Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Mektup By: reyyan Date: 04 Kasým 2010, 11:31:45
Mektup

Prof. Dr. Abdulkerim Abdulkadiroðlu



Bi-ismihi'l-Kerîm

Es-selâmü aleyküm Yâ Abde'l-Kerîm

Yarým asýrdan evvel, Ýstanbul'a geldiðimde sunûf-i ilmiyye hakkýnda gördüðüm ve anladýklarým usûl ve teâmül: Ýktizâya binâen 3 veya 5 senede bir açýlan ruûs imtihanýna camilerde okunan (Sarf, Nahiv, Mantýk, Meânî, Beyan, Bedî', Usûl-i fýkýh, Hikmet, Kelâm...) derslerini okuyup icâzet almýþ olan yüzlerce talebe-i ulûm, Ders Vekîli'nin baþkanlýðýnda, 10-12 müeyyiz huzûrunda imtihana girer. Birinci dereceyi kazananlara Ders-i âm ve ikinci dereceyi kazananlara da Kursî Meþâyýhý ünvaný verilirdi. Ders-i âm olanlar Fatih, Beyazid, Süleymaniye, Sultan Ahmed ve Ayasofya Camileri'nde sabahlarý saat 8-9 arasýnda ve ikindiden sonra da namazý müteakib yukarýda yazýlý dersler (i) sýra ile okuturlardý. Kürsî Þeyhi olanlar da Aksaray Valide Camii'nden baþlayarak selâtin camilerde, cum'a namazýndan sonra va'z ederlerdi.

Tedrîs Tarzý: Meselâ, Fatih Camii'nin yan duvar veya direklerine arka vererek yarým metre yüksekliðinde bir minder üzerine müderris efendi oturur; önüne konmuþ daha yüksek bir rahle (kürsî) ye kitabýný koyarak dersini okutur ve talebesi de kürsünün etrafýna oturup dersi dinlerlerdi.

Yeni derse baþlayacak tâlib-i ilim, bu hocalarý gezip hepsini dinler, ilmen yüksek ve ifadesi açýk olanlarý seçerek halka-i tedrîsine otururlar ve bir takýmlarý da kendi memleketlisi olan veya kendine yardýmý dokunan hocanýn dersine otururdu. Talebenin ikamet edebileceði oda meselesi mühim olduðundan, dersine devam eden hoca, talebesine, kendini terk etmemesi için yer temîn etmek zorunda idi.

Meþrutiyyet i'lânýndan evvel Ýstanbul'a geldiðim zaman, Fatih semtinde medreseler, cami odalarý han ve oteller (3, 5 veya 8 - 10 kiþi bir arada olmak üzere) dolu ve yer bulmak imkâný yoktu. Hocalarýn ve talebenin en kalabalýk mahalli Fatih idi. Sabah derslerinde Sarf ve Nahiv, Mantýk ve Usûl-i fýkýh okunduðu gibi ikindi namazýndan sonra da yine camii meânî ve Fýkýh gibi dersler okunurdu. Ýkindi ezanýndan evvel camiye giremeyen talebe (koca Fatih Camii kapýya kadar dolmuþ olduðundan) içeri girmeye imkân bulamazdý; dýþarýda þadýrvan avlusunda namazýn kýlýnmasýný beklerdi. Namazý Müteakib ders kürsüleri yerlerine konur ve talebesi de etrafýna sýðýþýk þekilde oturduklarýndan, daþýrýdakiler de içeri girebilirler ve onlar da hocalarýnýn rahlesi baþýna giderlerdi. Çünkü bu vakitlerde 30-40 veya 50 (talebe ile) ders okunurdu. Talebesi yüzü geçen hoca efendi, sesini iþittiremediði ve talebe sýðýþamadýðýndan, mahalle camilerinde okuturdu.

Bu binlerce talebenin hepsi sarýklý olduðundan cami içi papatya tarlasý gibi bembeyaz görünürdü.

Ýkinci derecedeki kürsî þeyhleri: Selâtîn camilerde, cum'a namazýndan sonra Aksaray'daki Valide Camii'nden va'za baþlar, en son merhale olan Ayasofya Camii'ne kadar yükselirdi.

Gerek Ders-i âmlarda ve (gerekse) Kürsî Meþâyýhýnda teselsül denilen bir terfî teâmülü vardý ve onlarýn maaþlarý azdan baþlayýp her kademe ve sýnýfta ilerledikçe maaþ artardý. Meselâ evvelleri ilk ders-i âm maaþý 90 kuruþtan baþlayýp 3000 kuruþa kadar yükselirmiþ. Ruûsa (ders-i âmlýða) nâiliyet tarihi ile sýraya girer ve bu kýdem sýrasýyla maaþ zam görürdü. Ý'lân-ý Meþrûtiyyetten birkaç sene sonra ders-i âm maaþýnýn mebde'i 4 liradan baþladý. 4, 5, 6, 8, 10, 12, 15, 20, 25 ve 30 liraya kadar yükselirdi. 30 liralýk maaþlý bir kiþi idi ki, Reîsü'l-ulemâ nâmý verilirdi. 25 liralýk 5, 20 liralýk 10, 15 liralýk 30, 12 liralýk 50, 10 liralýk 100, 8 liralýk 150; 6, 5 ve 4 liralýk ikiþer yüz kiþi gibi az maaþta miktar çoðalýrdý. Meselâ, 15 lira maaþlý bir ders-i âm ölürse 12 lira maaþlýnýn kýdemde ileri olan(ý) 15 lira(ya) ve 10 lira maaþlý 12 liraya çýkarýlýr ve 4 lira maaþlýnýn kýdemde ileri olaný 5 lira, yani bir lira zam görürdü. Ve buna teselsül denirdi ki bu þekilde maaþ terfî olunurdu. Kürsî Meþâyýhý da ayný þekilde ileri cami vâizlerinden biri ölürse baþtaki camilerden ileriye doðru birer kademe ileriler ve maaþlarý yükselirdi. Bu suretle ömrü uzun ve kýsmeti olan, müntehâ olan Ayasofya Camii'ne kadar yükselir ve ona da Reîsü'l-Meþâyýh denirdi. Çünkü camiler de maaþlarýnýn fazlalýðý itibariyle sýraya konmuþtu. Bu muâmeleler Meþîhat-ý Ýslâmiyye Ders Vekâletinden yapýlýrdý. Ve burada Ders Vekîli'nin baþkanlýðýnda 18 a'zâdan mürekkeb Meclis-i Mesâlih-i Talebe unvânýyla bir komisyon vardý. Bu Süleymaniyye (Mütehassýsîn), Sahn, Ýbtidâ-yý dâhil ve Ýbtidâ-yý hâriç müdirlikleri müderrislerinden müntahab olarak gelirlerdi.

Ders-i âm ve Kürsî Meþâyýhýndan baþka Türkiye'de bütün müftiler, Dâru'l-hilâfe Medresesindeki müdirler ve müderrisler, camilerde haftanýn muhtelif günlerinde ashab-ý hayýr tarafýndan vakfedilen vâizlikler, Buhârî ve Müslim kýraati gibi cihât-ý ilmiyye ve fer'iyye, Ders Vekâleti tarafýndan tayîn olunurdu. Ders-i âm, medâris-i müdîr ve müderrisleri ve müftilerin maaþlarý Meþîhat Dairesi'nden; Kürsi Meþâyýhý ile vâkýf tarafýndan konulan camilerdeki va'zýyye, ve Buhârî, Müslim-i Þerîf kýraati cihetlerinin maaþý Evkaf tarafýndan verilirdi.

Ruûs imtihanýnda kürsî þeyhliðini kazanayamanlar Bahçekapý'da Hamidiyye Medresesi'nde ve onu da kazanamayanlar Laleli Medresesi'nde hücre sahibi olur, birer oda verilirdi. Ve onlara, oralarda imâretten sabahlarý aþ ve haftada iki gün de pilav, zerde verilirdi. Ve bunlar yine derslerine çalýþýp sonra açýlacak ruûs imtihanýna hazýrlanýr ve bir kýsmý da Medresetü'l-kuzât duhûl imtihanýna girerek bu medresede de okurlardý

Camilerdeki meþrûtahâneler: Evvelleri camiler civarýnda imam ve müezzinlerin süknâsýna meþrût evler yapýlmýþ fakat yýllar geçtikçe içinde oturan hademe az maaþlý ve geçimi dar olduðundan evinin ta'mîrine bakamamýþ ve evkâf müdirliði de hiç alâkadar olmadýðý cihetle çürümüþ, yýkýlmýþ ve Vakýflar idaresi de enkazýný satmýþ ve neticede meþrûta yok olmuþtur. Hatta bir kýsým camiler de ayný þekilde kiremidi ve kurþunu bozulup yaðmur tepeden akmaða baþlamýþ, Evkâf'a haber verildiðinde aldýrýþ etmemiþ ve nihayet çatý çökmüþ veya kubbe çatlamýþ ve bu kere bunu gören idare, tehlike var diye camii kapatmýþ, akýbet yýkýlmýþ, enkazý satýlmýþ ve hatta minare de yýkýldý veya yoksa arsa da satýlmýþtýr. Satýlamayan Cami-i Þerif arsalarý çöplük olmuþ ve def-i hâcet edilmiþ; gayr-ý müslim mahallesinde ise, ihânet kastýyla yapýlmýþtýr. Bu fecâat karþýsýnda müslümanlarýn gayret-i diniyye ve milliyyeleriyle 20-30 sene evvel Anýtlar Derneði ve Eski Âbideleri Koruma Derneði gibi semt semt kurulan dernekler, bastýrmýþ olduklarý makbuzlarla teberrû toplayarak bu gibi camilerin hemen hepsi denecek derecede onlarýn ihyâsýna çalýþýlmýþ ve Ýstanbul gibi çok kalabalaþmýþ þehirde mevcut camiler cum'a, ramazan ve bayramlarda cemaati istîab etmediðinden ve bazý semtlerde yeni mahalleler tesîs edildiðinden oralara da yeniden camiler inþa edilmektedir. Bu yeni yapýlan camilere mutlaka imam ve müezzin meþrûtahâneleri yapýlmakta ve mesken buhraný, kira pahalýlýðý hasebiyle olmayanlara da meþrûta yapýlmaya çalýþýlmaktadýr. Vakýflar tarafýndan bir yardým yapýlmadýðý gibi müþkilât da çýkarýlmaktadýr. Diðer taraftan meþrûtalarý az para ile kiraya vermiþ bulunduklarýný tahliye ettirmekten imtina' etmektedir(ler). Gayr-ý müslimler bâtýl dinlerine, ma'bed ve din adamlarýna karþý çok hürmetkâr ve fedâkar bulunduklarýndan onlarýn yaptýklarýný maalesef biz yapamýyoruz. Bu Ýslâm âbidelerini yaptýran ashâb-ý hayrât cami, su ve hastehâne gibi hayýr müesseselerinin il-a nihaye devam etmesi için her ciheti düþünerek hesapsýz vakýflar, akan Irad býrakmýþlar. Mütevelli elinde olan evkaf-ý gayr-ý mazbûtayý kýsmen olanlar satmýþ ve kýsmen de Vakýflar'a intikal edenlerin hâsýlâtý mâ-vudý'a lehine sarf edilmemektedir. Bir selâtîn caminin 40, 50 ve 70'e kadar muhtelif vazifelerde müteaddid hademesi varken kýsm-ý küllîsi laðv edilerek 6 veya 12'ye indir(il)miþtir. Binâenaleyh bunlarýn paralarý ve hâsýlatý Vakýflar'a kalmaktadýr. Vakýflarca tek tük bazý camilerin tamîri görülüyorsada devede kulak kabîlindendir. Evet! Evkaf-ý Ýslâmiyye'yi kapsayan Vakýflar, hem camileri tamîr etmeli ve hem de meþrûtalar yaptýrmalýdýr. Zira cami kapýlarýnda cemaattan toplanan 25, 50 veya 100 kuruþla bir iþ yapýlamýyor ve senelerden beri toplanan bu teberru'dan halka gýna geldi.

Bir zamanlar camilerin secde mahallerine konulan muþambalý tahtalar hemen yarýya yakýn camiyi küçültmüþ olduðundan ve cemaat sýðýþamadýðýndan bu türlü camilerin hepsinden kaldýrýldý. Camilerin tertemiz olmasý için, eskiden olduðu gibi müezzinden baþka kayyim de tayin olunmalýdýr ve birer de süpürge makinasý alýnmalýdýr. Büyük camilerde, vüs'ata göre müteaddid kayyim þarttýr. Çünkü müezzinler temizlemekten kaçýnýyorlar, âr ediyorlar.

Bildiklerimden hatýrýmda kalanlar, sorularýna belki cevap olur diye yazdým. Bunlar içinde tezine, fikrine uygun olanlar varsa alýrsýn; olmazsa bir tarih kabîlinden okur geçersin. Ramazan-ý þerîfteki vazifelerden ve sýyam haliyle bakýlamayan daire iþleri, Diyanet Teþkilât Kanunu'nun tatbikatý hasebiyle müftülükten sorulan ve istenen iþler ve muâmelat, hademenin intibak muâmeleleri için diplomalarý ve mal müdürlüðünce aldýðýmýz avanslarýn günü geçmekte olduðundan tacîl ve tazyîk olunmuþ... gibi (iþler), haliyle va'dimi yerine getirmeye imkân vermedi. Bu gün yarým derken pazar günü yazayým dedim ve baþladým. Teþvîkiyye'de arsa hissedarlarý geldiler. Daireye getirdim. Pazartesi, salý... orada imkân bulamadým ve dün akþam geldiðimde mektubunu verdiler. Okudum, memnun oldum. Ýstinye'deki imamlýk meselesini bir hafta evveline kadar Vilâyet Müftülüðü'ne bildirmedim idi. Orasý þüphesiz birini gönderecek ise de siz daha evvel Ankara'dan burasýný kapatamadýnýz. Kýsmet. Bize telefon falan gelmedi. Adana seyâhati ve ziyâreti çok iyi, ama buradan ayrýlmak müþkül. Bu sene Hacc'a gidecek bir zât, babasýnýn vekâletine beni götürmek istiyor. Martta personel kanunu tatbiki ve bizim durumumuz ne olacak? Burada bulunmak lâzým. Ankara'da Yüksek Ýslâm Kurulu için, iki def'a, nâmzedliðimi koymam için eve geldiler; çok teþvîk ettiler. Kýþ, kýyamette, bu yaþtan sonra þu huzur ve rahatýmý býrakýp nereye ve niçin gideyim? Çok para ve maaþ alýnacaksa bi-Hamdi'llah aldýðýmla geçiniyorum. Çok para alacaðým derken sýhhatimi kaybederim diye korktum. Hatta Beyoðlu ve Eminönü Müftiliði'ne dahi gitmedim ve istemedim. Ve hatta Ýstanbul Müftülüðü dahi huzuruma mani... Þan, þeref istemem. Þöhret âfettir. Ýki ayaðým çukurda. Þimdi meydan gençlerindir. Cenâb-ý Mevlâ sizleri savn u emânýnda, Þerîat-ý Ahmediyye'ye hâdim eylesin.

Yazdýðým tez makbûl ve mübârek olsun. Ben maalesef daha evvel, daha deðerli yazýlar gönderemedim. Hâtýramdan bir þey yazarsan adýmdan ve þahsýmdan bahsetmeyesin.

Memleketimize Ýmam-Hatip Okulu açýldýðýna ve Vali Bey'in oraya geleceðine de memnun oldum. Cümlenize hürmet, selam ve duâlar.

23.2.966

Ed-Dâ'î / imza


radyobeyan