Kalbin Kilitlenmesi By: reyyan Date: 20 Kasým 2010, 20:04:53
Kalbin Kilitlenmesi
M. Sâmi Ramazanoðlu
Allah Teala buyuruyor:
"O küfredenler ve Allah'ýn yolundan sapanlar, sapdýranlar muhakkak ki hidayetten pek uzak bir dalalete düþmüþlerdir." (Nisa, 168)
"Ahd-i Elest'de" yani; Allah'ýn ezelde "Ben sizin Rabbiniz deðil miyim?" sualine cevab olarak; "Bela" yani "Evet, Sen bizim Rabbimizsin" dedikten sonra Benim rububiyyetimi inkar edenler, kalblerinin o vakitdeki safasýný süfli ve nefsani amelleriyle boðanlar ve Allah'ýn insanlara verdiði salih fýtratlarýný, behimi, yýrtýcý ve þeytanî sýfatlarla deðiþtirip bozanlarý korkutsan da korkutmasan da birdir. Çünkü:
"Hayýr! Onlarýn söylediklerinin aksine kendi kazandýklarý behimi ve þeytani vasýflar kalblerini kuþatmýþ ve boðmuþtur!" (Mutaffifin, 14) buyurulmuþtur.
Onlar küfran ile Allah'ý unutunca, Allah onlarý darmadaðýn etti. Hevalarý onlara galib geldi ve onlarý tepesi üstü yere yýktý. Onlar canlý suretinde ölü kalbli oldular. Kalbleri ölü olmakla onlarý va'd ve vaid ile müjdelemek ve korkutmak aynýdýr, iman etmezler. Çünkü kalbleri katýlaþmadýr. Dünya muhabbeti ve þehvetlerine düþkün olmalarý onlarýn kalblerini taþlaþtýrmýþtýr. Nasihat tesir etmez. Kalblerinin kapýlarýný, hak kelamý duymaða ve anlamaða karþý kilitlemiþlerdir. Onlarýn bu hali Kýtal Suresi, 24. ayetinde:
"Onlar Kur'an'ý hiç tedebbür etmezler mi? Manasýný anlamaða çalýþmazlar mý? Yoksa kalblerinin üzerine kilitler mi vuruldu?" diye beyan buyurulmuþtur.
Bunlar Cenab-ý Hakk'la ünsiyyet kokusunu alamazlar. Þekavet gibi bir sarsar fýrtýnasý bunlarýn yurdlarýný harabeye çevirmiþ ve kendilerini helak etmiþtir.
Bunlarýn kazandýklarý ve kendilerine sýfat olarak seçdikleri süfli, behimi ve þeytani vasýflar kalblerinin etrafýný kuþatýp, hiç bir öðüdü ve hitabý iþitmeyecek hale getirince Allah onlarýn kendi kalblerine vurduklarý kilitleri mühürlemiþtir:
"Allah onlarýn kalblerine ve kulaklarýna mühür vurmuþdur, gözlerinde de perde bulunmaktadýr. Onlar için ayrýca bir büyük azab daha vardýr." (Bakara, 7)
Akýl sahibine gerekdir ki kendini acýklý bir azaba götürecek þeylerden kaçýnsýn. Ýnsaný azaba götüren þeylerin baþýnda günahlarda ýsrar, insanlarýn küçük hata ve ayýblarýyla uðraþmak gelir. Kul Allah'ýn ayetlerine kulak tutup her bir emr-i ilahinin kalbinde yer etmesine çalýþmalý, kalbinin ve kulaðýnýn mühürlenip gözüne perde çekilmesinden Allah'a sýðýnmalýdýr.
"Onlar Allah'a ve iman edenlere kendilerince hud'a, yani hile yapýyorlar. Halbuki kendilerinden baþkasýný aldatmýyorlar. Fakat bunu idrak etmiyorlar ki!" (Bakara, 9)
Þekavet üzere, mebcûl (yaratýlmýþ) bulunanlar zahirde Allah'ý aldatmaða, O'na hile ve hud'a yapmaða çalýþýrlar. Fakat yapdýklarý hilelerin kendi baþlarýna geçeceðini düþünemezler. Çünkü türlü türlü þehvetlerle gözleri dönmüþ ve yapdýklarý iþin neticesini düþünmekten ve görmekten kendi kendilerini mahrum etmiþlerdir.
"Allah onlara hud'a ederken, onlar kendilerince Allah'a hud'a yapdýklarýný zannediyorlar." (Nisa, 142)
Bunlar iman etme imkanlarý var iken iman etmeyip ateþi hakettiler. Hile yoluyla nifaklarýný izhara baþladýlar ve nifak ayaðýyla ateþin en alt derecesine indiler. Ýmana gelme istidadlarýný kendi elleriyle ibtal etdiler ve mekirleri kendilerini helak etti. Bunu da bilmediler. Kendilerini bu iþlere sürükleyen sebeb kalblerinin hasta olmasý idi. Kalbleri hasta olanlar ise sýrr-ý kader'i anlamaktan uzak olup Allah'ý aldatmaða teþebbüs edecek dereceye düþen kimselerdir.
Bu ayet-i celilenin tefsirinde denilmiþtir ki: Allah bunlara amellerine göre muamele eder. Onlar ateþe atýlýrlar ve uzun seneler boyunca orada azab olunurlar. Sonra Rahman'dan yardým isterler. Onlara denilir ki: Ýþte þu kapýlar sizin için açýlmýþtýr! Hemen o kapýlara koþarlar, tam çýkacaklarý zaman yüzlerine kapanýr ve þeytanlarýyle baþ baþa kalacaklarý kuyularýna, derekeleri-ne geri döndürülürler.
Cenab-ý Hak bunlar hakkýnda:
"O fasýklara gelince onlarýn varacaklarý yer ateþtir. Onlar oradan her çýkmak istedikçe oraya döndürülürler ve kendilerine: 'Yalanlamakta olduðunuz bu ateþ azabýný tadýn bakalým' denilir"
"Onlar sadece kendilerini aldatýrlar, fakat bunun farkýna varmazlar." (Bakara, 9)
Yani onlar, yalnýz kendilerini aldatýrlar ama, gaflet ve dalalete saplandýklarýndan bunu hissedemezler. Allah'ý ve müminleri aldatmaya çalýþmalarýnýn vebali ve zararý o kadar açýk bir þekilde bu münafýklara dönecektir ki, bunu ancak duyma azalan körelmiþ kimseler anlayamazlar.
"Hissedemezler" ifadesiyle münafýklar, cemadat: cansýzlar seviyesine indirilmiþ, duygudan mahrum oluþlarý dolayýsýyla da hayvanlardan daha aþaðý mertebededirler. Haklarýnda, "Belki hayvanlardan daha þaþkýndýrlar" (Araf, 179) denilmektedir.
radyobeyan