Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Namaz Ama Cemaatle By: reyyan Date: 13 Kasým 2010, 15:25:49
Namaz Ama Cemaatle

Cemal Nar

Bir gün köyüm Hartlap’ta, komþumuz Mýrrýk Ali Emminin evindeyiz. Mert, yiðit ve bir o kadar da çileli bu komþumuzun oðullarýndan sevgili Ahmet Viþne ve bir gurup Ýmam Hatip’li genç oturmuþ sohbet ediyoruz. Sohbette çok sevdiðimiz Öþlü’lü Hasancýk Hasan emmi de var.

Biz o zaman camide kimimiz ezan okuruz, kimimiz namaz kýldýrýrýz, kimimiz vaaz ederiz. Bu gün çoðu rahmetli olan o zamanýn güzel cemaati de bizi çok sever ve büyük adamlar gibi deðer verirlerdi. Onlara göre biz örnek alýnacak gençlerdik.

Evet, evde derin ve faydalý bir konuda neþeyle sohbet ediyoruz. Vakit nasýl geçmiþse, birden ezan okundu. Hasancýk Hasan emmi kambur beline raðmen birden ok gibi yerinden fýrladý ve “namaz”  diyerek çarýðýný giydi gitti. Kendisi camiye varýncaya kadar sünneti çoktan kýlmýþ olacaklarý muhakkaktý. Artýk farzýn neresinde yetiþirse…

Biz dona kaldýk. Uzun bir sükût, yabancý bir misafir gibi tek tek tokalaþtý hepimizle. Sessiz ve derinden, dili dudaðý deprenmeden konuþan bir vaizi, kalb kulaðýmýzla dinler gibiydik. Nihayet tanýyanlardan birisinin þu þahitliði ile sessizlik týrpanlandý: “Allah razý olsun, bu emmi hep böyledir. Ezaný duydu mu, muhakkak camiye gider. Misafirlikte ise, iþte böyle kalkar gider ve namazdan sonra tekrar döner. Evinde misafir bile olsa, ‘siz oturun, ben þu namazý kýlývereyim de geleyim’ der, yine gider.”

Unutamadýðým bir ders aldýðýma sizler de þahitsiniz deðil mi? Aradan kaç yýl geçti bilemiyorum, camiye cemaate gitmede tembellik yaptýðým þu günlerde kendime bir ikaz olsun için hadis okumaya oturduðumda yine bu olayý hatýrladým ve alacaðýmý aldým. Ruhun þad olsun Hasan emmi, sözünle deðil, iþinle ne güzel bir ders vermiþtin bize.

Belki biz o gün sohbete dalmýþtýk ve namaz saatini unutmuþtuk. Ezan okununca da tembelliðimiz tutmuþtu. Öyle mi? Deðil, hiç nefsimizi temize çýkarmayalým, baþka zamanlarda da her vakti camide kýlmadýðýmýz oluyordu, hala da oluyor maalesef.

Peki bu Hasan emminin yaptýðý da neydi? Ne kadar da güzeldi! Nefse hiç umut aralýðý yok. Yetiþemese de namazý camide kýlacak. Böyle olunca üþengeçlik asla semtine uðramayacak bir ömür. Hayran kalmýþtýk.

Evet, iþte bir mü’min. Hem de tam ve kamil bir mü’min. Efendimizden aldýðýmýz bilgiyle biz buna þahitlik yaparýz.

Biz biliyoruz ki namaz cemaatla kýlýnýr. Ýslam böyle ister. Hem de namaza istekli olarak, canlý canlý kalkýlýr. Öyle tembel ve üþengeç kalkýþlar, olsa olsa münafýk kalkýþýdýr. Nitekim Rabbimiz onlarý anlatýrken, “Onlar, namaza kalktýklarý zaman tembel tembel kalkarlar. Ýnsanlara gösteriþ yaparlar. Allah’ý pek az anarlar.” buyuruyor. (Nisa, 142)

Tabi evde içten gelerek kýlmalar, münafýklýk deðildir. Tembellik her zaman münafýklýk deðildir. Çünkü münafýklar, ezan okunduðunda herkes namaza giderken kendileri de ister istemez namaza gidiyor ve yalnýz olsalardý asla kýlmayacaklarý namazý kýlýyorlardý. Ayette ifade edildiði gibi, “Ýnsanlara gösteriþ yapýyorlardý.” Allah’ý hatýrlarýna getirmezler, zikretmezler, anarlarsa pek az anarlar ki, o da mecburiyetten ve sadece aðýzlarýndadýr. Çok çirkin bir manzara deðil mi?

Oysa evinde kýlan öyle deðil. Deðil amma, yine de bir benzerlik var dýþ görünüþte. Onlara hiç benzememek, onlardan ve iþlerinden nefret etmek varken, bu bile hoþ deðil. Bu bile ürküntü veriyor.

Þu hadis de ayný gerçeðe iþaret eder: “Ebû Saîd el–Hudrî radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:

“Mescidlere devam etmeyi alýþkanlýk haline getiren bir adamý gördüðünüz zaman, onun gerçek mü’min olduðuna þahitlik ediniz.” Allah Taâlâ þöyle buyurur: “Allah’ýn mescidlerini, ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazý kýlan, zekâtý veren ve Allah’tan baþka kimseden korkmayanlar onarýrlar. Ýþte onlar, doðru yolu bulanlardan olabilirler” (Tevbe: 9/18) (Tirmizî, Îman 8, Tefsîru sûre(9). Ayrýca bk. Ýbni Mâce, Mesâcid 19.)

Mescidi onarmak, mamur kýlmak, öncelikli olarak bina etmek ve harap olan yerlerini tamir etmek gibi maddî anlamýnda olabileceði gibi, amacýna uygun kullanmak, yani içinde namaz, ilim, zikir, vaaz, itikaf gibi iþler de manevî açýdan tamir anlamýna gelir.


radyobeyan