Bayramda getirilen tekbirler By: ehlidunya Date: 24 Kasým 2010, 03:24:24
Bayramda getirilen tekbirler
Allahu ekber’in bir vech-i mânâsý: Cenâb-ý Hakkýn kudreti ve ilmi herþeyin fevkinde büyüktür; hiçbir þey daire-i ilminden çýkamaz, tasarruf-u kudretinden kaçamaz ve kurtulamaz.
Bu makam yazýldýðý zaman Kurban Bayramý geldi.
Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber’lerle nev-i beþerin beþten birisine, üç yüz milyon insanlara birden Allahu ekber dedirmesi; koca küre-i arz, büyüklüðü nisbetinde o Allahu ekber kelime-i kudsiyesini semavattaki seyyarat arkadaþlarýna iþittiriyor gibi, yirmi binden ziyade hacýlarýn Arafat’ta ve iydde beraber birden Allahu ekber demeleri, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmýn bin üç yüz sene evvel âl ve sahabeleriyle söylediði ve emrettiði Allahu ekber kelâmýnýn bir nevi aks-i sadâsý olarak, rububiyet-i Ýlâhiyenin Rabbü’l-Arz ve Rabbü’l-âlemîn azamet-i ünvanýyla küllî tecellisine karþý geniþ ve küllî bir ubûdiyetle bir mukabeledir diye tahayyül ve his ve kanaat ettim.
Sonra, acaba bu kelâm-ý kudsînin bizim meselemizle dahi münasebeti var mý diye tahattur ettim. Birden hatýra geldi ki:
Baþta bu kelâm olarak sâir bâkiyat, salihat ünvanýný taþýyan Sübhanallah, ve’l-hamdü lillâh ve Lâ ilâhe illâllah gibi þêairden çok kelâmlar cüz’î ve küllî, meselemizi ihtar ve tahakkukuna iþaret ederler.
Meselâ; Allahu ekber’in bir vech-i mânâsý Cenâb-ý Hakkýn kudreti ve ilmi herþeyin fevkinde büyüktür; hiçbir þey daire-i ilminden çýkamaz, tasarruf-u kudretinden kaçamaz ve kurtulamaz. Ve korktuðumuz en büyük þeylerden daha büyüktür. Demek haþri getirmekten ve bizi ademden kurtarmaktan ve saadet-i ebediyeyi vermekten daha büyüktür. Her acip ve tavr-ý aklýn haricindeki herþeyden daha büyüktür ki, “Sizin yaratýlmanýz da, diriltilmeniz de, tek bir kiþinin yaratýlýp diriltilmesi gibidir” (Lokman Sûresi: 28.) âyetinin sarahat-i kat’iyesiyle, nev’i beþerin haþri ve neþri, birtek nefsin icadý kadar o kudrete kolay gelir. Bu mânâ itibarýyledir ki, darb-ý mesel hükmünde büyük musibetlere ve büyük maksatlara karþý, herkes “Allah büyüktür, Allah büyüktür” der, kendine tesellî ve kuvvet ve nokta-i istinat yapar.
Þuâlar, s. 209
***
Ýþte, ey tenbel nefsim! Bir nevi miraç hükmünde olan namazýn hakikati, sabýk temsilde bir nefer, mahz-ý lütûf olarak huzur-u þâhâneye kabulü gibi, mahz-ý rahmet olarak Zât-ý Celîl-i Zülcemâl ve Mâbûd-u Cemîl-i Zülcelâlin huzuruna kabulündür. Allahu ekber deyip, mânen ve hayâlen veya niyeten iki cihandan geçip, kayd-ý maddiyattan tecerrüd edip, bir mertebe-i külliye-i ubudiyete veya küllînin bir gölgesine veya bir sûretine çýkýp, bir nevi huzûra müþerref olup, “Ýyyâke na’büdü” hitabýna, herkesin kabiliyeti nisbetinde, bir mazhariyet-i azîmedir. Adeta, harekât-ý salâtiyede tekrarla Allahu ekber, Allahu ekber demekle kat-ý merâtib ve terakkiyât-ý mâneviyeye ve cüz’iyattan devâir-i külliyeye çýkmasýna bir iþarettir ve marifetimiz haricindeki kemâlât-ý kibriyâsýnýn mücmel bir ünvanýdýr. Güya herbir Allahu ekber bir basamak-ý miraciyeyi kat’ýna iþarettir. Ýþte, þu hakikat-i salâttan mânen veya niyeten veya tasavvuren veya hayâlen bir gölgesine, bir þuâýna mazhariyet dahi büyük bir saadettir.
Ýþte, hacda pek kesretli Allahu ekber denilmesi þu sýrdandýr. Çünkü, hacc-ý þerif, bilasâle herkes için bir mertebe-i külliyede bir ubûdiyettir. Nasýl ki bir nefer, bayram gibi bir yevm-i mahsusta, ferik dairesinde, bir ferik gibi padiþahýn bayramýna gider ve lütfuna mazhar olur. Öyle de, bir hacý, ne kadar âmi de olsa, kat-ý merâtib etmiþ bir velî gibi, umum aktâr-ý arzýn Rabb-i Azîmi ünvanýyla Rabbine müteveccihtir, bir ubûdiyet-i külliye ile müþerreftir. Elbette, hac miftahýyla açýlan meratib-i külliye-i Rububiyet ve dürbünüyle nazarýna görünen âfâk-ý azamet-i Ulûhiyet ve þeâiriyle kalbine ve hayâline gittikçe geniþlenen devâir-i ubûdiyet ve merâtib-i kibriyâ ve ufk-u tecelliyâtýn verdiði harâret, hayret ve dehþet ve heybet-i Rubûbiyet, Allahu ekber, Allahu ekber ile teskin edilebilir. Ve onunla, o merâtib-i münkeþife-i meþhûde veya mutasavvire ilân edilebilir.
Hacdan sonra, þu mânâ-yý ulvî ve küllî muhtelif derecelerde, bayram namazýnda, yaðmur namazýnda, husûf, küsûf namazýnda, cemaatle kýlýnan namazda bulunur. Ýþte, þeâir-i Ýslâmiyenin—velev Sünnet kabilinden dahi olsa—ehemmiyeti þu sýrdandýr.
Sözler, 16. Söz, 4. Þuâ
radyobeyan