Hz. Peygamber (sas) ve vergi memuru? By: ehlidunya Date: 12 Kasým 2010, 01:55:18
AHMET KURUCAN
Hz. Peygamber (sas) ve vergi memuru?
Emeviler döneminin ittifakla en adaletli halifesi Ömer b. Abdülaziz zamanýnda cereyan eden þu vak'a Ýslam tarihinde çok meþhurdur. Herkesin bildiði gibi Ýslam dinini kabul veya redde esas olan ferdi iradedir.
Fert hiçbir baský ve zorlamaya maruz kalmadan, özgür iradesi ile dini kabul eder veya reddeder. Üçüncü bir þýk yoktur. Kur'an'ýn genel manada düþünce, özelde de din ve vicdan hürriyeti kapsamýnda ele alabileceðimiz birçok ayeti bunu emretmektedir. Efendimiz'in (sas) uygulamalarý ayný istikamettedir.
Medine þehir site devleti örneðinden hareketle ifade edecek olursak gayrimüslim kategorisine giren insanlar, kendi din veya inançsýzlýklarýnda sabit kalýp Müslümanlarla ayný devlet çatýsý altýnda yaþamayý kabullenememiþler ve bunlar sosyal statü ve vergilendirmede ayrý kurallara tabi olmuþlardýr. Kendilerinin de kabullendikleri toplumsal statüleri itibarýyla bunlara verilen isim zimmi, alýnan verginin adý da cizyedir. Zimmiler özgür iradeleri ile Ýslam'ý tercih ederlerse itikadi baðlamda Müslüman olduklarý gibi, devlet vatandaþ iliþkisi itibarýyla da mazisine bakýlmaksýzýn týpký ilk Müslümanlar gibi muameleye tabi tutulurlar.
Efendimiz (sas) ve dört halife döneminde bu þekliyle uygulanan söz konusu kurallar, Emeviler döneminde kesintiye uðramýþtýr. Erken dönemlerde bazý Emevi halifeleri, Ýslam'ý tercih eden zimmilerin çokluðundan dolayý cizye/vergi gelirlerinde azalma olduðunu veya olacaðý düþüncesiyle Araplar dýþýnda Müslüman olan zimmilere tam Müslüman statüsü yerine Mevali adý verilen bir statü vermiþler ve bunlardan cizye almaya devam etmiþlerdir.
Burada yapýlan iki yanlýþ vardýr. Bunlardan birincisi ýrkçý anlayýþýn geriye dönüþüdür. Halbuki bu anlayýþ Kur'an ve sünnetin yüzlerce beyaný ile yasaklanmýþ cahiliye fikriyatýdýr. Evet, neden müþrik ve kafir Arap kabilelerinden birisi Müslüman olunca, ona tam Müslüman statüsü tanýnýyor, Arap olmayan milletlerden din deðiþtiren kiþiler için ayrý bir statü öngörülüyor, icad ediliyor?
Buna isimlendirme ya da gelmiþ olduðu etnik köken itibarýyla devletin vatandaþýný tanýmasý diye cevap verilebilir. Bir baþka anlatýmla, günümüzde doðum sertifikalarýnda, nüfus cüzdaný veya pasaportlarda bulunan etnik kimlik hanesi ile izah edilebilir. Bence bu yaklaþým kabul edilebilir bir açýklama ama tatmin edici deðil. Kabul edilebilir; çünkü gerçekten devletin sýnýrlarýnýn her geçen gün büyüdüðü bir ortamda, devlet idaresine ait elbette yeni düzenlemelerin getirilmesi þarttýr. Belki de bu onlardan biridir.
Ama tatmin edici deðil; çünkü Mevali statüsü verilen bu yeni Müslümanlardan, gayrimüslim dönemlerinde olduðu gibi vergi alýnmaya devam edilmektedir. Ýþte hem ýrkçýlýk baðlamýnda cahiliye anlayýþýna geriye dönüþü ihtiva eden, hem de vergilendirme ekseninde adalet anlayýþýný yansýtmayan bu çarpýk yaklaþýmýn farkýnda olan Ömer b. Abdülaziz halife olur olmaz Mevali adý verilen Arap ýrkýna mensup olmayan Müslümanlardan cizye vergisini kaldýrmýþtýr.
Bundan sonra ne olmuþtur? Kaynaklarýn verdiði bilgilere dayanarak Mevaliler ile devlet arasýnda yeniden bir güven tesisi saðlanmýþ ama devletin vergi gelirlerinde gözle görülür bir azalma meydana gelmiþtir. Bu durum karþýsýnda birçok vali devlet baþkaný Ömer. B. Abdülaziz'e mektup yazarak þikâyetlerini iletmiþ, eski uygulamaya geri dönülmesi gerektiði konusunda düþüncelerini belirtmiþlerdir. Halifenin bunlara verdiði tarihî bir cevap vardýr ki bu cevap günümüze de büyük ölçüde ýþýk tutmaktadýr. Þöyle der Ömer b. Abdülaziz: "Allah, Hz. Muhammed'i (sas) Ýslam'a davet edici olarak gönderdi, vergi tahsildarý ve memuru olarak göndermedi."
Bu söz günümüze ýþýk tutuyor dedim, bilmem anlaþýldý mý?
radyobeyan