Anne vasiyeti By: ezelinur Date: 06 Kasým 2010, 08:48:36
“Bir anne, evlâdýný ne kadar sever? Ya da evlât ile annesi arasýnda nasýl bir bað vardýr?”
Ýþte size bu sorulara cevap teþkil edecek bir hikâye anlatacaðým:
Hindistan’da, bir anne geride birçok çocuk býrakarak vefat ediyor. Çocuklarýn babasý, onlarýn bakýmý için bir müddet sonra evlenmeye mecbur kalýyor. Ancak þefkatli baba, çocuklarýnýn “üvey anne” elinde maðdur olmasýndan da korkuyor. Kendisine sýký sýký tembihliyor, evlâtlarýna zarar vermemesini… Fakat çok öfkelendiði zaman, eðer illâ onlara vuracaksa, eline tutuþturduðu þu kemik parçasýyla onlara vurmasýný istiyor.
Üvey anne, ilk zamanlarda çocuklar arasýnda fark gözetmemeye çalýþýyor. Ancak kendi çocuklarý dünyaya gelmeye baþladýðýnda, annesiz gariplerin her yaptýðý hareket kendisini rahatsýz etmeye baþlýyor. Öfkelendikçe de kocasýnýn verdiði kemikle habire onlarý dövüyor. Gel zaman git zaman, aradan yýllar geçiyor. Annesiz büyüyen o çocuklar, serpilip büyürken, üvey annenin kendi çocuklarý cýlýz ve pýsýrýk hâlde kalýyorlar. Üvey anne, bu iþin içinde bir iþ olduðunu düþünerek durumu beyine açýkça soruyor. Babanýn verdiði cevap þu:
“-Senin eline tutuþturduðum kemik, evlatlarýmýn annesinin kemiði… Sen onlara kýzýp baðýrdýkça, onlar üzülüyorlardý. Ancak kemikle vurmaya baþlayýnca, annelerinin bedenini hissediyor ve fark etmeden onunla tesellî oluyorlar. Dolayýsýyla onlar, zor zamanlarýnda, annelerini hep yanýnda hissettiler. Bunun için bedenen zarar görseler de, ruhlarý serpilip büyüdü!..”
Evet, gerçekten ibretlik… Belki bu sadece bir hikâye… Ama bulunduðum ülkede, Azerbaycan’da, tam da bunu hatýrlatan bir yaþanmýþ olayla karþýlaþtým.
Azerbaycan’ýn Gabela Þehri’nin bir köyünde, bir anne genç yaþta amansýz bir hastalýða yakalanmýþ. Karaciðeri tükenmiþ ve kýsa bir zamanda vefat etmiþ. Bu aðýr hastalýðý zamanýnda, ona kýz kardeþi hizmet etmiþ, bakýmýný üstlenmiþ. Anne, kardeþine, vefatýndan kýsa bir süre önce þöyle bir vasiyette bulunmuþ:
“-Bilirim, çocuklara bakmak zordur. Bir gün gelir, senin de sabrýný tüketirler. Gün gelir, onu cezalandýrmak istersen, ne olur, þu verdiðim baþörtüyü eline dola da öyle vur yavruma!..”
Teyze, “Aman hiç öyle bir þey yapar mýyým? Biricik yeðenime kýyar mýyým?” dediyse de, anne:
“-Bu, benim vasiyetimdir. Senden baþka bir þey istemiyorum!..” diye tembihledi.
Bu amansýz hastalýða yakalanmýþ anneyi topraða verdikten sonra yýllar geçti. Teyze, öksüz yeðenine sahip çýktý, ona geceli gündüzlü bakmaya devam etti. Fakat çocuk bakýmý, çok büyük bir þefkat ve merhamet ile engin bri sabýr gerektirir. Gün geldi, teyzenin sabrý taþtý ve çocuða bir fiske attý.
Çocuk, önce þaþýrdý, sonra aðlamaya baþladý ve aðzýndan tek cümle döküldü:
“-Hani bana annemin örtüsü ile vuracaktýn teyze?”
Teyzesi, yaptýðýna bin piþman, bir daha yeðenine dokunmamaya yemin etti. Belki, çocuða, annesinin örtüsü ile sarýlmýþ bir el dokunmuþ olsaydý, o tokadýn acýsýný bu kadar hissetmeyecekti! Belki de annesi, o örtüyle yavrusunun gözyaþlarýný silmek istemiþti. Kim bilir?
Ama ana vasiyeti, yavrusunu, öldükten sonra da þefkat kanadýyla sarmaya devam etmiþti.Hatice Þahin