Beklenen sahip By: sumeyye Date: 21 Kasým 2010, 15:36:38
Beklenen Sahip
Müslümanlar arasýnda “Allah’ým bize bir sahip gönder” sözünü her duyduðumda caným sýkýlýr içim daralýr. Zira; Allah (cc) gökten zembille kurtarýcý göndermeyecektir. Peygamberler bulunduklarý toplumun içinden seçilmiþ, görevlendirilmiþlerdir. Önderlerde yine kendi toplumlarýnýn içinden yetiþmiþ onlara yön vermiþlerdir.
Kendi toplumunun yapýsýný, özelliklerini, problemlerini bilmeyenler onlara önderlikte edemezler. Toplumun içinden çýkan önderler o toplumun problemleri üzerinde kafa yoran, çareler arayan sancýlý beyinlerdir, ayný zamanda duygulu, merhametli yürek sahipleridir. Kendi halklarýný feraha ulaþtýrmak için çaba sarf eden çoðu önderler, yaþadýklarý dönemde kendi halklarý tarafýndan anlaþýlmamýþ, dýþlanmýþ, türlü eziyetlere maruz kalmýþlardýr. Çoðu peygamber’de, çoðu fikir adamý, devlet adamý, alim de olduðu gibi.
Hz. Muhammed (sav) içinde yaþadýðý toplumun problemlerini iyi biliyor, tahmin ediyor, çareler arýyordu. Onun için maðarada sakin bir ortamda düþüncelere dalýyor, çýkýþ yolu arýyordu. Vahiy getiren meleði gördüðünde, çok düþünmekten kendine bir þeyler olduðunu zannedip korkmuþtu.
Çaðýnýn yanlýþlarýný düzeltmek isteyenlerin hiçbir zaman o yanlýþlara dalmadýklarýný, bulaþmadýklarýný da görüyoruz. Hayatýnýn bir karesinde putlara tapýp da, sonra putlarla mücadele edebilmiþ bir peygamber yoktur.
Ýþte; belki de gerçekten gökten zembille inmeyecek ama inmiþ gibi; toplumun kirlerine bulaþmamýþ, kendini temiz tutabilmiþ erlere ihtiyacýmýz var ki; onlar toplumlarýna önderlik edebilirler, hem kendilerini, hem onlarý felaha kavuþtururlar.
Ýslam dünyasýnda kurtarýcý bekleme olgusu ne zaman baþlamýþ, dayanaklarý nelerdir? Konunun uzmanlarý bunlarý bize söyleyebilir. Benim bundan daha çok önemsediðim; bu düþüncenin Müslümanlarýn zihninde bir kurt gibi onlarý içten kemirerek zaafa uðratmasýdýr.
Sadece mehdi beklentisi deðil, kuran ayetlerinin bazýlarýný seçip bunlarý, “þu kadar sayýda okursanýz dertlerden sýkýntýlardan kurtulursunuz. Cin, þeytan size dokunmaz, evinize hýrsýz girmez. Dünyada afiyet içinde yaþar, ahirette de ateþten azad olursunuz.” gibi gerçek mecrasýndan saptýrmakta ayný zihnin ürünüdür.
Peki ayetlerine kendilerine kurtarma misyonu yükledikleri Kuraný Kerim öyle mi diyor bu ayetler de? Bilakis, onu okuyanlara aðýr görevler yüklüyor. Felaha kavuþmak isteyenlerin nasýl davranmalarý gerektiðini, üzerinde dura dura, tekrar tekrar izah ediyor. (örnek: bakara 1-5) – (müminun 1-10)
Bazý Müslümanlar; sünnetullah a uymadan, kurtulacaklarýný zannediyorlar. Oysa zan, kuruntu insaný hiçbir yere götürmez, kurtarmaz da.
Kuran’da; Allah’ýn istediði gibi bir iliþki kurup, zihinlerini yeniden inþa sürecine girmeden, boþ hayallerle avunup duracaða benziyor kimi Müslümanlar.
Hayal âleminden, reel aleme intibah etmeden bu sorunlar çözülmez. Oturduklarý yerden kurtarýlmayý bekleyenler umduklarýný bulamayacaklarýdýr. Kurtulmak için çaba sarf edenler, Allah’ýn ilkelerine canlarý pahasýna sarýlanlar, kurtuluþa ereceklerdir.
Kurtulmaya layýk olmayanlar, kendilerine bir önder gönderilse bile O’ndan gereði gibi istifade edemezler. Hz. Musa örneðinde olduðu gibi… Hz. Musa onlarý firavunun zulmunden, kölelikten kurtarmak için mücadele ettiði halde, kavmi Hz. Musa’yý defalarca sukut-u hayale uðratmýþtý.
Kur’an-ý kerimi, rasulleri, önder þahsiyetleri anlamadan sünnetullahla beraber hareket etmeden problemlerimizi çözemeyiz, biz de kurtulamayýz.
Hem önder, kurtarýcý beklemeyi deðil, bizim, her birimizin önder olmamýzý öðütlemiyor mu rabbimiz?
“Ey Rabbimiz! Lütfunla bizlere eþlerimizden, soyumuzdan gözler süruru ihsan buyur ve bizi müttakilere öncü yap’ Nihal Ýlimen