Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
Pages: 1
Affet By: sidretül münteha Date: 05 Kasým 2010, 21:25:01
Affet


“Câný kim, cânâný için sevse cânânýn sever
Câný için kim ki cânânýnsever cânýn sever”

(Fuzûlî)

Kâinât, muhabbet üzere kurulu olduðu için; muhabbetten yoksun tek bir zerre, tek bir varlýk hayal edemezdim.

Lâkin gördük ki, öyle kimseler var bu toprak üzerinde, saðanak saðanak yaðan bu muhabbet yaðmuruna karþý âdeta çelikten mahfazalarla siper almýþ ve savaþ açmýþlar!.. Nasýl hazîn bir savaþ ki, kendisini taþlayanlara bile hayýr duâda bulunan kâinâtýn varlýk sâiký Peygamber Efendimiz’i baþ düþman edinmiþler kendilerine!..

Kýzý Zeyneb’i, hâmileyken ok atarak deveden düþürüp vefâtýna sebep olan Esved oðlu Hebbar’ý bile affeden;

Kendisine, akrabalarýna ve ashâbýna her türlü cefâyý lâyýk görenleri, koca bir þehrin, Mekke’nin fethinde, yani cezalandýrmaya en muktedir bir hâldeyken bile affedebilen o yüreði, ancak bir yüreksiz göremez!.. Fakat adý “insan” olup sinesinde yürek taþýyan bir varlýk, nasýl olur da bu kadar bedbahtlaþabilir!..

Cevap açýk; câný için kim cânânýný sever ise ancak cânýný sevmiþ olur! Sevgiyi, muhabbeti sadece kendi nefsine yöneltenler, “Cânân’ýn hatýrýna baþka varlýklar nasýl sevilir, siyah küçük bir taþ nasýl kýymet kazanýr, bir saç teli nasýl el üstünde tutulur, bir ayak izi nasýl baþ tâcý edilir…” nereden anlasýnlar?!.

Muhabbet, kendi can kafesinde kilitli kalýnca Cânân’a nasýl kanat açsýn ki? Ve geriye kalan cansýz bir can… Netice meydanlarda kol gezinen ölü kalpler!..

Ama kendime dönüyor ve diyorum ki:

“-Bunlar hep bizim gayretsizliðimizin yansýmalarý!..”

Ýslâm’ýn güler yüzünü sunmadaki tembellik ve lâkaytlýðýmýzýn hazin neticeleridir bu gördüklerimiz!.. Bugüne kadar sopayla Allâh kelâmýný öðretmeye çalýþanlar, sakal býrakýrken neyi temsil ettiðini unutup yüzünden tebessümü esirgeyenler, baþýna örtüyü takarken kalbindeki örtüyü kaldýrýp münâkaþaya giriþenler; yani yine biz müslümanlar deðil miydik sahabe kývamýný yitirenler?! Sûretimize aksettirdiðimiz dinimizi, sîret ve yaþayýþýmýza taþýyamayan bizler deðil miyiz?!.

Ama þimdi… En güler yüzlü, müþfik gönül sultanlarýnýn elinde þimdi yeni bir gençlik diriliyor, Allâh’ýn izniyle!.. Þu güzel vatanýmýzýn herkese, her gönle kucak açan Anadolu’nun baðrýnda Gül’e hayran; dikenlerle bile o Gül hatýrýna geçinmeye râzý olan bir gençlik büyüyor inþâallâh!.. Ve tek gâyesi, Cânân’ý uðruna cânýnýn her zerresiyle bu muhabbeti nice gönüllere taþýyabilmek…

Yâ Rasûlallâh!.. Sana yapýlanlarý ancak Rabbimize þikâyet ediyor ve:
“-Yâ Rab!.. Onlar bilmiyor! Bilmelerine bizi vesîle kýl!.. Üzerimizdeki bu tembelliði kaldýr. Ýslâm’ýn þefkat ve merhametini bütün insanlýða duyurmayý bizlere nasib eyle!” diye yalvarýyoruz.

Sen de ötelerden:

“-Âmin!” der misin ya Rasûlallâh?!.

Yâ Rab!..

Bugüne kadar müslüman þahsiyetler olarak girdiðimiz hatalý hâllerin yansýmasýnýn bu kadar aðýr olacaðýný bilemedik! Affet ve bu hatayý telâfî edebilmeyi bizlere nasib eyle!.. Canýmýzý, ancak Senin için yaþatýp Senin için fedâ edebilmeyi lütfeyle! Ve bu canlar, can katsýn diðer cansýzlara!.. Bir diriliþin tohumlarý olabilsin yüreklerimiz! Sahabe kardeþliðini, Osmanlý’nýn vakarýný, o nebevî merhamet ve muhabbeti tekrar yaþayýp yaþatabilmek bizim kaderimiz olsun!

Allâh’ým; Rasûlü’nün þefkat ve merhametinden bî-haber gönüllere uzanabilmeyi nasib eyle!.. Ve kalplerimizi Habibi’nin muhabbetiyle dolu bir kor eyle ki, o buz kesmiþ gönülleri de ýsýtmakla rýzâna erelim! Gönüllerimizi nefsimize köle olmaktan, hevâ ve hevesimize kul olmaktan koru ki, bu dinini en güzel örnek olarak teblið edelim insanlara!

Kalpler, Senin kudret elinde yâ Vedûd!.. Dilersen Rasûl’e uzanan elleri, Ömer misâli, tevbe için açtýrýrsýn; dilersen, Ebû Cehil misâli, cehenneme odun eylersin!.. Bizleri Fâtýmalar misâli, Ömerlerin hidâyetine vesîle eyle, sýrtýmýzdaki bu aðýr vebâlden kurtuluþa erdir Allah’ým!.. Yoksa bu vebâlin altýnda gazabýna dûçâr olmaktan korkar ve Sen’den yine ve ancak Sana sýðýnýrýz!

Bizlere “el-Hâdî” ism-i þerîfinle tecellî eyle ve bu tecellînin diðer gönüllere aksediþinde biz âciz kullarýný da vesîle kýl!..

Eðer o küstah diller ve gâfil eller; Rasûl’e kadar uzandýysa, bu bizim çizdiðimiz yanlýþ portrelerin neticesidir ve hepimizin üzerinde büyük bir vebal var demektir. Þimdi hep birlikte, yeniden müslüman imajýný aslýna rücû ettirmek ve Rasûlü’nü dünyaya tanýtmaktýr vazifemiz!.. “Bünyânün mersûs: Perçinlenmiþ, kenetlenmiþ bir binâ” misâli…

Allâh, yâr ve yardýmcýmýz…

Rasûlullâh, sertâcýmýz ve rehberimiz olsun!..


Huri Sezen


radyobeyan