Birgivi By: armaðan Date: 23 Nisan 2009, 15:01:36
Osmanlý âlimlerinin meþhûrlarýndan, büyük velî. Ýsmi Muhammed, babasýnýnki Ali'dir. Lakabý Zeynüddîn'dir. 1521 (H.929) senesinde Balýkesir'de doðdu. 1573 (H.981)de Birgi'de vefât etti. Kabri, Ýzmir'in Birgi kasabasýnda bir tepe üzerindedir. Ýlimdeki yüksek derecesinden dolayý Ýmâm-ý Birgivî ismiyle meþhûr olup, Türk âlimlerinin baþ tâcýdýr. Hanefî mezhebinden olup, asrýnýn en meþhûr âlimlerinden idi.
Ýmâm-ý Birgivî'nin babasý âlim bir zât olup, müderris idi. Önce babasýndan ilim öðrendi. Babasýnýn derslerinde yetiþip, akranlarýný geçti. Sonra yüksek ilimleri öðrenmek üzere Ýstanbul'a gitti. Ýstanbul'da bulunan meþhûr Semâniyye Medresesi müderrislerinden Ahîzâde Mehmed Efendiden, sonra da Kâdýasker Abdürrahmân Efendiden ders aldý. Büyük bir þevk ve gayretle ilim öðrenip, Semâniyye Medresesinden mezun oldu. Parlak bir baþarý ile icâzet imtihânýný vererek, müderrislik rütbesini kazandý. Bundan sonra bir müddet Ýstanbul medreselerinde müderrislik yaptý. Bu vazîfesi sýrasýnda Bayrâmiyye tarîkatýnýn þeyhlerinden olan Abdürrahmân Karamânî'ye talebe olup, onun sohbetlerinde bulunarak tasavvufta yetiþti. Daha sonra hocalarýndan Abdürrahmân Efendinin vâsýtasýyla Edirne'de Kassâm-ý Askerî (Mîrâs taksîm eden kâdýlýk) vazîfesi yaptý. Bir müddet sonra bu iþten de ayrýldý. Sonra uzlete çekilmek yâni dünyâ iþlerini tamâmen býrakmak istemiþse de, tasavvufta hocasý Abdürrahmân Karamânî'nin ýsrârý üzerine ders ve vâz vermeye devâm etti. Ýkinci Selîm Hanýn hocasý Atâullah Efendi, Birgivî'nin ilimdeki kudretini takdir ederek kendisini, Birgi'de yaptýrdýðý medresenin müderrisliðine tâyin etti. Bundan sonra orada, talebe yetiþtirmek, vaz vermek ve kitap yazmakla ömrünü geçirip, büyük hizmetler yaptý. Yaþadýðý bu yere nisbetle "Birgivî" adýyla meþhûr oldu.
Haramlardan sakýnmanýn önemini ve dünyânýn fânîliðini çok iyi anladýðýndan, dînin emirlerini aslâ tâviz vermeden açýklardý. Zamânýn âlimleriyle, yazýlý ve sözlü pek çok münâzaralara girerdi. Hak bildiðini, ilmî delilleri ile söylemekten hiç çekinmezdi. Birgi'den Ýstanbul'a gelerek, Sadrâzam Mehmed Paþaya nasîhatte bulunmuþtur.
Ýmâm-ý Birgivî hazretleri duâ ederken; "Ey yardýmcýlarýn en iyisi! Ey ümitsizlerin sýðýnaðý! Yâ Erhamerrâhimîn! Ey günâhlarý örten merhâmeti bol Allah'ým! Habîbin, sevgili Peygamberin hürmeti için ve bütün peygamberlerin, meleklerin, peygamberinin Eshâbýnýn ve Tâbiînin hürmetleri için, günâhý çok olan bizlere acý! Suçlarýmýzý affeyle!" derdi.
Buyururdu ki:
Mal büyük bir nîmettir. Malý isrâf, Allahü teâlânýn nîmetini hakîr görmek, nîmete kýymet vermemek, nîmeti elden kaçýrmak, kýsaca küfrân-ý nîmet etmek, yâni þükür etmemek olur. Bu ise, nîmeti verenin düþman muâmelesi yapmasýna, azarlamasýna ve azâb etmesine sebeb olacak büyük bir suçtur. Nîmetin kýymeti bilinmeyince, hakký gözetilmeyince elden gider. Þükür edilince ve hakký gözetilince elde kalýr ve artar. Cenâb-ý Hak, Ýbrâhim sûresi, yedinci âyetinde meâlen; "Þükr ederseniz, verdiðim nîmetleri elbette arttýrýrým." buyuruyor.
Ýsrâf çok kötü bir huydur. Çirkinliði meydandadýr. Kalbi, durmayýp karartan, kemiren, tehlikeli bir hastalýktýr. Tedâvisi pek güçtür. Bu sýfat kalbi kaplamadan önce, gidermek ve bu felâketten kurtulmak için bütün ilâçlarýna baþ vurup uðraþmalýdýr. Kurtarmasý için, cenâb-ý Hakka yalvarmalý, duâ etmelidir. Allahü teâlâ, çalýþana, her güçlüðü kolaylaþtýrýr. O, sýðýnýlacak, güvenilecek, biricik yardýmcý ve kurtarýcýdýr.
"Tasavvuf nedir?" diye sorulunca buyurdu ki:
"Tasavvuf; kalbi kötü huylardan temizlemek ve iyi huylar ile doldurmak demektir. Kalbi ýslâh etmek, her þeyden daha önemlidir. Çünkü kalp, bedende emrine itâat edilen ve her hükmü yerine getirilen bir hükümdâr gibidir. Vücûddaki uzuvlar onun emri altýndaki hizmetçilerdir. Bunun için Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Ýnsanýn bedeninde bir et parçasý vardýr. Bu iyi olursa, bütün uzuvlar iyi olur. Bu kötü olursa, bütün organlar bozuk olur. Bu (et parçasý) kalbdir." Yâni bu yürek denilen, et parçasýndaki gönüldür. Bunun iyi olmasý, kötü ahlâktan temizlenip iyi ahlâk ile süslenmek demektir."
Ýmâm-ý Birgivî, vefâtý yaklaþtýðý sýrada þöyle vasiyette bulundu:
Din kardeþlerime vasiyetim odur ki, hastalýðým artýnca, ziyâretime geldiklerinde Ýhlâs sûresini okumayý bana telkîn edip hatýrlatsýnlar. Allahü teâlânýn rahmetini, recâya, ümîd etmeye dâir âyet-i kerîme ve hadîs-i þerîfleri hatýrlatsýnlar. Kelime-i þehâdeti söylemeyi telkîn etsinler. Yanýmda; "Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah, eþhedü enlâ ilâhe illallahü vahdehü lâ þerîkeleh ve eþhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlühü." desinler. Söyle diye zorlamasýnlar. Kelime-i tevhîdi söyledikten sonra baþka bir þey konuþursam, yeniden telkîn etsinler. Söylemezsem o da yetiþir. Tövbe etmeyi hatýrlatsýnlar. Ölünce baþýmý kazýmayý, koltuk ve kasýk kýllarýmý yolmayý, býyýk kýrkmayý, sakalým traþ olmamýþsa, traþ etmeyi, týrnak kesmeyi yapmasýnlar. Çünkü bunlar öldükten sonra yapýlmaz. Mümkün ise gusl ettirsinler. Buna imkân yoksa, abdest aldýrsýnlar. Buna da imkân yoksa, teyemmüm ettirsinler. Kýbleye döndürüp sað tarafýma yatýrsýnlar. Yâsîn sûresini okusunlar. Ölürken yanýma kadýn ve çocuk koymasýnlar. Aðlayýp, inleyip, feryâd etmesinler. Sâlih din kardeþlerim yanýmda bulunsunlar. Kalbleriyle teveccüh edip, bu fakir için selâmet ve þeytanýn þerrinden kurtulmamý dilesinler. Rûhum kabzolunca gözlerimi kapayýp, çenemi baðlasýnlar. Bir kaba buhur koyup, üç-beþ veya yedi kerre etrâfýmda döndürsünler.
Defin yapýlmadan önce, yakýným, velîm olan, helal kazançlý bir kimseden üç yüz akçe borç alsýn. Tamahkâr olmayan iki fakir kimse bulsunlar. Beni sevenlerden olmasý daha iyi olur. Bunlarý yalnýz bir yere götürsünler. Üçünden baþka orada kimse olmasýn. O üç yüz akçeyi (gümüþ veya altýný) hesap edip kaç günlük namaza karþýlýk olursa, Muhammed bin Pîr Ali'nin o kadar namaz iskâtý için sana þunu verdim desin. O da eline alýp, kabûl ettim desin. Gümüþü veya altýný alana, aldýðý paranýn þer'an kendi mülkü olduðunu bildirsinler. O fakir diðerine, Muhammed bin Pîr Ali'nin namaz iskâtý için þunu sana verdim desin. O da eline alýp, kabûl ettim desin. Kendi malý olduðunu bilsin. Lutfedip o da yanýndakine, yukarýda bildirdiðimiz þekilde versin. Böylece devredip tamamlasýnlar. Doðum târihim hicrî dokuz yüz yirmi dokuz Cemâzil-evvel'inin onuncu günüdür. Ölüm târihi ne zaman olursa, on iki yýlýný düþsünler. Ne kadar sene kalýrsa, onun için devr etsinler. Vitr namazýný bile hesap etsinler. Bir vakit namaz için beþ yüz yirmi dirhem (2.4 kg) buðday hesâb etsinler. Namaz iskâtýnýn devri tamam olunca, birkaç devir de, verilmemiþ zekâtlar için ve sadaka-ý fýtr için, birkaç devir de, kalmýþ kurbanlar ve adaklar için ve kul haklarý için yapsýnlar. Bundan sonra, gümüþ veya altýnlar hangi fakirde kalýrsa, kendi güzel arzusu ile velî olan akrabâma veya vasýyy-i muhtârýma, tâyin ettiðim vâsime hediye etsin. O da eline alýp, kabûl ettim desin. Sonra velî olan akrabâm, yüz akçesini ayýrýp, elliþer akçe olmak üzere bu iki fakire versin. Sevâbýný bu fakîre (bana) baðýþlasýn.
Bundan sonra iki kimse bulup, müslüman mezarlýðýnda, sâlih bir kimsenin kabri yanýnda kabrimi kazdýrsýnlar. Kazmak için, asýl maldan yirmi beþer akçe versinler. Derinliði bir adam boyu, eni yarýsý kadar olsun. Kabri kazýp tamamladýktan sonra, kýble tarafýný kazsýnlar. Bedenim sýðacak kadar geniþ ve derince olsun. Sonra kefen iþine baksýnlar. Orta bezden olup, israf etmesinler. Kefeni asýl maldan yapsýnlar. Bundan sonra yýkamak üzere, yýkama tahtasýna koysunlar. Etrâfýmda buhur gezdirsinler. Bir sâlih kimse yýkasýn. Sâlih biri de su döksün. Yanlarýnda baþka kimse olmasýn. Sünnet üzere yýkasýnlar. Önce abdest aldýrsýnlar. Üçer defâ yýkamaya dikkat etsinler. Suyu çok döküp isrâf etmesinler. Saçýmý ve sakalýmý, hatmi ile, ýsýnmýþ su ile yýkasýnlar. Üzerime son dökülen suya kâfûr katsýnlar. Yakýn velîmiz lutfedip kalan akçeden (paradan) yýkayana ve su dökene yirmi beþer akçe versin. Sonra kefene sarsýnlar. Bundan sonra cenâze namazýmý kýlmaya hazýrlansýnlar. Dostlarýma haber versinler. Namazýmda bulunan cemâat üç safdan eksik olmasýn, fazla olursa zararý yoktur. Cenâzem getirilince, yüksek sesle zikr etmesinler. Kabrin yanýna gelince, dostlarýmdan sâlih bir kimse kabrime insin. Bu fakîri mezarýn içine indirsinler. "Bismillahi ve alâ milleti Resûlillah" deyip lahdin içine koysunlar. Kýbleye çevirsinler. Sonra kerpiç ile lahdin aðzýný kapatsýnlar ve "Yâ Rabbî! Bu ölüyü kabir azâbýndan koru!" desinler. Kerpiç bulunmaz ise, kamýþ koysunlar. Aðaç, kiremit, hasýr ve tabut koymasýnlar. Kuru toprak üzerine koyup, sonra çukuru doldursunlar. Balýk sýrtý gibi yapsýnlar. Bir karýþtan yüksek yapmasýnlar. Defn iþi bitince, üzerime bir testi su döksünler. Su dökmeðe baþ tarafýmdan baþlayýp, ayaklarýma kadar devâm etsinler. Din kardeþlerimden birisi mezarýmýn baþýnda dursun ve; "Yâ Rabbî! Kabri yanlarýna doðru geniþ eyle. Bu ölünün rûhuna yükseklik ve saâdet ihsân eyle, ondan râzý ol!" desin. Bir kiþi de; "Ýnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn." (Biz Allah'ýn kuluyuz ve yine O'na döneceðiz) meâlindeki âyet-i kerîmeyi okusun ve; "Yâ Rabbî! Bu ölü senin emrine rücû' etti, döndü. Sen kendisine rücû' edilenlerin hayýrlýsýsýn. Bu kimsenin etrâfýndaki yeri, iki tarafýndan geniþ eyle ve bu ölünün rûhuna gök kapýlarýný aç ve onu güzel bir kabûl ile kabûl eyle. Münker ve Nekir'in suâllerine ve diðer suâllere karþý dilini saðlam ve doðru söyleyici eyle. Cevâbýný kolay eyle!" desin. Bundan sonra orada bulunanlara; "Kardeþiniz için magfiret isteyiniz." desinler. Bütün bu iþlerden sonra, oturup Kur'ân-ý kerîm okusunlar. Tebâreke ve yedi kerre Ýhlâs sûresini, Fâtiha ve Muavvizeteyn ve bunlardan sonra tekrar on bir defâ Ýhlâs sûresini okusunlar. Âyet-el-kürsî, Yâsîn sûresi ve Bekara sûresini sonuna kadar okusunlar. Bu okuduðumuz Kur'ân-ý kerîmi bütün ölülere baðýþladýk diye aðýzdan söylesinler. Oruç, yemîn keffâretleri, Kur'ân-ý kerîm okuma ve duâ tamam olduktan sonra, yakýn velîm lutfedip, kalmýþ olan yüz altmýþ akçenin altmýþ akçesini, altmýþ fakire versin. Bu fakîrin oruç keffâretine niyet etsin. Yüz akçesini de yüz fakire versin. Yemîn keffâretine niyet etsin.
Bundan sonra da telkîn için sâlih ve âlim bir müslüman, mezârýmýn yanýnda kalsýn. Yüzüme karþý ayakta dursun. Desin ki: "Ey Muhammed bin Meryem!" Bunu üç defâ söylesin. Sonra desin ki: "Dünyâdan þehâdet getirerek çýktýðýn ahdi hatýrla. Ýbâdete, Allahü teâlâdan baþka lâyýk ve müstehak kimse yoktur, deyip þehâdet getirmeni hatýrla. Allahü teâlâ birdir, ortaðý yoktur. Elbette Muhammed aleyhisselâm Allahü teâlânýn resûlüdür. Elbette Cennet vardýr. Cehennem ateþi de vardýr. Allahü teâlânýn ölüleri diriltip, mahþer yerinde toplamasý muhakkak vardýr ve olacaktýr. Muhakkak ki, Allahü teâlâ mezarlarda bulunan ölüleri diriltir." Sonra üç kerre; "Yâ Muhammed bin Meryem! "Lâ ilâhe illallah" de." Sonra üç kerre; "Yâ Muhammed bin Meryem! De ki Rabbim Allahü teâlâdýr. Dînim Ýslâm dînidir. Peygamberim Muhammed aleyhisselâmdýr." desin. Lutfedip mânâsýný düþünerek yavaþ yavaþ okusun. Çabuk çabuk okuyup gitmesin. Sonra; "Yâ Rabbî! Sen bunu yalnýz býrakma. Sen mâliklerin hayýrlýsýsýn." desin. Sonra dönüp evlerine gitsinler. Üzerime binâ yapmasýnlar. Çadýr kurmasýnlar. Nöbet tutmasýnlar. Baþ ucuma tanýnmasý, hatýrlanmasý ve duâya sebeb olmasý için büyükçe bir taþ diksinler. Kabrim yýkýlacak olursa, tamir etsinler. Üzerime toprak döküp, balýk sýrtý gibi yapýp, yeni gibi yapsýnlar. Bir karýþ yüksek yapsýnlar. Bid'at olan þeylerden kaçýnsýnlar.
Çoluk-çocuðuma vasiyetim olsun ki, üzerime sesli aðlamasýnlar. Allahü teâlâdan magfiret ve rahmet istemelidir. Öldüðüm günde, yedisinde, kýrkýnda ve sene-i devriyesinde yemek piþirip ziyâfet vermesinler. Fakat sevâbýný rûhuma hediye etmek üzere sadaka versinler. Çok ihsânda bulunsunlar. Allahü teâlâ kabûl eylesin. Paralarý yoksa; ekmek, pirinç, yað, tuz, soðan versinler ve ne yapabilirlerse, az olsun çok olsun, Allahü teâlâ için verip, sevâbýný, kalpleriyle ve dilleriyle bu fakîre baðýþlasýnlar. Duâ ederken beni hatýrlasýnlar, unutup gitmesinler. Yine çocuklarýma vasiyetimdir ki; dünyâya düþkün olmayalar, mal ve mevki, makam peþinde koþmayalar. Allahü teâlâya tevekkül edip, faydalý ilimleri öðrenmeye ve bunlarý yaymaya çalýþsýnlar. Sâlih ameller iþlesinler ve takvâ üzere olsunlar, haramlardan sakýnsýnlar. Meâlen; "Allahü teâlâdan korkaný, Allahü teâlâ dünyâda ve âhirette her darlýktan kurtarýr. Ona düþünmediði yerden rýzýk verir. Allahü teâlâya tevekkül edene Allahü teâlâ yetiþir. Ýhtiyâcýný ihsân eder, baþkasýna muhtaç etmez." (Talak sûresi: 3-4) buyrulan âyet-i kerîmeyi düþünerek okusunlar."
Ýmâm-ý Birgivî hazretleri, kýymetli eserler yazmýþ olup, en meþhûr eserleri þunlardýr: 1) Tarîkat-ý Muhammediyye: Arapça kýymetli bir eser olup, Ehl-i sünnet âlimleri arasýnda büyük bir îtibâr görmüþtür. Birçok âlim tarafýndan þerhedilmiþtir. 2) Vasýyetnâme, Birgivî Vasýyetnâmesi adýyla meþhûr olmuþtur. Asýrlardan beri okuna gelmiþ, çok çok kýymetli ve faydalý bir eserdir. 3) Zuhr-ul-Müteehhilîn: Bu eseri, kadýnlarýn hayz hâllerini bildiren bir kitap olup, çok kýymetlidir. Bu þerh, Ýhlâs Vakfý tarafýndan bastýrýlmýþtýr. 4) Ravdât-ül-Cennât fî Usûl-il-Îtikâd, 5) Risâletün fî beyâný Rusûm-il-Mesâhif-il-Osmâniyye, 6) Þerhu el-Hadîs-ül-Erbe'în, 7) Etfâl-ül-Müslimîn, 8 Ziyâret-ül-Kubûr, 9) Nûr-ul-Ahyâ, 10) Cilâ-ül-Kulûb, 11) Muaddil-üs-Salât, 12) Îkâz-ün-Nâimîn, 13) Ed-Dürr-ül-Yetîm fî Ýlm-it-Tecvîd, 14) Hâþiye-i Hidâye, 15) Ýmtihân-ül-Ezkiyâ, 16) Risâletün fî Usûl-il-Hadîs, 17) Ta'lîkât ales-Sadr-iþ-Þerî'a, 18) Risâletün minel Âdâb, 19) Ulûm-ý Âliyye'den bahseden manzûm bir risâle, 20) Risâletün fî Hurmet-it-Tegannî ve Vucûbi Ýstimâ-il-Hutab, 21) Sihâh-ý Acemiyye (Farsçadýr), 22) Tefsîru Sûret-il-Bekara: Bekara sûresinin yarýsýna kadar yaptýðý tefsîrdir, 23) Îkâz-ül-Hâlikîn, 24) Þerhu Lübâb-ül-Elbâb fî Ýlm-il-I'râb lil-Beydâvî, 25) Dâfiat-ül-Mübtediîn ve Kâþifetü Butlân-il-Mülhidîn, 26) Avâmil: Nahiv ilmiyle ilgili çok meþhûr bir eseridir. 27) Ýzhâr: Bu eseri de nahiv ilminde meþhûr bir kitaptýr. Asýrlardan beri Arabca öðrenen talebelere okutulmuþtur. 28) Emsile-i Fadliye: Sarf ilmine dâir olup, oðlu Fazlullah Efendiye izâfeten bu adý vermiþtir. 29) Kifâyet-ül-Mübtedî fis-Sarf; Ermenekli Süleymân Sýrrý Efendi bu esere bir þerh yazmýþtýr.
VASÝYETÝMDÝR!
"Kardeþlerime, evlâdýma ve âhiret yolcularýna vasiyetimdir ki, Allahü teâlânýn emrettiði þeyleri yapýnýz. Kazâya kalmýþ namazlarýnýzý kýlýnýz, kalmýþ zekâtlarýnýzý veriniz. Oruçlarýnýzý tutunuz. Üzerinize farz oluyorsa hac yapýnýz. Her müslümanýn öðrenmesi farz-ý ayn olan ilmihâl bilgilerini öðreniniz. Âlimlerin sohbetine devâm ediniz. Güvenilir ve saðlam âlimlerin fetvâsýyla amel ediniz. Herkesin fetvâsýyla amel etmemelidir. Tegannî dinlememelidir. Allahü teâlânýn ismi anýldýðý zaman "Teâlâ ve Tebâreke" veya "Azze ve Celle", "Sübhânallah", "Cellecelâlüh" diyerek tâzim ediniz. Resûlullah'ýn ve diðer Peygamberlerin isimleri anýldýðý zaman salevât getirmelidir. Yazarken de bunlarý açýk yazmalýdýr. Diðer âlimler ve meþâyýh anýldýðý zaman, (rahmetullahi aleyh) demelidir. Hocasýna da hürmet göstermelidir. Yol göstermek hâriç, hocanýn önünden yürümemelidir. Ondan önce söze baþlamamalý ve yanýnda çok konuþmamalýdýr. Hizmetini severek yapmalýdýr. Her yerde hocanýn rýzâsýný gözetmelidir. Îtirâz etmemeli, dövse veya baðýrsa nasîhat bilmeli, incinmemelidir. Hocasýnýn yakýnlarýna da hürmet göstermelidir. Akrabâyý ziyâret etmeli, sýla-i rahmi, akrabâ ziyâretini terketmemelidir. Anne ve babanýn da haklarýný gözetmeli, onlara karþý yüksek sesle konuþmamalý ve kýzgýn bakmamalý, günah olmayan emirlerini yapmalýdýr. Dövmesine ve baðýrmasýna sabretmelidir. Karþýlýk vermemelidir. Komþularýn haklarýný da gözetmeli, kokulu bir yemek piþirince, bir mikdârýný komþulara vermelidir. Mümkün olduðu kadar komþularýn ihtiyacýný görmeli ve zarara uðrarlarsa yardým etmeli ve iyilik gelirse sevinmelidir. Diðer din kardeþlerini de sevmelidir. Kusurlarýný mümkün mertebe affetmelidir. Müdâhene etmemeli, dünyâlýk ele geçirmek için dîni vermemeli. Gerekirse müdârâ etmeli, dîni ve dünyâyý korumak için dünyâlýk vermelidir. Müdârâ zararý gidermek için olur. Çok gülmekten, faydasýz konuþmaktan sakýnmalýdýr. Alýþ veriþte dînin emirlerine uymalý ve cemâate devâm etmelidir. Bid'atlerden sakýnmalý. Misvâk kullanmaya devâm etmeli. Duâya, Allahü teâlâya hamd ve senâ ile ve Resûlüne salât ve selâm ile baþlamalýdýr. Duâ ederken bütün müminlere duâ etmeli, anneyi, babayý ve iyilik gördüðü kimseleri de duâlarýnda anmalýdýr. Yalvararak ve gizli duâ etmelidir. Yalnýz iken Allahü teâlâya yalvararak duâ etmeli, âcizliðini ve günahlarýný düþünerek aðlamalýdýr. Allahü teâlâdan istikâmet, af, âfiyet, rýzâsýný ve muvaffakiyet istemelidir. Îmânýn gitmesinden korkup, dâimâ hüsn-i hâtime(son nefeste îmân ile gitmeyi) istemeli, Ýslâm nîmetine her zaman þükretmelidir. Çoluk-çocuðuna ilmihâlini (lâzým olan din bilgilerini) öðretip, Ýslâmiyete uymayan þeylerden korumalý ve sakýndýrmalýdýr. Çocuklarý yedi yaþýnda namaza baþlatmalý, on yaþýna girdiklerinde namaz kýlmazlarsa döverek kýldýrmalýdýr. Dâimâ istigfâr etmelidir.
1) Þakâyýk-ý Nu'mâniyye (Atâî); s.179
2) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.9, s.123
3) Kâmûs-ul-A'lâm; c.2, s.1284
4) Osmanlý Müellifleri; c.1, s.255
5) Tarîkat-ý Muhammediyye
6) Vasiyetnâme (Birgivî); s.46
7) Ýkd-ül-Manzûm; c.2, s.276
8 Eshâb-ý Kirâm; (6. Baský), s.317
9Tam Ýlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (44. Baský), s.1044
10) Rehber Ansiklopedisi; c.2, s.374
11) Ýslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.13, s.321
Ynt: Birgivi By: Bilal2009 Date: 27 Eylül 2020, 13:57:29
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri büyüklerin yolundan ayýrmasýn Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Birgivi By: ceren Date: 27 Eylül 2020, 16:03:54
Esselamu aleyküm.rabbim razý olsun bilgilerden....
Ynt: Birgivi By: Sevgi. Date: 28 Eylül 2020, 04:12:02
Aleyküm Selâm. Rabb'im bizleri büyüklerin yolundan gidenlerden eylesin inþaAllah
radyobeyan