Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Erkek Evde Ne Yapar? By: reyyan Date: 23 Kasým 2010, 18:43:19
ERKEK EVDE NE YAPAR?

Vehbi Vakkasoðlu


 

Aile bir sevgi yuvasýdýr. Bu yuvanýn iki mimarý vardýr:

Nikâh baðý ile bir araya gelmiþ, bir erkekle, bir kadýn… Nikahýn kerametiyle, gerekleri gerçekleþir. Nikahý emreden Yüce Yaratýcý, bir erkekle bir kadýný, iki yabancý olmaktan çýkarýr; aralarýna koyduðu eþ  sevgisiyle onlarý öyle bir kaynaþtýrýr ki, bir ömür doyamazlar, birlikte olmaya ve paylaþmaya…

Vefat bile ayýramaz onlarý, vefa devam eder… Zira yýllarýn demlendirdiði aþkla öyle BÝR olurlar ki, ikilik ebediyen kalkar aralarýndan, SEN-BEN olmaktan çýkýp tam manasýyla BÝZ olurlar.

Öylesine çift bedende tek ruhlaþýrlar ki, zamanla þeklen de benzeþirler. Nikâhýn kerameti ölümle de son bulmaz. Onlar öteki dünyada da paylaþma arzularýný ortaya koyarlar. En önemli dualarýndan biridir; Cennet’te de ebedî birlikte olmak… Bu dileðin en etkileyici bir dilekçesi, bir mezarlýkta gerçekleþmiþti:

Onlar da çoðu aþýk karý kocalar gibi, peþpeþe ölmüþler. Vasiyetleri üzere yanyana gömülmüþler.Yine vasiyetleri üzere, iki mezara tek taþ dikilmiþ. Ýki mezarýn ortasýndaki bu tek taþa da, isteklerine uygun olarak þu cümle yazýlmýþ:

“Burada, birbirini seven bir karý koca yatýyor; ikisine bir Fatiha yetiyor.”

Böylesine birleþmiþ, çift olmaktan çýkýp tekleþmiþ bir karý-koca, acaba hayatlarýnda nasýl derin bir mutluluk yaþadýlar tahmin edebilir miyiz?

Acaba, bu olmasý gereken güzellikte babanýn rolü nedir? Evi böyle bir sevgi yuvasý haline getirmekte babaya düþen nedir?

Sahi baba evde ne yapar? Ya da baba evde ne iþe yarar?

Baba, harici iþlerin hariçte kalan kahramaný mýdýr?

Çoðu zaman, evlilik hayatýnda baba, ev dýþýnda düþünülür. Çünkü o para kazanan, evin maddeten geçimini saðlayan bir güç odaðýdýr. Biraz daha ötesi otorite ve disiplin demektir.

Baba deyince anlaþýlan bu özellikler, eve, eþe ve çocuklara nasýl yansýr?

Bu özellikler, “Ben babayým, ben ne dersem o olur!” zihniyetini oluþturuyorsa, tabii ki çok zararlýdýr. Ama toplumda paranýn, maddenin, gücün önemsendiði ve öncelendiði bir anlayýþ hakimse, bu yanlýþ doðru sanýlýr ve benimsenir.

Ancak, maneviyatýn, muhabbetin ve gönlün hakim olduðu bir dünyada, babaya izafe edilen özellikler, onu tek adam haline getirmez. Çünkü, en az madde kadar önemli, para kadar gerekli, güç kadar lâzým bir þefkat temsilcisine de ihtiyaç vardýr.

Bu sebeple anne, ailenin olmazsa olmaz birinci unsurudur. Çünkü, “Yuvayý yapan diþi kuþtur” o… Onun bu özelliðini farketmeyen baba, hem eþini, hem de çocuklarýný sevgisiz býrakýr. Zira, sevgiden öte bir duygu olan þefkatin kahramanýdýr anne… Fedakârlýðýn, vericiliðin, feragatin kaynaðý olan þefkate, baba da muhtaçtýr. Zira babanýn kabalýðý, katýlýðý, duygu yufkalýðý; annenin zarafeti, þefkati ve duygu derinliðiyle dengelenir, yontulur, rafine hale gelir.

Annenin baba tarafýndan önemsenmediði, küçümsendiði, daha kötüsü aþaðýlandýðý aile ortamý, çocuklarýn duygu dünyasýný olumsuz etkiler; onlarýn sevgisiz, þefkatsiz ve merhametsiz olmalarýna sebep olur.

Bu tür ben merkezli babalar, enaniyetlerinin atýndan hiç inemez, herkese olduðu gibi eþlerine de tepeden bakmayý tercih ederler. Evde her þey onlara göre ayarlanmak; bütün düzen onlarýn zevklerine uygun hale getirilmek zorundadýr. Çünkü onlar, en önemli ya da tek önemli þahsiyet olarak, her þartta mutlaka rahat etmelidir. Daha sonra ve imkân varsa diðerleri…

Bu yanlýþýn temelinde, asla Ýslâmiyet yoktur. Çünkü babalarýn en güzeli, en üstünü, Allah’ýn terbiyesinden geçmiþ olaný, en zor zamanlarýnda, meselâ yoluna kuyu kazýldýðý, üzerine pislik atýldýðý ve can korkusuyla yaþadýðý zamanlarda dahi, tebessümün sadaka olduðunu söyledi. Söylemekle kalmadý; Güzeller Güzeli, evine hep güler yüzüyle, gülen yüzüyle geldi. Aslýnda sadece yüzü gülmezdi; bütün varlýðý gülerdi. Böyle olduðu için de, bir sevgi cennetine çevirdiði evine gelince, Hanýmefendiler Hanýmefendisi Hz. Hatice annemize aþkla sorardý:

“Ya Hatice, yardýma ihtiyacýn var mý?”

Aþkýn  öteki zirvesi Annemiz de, kendisine yakýþan þu cevabý verirdi:

“Yâ Resulallah! Bana en güzel yardýmýnýz, sizin þöyle bir uzanýp, dinlendiðinizi, uyuyup rahat ettiðinizi görmemdir.”

Buna raðmen, o Güzeller Güzeli, Annemizi yoðun ve yorgun görürse, içeceði sütü keçiden kendisi saðar, elbisesini kendisi yamar, ayakkabýsýný kendisi tamir ederdi.

Bu üstün özellikleri sebebiyle, “Erkek evde ne yapar?” sorusunun en doðru cevabý Efendimiz’dedir.

Erkek evde dinlenir, yenilenir, güç tazeler.

Bunu öncelikle, evin kadýný saðlar. Onlar imandan kaynaklanan doyumsuz bir þefkatle çoðalmýþlardýr. Erdem Bayazýt’ça söylersek:

“Kadýnlar bilirim ülkeme ait

Yürekleri Akdeniz gibi geniþ, soluðu Afrika gibi sýcak

Göðüsleri Çukurova gibi münbit

Dað gibi otururlar evlerinde

Limanlar gemileri nasýl beklerse

Öyle beklerler erkeklerini

Yaslandýn mý çýnar gibidir onlar sardýn mý umut gibi…”

Böylesine bir sevgi devleti olabilen anne, babayý ne bir para makinesi olarak, ne de bir korkuluk olarak görür. Baba, o kuþatan þefkat sayesinde kendini býrakmaz, hele de sevgiden emekli olmaz. Tabii ki, PTT formülünü de hiç uygulamaz. PTT formülünü, Kalp Sevmekten Yorulmaz isimli kitabýmdan ödünç alýyorum:

“Adam verimsiz bir iþ gününü tamamlayýp eve gelir ve hemen PTT formülünü uygular. Nedir bu PTT formülü?

Pijama, terlik, televizyon…

Pijamaný giy, terliklerini tak ayaðýna ve kurul televizyonun karþýsýna…

Ne düþün, ne konuþ, ne de iþe yarar bir þey yap… Yani yaþamýyor gibi yaþa… Dünyada varlýðýn belli olmasýn… Gözün ne çoluk görsün, ne de çocuk… Sanki yokmuþsun gibi… Yaþarken ölmüþ gibi, kendini varlýk dünyasýndan sil… Yokluk numarasý yap…

Yazýk deðil mi insanlýðýmýza?

Ayýp olmaz mý sahip olduðumuz özelliklerimize?

Günah iþlemiþ olmaz mýyýz, eþimize ve evladýmýza karþý…”

Bu ayýbýn vebalini taþýmak istemeyen erkek, Efendimiz’i (s.a.) örnek alýr ve ne kadar yorgun gelirse gelsin, eþine “Yardýma ihtiyacýn var mý?” diye sorar. Sakýn ola “Ýþimiz çok, yorgunluðumuz aðýr!” demeyin. Çünkü böyle diyen beylere ben þöyle söylüyorum:

“Affedersiniz, iþiniz, derdiniz Efendimiz’den (s.a.) daha mý aðýr? O Güzeller Güzeli, sýrtýnda dünyanýn yükünü taþýrdý da, yine eve sevgisini hiç eksiltmeden gelirdi.”

“Kazak erkek,” “Taþ fýrýn erkeði” gibi bazý anlayýþlarýn arkasýna sýðýnarak, eve sadece beden olarak ya da patlamaya hazýr bir bomba olarak girenler, müthiþ bir yanýlgý içindedirler.

Bu tür babalar, eþini ve evladýný sadece bedenden, hatta mideden ibaret görürler. Dolayýsýyla da, haklarýndaki þikâyeti hemen þöyle karþýlarlar:

“Karný tok, sýrtý pek, daha ne yapabilirim ki!”

Bu kabalýðýn altýnda, babanýn kafa ve kalp midesini bilmediðini gösterir. Ýçine bir ölçek de sevgi katamadýðýnýz yemek, yaramaz eþe, çocuða… Muhabbetinizi ekleyemediðiniz elbise, ýsýtmaz evladý…

Yemeði ve elbiseyi sevgisiz bulan dört yaþýndaki çocuklarýn, “Baban eve gelince ne yapar?” sorumuza verdikleri cevaplara bakýnýz:

“Annemin canýný sýkar!”

“Baðýrýr, çaðýrýr; hepimizi korkutur.”

“Gazete okur, televizyon seyreder.”

“Yemeði beðenmez, kavga çýkarýr.”

Çocuklarýmýzýn Mevlana yürekli, Akif karakterli olmasý için, onlarýn babasý gibi baba olmak mecburiyetindeyiz.

O babalar, hem baba, hem hoca olmuþlar, evlada, sadece keselerini deðil, yüreklerini de açmýþlardý. “Caným kýzým, caným oðlum” demeyi, sarýlýp öpmeyi bilmiþlerdi. Dolayýsýyla, özlenen, gözlenen, beklenen, örnek olarak benimsenen babalardý.

“Akþam olsun da, ben babana ne diyeceðimi biliyorum!” diye tehdit unsuru olmazdý o gerçek babalar. Çünkü baba, evin korkuluðu deðildir.

Mevlana’ya göre baba, gücünü ancak hayýrda kullanýr; bu sebeple de asla diktatör olmaz. Bir hadis-i þerife dayandýrarak þöyle der Hazret:

“Akil ve arif erkekler, hanýmlarýna maðlup olurlar; kaba, katý ve cahiller de hep galip gelirler.”

Ne mutlu bu zarif adamlara, gücünü hakim olmakta deðil, düzeni sevgiyle korumaya çalýþanlara… Eve kaba kuvvetle hakim olmaya çalýþan erkekler, oradaki yürekleri daima kaybederler.

Bu bakýmdan, evde erkek için de tek mesele, BÝR GÖNÜLE GÝRMEKTÝR… Bu bakýmdan baba eve girerken, evdekilerin gönlüne de girmelidir. Bu niyetle eve yönelen adam, oraya iþini deðil, sevgisini, merhametini ve aþkýný getirir. Bu baba evde özlenir, yolu gözlenir ve asla bir fazlalýk gibi görülmez. Dolayýsýyla da, “Erkek evde ne yapar, ne iþe yarar?” gibi bir soru hiç akla gelmez…

Ynt: Erkek Evde Ne Yapar? By: Eslemnur Date: 23 Kasým 2010, 19:26:20
Vehbi hocamýn yuregýne saglýk, düþüncelerini cok takdýr edýyorum ve ondan aldýgým bir cok fikir hayatýma ýsýk tutuyor.. Bu yazýda dýger yazýlarý gýbý muhtesem olmus hele efendýmýzden verdýgý su örnek yuregýme heyecan kattý:

Hanýmefendiler Hanýmefendisi Hz. Hatice annemize aþkla sorardý:

“Ya Hatice, yardýma ihtiyacýn var mý?”

Aþkýn  öteki zirvesi Annemiz de, kendisine yakýþan þu cevabý verirdi:

“Yâ Resulallah! Bana en güzel yardýmýnýz, sizin þöyle bir uzanýp, dinlendiðinizi, uyuyup rahat ettiðinizi görmemdir.”

Buna raðmen, o Güzeller Güzeli, Annemizi yoðun ve yorgun görürse, içeceði sütü keçiden kendisi saðar, elbisesini kendisi yamar, ayakkabýsýný kendisi tamir ederdi.


 Bizler imanýmýz gereyý efendýmýzýn en yakýnlarýmýzdan daha cok sevmekle mesuluz ve keske efendýmýzýn her halýný örnek alarak sevgimizi her halýmýzle gosterebýlsek.. Sanýrým aýle ýcý problemler cok aza ýndýrgenmiþ olur.. Rabbim PTT formülünden uzak ve “Erkek evde ne yapar, ne iþe yarar?” sorularýný akla getirmeyecek esler nasýp eylesýn.. Biz bayanlarda bu eslere layýk olanlardan olabýlmek için çaba sarf edelým..


radyobeyan