Dini Hikayeler
Pages: 1
Musibetlerin kerameti By: sumeyye Date: 08 Kasým 2010, 18:35:04
Musibetlerin kerameti



Köyün birinde yaþlý ve bilge bir adam varmýþ… Çok fakirmiþ ama kral bile onu kýskanýrmýþ… Dillere destan bir beyaz atý varmýþ ki, kral, at için ihtiyara neredeyse hazinesinin yarýsýný teklif etmiþ ama adam satmaya yanaþmamýþ…

- Bu at, bir at deðil benim için… Bir dost… Ýnsan dostunu satar mý? dermiþ hep…

Bir sabah kalkmýþlar ki, at yok. Köylü, ihtiyarýn baþýna toplanmýþ.

- Seni ihtiyar bunak. Bu atý sana býrakmayacaklarý, çalacaklarý belliydi. Krala satsaydýn, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaþardýn. Þimdi ne paran var ne de atýn! demiþler…

Ýhtiyar:

- Karar vermek için acele etmeyin demiþ. Sadece “At kayýp” deyin. Çünkü gerçek bu… Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiðiniz karar. Atýmýn kaybolmasý, bir talihsizlik mi, yoksa bir þans mý, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir baþlangýç… Arkasýnýn nasýl geleceðini kimse bilemez…

Köylüler ihtiyara kahkahalarla gülmüþler. Ama aradan 15 gün geçmeden, at bir gece ansýzýn dönmüþ. Meðer çalýnmamýþ, daðlara gitmiþ kendi kendine. Dönerken de, vadideki 12 vahþi atý peþine takýp getirmiþ. Bunu gören köylüler toplanýp ihtiyardan özür dilemiþler.

- Babalýk, demiþler. Sen haklý çýktýn. Atýnýn kaybolmasý bir talihsizlik deðil adeta bir devlet kuþu oldu senin için. Þimdi bir at sürün var.

- Karar vermek için gene acele ediyorsunuz demiþ ihtiyar. Sadece atýn geri döndüðünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu… Ondan ötesinin ne getireceðini henüz bilmiyoruz. Bu daha baþlangýç… Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkýnda nasýl fikir yürütebilirsiniz?

Köylüler bu defa ihtiyarla dalga geçmemiþler açýktan ama içlerinden, “Bu herif sahiden budala…” diye geçirmiþler.

Bir hafta geçmeden, vahþi atlarý terbiye etmeye çalýþan ihtiyarýn tek oðlu attan düþmüþ ve ayaðýný kýrmýþ. Evin geçimini temin eden oðul þimdi uzun zaman yatakta kalacakmýþ. Köylüler gene gelmiþler ihtiyara.

- Bir kez daha haklý çýktýn, demiþler. Bu atlar yüzünden tek oðlun bacaðýný uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak baþkasý da yok. Þimdi eskisinden daha fakir, daha zavallý olacaksýn demiþler.

Ýhtiyar

- Siz erken karar verme hastalýðýna tutulmuþsunuz, diye cevap vermiþ. O kadar acele etmeyin. Oðlum bacaðýný kýrdý. Gerçek bu. Ötesi sizin verdiðiniz karar. Ama acaba ne kadar doðru? Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacaðý size asla bildirilmez.

Birkaç hafta sonra, düþmanlar büyük bir ordu ile saldýrmýþ. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çaðýrmýþ. Köye gelen görevliler, ihtiyarýn kýrýk bacaklý oðlu dýþýnda bütün gençleri askere almýþlar. Köyü matem sarmýþ. Çünkü savaþýn kazanýlmasýna imkân yokmuþ, giden gençlerin ya öleceðini ya esir düþüp köle diye satýlacaðýný herkes biliyormuþ.

Köylüler, gene ihtiyara gelmiþler.

- Yine haklý olduðun kanýtlandý, demiþler. Oðlunun bacaðý kýrýk, ama hiç deðilse yanýnda. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler. Oðlunun bacaðýnýn kýrýlmasý, talihsizlik deðil, þansmýþ meðer…

- Siz erken karar vermeye devam edin demiþ, ihtiyar. Oysa ne olacaðýný kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oðlum yanýmda, sizinkiler askerde. Ama bunlarýn hangisinin talih, hangisinin þanssýzlýk olduðunu sadece Allah biliyor…


alýntý

radyobeyan