Din Psikolojisi
Pages: 1
Din ve psiloloji By: hafýz_32 Date: 11 Kasým 2010, 12:33:25
BÝRÝNCÝ BÖLÜM


Din Ve Psikoloji
 

Psikolojinin dinî olaylarý nasýl ele almasý gerekti­ði hususu yeterince açýklýða kavuþmuþ deðildir. Bu durura Din Psikolojisinin geliþmesini engelleyici ol­maktadýr. Çünkü konusu ve esaslarý tam olarak be­lirlenmeyen bir bilim, tabiatýyla önemli bir geliþme gösteremez. Bu bakýmdan bu bölümde, psikolojinin dine yaklaþýmýyla ilgili olarak kendi tercihimize uygun düþen görüþ ve anlayýþlarýn tanýtýmý yapýla­caktýr. Ayrýca, dinin tanýmý ve dinî hayatýn boyutla­rýyla ilgili deðerlendirmeler psikolojik bakýþ açýsýnýn dinî olaylara uygulanýþýný daha anlaþýlýr kýlacaktýr. [106]

 

 
A- Dinin Psikolojisi
 
1- Dinin Tabiatý Ve Bilimsel Araþtýrmanýn Alaný
 

Bir bütün olarak ele alýndýðýnda dinin, bir "ilâhi" ve bir de "insanî" olmak üzere iki farklý boyutu ol­duðu görülür. Herþeyden önce din kendisini tabiat üstü, insan ötesi, kutsal bir kaynaða ait olarak tak­dim etmektedir. Bu yönüyle din açýktýr ki, insan bilgi ve tecrübesini aþan, "aþkýn" bir tabiat ve mahi­yet taþýmaktadýr. Vahyedilmiþ bir sistem olarak din, insan ve tabiat ötesi, kendi baðýmsýz hüviyeti ile va­rolan,   tamamen   baþka   bir   mahiyet  ve   düzenle alâkalýdýr.   Bununla   birlikte,   dinin   ilâhi   kutbu, kendi genel esaslarý ve düzeni içinde toplumda te­þekkül etmiþ ve böylece insanî ve kültürel gerçeklik olarak da vücut bulmuþtur. Sosyal ve kültürel dün­yada yaþayan bir gerçeklik olarak din, insanýn dý­þýnda ve ondan baðýmsýz "objektif1 bir varlýða sahip­tir. Psikolojinin üzerinde araþtýrma yaptýðý fertler, dini toplumda hazýr bir "kültürel miras" olarak bu­lurlar.   Dinî kurumlar,  törenler ve iliþkiler,  dinin insanî kutbunun yalnýzca bir yönünü  oluþturur. Diðer taraftan, mevcut kültürde tabiat üstü bir kay­naða atfedilen esaslarýn fertler tarafýndan kabulle­nilmesi, yaþanmasý ve uygulanmasý sonucu ortaya çýkan duygular, düþünceler ve davranýþlar vardýr. Her   müminin   psikolojik   hayatýna   birer   manevî deðer olarak katýlan ilâhî esaslar, ferdi ve toplumu etkilemek suretiyle, dinî tecrübe ve davranýþýn çok çeþitli þekillerine imkân verirler. Ferdin iç derinli­ðinde canlanarak, þuur ve iradenin konusu ve dav­ranýþlarýn kalýcý motivasyonu olarak yapý kazanan insanî dinin bu yönü "sübjektif bir özellik gösterir.

Þüphesiz ki burada bilimsel araþtýrmaya konu olan, objektif ya da sübjektif yönüyle "insanî din"dir. Bir baþka deyiþle, dinin "gerçeklik" dünyasý içerisindeki varlýðý ve görünümleri incelenmektedir. Fakat þimdiye kadar bu alanda yürütülen araþtýrmalarýn hareket noktasý, dini kendi tabiatýndan ve baðýmsýz muhtevasýndan uzak tutma tarzýnda geliþmiþ ol­makla kýsýr sonuçlara yol açmýþtýr. "Ýndirgemeci" di­yebileceðimiz bu yaklaþýma alternatif olarak geliþti­rilen "karþýlýklý iliþki" yaklaþýmý ayrý ayrý incelendiði zaman konu daha da anlaþýlýr hâle gelecektir. [107]

 

a) Ýndirgemeci Yaklaþým:
 

Dinî inanca baðlý kal­maksýzýn ya da dinî ilimlerin açýklamalarýný hiç dik­kate almaksýzýn, nesnel olarak müþahede edilip araþtýrýlan dinî olaylar, tamamen gerçeklik dünyasý­ný içine alan varsayýmlar çerçevesinde açýklanmaya çalýþýlýr. Burada dinî hakikat, insanî ve dünyevî ha-kikata indirgenmek suretiyle kavramlaþtýnlmakta-dýr. Bu yönde ilerleyen din konulu insan ilimleri, bir bakýma dinî gerçekliði insanî gerçekliðe eþdeðer tutarlar ve ikisini aynýlaþtýrýrlar. Birçok din psikolo­gu ve din sosyologunun dini, "insanýn ürünü" ola­rak ele almalarý bundan dolayýdýr. Bir baþka deyiþ­le, dinin insan psikolojisinin (Freud, James, Jung) veya toplumun (Durkheim, Fromm) bir fonksiyonu olduðu tezinden yola çýkýlmýþtýr.

Þüphesiz din insanla birlikte baþlar, fakat onu insan tarafýndan meydana getirilmiþ gibi yeniden kurmak imkânsýzdýr. Nitekim insanla birlikte ortaya çýkan dili, bir psikoloji yeniden imal edemez. Psiko­lojinin ele almaya çalýþtýðý dinî gerçeklik, her zaman önceden belirlenmiþ dinî atýflar içerisinde dindar hale gelmiþ olan insanlarýn dinî gerçekliðidir. Bu dinî atýf sistemleri, sosyal bütünlük ve kiþilerin dinî hayatýndan ibaret olan, dinin müþahede edilebilir iki yüzüyle ayný zamana denk gelmezler. Gerçekte kiþi­ler gibi dinî gruplar da, toplumda kendilerinden önce varolan kendi dinlerine baþvururlar. [108]

 

b) Karþýlýklý Ýliþki Yaklaþýmý:
 

Burada da müþa­hede edilebilir gerçekliklerden hareket edilmektedir. Kültürün “dinî” olarak taným ve tavsif ettiði olayla­rýn incelenmesi yapýlmaktadýr. Ancak bu yaklaþým içerisinde, biri diðerine indirgenmeksizin, “dinî” ve “insanî” gerçeklik, karþýlýklý iliþki baðý içerisinde ele alýnmaktadýr.   Antropolog   Evans-Pritchard,   dinin kaynaðý hususunda ileri sürülen çeþitli teorileri in­celedikten sonra, yalnýz baþýna veya bütünü halin­de de bunlarýn saðduyulu hiçbir bakýþ açýsý taþýma­dýklarým   tesbit   eder   ve   bunlardan   pekçoðunun gayelerine   ulaþmadýklarý sonucuna  varýr.Yazar haklý olarak, ilk kaynak ve mahiyet meselelerinin bilimi ilgilendirmediðini, bilimin iliþkilerle uðraþtýðý­ný belirtir [109]. Gerçekten de insan ilimlerinin inceledi­ði gerçeklik, biri diðeriyle iliþki hâlinde bulunan, birbirine eklenmiþ bütünler teþkil eder. Her bilim gibi psikoloji de konusuna göre düzenlenmek zo­rundadýr. Kendisiyle meþgul olunan din, kültürde mevcut   olan  bir  gerçekliktir.   Fertler  ve   gruplar ondan etkilenerek yaþayýþ ve davranýþlarýnda bunu açýða vururlar. Sosyal ve kültürel gerçeklik olarak din ile, þahsî ve sübjektif tavýrlar hâlinde yaþanan din arasýndaki iliþkisel baðý esas alan din araþtýrmasý tarafsýz bir orta yolu temsil etmektedir. [110]


2- Karþýlýklý Ýliþki Yaklaþýmýna Göre Dinin Psikolojisi

 

Dinin kaynaðý, baþlangýcý, esasý ve mahiyeti gibi meseleler insan ilimlerinin yetkisi dýþýnda kalýrlar. Bu bakýmdan Din Psikolojisi ancak belli bir kültü­rün kimliðini taþýyan dinde mevcut bulunan ruhî hâl ve davranýþlarýn incelenmesini yapabilir. Baþ­langýç itibariyle din insanla birlikte geldiðine göre, dindeki herþey psikolojiktir; fakat bu dinin psikolo­jiden kaynaklandýðý anlamýna gelmez. Sembolik bir sistem olarak din, kendi psikolojik yüzüyle ayný deðildir. O halde psikolojinin görevi, dinde psikolojik olan þeyi keþfetmek, bu araþtýrmaya uygun araç-gereçler imal etmek ve müþahede edilen verileri top­lamaya ve yorumlamaya imkân veren teorik kav­ramlarý inþa etmek ve muhtemel kanunlarý dile ge­tirmektir. Buna göre Din Psikolojisi, dinin etkisiyle kiþide oluþan duygular, tavýrlar, kiþilik özellikleri... gibi bütün psikolojik süreçler üzerinde araþtýrmala­rýný yürütebilecektir. Ancak burada önemli olan husus, yaþanan dinin tabiatýný çok iyi anlamaktýr. Ýslâm gibi bir din insanýn bütününe hitap etmesi bakýmýndan, çok þekilli ve karmaþýk özellikte eðilim ve davranýþlara yol açar. Bu bakýmdan, dini baðlan­manýn kalitesi ve ölçüsü, belli bir dine baðlý olduðu­nu açýklayan kimselerde çok farklýlýklar gösterir. Bir dinin mensubu bulunan dindar bir insanýn rea­litesini göz önünde bulundurmak için, bu insanýn kendine malettiði dinin unsurlarýný ve dinini yaþa­dýðý tarzý sýký sýkýya müþahede etmek gerekir. Yani din psikologu, dinin objektif bakýþ açýsý ile dindarýn sübjektif bakýþ açýsýný birlikte göz önünde bulundu­rur. Meselâ, bir hidayet olayýný incelerken, fertte davranýþ deðiþikliðine yol açan dinî inançlarla, fer­din bu inançlarla nasýl iliþki kurduðunu ve onlara nasýl baðlandýðýný, onlarý nasýl gözden geçirmeye, tartýþma konusu yapmaya koyulduðunu, nasýl bir tepkide bulunduðunu, kendini verdiðini ve teslim olduðunu ya da reddettiðini göstermek gerekmekte­dir. Tabii öyle bir araþtýrmada din psikologu, dinî inanç ve esaslarýn fiilî gerçeðini parantez içine alýr; o, dikkatini özellikle fert, toplum ve dinî esaslarla il­gili yapýlar arasýna yerleþen baðlara yöneltir. Ger­çeklik alanýndaki din; dindar kiþi, bu kiþinin men­subu bulunduðu toplumun dini, ferdin ve toplumun kabullendikleri dinî inançlar ve bunlara dayalý uygulamalar çerçevesinde kurulan çok kar­maþýk iliþkiler içinde mevcut kalýr.

Tecrübî olarak müþahede edilebilir gerçekliði içe­risinde yaþanmýþ din, çok çeþitli duygular, eðilim­ler, uygulamalar, diðer varoluþ alanlarý üzerinde et­kilerini gösteren sonuçlarýyla ileri derecede karmaþýk ifadeler bütünüdür. Dinî davranýþlarýn yöneldiði alanlarý, þekillerini ve bileþenleri müþahe­de etmek ve açýklýkla tasvir etmek Din Psikolojisi­nin baþta gelen görevleri arasýndadýr. Fakat sadece dinin bileþenlerini ve bunlarýn yapýsýný tahlil etmek yeterli deðildir. Her durumda din ve ruhî elemanlar arasýndaki iliþki baðýný müþahede etmek ve yorum­lamak sözkonusudur. Din Psikolojisinin önemli bir gayesi de, bir taraftan yaþanmýþ dine katýlan ve onu yaþayan kiþilerin hakkýnda zaruri olarak açýk bir þuura sahip olmadýklarý gizli kalan niyetleri ve an­lamlarý açýða çýkarmak, diðer taraftan, bu niyet ve anlamlarýn nasýl organize olduklarýný ve þahsî dinin yapýsýný nasýl þekillendirdiklerini açýða çýkarmaktýr.

Bütün bu mülahazalarý þöyle bir genel deðerlen­dirme altýnda toplamak mümkündür: îlk olarak psi­koloji, dinî tabiatlý davranýþlarý veya ruhî eðilimleri etkileyen veya belirleyen þuurlu ve þuurdýþý faktör­leri açýða çýkarmayý hedef edinir. Ýnsan, dindar oluþ ya da olmayýþýnýn sebeplerini her zaman þuurlu ola­rak hakimiyeti altýnda tutan saf akýlcý bir varlýk de­ðildir. O, kendi çevresinin ve eðitimin saf ürünü de deðildir. Ýnsan, ferdi hayatýný oluþturan ve kendiliðinden sahip olduðu aydýnlýk þuurunu taþan herþeyle birlikte dine baðlanýr. Ruhiyata ait olan tasav­vurlar, ilgiler, dinamizmler ve süreçler, dinin sembolleriyle karþýlaþýrlar ve bunlar insaný, kendile­rini yorumlamaya, kabul etmeye veya reddetmeye iterler. Bu durum seçmeci, geliþmeci ve deðiþik tarzlarda gerçekleþir. Ýkinci olarak, din ve insan arasýndaki karþýlaþma dinî unsurlarýn ruhî hâl ve eðilimlere kendi mührünü basmalarý sonucuna ulaþýr. Ancak etki karþýlýklýdýr. Bütün yorumlarda, dinî inanç ve deðerlerle ruhî haller arasýndaki bu karþý­lýklý etkileþimi hesaba katmak gerekir. Dinden gelen þeyle ruhiyattan gelen þeyi ayrýþtýrmak için, kiþile­rin baþvurduktan objektif dini göz önünde bulun­durmak gerekecektir[111]. Bu arada, felsefî veya etno­lojik mahiyetteki hükümlerden kurtulmak için þu hususlarýn da göz önünde bulundurulmasý gerekir: Önce dinî davranýþýn güdüleri ve niyetleri tahlil edi­lir ve bunlar onu yaþayan kiþinin çevresi olan dünya içerisine yerleþtirilir, bunun üzerine psikolog kendi kanaatlarýný da yerleþtirir. Ayný zamanda dinî davranýþ, dinî referanslar sistemi içerisine de yer­leþtirilir. Böylece dinin kendi objektif bakýþ açýsý ile, onu kendi içinde yaþayan kiþinin sübjektif bakýþ açýsý bir bütün olarak ele alýnmak suretiyle yeterli bir açýklama ortaya konmuþ olur. [112]




radyobeyan