Dini Hikayeler
Pages: 1
Mesnevi de bir hikaye By: ezelinur Date: 16 Kasým 2010, 14:47:51
Mesnevi'de bir hikaye

Mevlana Mesnevi'sinde bir hikâye anlatýr:

Bir adam, dostunun kapýsýna gelip, kapýsýný çalar. Ýçeriden gelen ses:
-Kapýyý çalan da kim, diye sorar.
Adam:
-BEN'im, diye cevap verince, dostu:
-Git, þimdi zamaný deðil, sonra gel der.
-Adam, kapýdan ayrýlýr ve bir yýl dostunun hasretiyle yanýp tutuþur. Bir yýlýn sonunda dostunun kapýsýna tekrar gelir. Reddedilme korkusuyla kapýyý çalar.
Ýçeriden gelen ses:

-Kim o, diye sorar. Adam:
-SEN'im, diye cevap verir.
Dost, adamý içeri davet eder:
-Mademki BEN'sin, içeri gir. Ev dar iki kiþi sýðmýyor, der.
Kaçýmýzýn SEN' im diyebileceði, ruhunu birleþtirebileceði bir dostu var? Kaçýmýz BEN'ini SEN yapmayý baþarabildi? Ýþimiz hep BEN'lerle. Çok sevdiðimizi söylediðimiz halde SEN'im diyemiyoruz sevdiðimize. Ya sevgimizde bir problem var ya da BEN'imizde. Eðer sevdiðimizle SEN olabilseydik, arada mesafeler olsa bile SEN'imiz hep yakýn olurdu. Bu yüzden"gözden ýrak olan gönülden de ýrak olur"sözü, SEN olamayan BEN'ler için doðru olsa gerek. SEN olmayý baþarabilseydik maddi mesafelerin bir önemi olmaz, gözümüzden ýraklýk, gönlümüzdeki ýraklýða engel olurdu.
Biz BEN'likleri ne zaman aþarsak SEN'likler o kadar yaný baþýmýzda olacak. "Gerçek aþk" da bu olsa gerek. SEN-BEN deðil, sevdiðimizle bir olmak.

BEN'ini Leylasý ile SEN yapan Mecnun'a "adýn ne?" diye sorduklarýnda, "Leyla" diye cevap vermiþti. Mecnun'un karþýsýna bir gün Leyla çýktýðýnda, önce onu tanýyamamýþ, Leyla olduðunu anladýðýnda ise ona þunlarý söylemiþti; "Bir bütün idim ben Leylâ ile. Sense Leylâ"yým diyorsun. Sen Leylâ isen eðer; beni yakmaya hayalin yeter, takatim yok sana kavuþmaya. Varlýðý olmayan bir zerreye aynadan ne fayda? Caným gideli hayli zamandýr, cismindeki bir baþka candýr; bir özge candýr. Sensin beni benden ayýran, uzaklaþtýran. Ben yokum, senin tecellin var. Vuslatýnýn aðýr yükünü kaldýramam ki. Önceleri sen vardýn, þimdi ben yok oldum. Manevi dünyamda dostum daima sensin. Leyla öldüðünde ise Mecnun'a "Leyla ölmedi mi?" diye sorduklarýnda "Hayýr, BEN Leyla'yým" diye cevap vermiþti.

Hallac-ý Mansur, ALLAH'tan baþka her þeyin batýl ve yalnýz ALLAH'ýn hak olduðuna kesin kanaat getirince, "sen kimsin?" sorusuna muhatap olduðunda "Ene'l-Hakk" (ben Hakk'ým) diye cevap vermiþ ve bu cevap onun idamýna sebep olmuþtu. BEN'ini SEN yapmanýn ne demek olduðunu bilmeyenler, kelime mânâsý; "Ben Hakk'ým" demek olan "Enel-Hak" sözünün hakîki mânâsýnýn: "Ben yokum, Hakk var" demek olduðunu anlayamamýþlar ve bu Hakk aþýðýný idam etmiþlerdi.

Bir rivayete göre Hallac-ý Mansur'u daraðacýna astýklarý vakit Ýblis yanýna gelmiþ ve "Bir sen ENE (BEN) dedin, bir de ben (Sen ene'l-Hakk dedin, ben "ene hayrun minhu" [Ben ondan hayýrlýyým] dedim). Nasýl oluyor da ALLAH, bu yüzden senin üzerine rahmet, benim üzerime lânet yaðdýrýyor?" diye sormuþ. Hallâc-ý Mansûr þu cevâbý vermiþ: "Sen "Ene" dedin, kendini ortaya koydun, ben "Ene" dedim, kendimi ortadan kovdum. Benliði ortaya getirmenin kötü, benliði ortadan kaldýrmanýn ise iyi olduðunu bilesin, diye bana rahmet, sana lânet etti."

Ene'l-Hakk'ý bir baþka þekilde ifade eden Yunus Emre de "Beni bende deme ben bende deðilem! Bir ben vardýr bende benden içeru"demiþtir.

Hakk'ý dost edinip BEN'ini unutanlar bu birkaç örnekle sýnýrlý deðil. Þimdi soralým BEN'imize, SEN'im diyebileceðimiz bir dostu bulmayý baþardýk mý? Birinin SEN'im diyebileceði kadar dost olabildik mi?
Kalplerimiz çok geniþti. Ýçini hep BEN'lerle doldurduk. Sanki BEN'ler kalplerimizi daha da geniþletti. Kalplerimiz geniþledi geniþlemesine ama içinde o kadar çok BEN vardý ki SEN'lere yer kalmadý. Kalplerimizi BEN'lerden SEN'lere açmayý baþaramadýk. Bunu baþarmanýn belki de tek yolu vardý" BEN'i öldürmek. BEN'i öldürmek kolay kolay olacak bir þey deðildi. BEN'e SEN dedirtebilmek için BEN'in iyi bir terbiyeye ihtiyacý vardý. BEN terbiye olmazsa SEN'i bulmak mümkün olmazdý. Bu terbiye de sevgi ve aþk ile olurdu.

BEN'imizi terbiye etmek için uðraþtýk mý? Böyle bir amacýmýz oldu mu?..


Muhyiddin Ýhyâ Efendi, "Rabbim, sen beni bana verdin,/ Ben de kendimi sana veriyorum" diyor. Bizi, bize veren O'na BEN'imizi verebildik mi? "Kendimi arýyorum, gören var mý?"diyecek kadar BEN'ini O'na veren ve O'nunla SEN olabilen Erzurumlu Ýbrahim Hakký, O'ndan gelen her þeye razý olduðunu þu dizeleriyle bildiriyor:

Hoþtur bana senden gelen,
Ya gonca gül, yahut diken
Ya hayattýr yahut kefen,
Nârýn da hoþ, nurun da hoþ,
Kahrýn da hoþ, lütfun da hoþ.
Gelse celalinden cefa
Yahut cemalinden vefa
Ýkisi de cana safa
Nârýn da hoþ, nurun da hoþ,
Kahrýn da hoþ lütfun da hoþ...
Ne mutlu SEN'ini bulabilene


radyobeyan