Amr Bin Dinar By: armaðan Date: 27 Nisan 2009, 22:33:05
Tâbiîn devri âlim ve evliyâsýndan. Ýsmi Amr bin Dînâr el-Cumahî, künyesi Ebû Muhammed'dir. 666 (H.46) senesi Ýran beldelerinden birinde doðdu. Arap kabîlelerinden Cumah'ýn himâyesine girdi. 743 (H.126) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti.
Amr bin Dînâr, Eshâb-ý kirâmýn ve Tâbiînin büyüklerinden ders aldý. Onlarýn sohbetinde bulundu. Abâdile-i Erbaa yâni dört Abdullah adý verilen Abdullah bin Abbâs, Abdullah bin Ömer, Abdullah bin Zübeyr, Abdullah bin Amr bin Âs gibi Eshâb-ý kirâmýn büyüklerinden, Saîd bin Müseyyeb, Atâ bin Ebû Rebâh, Mücâhid gibi Tâbiînin büyüklerinden hadîs ilmini öðrendi. Onlardan hadîs-i þerîf rivâyet etti. Sika, güvenilir ve saðlam hadîs imâmýdýr. Kendisinden Tâbiînin büyüklerinden Ýmâm-ý A'zam Ebû Hanîfe, Katâde bin Diâme, Eyyüb Sahtiyânî, Þu'be bin el-Haccâc, Süfyân bin Dînâr, Süfyân bin Ziyâd Usfurî, Hammâd bin Seleme, Hammâd bin Zeyd ve daha pekçok Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn âlimleri hadîs-i þerîf öðrenip, rivâyet etti.
Amr bin Dînâr, zamânýnda Mekke-i mükerreme müftisi oldu. Mertebesi çok yüksekti. Müslümanlar arasýnda her bakýmdan büyük bilindi ve sevildi. Ahlâký güzel olup, ilim ve fazîlette devrinin önde gelenlerinden idi. Hadîs âlimlerinden Þu'be bin el-Haccâc, Amr bin Dînâr'ýn üzerine baþkalarýný tercih etmez ve buyururdu ki: "Hadîs-i þerîfler husûsunda Amr bin Dînâr'dan daha emîn bir kimse görmedim."
Muhaddisler, büyük hadîs âlimlerinden Ýbn-i Nüceyh; "Ben Amr bin Dînâr'dan daha fakîh ve dinde büyük âlim görmedim." buyurdu. Ahmed bin Hanbel ve Yahyâ bin Maîn, onu Katâde'ye tercih etmiþlerdir. Çok ibâdet eder, geceyi üçe bölerdi. Üçte birinde hadîs okur, üçte birinde uyur, üçte birinde namaz kýlardý.
Amr bin Dînâr anlatýr: "Medîne'de birisinin kýz kardeþi vefât etti. O kimse þöyle anlattý: "Kýzkardeþimi defnettiler. Kabri baþýndan ayrýldýk. Benim deðerli bir yüzüðüm vardý. Kayboldu. Onun kabrine düþtü zannýyla kabrine gittim. Kabrin lahdi üzerindeki tahtayý kaldýrdým. Ateþ alevleri yüzüme vurdu. Baktým, mezarýn içi ateþle dolu. Tahtayý yerine koydum. Mezarýn üstünü sýkýca kapatýp aðlayarak eve döndüm. Annemden, kýz kardeþimin huyunun nasýl olduðunu sordum. Bana; "Ýki kötü huyu vardý. Biri namazýna gevþekti. Ýkincisi koðuculuk yapardý." cevâbýný verdi. Bundan anlaþýlmýþ oldu ki, bu iki kötü huy, kabir azâbýna sebeptir."
Amr bin Dînâr hazretleri kelime-i tevhîdin fazîletine dâir þu hadîs-i þerîfi bildirmiþtir:
Peygamber efendimiz buyurdular ki: "Bir kimse inanarak "La ilâhe illallah" derse, muhakkak Cennet'e girer."
Eshâb-ý kirâmý çok sever, onlarýn büyüklüðünü Ýslâmiyete yaptýklarý hizmetleri devamlý talebelerine anlatýrdý. Þu hadîs-i þerîfi sýk sýk tekrarlardý:
"Eshâbýma söðmeyiniz. Kim Eshâbýma söðerse, Allahü teâlânýn lâneti onun üzerine olsun."
Oruçla ilgili olarak da þu hadîs-i þerîfi rivâyet ettiler:
"Hilâli görünce oruca baþlayýnýz. Hilâli görünce bayram yapýnýz. Eðer hava bulutlu olur da hilâli göremezseniz, otuza tamamlayýnýz."
Elini Kesmezsek Helak Olursun!
Amr bin Dînâr hazretleri þöyle anlatýr: "Önceki ümmetlerden birisi bir deniz sâhiline gitti. Orada yüksek sesle baðýran birisini gördü. Þöyle diyordu: "Beni gören kimse bir baþkasýna aslâ zulmetmeyecek!" Gelen kiþi yanýna yaklaþarak; "Ey Allah'ýn kulu! Senin bu sözün nedir, ne demek istersin?" diye sordu. O da ona þöyle cevap verdi: "Ben bir zamanlar emniyet mensubu idim. Bir gün bu deniz sâhiline geldim. Þurada balýk avlayan birini gördüm. Avladýðý balýðý bana hîbe etmesini söyledim, fakat râzý olmadý. Daha sonra satmasýný istedim. Yine kabûl etmedi. Caným sýkýldý. Kýzdým, kýrbacýmla baþýna vurmaya baþladým ve o balýðý zorla aldým. Elimde sallayarak geri dönmek için yola koyuldum.
Eve yaklaþtýðým bir sýrada balýk parmaðýmý kaptý. Parmaðýmý kurtarmak için yere atmak istedim, fakat býrakmadý. Hemen acele eve girip içeridekilerden yardým istedim. Onlar da uzunca bir zaman uðraþtýlar. Netîcede zorlukla parmaðýmý kurtardýk. Lakin parmak þiþti, kabardý. Balýðýn diþlerinin izleri göz göz açýldý. Bunun üzerine iyi bir tabibe gittim. Parmaðýmý görünce; "Bu kangren olmuþ, eðer kesilmezse, helâk olursun." dedi. Sonra da kesti. Bu defâ hastalýk elime sýçradý. Yine o tabîbe koþtum. Bana; "Eðer elini kesmezsek helâk olursun." dedi.Rýzâm üzerine eli de kesti. Bu defâ hastalýk koluma geçmiþti. Yine tabîbe koþtum. Hastalýðýn kola yayýlmýþ olduðunu söyleyip kolumu da kesti. Hastalýk bu defâ pazuma çýkmýþtý. Korku ve þaþkýnlýkla evimden çýktým. Deli gibi koþuyor ve hayvanlar gibi baðýrýyordum. Oralarda büyük bir aðacýn gölgesine sýðýndým. Dallarý arasýnda uyudum kaldým. Rüyâmda birisinin benim yanýma geldiðini gördüm. Bana; "Senin uzuvlarýn kaç kere kesildi ve parça parça atýldý. Hakkýný sâhibine götür ver. O zaman kurtulursun." dedi.
Uyandýðýmda aklým baþýma geldi. Hak sâhibini hatýrladým. Bu bana Allahü teâlâdan gelen bir cezâ idi. Hemen deniz kenarýna gittim. Balýk avcýsýný buldum. Aðýný denize atmýþtý. Onu çekinceye kadar bekledim. Çok balýklar çýkardý. O zaman balýkçýya seslenip; "Efendim ben senin kölenim!" dedim. Bana dönüp; "Sen kimsin?" dedi. Ben de; "Efendim falan zaman sizi dövüp zorla balýðýnýzý gasbeden kimseyim." dedim. Sonra ona kolumu gösterdim. Onu görünce böyle belâdan Allahü teâlâya sýðýndý. "Sen þimdi serbestsin gidebilirsin." dedi. Ayrýlmak istedim. Bana; "Dur. Bu benden sana adâlet olmaz. Çünkü bir balýk için sana bedduâda bulunmuþtum." dedi. Beni elimden tutup evine götürdü. Oðlunu çaðýrdý. Bir yer gösterip; "Þurasýný kaz." dedi. Oðlu orasýný kazdý. Ýçinde otuz bin dirhem olan bir kese çýkardý. Balýkçý oðluna emredip içinden benim için on bin dirhem saymasýný söyledi ve bana; "Bunlarla ihtiyâcýný gider." dedi. Sonra yine bir on bin dirhem daha verip; "Bunlarý da komþularýna ve akrabâna daðýt!" dedi. Ben ayrýlmak istediðimde ona; "Allah için bana söyle nasýl bedduâ ettin?" dedim. O da bana þöyle dedi: "Sen bana vurup balýðý aldýðýnda semâya baktým ve aðladým. Sonra da yâ Rabbî! Onu da beni de sen yarattýn. Onu kuvvetli, beni zayýf kýldýn. Sonra onu bana musallat eyledin. Onun zulmünü benden geri çevirmedin. Beni de onun zulmüne mâni olmaya kuvvetli kýlmadýn. Kudretin hakký için onu âleme ibret olacak hâle koy! dedim." Bunun üzerine verdiklerini alýp oradan ayrýldým.
1) Tabakât-ý Ýbn-i Sa'd; c.5, s.479
2) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.8, s.30
3) Tezkîretü'l-Huffâz; c.1, s.113
4) Hilyet-ül-Evliyâ; c.3, s.347
5) Ravd-ur-Reyyâhîn; s.169
6) El-A'lâm; c.5, s.77
Ynt: Amr Bin Dinar By: Bilal2009 Date: 07 Ekim 2020, 11:39:44
Esselamü aleyküm Rabbim bbizleri Ýslam yolundan giden ve sonunda cennete ulaþan kullarýndan eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Amr Bin Dinar By: ceren Date: 08 Ekim 2020, 01:19:36
Esselamu aleyküm.rabbim razý olsun paylaþým dan kardeþim..