Yemin By: manas Date: 12 Kasým 2010, 15:05:50
YÝRMÝNCÝ BOLUM
YEMÝN
A.GENEL BÝLGÝLERALLAH zatý veya bir sýfatý ile yapýlan yemin, kesin yemin sayýlýr. "Vallahi, Rabb'il- Alemin, Kendisi için ölüm olmayan diri, Nefsim kudret elinde olan" gibi. Yüce ALLAH'a mahsus her hangi bir isim ile yapýlan yemin de kesinleþir. Bir kimse yemin lafzýný söyler de : "Bu sözümle yemin etmeyi kast etmedim." derse, sözü kabul edilmez.
ALLAH adýna kullanýlan Rahim, Halik, Razýk, Rab gibi lafýzlar mutlak þekilde sarf edildiðinde bunlarla yemin kesinleþir. Ancak Allah'tan baþkasý için sarf edilirlerse, yemin kesinleþmiþ olmaz. Hem ALLAH hem de baþkalarý için kullanýlan lafýzlar ayný hükmü ifade ederler. Meselâ ; þey, mevcut, alim ve hayy gibi lafýzlar ancak niyete göre yemin olurlar. ALLAH'ýn zatý için kullanýlan ALLAH'ýn azameti, Allah'ýn izzeti, Kibriyasý, Kelamý, Ýlmi, Kudreti ve Meþieti gibi sýfatlarla yapýlan yemin kesinleþir. Ancak ilim ile malum, kudret ile mak-dur kast edilirse yemin sayýlmaz.
Bir kimse: "ALLAH'ýn hakkma/Kur'an'ýna yemin ederim." derse, bu yemin olur. Ancak bununla ALLAH'a ibadet etmeyi kast ederse yemin sayýlmaz.
Yemin (kasem) harfleri þunlardýr: "Ba, vav, ta.", "Vallahi, Billahi, Tallahi" gibi. Ta harfi ALLAH'a mahsus kasem harfidir.
Bir kimse, "ALLAH" der ve bu lafzý ref (Allahu) nasp (Allaha) veya cer (Allahi) þeklinde söylerse yemin olmaz. Ancak yemine niyet ederse yemin olur.
Bir kimse, "Aksemtu Billahi/ALLAH adýna kasem ederim ki....", "Üksimu Billah/AIlah adýna kasem ederim ki...", "Haleftu Billahi/ALLAH adýna yemin ederim ki...", "Ehlifu Billahi/ALLAH adýna yemin ettim ki...." þunu yaparým der ve bununla yemin etmeyi kast ederse veya mutlak þekilde söylerse yemin olur. Þayet bu sözü ile geçmiþte yapmýþ olduðum veya gelecekte yapacaðým bir iþi haber vermeyi kast ettim derse, sözü batini (dini) olarak kabul edilir. Keza mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, zahiri olarak da kabul edilir.
Bir kimse, kendi þahsý için yemini kast ederek baþkasýna: "Senin üzerine ALLAH'a kasem ederim ki..." veya "ALLAH adýna senden bu iþi yapmaný diliyorum." der ve bununla yemini kast ederse, bu sözü yemin olarak kesinleþir. Yemini kast etmezse yemin olarak kesinleþmez.
Bir kimse: "Þu iþi yaparsam Yahudi olayým ve Ýslâm'dan beri olayým." derse, sözü yemin olarak kesinleþmez. Bir kimse yemini kast etmeksizin dili yemin cümlesine kayarsa yemin olarak kesinleþmez.
Bir kimse geçmiþte yapmadýðý bir iþ üzerine yemin ederse, (Vallahi þu iþi yapmadým gibi) veya gelecekte yapmayacaðý bir iþ üzerine yemin ederse, (Vallahi Kureyþlilerle savaþacaðým derse) sahihtir.
Yemin etmek mekruhtur. Ancak ALLAH'a itaat etmek üzere yapýlan yemin mubahtýr.
Bir kimse bir vacibi terk etmek veya haram olaný iþlemek üzere yemin ederse günah iþlemiþ olur. Yeminini bozmasý ve kefaret ödemesi gerekir. Mendup olan bir þeyi terk etmek veya mekruh olan bir iþi iþlemek üzere yemin ederse, yeminini bozmasý sünnettir ve kefaret ödemesi lazýmdýr. Mubah olaný terk etmeyi veya mubah olan bir iþi yapmamak üzere yemin ederse, yeminini bozmamasý daha faziletlidir. Zayýf kavle göre yeminini bozup kefaret vermesi daha faziletlidir.
Bir kimse yemin edip yeminini bozmasý caiz ise daha yeminini bozmadan kefaret verebilir. Fakat kefaret oruç tutma þeklinde olmamalýdýr. Zayýf kavle göre, yeminini bozmasý haram da olsa kefareti önceden verebilir. (Sabah namazýný kýlmamak üzere yemin eden kimsenin yeminini bozmadan Önce kefaret vermesi gibi.) Ben diyorum ki, sonuncu kavil en sahih kavildir. ALLAH daha iyi bilir.
Zihar kefareti oruç tutmak þeklinde deðilse, kiþi zihardan dönüþ yapmadan ve maðdur daha katil ölmeden kefareti verebilir.
1, Yemin Kefareti
Zihar kefaretinde olduðu gibi yemin kefaretinde de kiþi, bir köleyi hürriyetine kavuþturmak veya on miskini doyurmaktan birini yapmakta serbesttir.
On miskinin her birine kendi belde halkýnýn çoðunlukla tükettiði yiyecek maddesinden tane olarak bir müd yiyecek verir. Giysinin gömlek, sarýk veya izar gibi giysi olarak isimlendirilen þeyler olmasý þarttýr. Mest, eldiven ve kuþaðýn verilmesi yeterli olmaz.
Verilen giysinin miskine yararlý olmasý þart deðildir. Küçük olan þalvarý kendisi için uygun olmayan iri vücutlu olana vermek caizdir. Pamuklu, keten ve ipekli olan elbiseyi hem kadýna hem de erkeðe vermek caizdir. Giyilmiþ elbise yýpranmamýþ ise verilmesi caizdir. Yeminini bozan kiþi, bu üçünden (yemek vermek, giydirmek, köle azad etmekten) birini vermekten aciz kalýrsa, kefaret olarak üç gün oruç tutmasý lazýmdýr. En zahir kavle göre, üç günü art arda tutmasý vacib deðildir. Eðer malý olur da hazýr deðilse, hazýr oluncaya kadar bekler ve bu arada oruç tutmaz.
Köle, yemin kefareti için mal veremez. Ancak efendisi veya baþkasý bir yiyecek veya bir elbiseyi onun mülkiyetine geçirir ve köle mülk edinebilir görüþünü kabul etmemiz halinde, mülkiyetine geçirdiði malý kefaret olarak verebilir. Mülkiyetinde malý yoksa kefaret için oruç tutar. Oruç tutmak her ne kadar kendisine zarar verse de efendisinden izin alarak yemin etmiþ ve onun izni ile yeminini boz-muþsa ondan izin almadan kefaret için oruç tutabilir. Þayet efendisinden izin almadan yemin etmiþ ve yeminini bozmuþsa, ondan izin almadan oruç tutamaz. Eðer efendisi ikisinden birisi için (yemin etmek veya yeminini bozmak için) izin vermiþse en sahih kavle göre izin yemin için dikkate alýnýr. Bir kýsmý hür olan köle malý varsa, kefaret için yiyecek veya giyecek verebilir. Fakat köle azad edemez.
2. Girmek Çýkmak ve Oturmak Gibi Þeyler Üzerine Yemin Etmek
Bir kimse: "Þu evde oturmayacaðým veya þu evde ikamet etmeyeceðim." diye yemin ederse, o evden hemen çýkmalýdýr. Özrü olmaksýzýn oradan bekler çýkmazsa yeminini bozmuþ olur. Eþyasýný oradan çýkarýp göndermiþse de hüküm böyledir. Þayet eþyasýný toplamak, ailesini çýkarmak ve elbisesini giymek gibi çýkýþ hazýrlýklarý sebebiyle evde beklerse; "Falan kiþi ile þu evde oturmayacaðým." diye yemin eder ve ikisinden biri hemen çýkarsa, keza araya bir duvar çekilir ve her birinin giriþi ayrý ise, en sahih kavle göre yeminini bozmuþ olmaz.
Bir kimse içinde bulunduðu halde: "Þu eve girmeyeceðim." veya dýþýnda bulunduðu halde: "Þu evden çýkmayacaðým." diye yemin ederse, yeminini bozmuþ olmaz. Evli olduðu halde: "Evlenmeyeceðim.", temiz olduðu halde: "Temizlenmeyeceðim.", giyinmiþ olduðu halde: "Giyinmeyeceðim.", binek üzerinde olduðu halde : "Binmeyeceðim.", ayakta olduðu halde "Ayaða kalkmayacaðým." oturduðu halde: "Oturmayacaðým." diye yemin eder ve üzerinde bulunduðu hal devam ederse yeminini bozmuþ olur.
Ben diyorum ki; evlenmeme ve temizlenmeme üzerine yapýlan yemin zühul eseri bir hatadýr. Bu halde devam etmekle yeminini bozmuþ olmaz. Ama koku sürünme gibi zamanla birlikte uzamayan þey, en sahih kavle göre koku sürünme anlamýna gelmez. (Bununla yeminini bozmuþ olmaz.) Keza cinsel iliþkide bulunmamak, oruçlu olduðu halde oruç tutmamaya ve namazda iken namaz kýlmamaya yemin eden kimsenin de hükmü böyledir. (Bunlara devam etmekle yeminini bozmuþ olmaz. Bunlar zamana baðlý olarak uzamayan þeylerdir.) ALLAH daha iyi bilir.
Bir kimse bir eve girmeyeceðine yemin eder de kapýnýn iç kýsmýndaki dehlizine girerse veya iki kapýnýn arasýna girerse, yeminini bozmuþ olur. Fakat kapýnýn ön tarafýnda bulunan taka (duvara açýlan oyuða) girerse veya ihata edilmemiþ evin damýna çýkarsa, yeminini bozmuþ olmaz. Keza en sahih kavle göre, ev ihata edilmiþ olsa da yemininin bozmuþ olmaz. Þayet ellerini, kafasýný veya ayaðýný içeriye sokarsa yeminini bozmuþ olmaz. Ayaðýný içeriye koyar ve ayaklarýna dayanýr veya ev harab olur ve duvarlarýnýn temeli bulunduðu halde o alana girer veya bu evin yeri saha, mescid, hamam veya bostan olur ve oraya girerse, yeminini bozmuþ olmaz.
Bir kimse Zeyd'in evine girmeyeceðine yemin eder de, Zeyd'in mülk edinip mesken edindiði eve girerse, yeminini bozmuþ olur. Zeyd'in emanet, kira veya gasp yoluyla mülk edindiði eve girerse, yeminini bozmuþ olmaz. Ancak Zeyd'in oturduðu eve girmeyeceðini kast eder de eve girerse, yeminini bozmuþ olur. Zeyd'in mülkiyetinde bulunan eve girmeyeceðim kast eder ve onun evine girerse, yeminini bozmuþ olur. Zeyd'in mesken edindiði eve deðil de mülk edindiði eve girmeyeceðini kast eder de Zeyd'in mesken edindiði eve girerse, yeminini bozmuþ olmaz.
Bir kimse "Zeyd'in evine girmeyeceðim veya Zeyd'in kölesi ile konuþmayacaðým veya Zeyd'in eþi ile konuþmayacaðým." diye yemin eder de, Zeyd evini ve kölesini satar veya karýsýný boþarsa, kendisi onlarla konuþur veya eve girerse yeminini bozmuþ olmaz. Ancak Zeyd'in þu evine girmem veya þu karýsý ve þu kölesi ile konuþmam derse ve onlarla konuþur veya eve girerse yeminini bozmuþ olur. Fakat Zeyd'in "onlar üzerindeki mülkiyeti devam ettiði müddetçe" diye yemin eder ve onlarla konuþur veya eve girerse yeminini bozmuþ olmaz.
Bir kimse þu kapýdan içeri girmem diye yemin ederse, o kapý oradan kaldýrýlýr baþka bir yere konur ve ikinci kapýdan içeri girerse, yeminini bozmuþ olmaz. Kapý ilk yerindeyken oradan içeriye girerse, en sahih kavle göre yeminini bozmuþ olur. Bir kimse hiçbir eve girmem diye yemin ederse, çamurdan taþtan, tuðladan, aðaçtan veya çadýrdan yapýlmýþ bir eve girerse, yeminini bozmuþ olur. Ama mescide, hamama, kiliseye ve daðdaki maðaraya girerse yeminini bozmuþ olmaz.
Bir kimse: "Zeyd'in bulunduðu eve girmem." diye yemin eder de Zeyd'in ve baþkasýnýn bulunduðu eve girerse, yeminini bozmuþ olur. Bir kavle göre Zeyd'i deðil de orada bulunanlarý kast ederek eve girerse, yeminini bozmuþ olmaz. Girdiði evde Zeyd'in olduðunu bilmezse, bunun hükmü unutarak bozulan yemin hakkýndaki ihtilâf
gibidir. Yani en sahih kavle göre yemini bozulmuþ olmaz. Ben diyorum ki; Zeyd'e selâm vermeyeceðine yemin eden kimse, Zeyd'in bulunduðu bir topluluða Zeyd'i istisna ederek selâm verirse, yeminini bozmuþ olmaz. Ama mutlak þekilde selâm verirse, en zahir kavle göre yeminini bozmuþ olur. ALLAH daha iyi bilir.
3. Yeme ve Ýçme Üzerine Yapýlan Yeminler
Bir kimse kelle yememek üzere yemin eder ve bir niyeti de yoksa, münferit satýlan hayvanlarýn kellesini yerse, yeminini bozmuþ olur. Kuþ, balýk veya av kuþlarýnýn kafasýný yerse, yeminini boz^ muþ olmaz. Ancak bunlarýn tek baþýna satýla geldiði ve yemeðini halkýn alýþkanlýk haline getirdiði bir beldede yiyen kiþinin yemini bozulur.
Yumurta yememeye yemin eden kimse, yumurta, canlýyken hayvandan çýkmýþ olmasý gerekir. Tavuk, deve kuþu ve güvercin yumurtasý gibi. Ancak balýk ve çekirge yumurtasýný yemekle yeminini bozmuþ olmaz. Zira balýk ve çekirge canlý iken yumurtlamaz.
Et yememek üzere yapýlan yemin de koyun-keçi, at ve eti yenen yabani hayvan ile kuþlarýn eti dikkate alýnýr. Balýk ve iç yaðý et sayýlmaz. Keza iþkembe, ciðer, dalak ve kalp gibi organlar en sahih kavle göre et sayýlmamaktadýr. En sahih kavle göre kafa eti, dil, sýrt ve boðürlerdeki yaðlar et kapsamýna girerler. Sýrt yaðý yað kapsamýna girmemektedir. Kuyruk ve hörgüç yað olmadýklarý gibi et olarak da adlandýrýlmazlar. Kuyruk hörgüç kapsamýna girmediði gibi hörgüç de kuyruk kapsamýna girmez. Yað ise her ikisini (hörgüç ve kuyruk yaðýný), sýrt ve iç yaðýný ve bu tip yaðlarý kapsar. Sýðýr eti camýz etini kapsamýna alýr.
Bir kimse iþaret ederek: "Þu buðdayý yemeyeceðim." diye yenin ederse, o buðdayý bulunduðu hal üzere yerse veya un veya ekmek olarak yerse yeminini bozmuþ olur. Þayet "Þu buðdayý yemem." diye yemin eder ve piþirilmiþ olarak veya çið olarak veya kýzartýlmýþ olarak yerse yeminini bozmuþ olur. Buðdayý piþirilmiþ olarak veya kavut ve hamur veya ekmek þeklinde yerse yeminini bozmuþ olmaz.
Rutab (taze hurma), tamrý (kuru hurmayý) ve busriyi (hurma koruðunu) kapsamaz. Üzüm de kuru üzümü kapsamaz. Keza kurularý da tazelerini kapsamaz.
Bir kimse: "Þu taze hurmalarý yemem." der ve kuruduktan sonra yerse veya "Þu çocukla konuþmam." der ve çocuk yaþlandýktan sonra onunla konuþursa, en sahih kavle göre yeminini bozmuþ olmaz.
Ekmek lafzý; buðday, arpa, pirinç, bakla, darý ve mercimek ekmeði gibi her çeþit ekmeðe þamil gelir. Þayet ekmeði ufaltarak yerse, yeminini bozmuþ olur.
Bir kimse kavut yemeyeceðine yemin eder, emerek veya parmaklarýyla alarak yerse, yeminini bozmuþ olur. Þayet suda eriterek içerse, yemini bozulmuþ olmaz. Ekmeði içmem der de suda eriterek içerse, yukarýdaki hükmün aksine yeminini bozmuþ olur. Süt veya baþka bir sývýyý yemeyeceðine yemin edip de ekmekle birlikte yerse yeminini bozmuþ olur. Fakat onlarý içerse yeminini bozmuþ olmaz. Þayet içmem der de içerse yeminini bozmuþ olur.
Yað yememeye yemin eden kiþi, katý halde olsun eritilmiþ halde olsun ekmekle birlikte yerse yeminini bozmuþ olur. Þayet sývý halde içerse yemini bozulmuþ olmaz. Yaðlý bulamaç yemesi halinde yaðýn maddesi bulamaç içinde açýkça görülüyorsa yeminini bozmuþ olur.
Taze ve kuru hurma, üzüm, nar, turunçgillerin kuru ve taze olaný meyve kapsamýna girer. Ben diyorum ki; limon, Arabistan kirazý, keza kavun, karpuz, fýstýk ve fýndýk içi ile bunlarýn dýþýndaki yemiþler en sahih kavle göre, meyve kapsamýna girerler. Acur, hýyar, patlýcan ve havuç meyvelerin kapsamýna girmezler. Kuru meyveler de yaþ meyvelerin kapsamýna girmezler. ALLAH daha iyi bilir. Yemin eden kiþi mutlak þekilde karpuz, hurma ve ceviz yemeyeceðim derse, Hint cevizi bu kapsama girmez. Taam lafzý ise, gýda, meyve, katýk ve tatlýlarý kapsamýna alýr.
Bir kimse "Þu sýðýrdan yemeyeceðim." diye yemin ederse, yemin sýðýrýn etini de kapsar. Danasý ve sütü ise kapsama girmiþ olmaz. "Þu aðaçtan yemem." derse, meyvesi bu kapsama girer. Fakat yaprak ve dallarýnýn uçlarýný kapsamaz.
4. Müteferrik (Baþka Baþka) Meseleler
Bir kimse, "Þu hurmayý yemeyeceðim." deyip yemin eder ve bu hurma baþka hurmalara karýþýr da bir hurma hariç tüm hurmalarý yerse, yeminini bozmuþ olmaz. Þu hurmayý yiyeceðim diye yemin eder ve bu baþka hurmalara karýþýrsa, o hurmalarýn tümünü yemedikçe bu yemininden kurtulmuþ olmaz. Þu narý yiyeceðim diye yemin eden kimse, narýn tanelerinin tümünü yemekle yemininden kurtulmuþ olur. Þu iki elbiseyi giymem diye yemin eden, onlardan birini giymekle yeminini bozmuþ olmaz. Þayet her iki elbiseyi beraber giyer veya her ikisini sýra ile giyerse, yeminini bozmuþ olur. Þu ve þu elbiseyi giymeyeceðim diye yemin ederse, ikisinden birini giyerse yeminini bozmuþ olur.
Bir kimse: "Yarýn þu yemeði yiyeceðim." diye yemin eder ve daha sabah olmadan ölürse kendisine bir þey lazým gelmez. Þayet sabah olur ve onu yemeyi mümkün kýlan bir zaman geçer de yemez ve bu arada vefat eder veya yemek telef olursa, yeminini bozmuþ olur. Yemeye henüz imkan bulmadan vefat eder veya yemek telef olursa hükmü, zorlanan kiþinin hükmü gibi bunda da farklý iki görüþ vardýr. (En zahir kavle göre yemini bozulmuþ olmaz.) Þayet sabah olmadan kendisi o yemeði yiyerek telef eder veya baþkasý onu telef ederse, yeminini bozmuþ olur. Yemek telefe gider veya baþka biri onu telef ederse, hükmü ikrah edilen kiþinin hükmü gibidir.
Bir kimse baþkasýna: "Üzerimdeki hakkýný ay baþm da ödeyeceðim." diye yemin ederse, ayýn son gününün güneþi batmasý esnasýnda ödemeyi yapmalýdýr. Þayet güneþ batýnca veya imkan olduðu halde guruptan sonra ödemeyi yaparsa, yeminini bozmuþ olur. Güneþin batýþý esnasýnda malý ölçerek ödemeye baþlar ve çok olmasý sebebiyle güneþ battýktan bir müddet sonra ödemeyi bitirirse yeminini bozmuþ olmaz.
Bir kimse: "Konuþmayacaðým." diye yemin ederse, tesbihat veya Kur'ân'ý Kerimi okursa yeminini bozmuþ olmaz. Þayet "filânla konuþmayacaðým." diye yemin eder de kendisine selâm verirse, yeminini bozmuþ olur. Þayet ona mektup yazar veya ona elçi gönderir eliyle veya baþka bir þeyle ona iþaret ederse, Ýmam'm son kavline göre yeminini bozmuþ olmaz. Þayet meramýný bildirmek üzere bir ayet okur ve bununla kýraati kast ederse, yeminini bozmuþ olmaz. Kýraati kast etmezse yeminini bozmuþ olur.
Bir kimse: "Malým yoktur." diye yemin ederse, bu her çeþit malý kapsadýðýndan yeminini bozmuþ olur. Her ne kadar malý az ise de hatta üzerinde tek elbisesi olsa, kölesi müdebber olsa veya hürriyete kavuþmasý bir sýfata baðlý olsa, malýný vasiyet etmiþ olsa veya peþin ödenecek borcu olsa hüküm böyledir. Keza en sahih kavle göre, borcu vadeli olsa da yemini bozulmuþ olur. En sahih kavle göre, kölesi mukâteb olursa bununla yemini bozulmuþ olmaz.
Filâný döveceðim diye yemin eden kiþi, "darbe" denebilecek bir vuruþ indirse yemininden beri olur. Vururken acýtmak þart deðildir. Ancak þiddetli bir þekilde döveceðim demiþ ise darbenin þiddetli olmasý lazýmdýr. Kýrbacý onun vücuduna koymasý, onu ýsýrmasý veya elini boynuna koymasý veya saçýnýn bir telini yolmasý vuruþ sayýlmaz. Zayýf kavle göre, tokat ve çenesine vurmak yumruk sayýlmaz.
Falana yüz kýrbaç veya yüz sopa vuracaðým diye yemin eden kiþi, yüz kýrbacý veya yüz sopayý demet halinde baðlayarak o þahsa bir darbe indirirse veya üzerinde yüz budak bulunan hurma salkýmý ile vurur ve her bir budaðýn vücuduna isabet ettiðini bilirse, yemininin gereðini yerine getirmiþ olur. Bu sopalarý bir araya getirip demet halinde vurur ve tümünün acýsýný (aðýrlýðýný) duyarsa, yemininin gereðini yapmýþ olur. Ben diyorum ki; yüz sopanýn tümünün isabet edip etmediðinden þüpheye düþerse, Ýmam'm kesin beyanýna göre yemininin gereðini yerine getirmiþ olur. ALLAH daha iyi bilir. "Falaný yüz defa döveceðim." diye yemin eden kiþi kýrbaçlarý bir araya getirip demet halinde o þahsa bir defa indirirse, yemininin gereðini yerine getirmiþ olmaz.
Bir kimse borçlusuna: "Borcumu tahsil etmeden senden ayrýlmam." diye yemin eder de borçlusu kaçar giderse veya kendisinin peþine düþme imkaný yoksa yeminini bozmuþ olmaz. Ben diyorum ki; peþine düþme imkaný olsa da sahih olan kavle göre yeminini bozmuþ olmaz. ALLAH daha iyi bilir. Alacaklý borçlusundan ayrýlýr veya ikisi birlikte yürümekte iken alacaklý durur da borçlu yürür gider ya da borcundan vazgeçerek borçluyu ibra eder veya alacaklýsýný baþkasýna havale eder ve yanýndan ayrýlýrsa veya borçlusunun iflas ettiði açýða çýkar da zengin oluncaya kadar onu býrakýp ayrýlýrsa, yeminini bozmuþ olur.
Þayet hakkýný alýp ondan ayrýldýktan sonra verilen paranýn noksan olduðunu görürse bakýlýr; kendi hakkýnýn cinsinden olup ondan düþük ise yemini bozulmuþ olmaz. Ama kendisine ödenen bu paralar malýnýn cinsinden deðilse ve bu paralarýn hileli veya bakýr olduklarýný önceden biliyorsa, yeminini bozmuþ olur. Ödenen paralarýn durumunu bilmiyorsa bu hususta farklý iki görüþ vardýr. En zahir kavle göre, yemini bozulmuþ olmaz.
Bir kimse bir münkeri görüp hakime þikayet edeceðine yemin ederse, münkeri görüp de imkan olduðu halde hakime þikayet etmez ve ölürse, yeminini bozmuþ olur. Onun bu sözü ile beldenin hakimi kast edilir. Hakim görevden alýnmýþsa, onun yerine tayin edilmiþ hakime baþ vurmakla yeminden kurtulmuþ olur. Bir hakime þikayet edeceðini söylemiþse, her hangi bir hakime baþ vurmakla yeminden kurtulmuþ olur. Fakat falan hakime þikayet edeceðini söylemiþse, hakimi görür ve daha þikayet etmeden hakim görevden alýnýrsa, bu takdirde: Þayet "hakim olarak devam ettiði müddetçe ona þikayet ederim." diye niyet etmiþse, söyleme imkaný olur da terk eder söyle-mezse, yeminini bozmuþ olur. Davayý ona götürme imkaný yoksa, hükmü zorlanan kimsenin hükmü gibidir. Hakim olarak devam ettiði müddetçe davayý ona götüreceðine niyet etmemiþse, azledildikten sonra davayý ona götürürse yeminden kurtulmuþ olur.
5. Bir Akdi Yapmamak Üzere Yapýlan Yemin
Bir kimse bir þeyi satýn almayacaðýna veya bir þeyi satmayacaðýna yemin eder de sonra kendisi için veya baþkasý için alýþ veriþte bulunursa yeminini bozmuþ olur. Ama vekili onun adýna akitte bulunursa yemini bozulmuþ olmaz.
Evlenmemeye, boþanmamaya, azad etmemeye, dövmemeye yemin eden kimse, bunlarý yapmak üzere birini tayin ederse, yeminini bozmuþ olmaz. Yalnýz kendisi veya baþkasý bunlarý yapmayacaðýna niyet etmiþ olmamalýdýr. Evlenmemeye yemin eden kimse vekili onu evlendirirse veya kendisi baþkasý için nikah akdi yaparsa veya bir kimse, Zeyd'in malýný satmamak üzere yemin eder ve ondan izin alarak satarsa yeminini bozmuþ olur. Ondan izin almadan satarsa yemini bozulmuþ olmaz. Bir malý Zeyd'e hibe etmemeye yemin eden kiþi, sonra ona hibede bulunur da Zeyd hibeyi kabul etmezse yemini bozulmuþ olmaz. Keza Zeyd hibeyi kabul eder de teslim almazsa en sahih kavle göre yemini bozulmuþ olmaz.
Bir kimse umra (bu evi hayatým boyunca senin için kýldým gibi) veya rükbaya (ben senden önce ölürsem mal senin, fakat sen benden önce ölürsen mal tekrar benim olsun gibi) veya sadakaya yemin ederek, hibe vermeyeceðim der de sonra hibede bulunursa, yeminini bozmuþ olur. Ýðreti vermemeye, vasiyete bulunmamaya ve vakýfta bulunmamaya yemin eder de sonra bunlardan birini yaparsa, yeminini bozmuþ olmaz. Sadaka vermemeye niyet eder de hibede bulunursa, en sahih kavle göre yeminini bozmuþ olmaz.
Zeyd'in satýn aldýðý yiyeceði yemeyeceðine yemin eden kimse, Zeyd'in baþkasýyla birlikte aldýðý yiyeceði yerse, yeminini bozmuþ olmaz. Keza Zeyd'in aldýðý yiyecekten yemeyeceðine yemin eder de sonra ondan yerse en sahih kavle göre, yeminini bozmuþ olmaz. Zeyd'in selem akdi yoluyla aldýðý þeyden yerse, yeminini bozmuþ olur. Zeyd'in aldýðý mal, baþkasýnýn malý ile karýþýr ve ondan yerse, Zeyd'in malýndan yediði kesinlik kazanmadýkça yemini bozulmuþ olmaz. "Zeyd'in satýn aldýðý eve girmem" diye yemin eden kimse, Zeyd'in þüf a yoluyla aldýðý eve girerse yeminini bozmuþ olmaz.
B. NEZÝR (ADAK)
Adak iki kýsma ayrýlýr
1- Lücac Adaðý (Tartýþma sonucu olan adak) Bir kimse: "Falanla konuþursam ALLAH için bir köle azad etmek veya oruç tutmak üzerime farz olsun" diyerek adakta bulunur ve koþulan þart meydana gelirse, yemin kefareti gibi bir kefaret vermesi lazýmdýr. Bir kavle göre kefaret deðil de sözün gereði olan adak lazým gelir. Bir baþka kavle göre ise adak sahibi ikisinden dilediðim yapar. Ben diyorum ki, üçüncü görüþ en zahir olan görüþtür. Iraklý alimler de bu görüþü tercih etmiþlerdir. ALLAH daha iyi bilir.
Bir kimse: "Eve girersem yemin kefareti vermek üzerime farz olsun veya üzerime adak olsun." der ve eve girerse yemin kefareti vermelidir.
2- Teberrür Adaðý: Bu, bir nimetin olmasý veya bir belanýn gitmesi için ibadet yapmayý adamaktýr. Kiþinin, "Hastam þifa bulursa þunu yapmak ALLAH için üzerime farz olsun." veya "Þunu yapmak
üzerime farz olsun." diye adakta bulunmasý gibi. Þarta baðlanan þey meydana gelirse, adaðýný yerine getirmesi ona lazým gelir. Adaðýný bir þeye baðlamasa da "Oruç tutmak ALLAH rlzasý için üzerime farz olsun." gibi adakta bulunan, en zahir kavle göre adaðýný yerine getirmesi lazýmdýr.
Günah olan bir iþi veya farzý ayýn olan bir iþi yapmak üzere yapýlan adak sahih deðildir. Helal olan bir fiili yapmayý veya terk etmeyi adayan kimsenin adaðýný yerine getirmesi vacib deðildir. Lakin adaðýna muhalefet ederse, tercih edilen kavle göre yemin kefareti vermesi lazýmdýr.
Birkaç gün oruç tutmayý nezreden kiþi, bunu acele üzere tutmasý menduptur. Ayrý ayrý günlerde tutmayý veya art arda tutmayý nezrederse, tayin ettiði þekilde tutmasý vacib olur. Aksi halde dilediði þekilde tutmasý caizdir. Bir seneyi belli ederse o senede oruç tutar. Bayram ve teþrik günlerinde oruç tutmaz. Adaðýna bedel olarak ramazan ayýnda da oruç tutar ve ramazan orucunu kaza etmez. Hayýz veya nifas sebebiyle adak orucunu tutmayan kadýn en zahir kavle göre, tutamadýðý günleri sonradan kaza etmesi vacibtir. Ben diyorum ki, en zahir kavle göre, kaza etmesi vacib deðildir. Çoðu alimler bu konuda görüþ birliði etmiþlerdir. ALLAH daha iyi bilir. Özrü olmaksýzýn bir gün iftar ederse, tutmadýðý günü kaza etmesi vacibtir. Seneyi yeni baþtan tutmaya baþlamasý vacib deðildir. Ancak bir senelik orucu art arda tutmayý þart koþmuþsa, en sahih kavle göre yeni baþtan tutmasý vacibtir.
Seneyi belli etmeden ay hesabýyla bir sene oruç tutacaðýný ve orucu art arda tutacaðýný adamýþsa art arda tutmasý vacibtir. Ramazan ayýnda oruç tutmasý, adak orucunu art arda tutmasýna mani deðildir. Bayram ve teþrik günlerinde ise iftar eder. Tutamadýðý bayram veya teþrik günlerini senenin sonunda ona bitiþik olarak kaza eder. Hayýz hali peþ peþeliði kesmez. Hayýz hali sebebiyle tutulmayan günlerin kazasý hakkýnda iki görüþ vardýr: En zahir kavle göre, hayýz halinde geçen günleri kaza etmez. Ard arda tutmayý þart koþ-mamýþsa orucu art arda tutmasý vacib deðildir.
Devamlý olarak pazartesi günlerinde oruç tutacaðýný adayan kimse, ramazan ayýndaki pazartesi günlerini, keza bayram ve teþrik günlerini en zahir kavle göre kaza etmez. Þayet kefaret için iki ayart arda oruç tutmayý kendine farz kýlmýþsa, pazartesi günlerinde oruç tutar sonra arada geçen pazartesi günlerim kaza etmesi lazýmdýr. Bir kavle göre ise kefaret adaktan Önce olmuþsa, pazartesi günlerini kaza etmez. Ben diyorum ki, sonuncu görüþ ezher olan görüþtür. ALLAH daha iyi bilir. En zahir kavle göre, kadýn hayýz ve nifas hali sebebiyle tutamadýðý pazartesi günlerini kaza etmesi gerekir. Bir günü belli ederek o günde oruç tutacaðýný adayan kimse, adaðýna bedel olarak bir önceki günde oruç tutmasý caiz deðildir.
Haftada bir gün oruç tutacaðým adayan kimse, sonra adadýðý günü unutursa, haftanýn son gününde oruç tutar. Haftanýn son günü ise cuma günüdür. Belli ettiði gün cuma günü deðilse, tutuðu oruç kaza olarak gerçekleþir.
Bir kimse nafile olan bir orucu tutmaya baþlar da sonra onu tamamlamayý nezrederse, en sahih kavle göre onu tamamlamasý lazýmdýr.
Günün bir kýsmýnda oruç tutacaðýný adayan kimsenin adaðý gerçekleþmez. Zayýf kavle göre bir gün oruç tutmasý lazýmdýr veya "Zeyd'in geleceði gün oruç tutacaðým." diye adarsa, en zahir kavle göre adaðý gerçekleþir. Þayet akþam gelir veya bayram gününde veya ramazan günlerinde gelirse, kendisine bir þey lazým gelmez. Þayet gündüz gelir de adakta bulunan kiþi oruçlu deðilse veya kaza veya adak orucu tutmuþsa, bu güne bedel baþka bir günde oruç tutmasý vacibtir. Þayet nafile bir oruca niyet etmiþse yine adaðýna bedel bir gün oruç tutmasý vacibtir. Zayýf kavle göre, tutmuþ bulunduðu nafile orucunu tamamlamasý vacibtir ve adaðýnýn da yerine geçer.
Bir kimse: "Zeyd gelirse ondan sonraki günde oruç tutmak Allah için üzerime farz olsun der ve Arar gelirse, ondan sonraki ilk perþembe gününde* oruç tutmak ALLAH için üzerime farz olsun der ve ikisi çarþamba günü gelirse, ilk adak için perþembe günü oruç tutar, diðer adak için bir günü kaza eder.
Hac ve Umreyi Adamak
Bir kimse: "Yaya olarak ALLAH'ýn evine gitmek adaðým olsun." diye yemin ederse, mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, gidip hac veya umre yapmasý vacibtir. "ALLAH'ýn beytine gitmek adaðým olsun." derse, yaya gitmesi gerekmez. Haca "yaya gitmeyi"nezrederse veya "Yaya olarak gidip hac veya umre yapmak adaðým olsun." derse, en zahir kavle göre yaya olarak gitmesi vacibtir. Þayet "Ýhrama girdiðim yerden yaya olarak gidip hac edeceðim." diye adakta bulunursa, ihrama girdiði yerden itibaren yürüyerek gider. "Aile efradýmýn bulunduðu yerden yürüyerek ALLAH'ýn beytine gideceðim." diye adakta bulunursa, ihrama girdiði yerden itibaren yürüyerek gider. "Aile efradýmýn bulunduklarý yerden yürüyerek Allah'ýn beytine gideceðim." diye adakta bulunursa, en sahih kavle göre aile efradýnýn bulunduðu yerden itibaren yürüyerek gitmesi lazýmdýr.
Adak sebebiyle yürümenin vacib olduðunu kabul etmemiz halinde, bir mazeret sebebiyle binerek giderse caizdir. Ancak en zahir kavle göre bir vacibi terk ettiði için bir dem vermesi lazýmdýr. Bir mazereti olmadan binerek giderse, meþhur kavle göre caiz olup bir dem vermesi lazýmdýr.
Bir kimse hac veya umre yapmayý adarsa, bizzat kendisi gidip eda etmesi lazýmdýr. Bizzat eda etmeye gücü yetmezse, yerine baþkasýný gönderir. Adak sahibinin acele edip ilk fýrsatta adaðýný yerine getirmesi menduptur. Þayet imkan bulur da adaðýný eda etmez ve ölürse, malýndan yerine bedel gönderilir, içinde bulunduðu senede haca gitmeyi nezr eder ve imkan bulursa, o senede hac yapmasý lazýmdýr. Bir hastalýk sebebiyle gidemezse, kaza etmesi vacibtir. ihrama girdikten sonra bir tehlike sebebiyle gidemezse, en zahir kavle göre kaza etmesi gerekmez.
Bir kimse belli bir günde namaz kýlmayý veya oruç tutmayý nezreder de bir hastalýk veya bir tehlike sebebiyle adaðýný yerine getiremezse, sonradan kaza etmesi vacibtir.
Mekke'de kurban kesmeyi nezr eden kimse, adadýðý hayvaný Mekke'ye götürüp oranýn halkýna tasadduk etmesi lazýmdýr. Bir beldeyi tayin ederek oradaki halka bir þeyi tasadduk etmeyi nezrederse adaðýnýn gereðini yapmasý lazýmdýr. Bir beldeyi belli etmeden bir oruç tutmayý adayan kimse istediði bel-dede oruç tutabilir. Keza bir mescitte namaz kýlmayý nezrederse istediði mescitte kýlabilir. Ancak Mescidi Haramda kýlmayý nezrederse orada kýlmasý lazýmdýr. Bir kavle göre Medine mescidinde veya Mescidi Aksa'da kýlmayý nezrederse tayin ettiði mescitte kýlmasý lazýmdýr. Ben diyorum ki en zahir kavle göre, Medine mescidinde veya Mescidi Aksa'da namaz kýlmayý nezredenin hükmü, Mescidi Haram için yapýlan nezrin hükmü gibidir. ALLAH daha iyi bilir.
Mutlak þekilde bir gün oruç tutmayý adayan, bir gün oruç tutar veya birkaç gün oruç tutacaðýný adarsa üç gün oruç tutar. Bir sadaka vermeyi nezreden mümkün olan bir sadakayý verir. Namaz kýlmayý nezreden iki rekât namaz kýlar. Bir kavle göre bir rekât kýlar. Birinci kavle göre, (adaðýn gereðini yapmak vacibtir görüþüne göre) muktedirse iki rekâtlýk namazda kýyam yapmasý vacibtir. Ýkinci kavle (adaðýn gereðini yapmak kavline) göre; namazda kýyam yapmasý vacib deðildir.
Bir köle azad etmeyi adayan kimse, adaðýn gereðini yapmak vacibtir diyen kavle göre, kefaret için uygun olan bir köleyi azad etmesi lazýmdýr. Adaðýn gereðini yapmak kavline göre ise, herhangi bir köleyi azad etmesi yeterlidir. Ben diyorum ki; burada ikinci kavil en zahir olan kavildir. ALLAH daha iyi bilir. Ayýplý kafir cariyeyi azad etmeyi adayan kimsenin saðlam bir cariyeyi azad etmesi caizdir. Þayet nakýs olaný belli ederek azad etmeyi adamýþsa, nakýs olaný azad etmesi lazýmdýr. Ayakta namaz kýlmayý adayan, namazý oturarak kýlmasý caiz deðildir. Bunun aksini yapmasý ise caizdir.
Namazýnda uzun bir sure veya belli bir sureyi okumayý veya namazý cemaatle kýlmayý adayan kimse, adadýðý þeyi yapmasý lazýmdýr.
En sahih kavle göre, ALLAH'a yaklaþmayý (ibadeti) ifade eden herhangi bir þeyle yapýlan adak geçerlidir. Ancak kiþinin adadýðý þey hastayý ziyaret etmek, cenazeyi teþyi etmek ve selâmý almak gibi kendisine vacib olan bir ibadet olmamalýdýr.
Ynt: Yemin By: ceren Date: 17 Aralýk 2016, 16:58:14
Esselamu aleykümYalan yere ve gereksiz yere yemin etmekden kaçýnan ve doðru için allahýn rýzasý için yemin eden kullardan olalým inþallah...