Beyaz itiraflarda o By: sidretül münteha Date: 05 Kasým 2010, 21:28:19
Beyaz Ýtiraflarda "O"
Ne O’ nu anlatabilmek, ne de beyazý seyredebilmek için temiz ve beyaz bir sayfayý elime almam, yeterli deðildi.
Hiçbir þey, beyaz kadar temiz olmuyor ve hiçbir þey, O’nun kadar beyaza yakýþmýyordu.
“Nasýl”lýðýný (keyfiyetini) idrak edemeyen zihnim, O ikisi için cümle kuramýyordu.
Belki de cümle kuramayan, kalbimin tâ kendisiydi.
Dökülemeyen duygularýmýn hiçbir tesellisi yoktu. Ve bahaneler yaklaþamýyordu bu çaresizliðime… Çok deðildi istediðim þey, yalnýzca sevgimi görebilmekti. Var olan nice sevdiklerimin arasýndaki yerlerini keþfetmekti.
Gözyaþlarýyla O’nu anlatanlarýn yanýnda, onlarý deðil, aslýnda kendimi izliyordum, hayatýmýn dalýp gittiðim her köþesinde…
Ben de Rabbimi biliyordum, ben de bir peygamberin kýymetini anlayabiliyordum, ben de herkes kadar sahipleniyordum Peygamberimi... Kimselere býrakmýyordum, hayatýndaki ayrýntýlarý… “Biliyorum.” diyordum, vicdanýma…
Ben de efendimi tanýyorum, yeri gelince herkeslerden daha fazla övünüyordum, O’nun ümmeti olmaktan…
“-Ben elimden geleni yapýyorum!..” diye haykýrýyordum ruhuma… Lâkin vicdanýmýn, bana acýyan tonlardaki sesini duymak istemiyordum. Kaçýyordu içimde bir þeyler oradan oraya... Ellerim kulaklarýmda, olmayan sesleri engelliyordum! Kaçtýðým þeylerin benden gayrý olmadýðýný bilmeden, kimi zaman adýmlarým hýzlanýrdý aklýma sýzan düþüncelerimden… Derinlerimdeki yüzleþmelerim baþladýðýnda, alev kaplardý içimi… Ve beyaz bir þeyler arardým o anda… Çünkü kalbim beyazla O’na yakýnlaþmayý hayal ederdi. Eðer hemen beyazý bulursam, kaçamadýðým her þey için karanlýklar gelecek gibi oluverirdi. Etrafýmda gördüðüm her beyazý içime çekerdim. Ve aslýnda iyi bir müslüman olabileceðimi söylerdim, her birine… Çünkü büyük bir þeyi keþfetmiþtim… Ben, yüreðimin denizinde hayatýmý kurtaracak olan muhabbet gemimi kaybetmiþtim…
O’nun için biriktirdiðim her sevgi taneciði, yenilerine eklenemeden yok olup gitmiþti. Günahlarýmýn rahatlýðý onlarý eritmiþti. Ve yeterli olamayan muhabbetimin arasýna sýkýþtýrmaya çalýþýyordum Peygamberim için söylediðim, O nu anlatan her güzel cümleyi...
Çok biliyordum ya onla ilgili her þeyi... Hani her hâliyle övünüyordum, ümmeti olmaktan, hani ben hep onu düþünüyordum, “Ben O nu seviyorum.” diyordum…
Ama yolunda atamadýðým her adým, taþlýyordu beni! Yaklaþamadýðým gerçeklerle yaþamaya çalýyordum. Ben aslýnda kendimi kandýrýyordum. “O, benim efendim!” diyordum, ama O’nun yolundan gitmiyordum. “O’nu seviyorum.” diyordum, ama O’nu zaman zaman hatýrlýyordum. O’na lâyýk olmak için hiçbir þey yapmadýðým gibi bir de yeni bahaneler üretiyordum.
Ve sonra tesellilerimin arasýndan bir kalp taþýyor olmam gerçeðini seçtim. Beyazýn güzelliðini görebilen ve beyazý yalnýzca O’ na yakýþtýrabilen bir yüreðe sahiptim. Belki yeterli deðildi muhabbetim, ama ben O’nu, yani Peygamberimi biliyordum, inanýyordum ve lâyýk olmayan her âným için hüzünleniyordum. Getirdiðim her salavâtýn hatýrýna bana bir gün tebessüm edebileceðini umut ediyordum. Ruhum zavallý bir kaçýþýn ardýndan, zor keþiflerde bulmuþtu kendini. Muhabbetimin derdiyle, lâyýk olma yokuþlarýnda O’na susadým. Yeni sözler verdim, geçmiþime ve geleceðime… O’nun izinden, muhabbet þehrine ne olursa olsun gideceðime.. Sonsuzluðu sýrtýma alýp Peygamberimin tebessümleriyle, Rabbimin cemâlini görmek için yürüyeceðime!.. Beyazý, azýðým yaparak hepsi için söz vermiþtim kalbime…
Ve gerçek bir cümle kurmak için yeniden döndüm içime;
“Seni seviyorum Yâ Rasûlallâh!” idi, kurduðum ilk cümle…
Fatma Aladað