Sadakat By: manas Date: 11 Kasým 2010, 22:21:28
Sadakat
Doðru düþünce, doðru söz, doðru davranýþ ma’nâ-larýný ihtiva eden sýdk; Hakk yolcusunun her çeþit yalana karþý kapanýp, hayatýný doðruluða göre planlamasý, sadâkatin emin bir temsilcisi olmasý; diðer bir tabirle, duygu, düþünce, söz ve davranýþlarýnda doðruluðu tabiatýnýn bir parçasý haline getirip, þahsî hayatýndan insanlarla olan muamelesine, hakký i’lan adýna þehâdetinden mizahlarýna kadar; hattâ “ -Her zaman doðrularla beraber olun!”(Tevbe, 9/119) fehvâsýnca, dost ve arkadaþ çevresi itibariyle hep doðruluk aramasýdýr ki; hadisin ifadesiyle böyleleri yüce divanda “sýddîk”, aksine tasavvur ve düþüncelerinden davranýþ ve muamelelerine kadar yalanlarla içli-dýþlý yaþayan ve hayatýný hilâf-ý vâkiler çizgisinde sürdürenler de o ulu divanda “kezzâb” olarak kaydedilir.
Sýdk, Hakk’a ulaþtýran yollarýn en saðlamý, sâdýklar da bu vuslatýn talihli namzetleridir. Sýdk, amelin rûhu ve özü, düþünce istikametinin de en yanýltmaz mihengidir. Sýdkla mü’min münafýkdan, ehl-i cennet de ashâb-ý nâr-dan ayrýlýr. Sýdk, peygamber olmayanlarda bir peygamberlik sýfatýdýr ve bu sýfat sayesinde halâyýk ve kapý kullarý, sultanlarla ayný nimetleri paylaþýrlar.
Sýdk; ferdin, amel ve davranýþ bütünlüðünü koruyup, tehlike anýnda ve yalanla kurtulmasý söz konusu olduðu yerlerde bile, gizli-açýk iç ve dýþ ayrýlýðýna düþmemesi, düþünce ve davranýþ mutâbakatýný yakalayabilmek için halden hale girmesi ve kývrým kývrým kývranmasýdýr ki; Hz. Cüneyd: “Sâdýk kimse günde kýrk defa halden hale döner durur; mürâî ise, kýrk sene ýzdýrapsýz olduðu yerde kalýr” der.
Sýdkýn en aþaðý mertebesi, þahsýn iç-dýþ, gizli-açýk her halinin ayný çizgide cereyan etmesidir. Bundan sonra duygu, düþünce, tasavvur ve niyetlerde sâdýk olma derecesi gelir. Bu itibarla sâdýklar, söz ve davranýþlarýnda doðruluktan ayrýlmayan kahramanlar; sýddîklar da, hayal, tasavvur, duygu, düþünce hattâ mimiklerine kadar her hal ve tavýrlarý doðruluða kilitlenmiþ Hakk eri babayiðitlerdir.
Evet sýdk, âdetâ Ýsm-i A’zam iksiri gibi tesir eder. Beyazid-i Bistâmî, kendisinden Ýsm-i A’zam’ý soranlara: “Siz, Allah’ýn isimleri içinde Ýsm-i Asgar (küçük isim) gösterin, ben de size Ýsm-i A’zam’ý göstereyim” der ve ilâve eder: “Bence Ýsm-i A’zam tesiri yapacak birþey varsa, þüphesiz o da sýdktýr; sadâkatle hangi isim okunsa, o Ýsm-i A’zam olur.”
Niyet ve kasýtta sâdýk olmak baþta gelir.. evet, doðru düþünce, doðru karar ve doðru davranýþa niyet, sýdkýn ilk basamaðýdýr. Ayrýca sýdka azmeden insanýn, karar ve niyetinden dönmemesi, düþünce ve azmini sarsacak ortam ve sâiklerden de uzak kalmasý þarttýr.
Ýkinci basamak; dünyada kalmayý ve yaþamayý, sýrf hakký tutup kaldýrmak ve Allah’ýn rýzasýna mazhar olmak için arzu etmektir ki; bunun da bir kýsým emareleri vardýr: Her zaman nefsinin eksik ve kusurlarýný görmek, dünyanýn cazibedâr güzellikleri karþýsýnda “pes” etmemek, dünyevî endiþelerle yol ve yön deðiþtirmemek bunlardan sadece birkaçý..
Üçüncü basamak; sýdkýn tamamen bir vicdan ma’rifeti haline getirilmesi ve insan tabiatýnýn her hal ve her tavrýnda sadâkate düðümlenmesidir ki, o da, en büyük mertebe sayýlan rýza makamýnýn ifadesi olan þu mübarek sözle ifade edilir: Evet, en büyük sadâkat, Rabbin rubûbiyyetine rýzâda, Ýslâm’ýn Ýlâhî sistem olarak kabullenilmesinde ve Rûh-u Seyyidü’l-Enâm’ýn rehberliðine teslimiyettedir. Gerçek insan olmanýn yolu da bu çok aðýr, çok zor sorumluluðu yüklenmekden geçer.
Sýdk’ýn zýttý olan yalan ise küfrün esasýdýr. Yalan, nifakýn birinci alâmetidir. Yalan, Ýlâhî Kudret'e bir iftiradýr. Yalan, Rabbânî hikmete zýttýr. Yüksek ahlâký tahrip eden, yalandýr. Âlem-i Ýslâm'ý zehirleyen, ancak yalandýr. Ýnsanlýðý kemalâttan geri býrakan, yalandýr. Müseylime-i kezzâb ile benzerlerini âlemde rezil ve rüsvay eden, yalandýr.
يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اتَّقُوا اللّهَ وَكُونُوا مَعَ انَلصَّادِقي
Tevbe / 119. Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doðrularla beraber olun.
قَالَ اللّهُ هذَا يَوْمُ يَنْفَعُ الصَّادِقينَ صِدْقُهُمْ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدينَ فيهَا اَبَدًا رَضِىَ اللّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ذلِكَ الْفَوْزُ الْعَظيمُ
Maide / 119. (Bu konuþmadan sonra) Allah þöyle buyuracaktýr: Bu, doðrulara, doðruluklarýnýn fayda vereceði gündür. Onlara, içinde ebedî kalacaklarý, zemininden ýrmaklar akan cennetler vardýr. Allah onlardan razý olmuþtur, onlar da O'ndan razý olmuþlardýr. Ýþte büyük kurtuluþ ve kazanç budur.
* Ýbnu Mes'ud radýyallahu anh anlatýyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sýdk insaný birr'e (Allah'ý razý edecek iyiliðe) götürür, birr de cennete götürür. Kiþi, doðru söyler ve doðruyu arar da sonunda Allah'ýn indinde sýddik (doðru sözlü) diye kaydedilir. Yalan da kiþiyi haddi aþmaya götürür. Haddi aþmak da ateþe götürür. Kiþi yalan söyler ve yalaný araþtýrýr da sonunda Allah'ýn indinde yalancý diye kaydedilir."
* Ebu Sa'id el-Hudrî (radýyallahu anh) anlatýyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) þöyle buyurdu: "Emin ve doðruluktan ayrýlmayan ticaret ehli (ayette sýrat-ý müstakim ashabý olarak zikredilen) peygamberler, sýddikler, þehidler ve sâlihlerle beraberdir."
* Tirmizî'nin, Rifâ'a Ýbnu Râfi'den yaptýðý diðer bir rivayetinde þöyle buyrulmuþtur: "Kýyamat günü tüccarlar fâcirler (günahkârlar) olarak diriltilecekler. Ancak Allah'tan korkanlar, iyilik yapanlar ve doðruluktan ayrýlmayanlar müstesna"
* Hakim Ýbnu Hizâm (radýyallahu anh) anlatýyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Alýp-satanlar" birbirlerinden ayrýlmadýkça (vazgeçmekte) muhayyerdirler. Alýp-satanlar alýþ-veriþi sýdk ve doðruluk üzere yapar (kusuru) beyan ederlerse alýþ-veriþleri her ikisi hakkýnda da mübarek kýlýnýr. Yalan söylerler (kusurlarý) gizlerlerse, belli bir kâr saðlasalar bile, alýþ-veriþlerinin bereketini kaybederler."
* Abdullah Ýbnu Amir radýyallahu anh anlatýyor: "Bir gün, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, evimizde otururken, annem beni çaðýrdý ve: "Hele bir gel sana ne vereceðim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam anneme:"Çocuða ne vermek istemiþtin?" diye sordu. "Ona bir hurma vermek istemiþtim" deyince, Aleyhissalatu vesselam: "Dikkat et! Eðer ona bir þey vermeyecek olursan, üzerine bir yalan yazýlacak!" buyurdular."
NÜKTELER…
Gavs-ül Valisin Abdulkadir Geylani hazretleri, küçük yaþta ilim tahsiline baþlamýþtý. Dokuz yaþýnda iken annesinden izin alýp Baðdat’a ilim tahsiline gitti. Giderken annesi oðlunun beline kýrk altýn baðlamýþ ve bazý nasihatlarda bulunarak:
“Oðlum sakýn ne olursa olsun yalan söyleme” diye tembihte bulunmuþtu. Abdulkadir Geylani hazretleri ve içinde bulunduðu kervan, Baðdat yolunda devam ediyordu. Bir vadiden geçerken kervanýn önünü kýrk kiþilik bir eþkýya kesmiþti. Eþkýyalar kervanda iþlerine yarayan ne varsa aldýlar. Ayrýlacaklarý zaman, içlerinden biri hazrete:
“Senin neyin var” diye sordu. O hiç tereddüt etmeden:
“Belimde kýrk tane altýným var” dedi. Eþkýyalar üzerini bile aramaya lüzum görmedikleri çocuðun öyle söylemesine hayret etmiþlerdi. Onu alýp reislerinin yanýna götürdüler. Reis:
“Evladým biz seni aramayacaktýk. Sen niye bende altýn var dedin ve baþýný derde soktun” dediðinde hazret:
“Ben dünya malý için anneme ve Allah’a verdiðim sözü bozmam diye cevap verdi. Henüz dokuz yaþýnda bulunan bir çocuktan bu sözleri duyan eþkýya reisinin kalbi yumuþamaya baþladý. Bir müddet karþýsýndaki çocuðu ve kendi halini düþünen eþkiyabaþý:
“Arkadaþlar, ben þu andan itibaren bu zamana kadar yaptýðým bütün günahlardan dolayý piþman oluyorum ve tevbe ediyorum, bundan sonra da bir daha kötülük iþlemeyeceðime söz veriyorum. Eðer siz bu iþe devam etmek istiyorsanýz, baþýnýza baþka bir reis bulun” dedi ve bütün alýnan mallarýn geri verilmesini emretti. Reislerini dinleyen diðer eþkýyalar:
“Biz bu iþe seninle baþladýk, seninle bitireceðiz. Madem sen vazgeçtin biz de tevbe ediyoruz” dediler.
ÝÞÝNÝ ÝYÝ YAPMAK
Seyyar bir þemsiye tamircisi, yol kenarýnda küçük bir kutu üzerine oturmuþ, þemsiye tamir ediyordu. Tamirci, tamir edilecek yerleri dikkatle ölçüyor, yamayý itina ile yerleþtiriyor, telleri tek tek deneyerek güçlendiriyordu. Adamý hayranlýkla seyreden bir genç yanýna yaklaþtý:
- Ýþinizi çok dikkatli yapýyorsunuz, dedi. Þemsiye tamircisi elindeki Ýþi býrakmadan:
- Evet, ben, her zaman iþimi Ýyi yapmaya çalýþýrým, di¬ye cevap verdi.
- Müþterileriniz, iþinizi iyi veya kötü yaptýðýnýzý ancak siz gittikten sonra anlayacaklar.
- Evet, haklýsýnýz.
- Bu tarafa tekrar mý geleceksiniz?
- Hayýr.
Genç artan bir hayranlýk ve merakla sordu:
- O halde niçin bu kadar titizsiniz? Tamirci:
- O zaman, benden sonra buradan geçecek tamirci¬nin Ýþi kolaylaþacak. Ben, eðer kötü malzeme kullanýr, iþimi baþtan savma yaparsam, halk bunu er geç anlaya¬cak ve ondan sonra buradan geçen tamirciye kimse iþ vermeyecek.
Allah (c.c.), kuluna verdiði nimeti onun üzerinde görmek ister. Kul iþini evvela Onun hoþnutluðuna ermek için yapar. Ýþ, Ona arz ediliyor gibi yapýlmalýdýr. Evet, asýl gören Odur ve O güzeli sever.
Ýþlerinde kötü örnek olanlar, baþkalarýnýn hukukunu ma¬nen çiðnemiþ olurlar. Güveni sarsarlar, emniyeti ve huzuru bozarlar.
Ýþinin hakkýný vermeyen cemiyet kalesinde gedik açmýþ demektir ki, herkes böyle bir hale düþmekten kaçýnmalýdýr. Kimse bozguncu olmak ve milletine zarar vermek istemez.
Bugün ileri ülkeleri ayaða kaldýran, bu iþ ahlâký ve dü¬rüstlük deðil midir?.
Ynt: Sadakat By: emine94 Date: 15 Ocak 2015, 16:28:48
önceden insanlarýn imrenerek baktýklarý ama þimdilerde yadýrgamaya çalýþtýklarý taraflý yada tarafsýz baðýmlýlýk.
edit: her iki cinste "sadakat" ender bulunan bir cevherdir.
Ynt: Sadakat By: ceren Date: 20 Ocak 2015, 23:21:34
Aleykümselam.Rabbim razý olsun paylaþýmdan kardeþim.Rabbim bizleri sadakatli insanlarla karþýlaþtýrsýn.Bizleri de ne olursa olsun sadakatli olan kullarýndan eylesin inþallah....
Ynt: Sadakat By: mevlüdekalýnsaz Date: 20 Ocak 2015, 23:33:05
Ve aleykumuzselam ve rahmetullah.. konunun sonundaki kissa cok anlamli gerçeken.hisseme düþeni aldim insallah.ozellikle de þu söz çok manidar,:
. Ýþ, Ona arz ediliyor gibi yapýlmalýdýr.
Allah razi olsun paylasim icin.Rabbim her daim doðru sözlü kimselerden eylesin insallah.