüm yapýlmaz. Keza en sahih kavle göre, revâtib ve bayram namazý gibi vakitleri belli olan nafile namazlar için de vakitleri girmeden teyemmüm yapýlmaz.

Su veya toprak bulamayan kimse, Ýmamýn son kavline göre, -vakte hürmeten- farz namazýný abdestsiz de olsa kýlar ve sonradan iade eder. Su bulamayan mukim kimse, teyemmüm ederek namazýný kýlar ve sonradan kaza eder. Su bulamayan yolcu ise, namazýný te­yemmüm ile kýlar ve sonradan kaza etmez. En sahih kavle göre, yol­culuðunda asi olan kimse ve en zahir kavle göre, þiddetli soðuk se­bebiyle teyemmüm eden kimse, sonradan namazýný kaza eder.

Abdestin tüm azalarýnda veya sarýlý olmayan yaralý organda suyu kullanamayan kimse, teyemmümle kýldýðý namazý sonradan kaza etmez. Ancak yarasýndan fazla kan akýyorsa kaza eder. Yara ab­dest üzere sarýlmýþ ise, en zahir kavle göre kaza etmez. Abdest üze­re sarýlmamýþsa (yara ister teyemmüm ister abdest azalarýnda ol­sun.) abdest esnasýnda sargýyý açmak vacibtir. Sargýyý açmak sakýn­calý ise üzeri mesh edilir ve meþhur kavle göre namaz kaza edilir.
 

H. KADINLARIN ÖZEL HALLERÝ
 

1. Hayýz (Aybaþý Hali)
 


Hayýz hali en erken dokuz yaþýnda baþlar. Hayzýn en az süresi bir gün ve bir gecedir. Bu süre ister art arda olsun, ister ayrý ayrý sürelerin toplamý ile meydana gelsin ayný hükmü ifade eder. En faz­la süresi ise gecesi ile birlikte on beþ gündür. Ýki hayýz arasýndaki te­mizlik müddetinin en azý on beþ gün olup en fazla müddeti için bir sýnýr yoktur.

Cünüplü olana haram olan þeyler, hayýzlý olan kadýna da ha­ramdýr. Hayýzlý kadýnýn mescidi kirletme korkusu varsa, mescidin bir tarafýndan girip diðer tarafýndan çýkmasý da haramdýr. Hayýzlý kadýnýn oruç tutmasý haram olup, tutamadýðý farz oruçlarý sonradan kaza et­mesi ise vacibtir. Ancak farz namazlarý kaza etmesi vacib deðildir.

Erkeðin hayýzlý olan karýsýnýn göbeði ile diz kapaðý arasýndaki kýsmý ile oynaþmasý -þehvetsiz olsa bile- haramdýr. Zayýf kavle göre, cinsel iliþki hariç erkeðin hayýz halindeki karýsý ile oynaþmasý haram deðildir.

Hayýzlý kadýn, kanamasý kesilince oruç tutmak ve boþanma ha­riç, gusül yapmadan haram kýlman diðer iþleri yapamaz.

 

2.  Ýstihaze (Özür Kaný)
 

Istihaze, idrarý tutamama özrü gibi daimi olan bir abdestsizlik halidir. Istihaze kam, oruç tutmaya ve namaz kýlmaya mani deðildir. Müstehaze kadýn önce akýntý yerini yýkar ve bir bezle baðlar. Namaz vakti girince abdest alýr ve acele ederek namazýný eda eder. Akýntý yerini baðlamak ve cemaatý beklemek gibi namazýn maslahatý için abdest ve namazýn arasýna giren gecikmenin zararý olmaz. En sahih kavle göre, namazýn maslahatý için olmayan bir gecikmenin zararý vardýr. Müstehaze olan kadýnýn her bir farz için yeni bir abdest al­masý vacibtir. Keza en sahih kavle göre, her abdest alýþta sargý bez­lerini yenilemesi de vacibtir.

Müstehaze kadýn, abdest aldýktan sonra adeti olmadýðý halde kaný kesilir ve tekrar baþlarsa veya adetine binaen kaný bir müddet durur da kanýn kesilmesi ile tekrar baþlamasý arasýnda geçen zaman abdest alacak ve namazý kýlacak kadar geniþ bir zaman ise, yeniden abdest almasý vacibtir.
 

3. Hayýz Kaný Ve Hükmü
 

Bir kadýnýnýn hayzýn en erken yaþýnda görmekte olduðu kan on beþ günü aþmazsa geçen sürenin tümü hayýz süresidir. Sarý ve bulanýk renkte olan kan, hayzýn en fazla süresi olan on beþ güniý aþ­sa bile, en sahih kavle göre hayýz kanýdýr. Kan hayzýn en fazla müddeti olan on beþ günlük süreyi aþarsa, kadýn þu hallerin birinde bulunur:

1) Mübtedie ve mümeyyize kadýn: Bu adet görmeye yeni baþ­lamýþ kuvvetli (siyah) kan ile zayýf (kýrmýzý) kaný birbirinden ayýrt edebilen kadýndýr. Zayýf olan kan istihaze, kuvvetli olan kan ise hayýz kanýdýr. Fakat kuvvetli olan kanýn, hayzýn en az müddetinden noksan süreli olmamasý ve en fazla müddeti aþmamasý þarttýr. Zayýf olan kanýn da temizliðin en az müddeti olan on beþ günden noksan süreli olmamasý ve akýþýn da art arda olmasý þarttýr.

2) Mübtedie fakat mümeyyize olmayan kadýn: Bu, kuvvetli kan ile   zayýf kaný  birbirinden   ayýrt  edebilecek  durumda  olmayan kadýndýr. Kanm tek bir renkte (siyah veya kýrmýzý) aktýðýný görür ve­ya kanlarý birbirinden ayýrt etme þartlarýný yitirmiþ ise en zahir kav­le göre, hayýz müddeti bir gün bir gecedir. Temizlik müddeti ise yir­mi dokuz gündür.

3) Mü'tade kadýn: Bu daha önce hayýz ve temizlik müddetini görmüþ kadýndýr. Hayýz ve temizlik müddeti, adetinin miktarýna ve vaktine göre olur. Sözgelimi adeti ayda beþ gün hayýz görmek ise, ge­ri kalan yirmi beþ gün temizlik halidir. En sahih kavle göre, kadýn bir defa hayýz kaný görmekle adeti sabit olur. En sahih kavle göre mü'tade mümeyyize olan kadýnýn hayýz ve temizlik hali, adetine göre deðil de temyizle (kuvvetli ile zayýf kaný birbirinden ayýrt et­mekle) sabit olur. Bir kadýn sözgelimi her ayýn ilk beþ gününde hayýz hali görüyorsa, yirmi beþ gün temizlik hali olarak adet edinmiþtir. Þayet müstehaze olur ve ayýn ilk on gününde kuvvetli kaný, geri ka­lan günlerde ise zayýf kaný görürse, kuvvetli kan hayýz kanýdýr.

4) Mütehayyire: Bu, adet görmüþ fakat kuvvetli kan ile zayýf kaný bir birinden ayýrt edemeyen, adetinin vakit ve miktarýný unu­tan kadýndýr. Bir kavle göre mütehayyire kadýnýn adeti, mübtedie kadýnýn adeti gibidir. Yani hayzýn süresi bir gün bir gecedir. Temiz­lik süresi ise yirmi dokuz gündür. Meþhur kavle göre mütehayyire kadýnýn ihtiyatlý davranmasý vacibtir. Yani kocasýnýn kendisi ile cin­sel  iliþkide  bulunmasý,   Kur'ân'a  dokunmasý  ve namaz   dýþýnda

Kur'ân'ý okumasý haramdýr. Mütehayyire kadýn, farz namazlarýný devamlý kýlmalýdýr. Keza en sahih kavle göre nafile namazlarý da kýlabilir. Ancak vakit girdikten sonra her farz namaz için gusül et­melidir. Zira kanýn kesilmiþ olma ihtimali vardýr.

Mütehayyire kadýnýn, geçireceði sürenin temizlik süresi ola­caðý ihtimali olduðundan ramazan orucunu tutmasý lazýmdýr. Bu ih­timalden dolayý ramazan ayýndan sonra da tam bir ay oruç tutar. Böylece her bir aydan on dört gün olmak üzere toplam yirmi sekiz gün oruç tutmuþ olur. Sonra bir ayýn on sekizinci günün baþýndan üç gün ve sonundan üç gün olmak üzere altý gün oruç tutar. Böyle­ce geriye kalan iki günü kaza etmiþ olur. Bir gün oruç tutmakla bir günü kaza etmesi de mümkündür. Bunun için bir ayýn birinci, üçüncü ve on yedinci günlerini oruçla geçirerek kazaya kalan bir günü telafi etmiþ olur.

Mütehayyire kadýn adetinin bir kýsmýný unutmuþ ise, kesin bil­diði ile amel eder.

Mütehayyire, geçireceði sürenin temizlik veya hayýz süresi ol­masý ihtimali bulunduðundan; cinsi iliþki hususunda hayýzlý kadýnýn tabi olduðu hükümlere tabidir. Ýbadet konusunda ise, temiz olan kadýn gibi davranýr. Þayet kanýnýn kesilme ihtimali varsa, her farz namaz için gusül etmesi vacibtir. En zahir kavle göre, hayzm en az süresi içerisinde hamile veya temiz kadýndan akan kan hayýz kanýdýr.

 

4. Nifas (Lohusalik)
 


Doðum yapan kadýnýn vaginasmdan doðumdan biraz sonra akan kandýr. En az süresi bir anlýktýr. En fazla süresi altmýþ, ortala­ma süresi kýrk gündür. Hayýzlý kadýna haram olan þeyler nifaslý kadýn için de haramdýr. Hayýz kanýnýn en fazla süresi on beþ günden fazla olabileceði gibi, nifas kaný da altmýþ günden fazla olabilir. Ni­fas süresi altmýþ günden fazla olan kadýn, ibadet ve diðer hususlar­da özürlü kadýn gibi davranýr.

 

 


radyobeyan