Evliyalarýn Hayatý
Pages: 1
Cezuli By: armaðan Date: 24 Nisan 2009, 23:38:30
Fas'ta yetiþen velîlerden ve hadîs âlimi. Ýsmi Muhammed, babasýnýn ki ise Süleymândýr. Künyesi Ebû Abdullah olup, Cezûlî nisbesiyle meþhur oldu. Þerîflerdendir. Doðum târihi bilinmemektedir. Fas'ýn Sus þehrinde doðdu. 1465 (H.870) senesinde zehirlenerek þehîd edildi. Fas'ýn Fugal bölgesinde yaptýrdýðý câminin bahçesine defnedildi. Seneler sonra Merrâkûþ'e nakl edilerek, kendisi için yaptýrýlan türbeye defn edildi. Türbesi günümüzde ziyâret yeridir.

Muhammed Cezûlî, önce memleketinde bir süre sonra da Fas þehrine giderek, Saffârin Medresesinde tahsîline devâm etti. Tahsîlini tamamladýktan sonra tekrar memleketine döndü. Fakat yeniden ayrýlmak zorunda kaldý. Bu hâdise þöyle anlatýlýr: "Muhammed Cezûlî'nin bulunduðu bölgede, iki kabîle arasýnda þiddetli kavga olmuþtu. Bu kavga sýrasýnda bir genç öldürüldü. Her iki kabîle, bu gencin kendileri tarafýndan öldürülmediðini iddiâ etti. Aralarýndaki bu iddiâlaþma o kadar ileri gidince, tekrar kavga edecek duruma geldiler. Bu arada oraya gelen Muhammed Cezûlî, kan dökülmesini önlemek için, o genci kendisinin öldürdüðünü söyledi. O beldenin âdeti; bir adam öldüren kiþi, kabîleden kovulurdu. Onlar da bu âdet üzerine, Muhammed Cezûlî'yi aralarýndan çýkardýlar. Bunun üzerine         Muhammed Cezûlî memleketinden ayrýlarak, Arabistan yarýmadasýna gitti. Orada uzun bir müddet kaldý; Mekke, Medîne ve Kudüs þehirlerini dolaþtý. Buralarda çeþitli âlimlerin sohbetinde bulundu.

Salevât-ý þerîfe

Bir süre sonra memleketine dönen Muhammed Cezûlî, Tit þehrinde bulunan Ebû Abdullah Muhammed'in sohbetlerine katýlarak, Þâzilî tarîkatýna girdi. On dört sene müddetle halvete, yalnýzlýða çekildi. Sonra talebe yetiþtirmeye baþladý. Talebelerinin sayýsýnýn on binleri bulduðu rivâyet edilen Muhammed Cezûlî, bir gün bir kuyu baþýna abdest almak için uðradý. Kuyunun yanýnda su çekmek için kova ve ip yoktu. Ne yapacaðýný þaþýrmýþtý. Bir kýz, onun bu hâlini yüksekçe bir yerden gördü ve ona þöyle dedi: "Sen kimsin ve niye þaþýrdýn?" Muhammed Cezûlî, onun kova getireceði ümîdi ile kendisini tanýttý ve hâlini bildirdi. Kýz bunun üzerine ona; "Ýnsanlar seni hayýr ve kerâmetle överler. Sen ise kuyudan su çýkarmaktan âciz kaldýn ve þaþýrdýn." dedi ve gelip kuyuya seslendi. Allahü teâlânýn izni ile su, kuyudan taþýp dýþarýya akmaya baþladý. Muhammed Cezûlî abdest aldýktan sonra kýza; "Sen bu kerâmete hangi amelin sebebi ile nâil oldun?" dedi. Kýz da; "Resûl-i ekreme salevât-ý þerîfeyi çok getirmekle ve salevât okumaya devâm ederek kavuþtum." diye cevap verdi. Muhammed Cezûlî, bu duruma hayret ederek; "Acabâ hangi salevât-ý þerîfeyi okumaya devâm etsem?" diye düþünmeye baþladý. O gece, bu düþünceden dolayý uyuyamadý. Bu düþünce içerisinde yatakta yatarken, hanýmý yataðýndan kalktý. En güzel elbisesini giyip, örtüsünü örtüp evden dýþarý çýktý. Bunu görünce, hanýmýnýn bu saatte nereye gittiðini merak ederek arkasýndan dýþarý çýktý ve onun deniz kýyýsýna doðru gittiðini gördü. Önünde ve ardýnda bir arslan ona bekçilik ediyordu. Meraký daha fazla arttý. Hanýmý kýyýya varýnca denize girdi ve yürümeye devâm etti, sonunda küçük bir adaya ulaþtý. Arslanlar denizin kýyýsýnda yattýlar. Orada abdest alýp, namaz kýlmaya baþladý. Ýbâdetten sonra, yine su üzerinde yürüyerek kýyýya geldi. Arslanlar da kalkarak, biri önde, diðeri arkada yürümeye baþladýlar. Muhammed Cezûlî daha önce eve gelip, uyuyor göründü. Hanýmý, eve gelip elbiselerini deðiþtirip, yattý. "Haným bunu her gece mi yapýyor?" diye düþünerek, üç gece onu gözetledi. Hanýmýnýn her gece böyle yaptýðýný gördü.Üçüncü gecenin sabahýnda, bu durumu hanýmýna sordu. Hanýmý ona; "Siz, bu iþe þimdi mi vâkýf oldunuz? Uzun senelerdir ben böyle yapýyorum." dedi. Bunun üzerine Muhammed Cezûlî; "Acabâ, bu kerâmete ne sebeple kavuþtunuz?" diye sorunca, hanýmý; "Resûl-i ekreme salevât-ý þerîfe okumayý hiç býrakmadým. Nîmete bu yüzden kavuþtum." dedi. Muhammed Cezûlî; "Devâm ettiðiniz bu salevât-ý þerîfe hangisidir?" diye suâl etti. Hanýmý cevap vermedi. Isrâr edince; "Bu gece istihâre edeyim, izin olursa, cevap veririm." dedi. Sabahleyin hanýmý; "Açýkça söyleyeyim, haber vermeye izin yoktur. Ancak salevât-ý þerîfeleri topla, onlarýn içinde varsa, "Vardýr" diye haber veririm." dedi. Bunun üzerine Muhammed Cezûlî, birçok kitaplarda bulunan salevât-ý þerîfeleri topladý ve bir kitap yazdý. Hanýmýna, yazdýðý bu kitabý okuduðu zaman, hanýmý; "Ýçinde birkaç yerde vardýr." dedikten sonra; "Bu kitabý okumaya devâm edenin, Allahü teâlânýn rahmetine kavuþacaðýnda þüphe yoktur." dedi. Muhammed Cezûlî bu eserine; Hayýrlara deliller ve nûrlarýn doðuþu mânâsýna gelen Delâil-ül-Hayrât ve Meþârýk-ul-Envâr ismini verdi.

Cezûlî'nin kabrinin bulunduðu belde küffâr eline geçince, talebesinin talebesi, hocamýzý orada býrakmýyalým diyerek kabrini açtýrdý. Aradan yetmiþ sene geçmesine raðmen, mübârek bedeninin nasýl defnedilmiþ ise o hâlde olduðunu gördüler. Onu sevenlerden birisi, Muhammed Cezûlî'nin alnýna parmaðýný bastýrdý. Alnýndaki kan daðýldý. Parmaðýný kaldýrýnca, yine toplandý. Sanki canlý idi. Oradan mübârek bedenini alýp, Merrâkûþ'a getirip defnettiler. Kabrinin üzerine bir de türbe yaptýrdýlar.

Muhammed Cezûlî'nin Delâil-ül-Hayrât'tan baþka eserleri de vardýr. Fakat en meþhûru bu eserdir. Hizb-ül-Felâh ve Hizb-i Sübhân ed-Dâim yazmýþ olduðu eserlerdendir.

Delâil-ül-Hayrât'ta toplanmýþ olan salevât-ý þerîfelerden bâzýlarý þunlardýr:

"Allahümme salli alâ Muhammedin ve ezvâcihî ve zürriyyâtihî kemâ salleyte alâ Ýbrâhîme ve bârik alâ Muhammedin ve ezvâcihî ve zürriyyâtihî kemâ bârekte alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd."

"Allahümme salli alâ Muhammedin kemâ salleyte alâ Ýbrâhîme ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ bârekte alâ Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd."

"Allahümme salli alâ Muhammedin-in-nebiyy-il-ümmiyyi ve alâ âli Muhammed."

"Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ salleyte alâ Ýbrâhîme ve alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd. Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ bârekte alâ Ýbrâhîme ve alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd. Allahümme ve terahham alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ terahhamte alâ Ýbrâhîme ve alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd. Allahümme ve tehannen alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ tehannente alâ Ýbrâhîme ve alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd. Allahümme ve sellim alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ sellemte alâ Ýbrâhîme ve alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd."

"Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ bârekte alâ Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd."

"Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âlihi ve eshâbihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve zürriyyetihî ve ehl-i beytihî ve eshârihî ve ensârihî ve eþyâihî ve muhibbihî ve ümmetihî ve aleynâ maahüm ecmaîne yâ erhamerrâhimîn."

"Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin ve alâ ehl-i beytihî."

1) Neyl-ül-Ýbtihâc
2) Brockelmann; Gal-2, s.252
3) Tam Ýlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s.1042
4) Ýslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.12, s.313

Ynt: Cezuli By: Bilal2009 Date: 30 Ekim 2020, 11:28:52
Allah razý olsun paylaþým için . Rabbim bizleri Ýslam yolundan ayýrmasýn

Ynt: Cezuli By: Sevgi. Date: 31 Ekim 2020, 05:31:31
Aleyküm Selâm. Ne kadar güzel salavatlar. Peygamber efendimiz'i en en güzel salâvatlarla anmayý nasip etsin Rabb'imiz.
 Bu güzel bilgiler için Allah sizlerden razý olsun kardeþim

radyobeyan