Evliyalarýn Hayatý
Pages: 1
Ata Bin Meysere El-Horasani By: armaðan Date: 26 Nisan 2009, 15:53:54
Tâbiîn devrinin tanýnmýþ, hadîs ve tefsîr âlimlerinden. Ebû Eyyûb, Ebû Osman, Ebû Muhammed, Ebû Sâlih Belhî künyeleri vardýr. 670 (H.50) senesinde doðup, 752 (H.135) târihindeEriha'da vefât etti. Ýbn-i Abbâs, Adiy bin Adiy el-Kindî, Mugîre bin Þu'be, Ebû Hüreyre, Ebüdderdâ, Enes bin Mâlik, Ka'b bin Ucre, Muaz bin Cebel ve daha baþka sahâbeden r.anhüm hadîs-i þerîf rivâyet etmiþtir. Ondan da, Þu'be, Ebû Abdurrahmân, Ýshak bin Useyd el-Horasânî, Dâvûd bin Ebî Hind, Evzâî, Mâlik bin Enes gibi büyük âlimler, r.aleyhim hadîs-i þerîf rivâyetinde bulunmuþlardýr. Ýbn-i Muîn, Ýbn-i Ebî Hâtim, Nesâî ve Dârekutnî, onun hadîs ilminde sika, güvenilir, saðlam bir âlim olduðunu söylemiþlerdir. Atâ bin Ebî Müslim'in rivâyet silsilesinde yer aldýðý hadîs-i þerîfler, Sahîh-i Müslim, Sünen-i Ebî Dâvûd, Sünen-i Tirmizî, Sünen-i Nesâî ve Sünen-i Ýbn-i Mâce'de mevcuttur. Ýlmi ile amel eden mübârek bir zâttýr.

Abdurrahmân bin Yezîd bin Câbir þöyle anlatýr: Atâ-i Horasânî ile berâber gazâya, savaþa gitmiþtik. Gecelerini, namazla geçirirdi. Gecenin üçte biri veya yarýsý geçince, bize isimlerimizle seslenir, "Kalkýnýz, abdest alýnýz, namaz kýlýnýz. Çünkü geceleri ibâdet ve gündüzleri oruçla geçirmek, Cehennem'den irinler içip, çeþitli azaplara yakalanmaktan daha kolaydýr." der ve namaz kýlmaya baþlardý. Seher vaktine kadar ibâdet eder, sonra biraz uyurdu.

Nasîhat isteyenlere: "Dünyâya çok düþkün olduðunuzu görüyorum. Size âhireti tavsiye ederim. Dünyâ iþleriyle uðraþýrken âhiretinizi unutmayýnýz. Bir kimsenin dünyâda makam, mal ve mülk sâhibi olmasý, herkesin yanýnda sözünün geçmesi, âhiretteCehennem'e düþmesine, ateþte yanmasýna mâni olamaz. Orada hüküm, Allahü teâlânýndýr. Dilerse azâb eder, dilerse Cennet'ine koyar. Onun için bu dünyâda, Allahü teâlânýn rýzâsýný kazanmaya, þu imtihan yurdunda, îmân edip, sâlih ameller yapan, iyiliði emredip, kötülükten alýkoyan, bu uðurda gelen sýkýntýlara katlananlardan olmaya çalýþmak lâzýmdýr." buyururdu.

Bir defâsýnda þöyle buyurdu: "Günâh iþlendiði zaman, Allahümmaðfir lî, Allah'ým! Beni baðýþla demeli. Böyle yapmak, Allahü teâlâya teslimiyet ve boyun eðmenin ifâdesidir."

Þeytanýn hîlelerine aldanmamak, bu hususda çok dikkatli olmak gerektiðini þöyle anlatmýþtýr:

"Kim bir fenâlýk yapar veya nefsine zulmeder de Allah'tan maðfiret dilerse, Allah'ý çok baðýþlayýcý, çok merhametli bulur." meâlindeki Nisâ sûresinin yüz onuncu âyet-i kerîmesi nâzil olunca, þeytan korkunç bir sesle feryâd etti. Sesi öyle yüksek çýktý ki, yeryüzündeki bütün askerleri iþitip, yanýna geldiler ve; "Nedir bu hâlin? Bu þiddetli feryâdýn sebebi nedir?" diye sordular. O da; "Benim hîlelerim ile bu ümmete iþlettiðim günahlarýn af ve maðfireti hakkýnda Muhammed'e bir âyet nâzil oldu." dedi. Askerleri bunun hangi âyet olduðunu sorunca, Nisâ sûresi yüz onuncu âyetini onlara okudu. Sonra þöyle dedi:

"Bu âyette Allahü teâlâ istiðfâr edenlere af ve maðfiretini vâd etti. Allahü teâlânýn vâdinde dönmek yoktur. Þimdi düþünün. Acabâ buna bir hîle yolu bulabilir misiniz?" Onlar; "Hayýr, biz böyle bir hîle yolu bilmiyoruz." dediler. Bunun üzerine þeytan onlara; "Hele siz gidip biraz düþünün. Belki bir hîle yolu bulabilirsiniz. Bu arada ben de düþüneyim." dedi. Þeytanýn askerleri oradan ayrýldýktan bir süre sonra, þeytan yine bir nâra attý. Bütün askerleri tekrar toplanýp geldi. Þeytan onlara; "Bir yol bulabildiniz mi?" diye sorunca, onlar; "Hayýr!" cevâbýný verdiler. Þeytan; "Ben bir hîle yolu buldum." dedi. Avânesi bunun ne olduðunu sorunca þöyle dedi:

"O büyük Peygamber âhirete intikâl ettikten sonra, ümmetine güzel amel sûretinde çeþitli bid'atler iþletelim. Bunlarý ne Peygamberler, ne halîfeleri ne de eshâbý yapmýþ olsun. Böyle amelleri onlara güzel göstermek sûretiyle, onlar o bid'atleri sünnet sanýp ýsrârla üzerine düþüp yaparlar. O yaptýklarý amelden de tövbe ve istigfâr etmezler. Bu iþledikleri bid'atlerle onlarýn Cehennem'e girmelerini saðlar, murâdýnýza erersiniz." dedi. Allahü teâlâ cümlemizi þeytanýn þerrinden muhâfaza eylesin. Âmin!.

Komþuluk ve komþu hakkýnýn önemi husûsunda Hasan-ý Basrî'den (r.aleyh) naklen bildirmiþtir. Resûlullah efendimiz þöyle buyurdu:

"Komþular üç kýsýmdýr. Birinin bir hakký vardýr. Bu, (hakký) en az olan komþudur. Ýkincisinin iki hakký vardýr. Üçüncüsünün üç hakký vardýr. En fazla hakký olan budur. Bir hakký olan müþrik komþudur. Akrabâ da deðildir. Bunun sâdece, komþuluk hakký vardýr. Ýki hakký olan, müslüman komþudur. Akrabâlýðý da yoktur. Haklarýndan birisi, müslümanýn, müslümana olan hakký, diðeri komþuluk hakkýdýr. Üç hakký olan, müslüman komþudur ki, ayný zamanda, akrabâlýðý da vardýr. Haklarýndan biri, müslümanýn, müslüman üzerinde olan hakký, komþuluk hakký, diðeri akrabâlýk hakkýdýr. Komþuluk hakkýnýn en aþaðýsý, et ve benzeri yiyeceklerden çýkan koku ile komþuya eziyet vermemektir. Ancak tencerede piþenden bir mikdâr verilirse, eziyet edilmemiþ olur."

Buyurdu ki:

"Zikr meclisleri, Allahü teâlânýn helâl ve haram kýldýðý þeylerden bahsedilen yerlerdir."

"Büyüklerimizden birisi, hatâ ve noksanlarýný avucunun içine yazar, avucuna bakýp, hatâ ve noksanlarýný görüp hatýrlayýnca, eli titrerdi."

"Kiþi, hesâbýnýn mükemmel bir þekilde olabilmesi için, tanýdýklarýnýn yanýnda hesâba çekilir."

"Bir kimse herhangi bir yerde Allahü teâlâya ibâdet ve tâatte bulunursa, o kimse öldüðü zaman o yer onun için aðlar ve kýyâmet gününde, ona kendi üzerinde ibâdet ve tâatte bulunduðuna dâir þâhidlik eder."

"Þu üç husus, gerçek kardeþliðin îcâblarýndandýr: Birincisi, hasta olduklarý zaman, birbirini ziyâret etmek. Sýkýþýp, daraldýklarý zaman birbirine yardýmcý olmak. Bir þeyi unuttuklarý zaman birbirlerine hatýrlatmak."

"Bir mil uzakta da olsa, hasta bir kardeþini ziyâret et. Ýki mil uzakta da olsa, git, iki kardeþinin arasýný bul, onlarý barýþtýr. Üç mil uzakta bile olsa, yürü, Allahü teâlânýn rýzâsý için sevdiðin bir kardeþini ziyâret et."

"Cehennem'in yedi kapýsý vardýr. Bunlardan en pis kokan, ateþi en þiddetli olan, haram olduðunu bildikten sonra zinâ yapanlara âid olandýr."

"En güvendiðim amel olarak ilim öðretmemi, Allahü teâlânýn emirlerini ve yasaklarýný insanlara anlatmamý görüyorum."

"Þeytanýn insanlarýn gözüne sürdüðü bir sürmesi vardýr. Bu sürme, insanlar, Allahü teâlâyý anacaðý zaman gelen uykudur."

Tüyler  Ürperten  Yolculuk

Atâ-i Horasânî þöyle nasîhat ederdi:

"Hep iyilik yapýn. Zîrâ yapýlan iyilikler, iþlenen kötülükleri yok eder. Sonunda dünyâdan ayrýlacaðýnýz için, kendinizi ondan ayrýlmýþ kabûl ediniz. Bir gün mutlaka tadacaðýnýz için ölümü tatmýþ gibi olunuz. Bir gün âhiret âlemine göçüp, oraya yerleþeceksiniz. O halde þimdi kendinizi oraya gidip yerleþmiþ tasavvur ediniz. Zâten bütün insanlarýn varacaðý son durak burasýdýr. Her insan yolculuða çýkacaðý zaman mutlaka hazýrlýk yapar. Yolculukta lüzumlu eþyâlarýný yanýna alýr. Sýcaða karþý korunmak için gölgeliðini, yemek içmek için azýðýný, soðuða karþý elbiselerini ve yorganýný temin eder, öyle yola çýkar. Sefere, hazýrlýklarýný yaparak çýkan kimseye gýpta edilir. Hazýrlýksýz yola çýkan piþman olur. Çünkü, yola çýkýp, güneþ altýnda kalýnca, gölgelenecek bir þey bulamaz. Güneþin sýcaðý altýnda nice sýkýntýlarla karþýlaþýr. Susadýðý zaman, susuzluðunu gidereceði bir su bulamaz. Soðukla karþýlaþtýðýnda üzerine alacak bir þeyi yoktur. Ýþte böyle kimsenin, o sýkýntýlý halde iken, hazýrlýksýz yola çýktýðýna ne kadar çok piþman olacaðýný siz düþünün. Bu sýkýntý dünyâdadýr. Dünyânýn sýkýntýsý geçicidir. Ýnsan bir gün sýkýntý ile karþýlaþýr. Öbür gün, o sýkýntýdan kurtulabilir. Fakat ya âhiretin devamlý olan dayanýlmaz acý ve ýzdýraplarýna yakalanýrsak, hâlimiz nice olur? Bu bakýmdan insanlarýn en akýllýsý, sonsuzluk âlemi, gerçek vatan olan, âhiret için iyi hazýrlanandýr. Dehþeti tüyler ürperten kýyâmet gününde, Allahü teâlâ kimi arþýnýn gölgesi altýnda gölgelendirirse o kimseyi, o gün güneþin sýcaklýðý aslâ rahatsýz etmez. Oradaki sýkýntýlardan kurtulur."

1) El-A'lâm, c.4, s.235
2) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.6, s.283
3) Þezerât-üz-Zeheb; c.1, s.192
4) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.7, s.212
5) Tabakât-ül-Müfessirîn, (Dâvûdî); c.1, s.379
6) Hilyet-ül-Evliyâ; c.5, s.193
7) Ýslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.2, s.130, c.14, s.161

Ynt: Ata Bin Meysere El-Horasani By: Bilal2009 Date: 04 Ekim 2020, 11:33:13
Esselamu aleyküm Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Ata Bin Meysere El-Horasani By: ceren Date: 04 Ekim 2020, 21:06:32
Esselamu aleyküm.rabbim razý olsun paylaþým dan kardeþim...
Ynt: Ata Bin Meysere El-Horasani By: Sevgi. Date: 05 Ekim 2020, 01:34:49
Aleyküm Selâm. Dünya sevgisine dalan kiþi ahiretini unutmaya mahkum olur. Oyüzden dünyada ki geliþ amacýmýzý unutmamak gerekir. Rabb'im bizleri rýzasýna uygun þekilde yaþýyan kullarýndan eylesin.. Amin Ecmâin

radyobeyan